Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2021/230 E. 2022/1249 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2021/230 – Karar No:2022/1249

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/230
KARAR NO : 2022/1249
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/01/2021
NUMARASI : 2017/55 E-2021/46 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : .
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 15.12.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 15.12.2022
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili: Taraflar arasında davalının yüklenici olarak yapımını üstlendiği “… Misafirhane Binası Yapısal Güçlendirme ve Yenileme İşi” kapsamında bulunan mermer ve traverten işlerinin müvekkili tarafından yapımı konusunda sözleşme akdedildiğini, müvekkilinin edimlerini sözleşmeye uygun olarak yerine getirerek işi teslim ettiğini ve hak ettiği bedel için davalıya faturalarını gönderdiğini ancak davalı tarafça müvekkilinin 38.688,10 TL’lık alacağının ödenmediğini, ödenmeyen bu miktar için davalıya karşı Ankara 29. İcra Müdürlüğünün 2016/24263 sayılı dosya ile başlatılan ilamsız icra takibine davalının itiraz ederek takibi durdurduğunu, itirazının haksız ve yersiz olduğunu belirterek şimdilik 38.688,10 TL üzerinden davalının itirazının iptali ile takibin devamına ve davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili: Taraflar arasındaki sözleşmenin anahtar teslimi olduğunu, davacının işi eksiksiz ve sözleşmeye uygun ifa etmedikçe talepte bulunamayacağını, Türk Borçlar Kanunu’nun 97.maddesinde düzenlenen ödemezlik defiinde bulunduklarını, müvekkili şirketin ticari kayıtları incelendiğinde yapılan iş karşılığında davacı tarafa fazla ödeme yapıldığının görüleceğini, müvekkilinin davacı şirketten alacaklı konumda olduğunu, 08.05.2015 tarihinde yer teslimi yapılan işin sözleşme gereğince 30.06.2015 tarihine kadar teslim edilmesi gerektiğini, ancak davacı tarafın işi zamanında teslim etmeyerek müvekkilini çok büyük zarara uğrattığını, bu hususa ilişkin ve sözleşmeden kaynaklı cezai şarta ilişkin tüm dava ve talep haklarının saklı olduğunu, müvekkili tarafından bir çok kez davacının uyarılmasına rağmen işin sözleşmeye uygun olarak süresinde teslim edilmediğini, akabinde asıl işveren… Genel Müdürlüğü tarafından müvekkili aleyhine nefaset kesintilerinin yapıldığını, taraflar arasındaki sözleşmenin 3-d maddesi hükmüne göre ilgili kesintilerden davacı şirketin sorumlu olduğunu, yine sözleşmenin 4. maddesi gereğince gerçekleştirilecek işlerin birim fiyatlar üzerinden fiyatlandırıldığını, davacı tarafça gerçekleştirilen işler birim, metraj ve fiyatlar üzerinden hesaplandığında toplam 194.647,00TL bedele karşılık gelecek iş yapıldığını, müvekkilinin ise gerçekleştirilen söz konusu işler için 215.671,25TL ödeme yaptığını, asıl alacaklı olan tarafın müvekkili olduğunu, müvekkili temerrüde düşürülmediğinden icra takibinde işlemiş faiz talep edilmesinin de hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın reddi ile davacı aleyhine %20 oranında kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince: Taraflar arasında davalı şirketin yapımını üstlendiği … Misafirhane Binası Yapısal Güçlendirme ve Yenileme işine ilişkin olarak 08.05.2015 işe başlama tarihli sözleşme ile davacı şirketin mermer ve traverten işleri teslimini ve montajını sağlamayı, davalı şirketin ise her ay hakediş şeklinde ödeme yapmayı taahhüt ettiğinin görüldüğü, tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak 03/01/2019 tarihli rapor ile 29/04/2019, 18/10/2019 tarihli ek raporların ve 01/12/2020 tarihli bilirkişi raporunun alındığı, 01/12/2020 tarihli bilirkişi raporunda “…İş bu dava dosyası kapsamında yer almakta olan “Yapım İşleri Geçici Kabul Tutanağı” na göre taraflar arasında imzalanmış olan sözleşmeye konu olan 174.651,50TL tutarlı MERMER VE TRAVERTEN işleri imalatları anahtar teslimi yapılmış olup, bu imalatlar yüklenici tarafından kabullenilmiş ve dava dışı ana işveren kuruma devir edilmiştir. (Eti Maden) Ancak anılan geçici kabul işlemi sırasında:Dava dışı ana işveren kurum elemanlarınca yerinde yapılan inceleme aşamasında dış cephe montaj traverten kaplamalardaki işçilik hartasından dolayı toplamda KDV dahil 3.000,00TL Zeminde yer alan siyah mermer döşeme kaplamasındaki hatalar içinde toplamda 1.000,00TL olmak üzere genel toplamda yüklenici alacağından 4.000,00TL nefaset kesintisi yapmıştır.Dolayısı ile dava dışı ana işveren kurumun-idarenin yüklenici hak edişinden yaptığı bu nefaset kesintisinin genel temayül olarak taşeron-davacı alacağından minha edilmesi-düşülmesi gerekmektedir. Ki bu durumda da davacı yan alacağından 4.000,00TL tutarındaki nefaset kesintisi indirimi yapılmalıdır.Taraflar arasında imzalanmış olan sözleşme esaslarına göre davacı yan 174.651,50TL tutarlı traverten ve mermer döşeme işini tamamlayarak davalı yana teslim etmiş olup bu konuda taraflar arasında imzalanmış olan 3 ayrı ara hak ediş raporlarına bu imalatlar girmiş ve birim miktarları ile birim fiyatları gösterilmiştir. Davacı yanın yapmış olduğu imalatlar ile davalı yanın bu imalatlar için 3 ara hak ediş ile ödediği bedeller sözleşmeye konu olan traverten ve mermer işi ile ilgili olup davalı yanın bu konuda 3 ara hak ediş 253.856,35 tutarı olduğu, tespiti yapılmıştır. Her ne kadar 58.185,10TL tutarlı fatura davalı defterinde kayıtlı olmasa da, 3 numaralı hak edişten söz konusu faturaya konu iş ve işlemlerin yapıldığı tespiti edilmektedir.Taraflar arasında sözleşmeye dayalı faturadan kaynaklı anlaşmazlığın olduğu, Davacının ticari defter kayıtlarına göre; Davacının davalıya 3 adet 253.856,35 TL miktarlı fatura düzenlediği, davalının 214.371,25 TL ödeme yaptığı davacının (253.856,35-214.371,25) =39.485,10 TL alacağının bulunduğu, Davalının ticari defter kayıtlarına göre; davacı tarafından düzenlenmiş 2 adet fatura 195.731,34 TL ticari defter kayıtlarına işlendiği 215.671,25 TL davacıya ödeme yaptığı (195.671,25-215.671,25) = Davalının davacıdan 20.000,00 TL alacağının bulunduğu, Taraf ticari defter arasındaki farkın davacı tarafından düzenlenen 20/06/2016 tarih 21565 seri no.lu 58.185,10 TL miktarlı faturadan kaynaklandığı, söz konusu faturanın davacı ticari defter kayıtlarında bulunduğu, davalının ticari defter kayıtlarında ise bulunmadığı, ancak davalının ticari defter kayıtlarında olmayan 58.185,10 TL miktarlı faturanın davalı tarafından dava dışı kuruma düzenlenen 3 istihkak içerisinde yapılan işlerden olduğunun anlaşıldığı, Takdiri Yüce Mahkemeye ait olmak üzere davacının ticari defter kayıtlarının kabulü heyetimizce oluştuğu, Davacının ticari defter kayıtlarına davalıya 3 adet sözleşme konusu 253.856,35 TL miktarlı fatura düzenlediği davalının 214.371,25 TL ödeme yaptığı davacının (253.856,35-214.371,25) =39.485,10 TL alacağın olduğu bundan dava dışı kuruma yapılan ayıplı işler bedeli 4.000,00 TL nefaset kesintinin düşülmesi (39.485,10-4.000.00) =35.485,10 TL takip tarihi itibariyle alacağının olduğu…” belirtildiğinin görüldüğü, davacı tarafça taraflar arasındaki eser sözleşmesi nedeniyle düzenlenilen fatura alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali,davalı tarafça hak edişten fazla ödeme yapıldığı belirtilerek davanın reddine karar verilmesinin talep edilmiş olup; davacı ile davalı arasında davalı şirketin yapımını üstlendiği, … Misafirhane Binası Yapısal Güçlendirme ve Yenileme işine ilişkin olarak 08.05.2015 işe başlama tarihli eser sözleşmesinin bulunduğu, davacının mermer ve traverten işleri imalatları işini üstlendiği, davaya konu 58.185,10 TL tutarlı fatura davalı defterinde kayıtlı olmasa da, 3 numaralı hak edişten söz konusu faturaya konu iş ve işlemlerin yapıldığı, davacının davalıya 3 adet 253.856,35 TL miktarlı fatura düzenlediği, davalının 214.371,25 TL ödeme yaptığı, davacının (253.856,35-214.371,25) =39.485,10 TL alacağı kaldığı, dava dışı kurumca yapılan ayıplı işler bedeli 4.000,00 TL nefaset kesintinin düşülmesi halinde davacının takip tarihi itibariyle bakiye 35.485,10 TL alacağının bulunduğu birbirini kısmen teyit eden bilirkişi raporları, davalı tarafça kabul edilen faturalar, tarafların defter ve kayıtları ve tüm dosya içeriği ile anlaşılmakla davacı tarafça faturanın tebliğ edilmemesi nedeniyle alacağın belirli hale gelmemesi, davalı yönünden kötü niyet tazminatı açısından gözetildiği gerekçesiyle, davacının davasının kısmen kabulüne, davalının Ankara 29. İcra Müdürlüğünün 2016/24263 sayılı dosyasındaki itirazının kısmen iptaline, takibin 35.485,10TL asıl alacak üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile devamına, bakiye talebin reddine, tarafların şartları oluşmayan icra inkar ve kötü niyet tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket tarafından davalının üstlendiği işin bir kısmının taraflar arasında yapılan sözleşme bir kısmının da sözleşme dışı yapılarak davalıya teslim edildiğini, işin yapılıp yapılmadığı ile ilgili en önemli delilin iş sahibi olan idarenin gecici kabulü olduğunu, buna göre müvekkilinin yapmış olduğu işlere ilişkin olarak kesmiş olduğu tüm faturalar kapsamındaki işleri yapmış olduğunun geçici kabul ile ispatlandığını, davalının müvekkilinin kesmiş olduğu bir faturayı defterlerine işlememiş olmasının burada bir önemi olmadığını, müvekkili şirketin usulüne uygun tuttuğu defter ve kayıtlarının lehine delil olması bir yana yapmış olduğu işin ispatlanıyor olmasının dahi tek başına müvekkilinin iddia edildiği kadar davalıdan alacaklı olduğunu gösterdiğini, ayrıca davalının işin geç ve ayıplı teslimine ilişkin bir ihbarının olmasına rağmen idarenin davalıdan tahsil ettiği cezanın müvekkili alacağından düşülmesinin de doğru olmadığını, müvekkilinin üstlendiği işi zamanda ve tam olarak yaptığını ve teslim ettiğini, davalının başka imalatlar esnasında zarar vermesinden kaynaklanan sorumluluğun müvekkiline yüklenemeyeceğini, şöyle ki müvekkilinin işi tam olarak davalıya teslim ettikten sonra davalı tarafından bunlar üzerine dilekçe ekinde sunulan fotoğraflardan da görüleceği üzere malzeme koyarak müvekkilinin yaptığı bazı imalatlara davalı tarafından zarar verildiğini, sözleşmedeki birim fiyatlar ve tutarların tahmini olduğunu, gerçek metraj ve tutarların iş bitiminde yerinde yapılan ölçüm ile ortaya çıkacağını, bu metrajların firmanın kurumdan almış olduğu hakedişlerde görülmekte olup hesaplanmasının mümkün olduğunu, ayrıca sözleşmede bulunmayan ancak iş yapılırken ortaya çıkan ve müvekkiline yaptırılan işlerin de yine geçici kabulde görülmekte olduğunu, bunların da davalıya fatura edildiğini, davalının defterlerine işlemediği faturanın bu fatura olduğunu, bu nedenlerle müvekkilinin alacağından 4.000,00 TL’lık nefaset kesintisi yapılması uygun olmadığı gibi kötüniyeti açıkça belli olan davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmemesinin de doğru olmadığını belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın tam kabulüne ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Dosyadan birçok kez bilirkişi heyeti raporu alındığını, söz konusu raporların birbiriyle çelişmekte olmasına karşın tamamen davacı lehine olacak şekilde yorum yapan bilirkişi heyeti raporunun mesnet tutularak davacı lehine karar verildiğini, dava konusu uyuşmazlığı çözebilmek anlamında alınan bilirkişi heyeti raporlarında taraflar arasında olan asıl sorunun 20.06.2016 tarih… seri numaralı 58.185,10 TL bedelli faturadan kaynaklı olduğunun belirtildiğini, önceki bilirkişi heyeti raporlarında söz konusu faturanın müvekkiline tebliğ edilmediği ve bu suretle müvekkili şirket kayıtlarında bulunmadığı, aynı zamanda davacının 30.06.2015 tarihinde eksiksiz olarak teslim edeceğini taahhüt ettiği tarihten yaklaşık 1 yıl sonra hatta geçici kabulün yapıldığı 25.04.2016 tarihinden de sonraki bir tarihte yani 20.06.2016 tarihinde 58.185.10 TL tutarında yeni bir fatura düzenlemiş olduğunun tespit edildiğini, mahkemece karara dayanak alınmayan önceki bilirkişi heyeti raporlarında söz konusu faturanın teslim edilmesinin taahhüt edilen tarihten yaklaşık 1 yıl sonra fatura düzenlenmesi ve müvekkili şirkete tebliğ edilmemiş olması hayatın olağan akışına aykırı olacağından dolayı hesaplamaya haklı olarak dahil edilmediğini, en son farklı bilirkişi heyetinden alınan raporda ise söz konusu faturanın hesaba katılarak değerlendirme yapıldığını, tamamen davacı yan haklı çıkarabilmek amacıyla ifade edilmiş beyanlar olduğunu, bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi verilmiş olmasına rağmen mahkemece işlem yapılmadığını, bilirkişi heyetinin yapılan işin karşılığı olarak hesaplama yapılabilmesi için yerinde inceleme yapılarak metraj ve ölçüm yapmak istemesinin daha doğru olacağını, afaki davacı yanın hangi hesaplama ve metraj ölçüme göre düzenlediği belli olamayan 58.185,10 TL’ lık faturayı doğrudan yapılmış olarak kabul etmenin mümkün olmadığını, taraflar arsındaki uyuşmazlık konusu 58.185,10 TL’lık fatura içerisindeki işlere bakıldığında siyah mermer basamak, siyah mermer döşeme, siyah mermer süpürgelik, traverten mekanik cephe kaplama, traverten denizlik v.b. işlerin zaten önceki fatura içeriklerinde mevcut olduğu söz konusu işlemlerin bedellerinin zaten ödendiğinin açıkça görüldüğünü, cevap dilekçelerinde ve delilleri arasında keşif ve yerinde inceleme taleplerinin mevcut olmasına karşın mahkemece bu talebin değerlendirilmediğini, yerinde inceleme ve metraj ölçümü yapılmadığından dolayı da davacının bir alacağının olup olmadığı, var ise hangi miktarda olduğunun belirlenmediğini, tamamen davacının beyanının doğru kabul edildiğini ve 58.185,10 TL müvekkilinin borçlu olduğunun kabul edildiğini, ancak müvekkilinin davacıya yaptığı işlerin tüm karşılığını ödemesi dolayısıyla herhangi bir borcu bulunmadığını, taraflar arasındaki sözleşmenin götürü-sabit birim fiyatlı anahtar teslimi sözleşme olup sözleşme bedeline KDV’nin dahil olduğunu, müvekkili şirketin KDV dahil olarak anlaştığını, ayrıca bir KDV bedeli yüklenmesi mümkün olamayacağından bu durumda müvekkili şirketin borçlu değil alacaklı olduğunu, davacı tarafça dava konusu icra takibinde fatura-sözleşme-ifa edilen edim nedeniyle oluşan borç açıklaması ile icra takibi yapıldığını, ancak müvekkilinin ticari kayıtları incelendiğinde ise yapılan iş karşılığında davacı tarafa fazladan ödeme yapıldığının dahi açıkça görüldüğünü, söz konusu ödemelerin çek karşılığı yapılmış olup tamamen belgeli olduğunu, yapılan tüm belgeli ödemelerden ve cari hesap özetinden de görüleceği üzere müvekkili şirketin davacı şirkete borcu bulunmadığını, hatta alacaklı konumda olduğunu, davacı taraftan bu hususta fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep haklarını saklı tuttuklarını, davacının kusurundan kaynaklanan nedenlerden dolayı işin olması gerektiği gibi yapılmaması ve sözleşmeye uygun teslim edilmemesi nedeniyle müvekkili aleyhine asıl işveren… Genel Müdürlüğü tarafından geçici kabul tutanağından da görüleceği üzere nefaset kesintilerinin de yapılmış olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin 3-d maddesi hükmüne göri ilgili kesintilerden davacının sorumlu olup bilirkişi heyetince söz konusu nefaset kesinti bedellerinin davacı hakedişinden düşülmesinin bu anlamda yerinde ve doğru olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin 4.maddesi gereği gerçekleştirilecek işlerin birim fiyatlar üzerinden fiyatlandırıldığını, davacı tarafça gerçekleştirilen işlerin birim, metraj ve fiyatlar üzerinden hesaplandığında toplam 194.647,00 TL bedele karşılık gelecek iş yapıldığını, müvekkilinin ise gerçekleştirilen söz konusu işler için 215.671,25 TL ödeme yaptığını, bu hususlarda ihtilaf olmadığını, bunun haricinde müvekkiline tebliğ edilen ve bu surette ticari defterlerine işlenmiş fatura bulunmadığını, kararına mesnet tutulan bilirkişi raporunda ki tebliğ edilmeyen ve bu nedenle ticari defterlere de işlenmemiş olan 58.185,10 TL bedelli faturanın tebliğ edildiğini ispat yükünün davacıda olduğunu, müvekkili şirkete söz konusu faturayı tebliğ ettiğini davacı yan ispat edemezse hesaplamaya dahil edilmeyeceğini, önceki bilirkişi heyetinin aksine yeni bilirkişi heyetinin 58.185,10 TL’lık faturadan müvekkiini sorumlu tutmasının hukuka ve ticari teamüllere de aykırı olduğunu, mahkemece karara mesnet tutulan bilirkişi heyeti raporunda önceki bilirkişi heyetinin ek raporunda düzelttiği 2/10 oranından tevkifat kesintisinin yapılması hususunda da herhangi bir değerlendirme yapmadıklarını ve davacı yanın ispat yükünün üzerinde olamasına rağmen her ifadesini ve işlemini doğru kabul ederek hesaplama yaptıklarını, bu anlamda önceki bilirkişi heyeti raporunda da ifade edildiği gibi yasal düzenlemeye göre KDV tevkifatının da yapılması gerektiğini, karara dayanak bilirkişi raporundaki aleyhe hususları kabul etmediklerini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davalının yüklenici olarak yapımını üstlendiği … Misafirhane Binası Yapısal Güçlendirme ve Yenileme İşi kapsamında bulunan mermer ve traverten işlerinin davacı taşeron tarafından yapımını konu alan eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve özellikle taraflar arasında götürü birim fiyatlı sözleşme imzalandığı, sözleşme kapsamında davacı tarafça düzenlenen ve taraf defterlerinde kayıtlı olup, taraflarca kabul edilen faturaların da KDV ilavesiyle düzenlenmiş olmasına, bu nedenle davacı tarafça yapıldığı ispatlanan tüm imalat miktarını karşılar şekilde faturaların esas alınarak davacı alacağının belirlenmesinde dosya kapsamına, usul ve yasaya aykırılık bulunmamasına göre taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının 6100 Sayılı HMK.’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınması gereken 2.423,98 TL istinaf karar harcından peşin alınan 606,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.817,98 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderleri ile ödenen istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının kendileri üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 15.12.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Başkan … Üye … Üye … Katip …

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır