Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2021/222 E. 2023/89 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2021/222 – Karar No:2023/89
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/222
KARAR NO : 2023/89

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/11/2020
NUMARASI : 2018/9 E-2020/554 K

DAVACI-KARŞI DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI-KARŞI DAVACI :
VEKİLLERİ :
ASIL DAVA KONUSU : Tespit, Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARŞI DAVA KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ :26.01.2023
KARAR YAZIM TARİHİ :26.01.2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan asıl ve karşı davada mahkemece asıl ve karşı davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili: Taraflar arasında 13.06.2016 tarihinde … Entegre Sağlık Kampüsü Projesi Kaba Yapı İşleri Sözleşmesinin imzalandığını, sözleşme bedelinin 9.074.000,00 TL+KDV, işin bitim tarihinin 26.12.2016 olarak belirlendiğini, ancak sözleşme imzalanırken, aynı işin önce bir başka taşerona verildiği ve bu taşeronun işi yarım bıraktığı konusunda müvekkilinin bilgilendirilmediğini, esas itibariyle sağlık tesisi inşaatı işinin üç ayrı bölüme ayrılarak müvekkili ile birlikte üç ayrı taşerona verildiğini, diğer iki taşeronun … İnşaat ve … İnşaat olduğunu, bu nedenle her üç taşeronun inşaat imalatlarının birlikte yapılması gerektiğini, davalı … tarafından işin finansmanının ancak Eylül 2016’da sağlandığını ve dolayısıyla kredi olanaklarının sonradan oluştuğunu, bu nedenle inşaat ruhsatının Ekim 2016 tarihinde alındığını, bu arada davalının müvekkiline 09.12.2016 tarihli ihtarnameyi göndererek sözleşme ile üstlenilen işlerden + 0,25 – + 5,75 kotları arası betonarme işlerinin 28.12.2016 tarihine kadar mutlaka bitirilmesinin istendiğini, müvekkilinin Aralık 2016 ve Ocak 2017 aylarında diğer taşeronlardan daha fazla imalat yaptığını ve müvekkili şirkete gönderilen iş programında müvekkili şirketin iş bitim tarihinin 28.04.2017 olarak belirlendiğini ve müvekkilince imalata devam edildiğini, ancak Ocak 2017 hakediş bedeli kesinti yapılmaksızın KDV dahil 1.124.949,00 TL iken, davalı şirketçe, müvekkilinden önceki taşerona verilen plywood, H20 vb malzemelerin bedelini müvekkili hakedişinden keserek hakedişin 193.000,00 TL’na düşürüldüğünü, müvekkili şirketin bu durumu kabul etmemesi üzerine davalının bu hakedişi iptal ederek 24.02.2017 tarihinde aynı imalat kalemleri üzerinden 7 nolu hakedişi düzenlediğini ve bu hakediş bedelinin 753.415,78 TL olduğunu ve bu hakediş ödemesinin Mart/2017 tarihine uzadığını, bu süre içerisinde müvekkili şirketin ödeme alamadığını, mali sıkıntı yaşadığını, çalışanların performansının düştüğünü, davalının 02.03.2017 tarihli ihtarnamesinde T2 blok – L03 (+16,25 / + 20,55) kotunun betonarme işlerinin 20.03.2017 tarihine kadar bitirilmesini bildirdiğini, bunu müteakip Ankara 38. Noterliğinin 10.03.2017 tarih … sayılı ihtarnameyi göndererek sözleşmeyi feshettiğini bildirdiğini ve 10.03.2017 tarihinden itibaren müvekkili personelinin şantiye alanına alınmadığını, bu durumda müvekkilince davalı şirkete hitaben 21.03.2017 ve 12.04.2017 tarihli ihtarnamelerin gönderildiğini, 21.03.2017 tarihli ihtarnameyle davalıdan haksız fesih nedeniyle uğradığı zararların karşılanmasının istenildiğini, müvekkilinin sözleşme kapsamında yapılan son hakkedişi 7 nolu olup 01.01.2017 -31.01.2017 dönemini kapsadığını belirterek ve fazla haklarını saklı olarak; sözleşmenin davalı tarafından haksız feshedildiğinin tespitine, davalının haksız olarak paraya çevirdiği … Şubesi 15.06.2016 tarih … nolu teminat mektubu bedeli olan 453.700,00 TL’nın 23.03.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile, 109.049,72TL nakit teminatın irat kaydedilmesi nedeniyle 21.03.2017 ihtarname tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile, hakediş alacağı nedeniyle KDV dahil 496.823,00 TL nın 21.03.2017 ihtarname tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile, montaja hazır edilmiş (kesilmiş, bükülmüş, sahaya nakli yapılmış, stoklanmış) 500 ton hazır demir imalatı işçiliği (350,00TL/ton) için şimdilik 50.000,00 TL’nın 21.03.2017 ihtarname tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile, sözleşme bedeline dahil olmayan değişik yüksekliklerde kalıp iskelesi ve işçilik bedelleri için şimdilik 50.000,00 TL’nın 21.03.2017 ihtarname tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile, iade edilmeyen ve iade edildiği halde hasarlı olan malzemeler nedeniyle şimdilik 50.000,00 TL’nın 21.03.2017 ihtarname tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile, 11.03.2017 tarihinden itibaren sözleşmenin feshedilmiş olmasına rağmen şantiye sahasında müvekkili tarafından …. Şti.’den kiralanan ve teslim alınamayan kalıp malzemelerinin 31.10.2017 tarihine kadar ödenen kira bedelleri nedeniyle şimdilik 370.076,00 TL’nın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, yine … firmasına 11.03.2017 – 31.10.2017 tarihleri arasında ödenen kira bedellerinden şimdilik 20.000,00 TL’nın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile, haksız fesih nedeniyle oluşan kâr kaybı için 50.000,00 TL’nın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, davacı vekili 29.06.2020 tarihli ıslah dilekçesiyle ; bakiye hakediş alacağına ilişkin 496.823,00TL talebini 1.755.865,59TL artırarak toplam 2.252.688,59TL olarak, demir hazırlığı bedeline yönelik 50.000,00TL talebini 30.347,59TL artırarak toplam 80.347,59TL olarak ıslah ettiğini belirterek bu miktarların 21.03.2017 ihtarname tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili: Taraflar arasında 13.06.2016 tarihinde akdedilen sözleşmede iş bitim tarihinin 26.12.2016 olarak belirlendiğini, ancak müteaddit ihtar ve ikazlara rağmen davacının bu tarihe kadar yapılması gereken işlerin ancak %49’unu, 10.03.2017 tarihine kadar ise yaklaşık %60’ını tamamlayabildiğini, ayrıca davacının sözleşmenin iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili maddelerine uymadığını ve bu nedenle hakedişlerde bulunan cezalara konu olduğunu, davacının sözleşme ile üstlendiği işin ifası için gerekli kalıp iskele ve sair malzemeleri zamanında ve olması gerekli miktarda temin edemediğini, ayrıca gerekli iş gücü imkânını da sağlayamadığını, bu nedenle bu eksikliklerin müvekkili şirket tarafından sağlandığını, ayrıca bir kısım işçi ücret ve SGK primi ödemelerinin müvekkilince karşılandığını, SGK tarafından uygulanan cezaların da müvekkili tarafından ödendiğini, davacının, sözleşmenin kalite ile ilgili hükümlerine uymadığını, ayrıca davacının yüklenicinin sorumlulukları başlıklı sözleşmenin Ek-A, 26. maddesindeki bir kısım hükümleri ihlal ettiğini, keza gizlilikle ilgili 41. madde hükümlerine uymadığını, davacının müvekkili tarafından birçok kez yazılı ve sözlü olarak uyarıldığını ve en son Ankara 38. Noterliği kanalıyla 02.03.2017 tarih ve … nolu ihtarnamenin gönderilerek temerrüde düşürüldüğünü, ancak davacının ihtar ve yazılara karşı suskunluğunu devam ettirdiğini ve hepsini kabul etmek suretiyle cevapsız bıraktığını, sonuç olarak sözleşmenin feshine davacının sebep olduğunu ve müvekkili şirketin fesih anına kadar karşılaştığı katlanılamaz boyuttaki zararların daha da büyümemesi ve işlerin bitirilebilmesini temin etmek amacıyla sözleşmeyi haklı sebeplerle feshetmek zorunda kaldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, karşı davada ise fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; müvekkili şirketçe karşı davalı şirket nam ve hesabına yapılan 708.141,70 TL ödemeden şimdilik 10.000,00 TL’nın, müvekkili şirketçe ödenen 331.136,81 TL SGK prim bedellerinden şimdilik 10.000,00 TL’nın, 4.684,06 TL hakediş stopaj kesintisinden şimdilik 1.000,00 TL’nın, gecikme cezası olarak 26/12/2016-10/03/2017 dönemi için 74 günlük %04 oranında hesaplanan 1.660.151,90 TL gecikme cezasından şimdilik 10.000,00 TL’nın, 127.763,21 TL karşı davalı çalışanlarının yemek giderlerinden şimdilik 5.000,00 TL’nın, sözleşmeye göre karşı davalı şirket OSGB giderleri 30.438,10 TL olup bundan şimdilik 1.000,00 TL’nın, karşı davalı şirket adına müvekkili şirketçe kiralanan kalıp kira bedeli için ödenen 136.549,74 TL bedelden şimdilik 5.000,00 TL’nın, 6.150,00 TL karşı davalı şirket ISG ceza bedelinden şimdilik 100,00 TL’nın, karşı davalı şirket adına müvekkili şirketçe çalıştırılan iş makinaları kira bedeli olan 11.434,20 TL’den şimdilik 400,00 TL’nın, karşı davalı şirket adına müvekkili şirketçe çalıştırılan işçilere ödenen toplam 506.049,15 TL’den şimdilik 10.000,00 TL’nın, karşı davalı şirketin müvekkili şirketten temin ettiği malzemelere verdiği zayiat olan 214.710,81 TL’den şimdilik 5.000,00 TL’nın, karşı davalı şirkete ambardan satışı yapılan malzeme bedeli olan 18.354,96 TL’den şimdilik 5.000 TL’nın, karşı davalı şirkete teslim edildiği halde iade edilmeyen kalıp malzemeleri bedeli olan 1.084.744,53 TL’den şimdilik 10.000,00 TL’nın, ambardan karşı davalı şirkete geri getirmesi şartıyla verilen ancak karşı davalı tarafça iade edilmeyen malzeme bedeli olan 95.076,85 TL’den şimdilik 5.000,00 TL’nın, karşı davalı şirket nam ve hesabına ödenen SGK bedelleri nedeniyle ödenen 34.394,35 TL cezai şart bedelinden şimdilik 5.000,00 TL’nın olmak üzere; toplam 4.343.394,69 TL zarardan şimdilik kısmen 82.500,00 TL’nın 26.12.2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Karşı davalı vekili; Karşı davacının iddiaların yerinde olmadığını belirterek karşı davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince:Asıl davanın taşeronluk sözleşmesinin haksız feshedilmesi nedeniyle irad kaydedilen teminat mektubu ile nakit teminat kesintisinin iadesine, hakediş alacağının, malzeme bedellerinin, haksız olarak ödenen kira bedellerinin, haksız fesih nedeniyle uğranılan kar kaybının davalıdan tahsiline, karşı davanın ise sözleşmenin haklı olarak feshedilmesi nedeniyle taşeron nam ve hesabına yaptırılan iş bedellerinin, taşeron adına ödenen SGK primlerinin, işçilik, iş makinesi ve yemek bedellerinin, davacıya teslim edilen ancak iade edilmeyen malzeme bedellerinin ve cezaların tahsiline yönelik olduğu, taraflar arasındaki 13/06/2016 tarihli taşeronluk sözleşmesinin 10/03/2017 tarihinde feshedildiği çekişme konusu olmayıp, çekişmenin sözleşmenin yüklenici tarafından haklı olarak feshedilip feshedilmediği, bunun sonucuna göre taşeron ve yüklenicinin karşılıklı olarak neleri, ne miktarda isteyebileceği üzerinde toplanmakla tarafların davaya ilişkin delil ve belgeleri toplandıktan sonra dosyanın inşaat mühendisi, makine mühendisi, mali müşavir ile nitelikli hesaplama uzmanından oluşturulan bilirkişi kuruluna tevdii edilerek 25/09/2019 tarihli raporun alındığı, işbu rapora taraf vekillerince itiraz edilmesi üzerine dosyanın aynı bilirkişilere tevdii edilerek 15/01/2020 tarihli ek raporun alındığı, mahkemece yeterli görülen bilirkişi raporları ve dosyaya sunulan delillerin içeriğine göre davacı/karşı davalı … A.Ş.’den kaynaklanan nedenlerle işin geciktiği, davalı/ karşı davacı … A.Ş.’nin gerekli uyarıları yaptığı, … A.Ş.’nin önlem almadığı, işin süresinde bitirilemeyeceğinin anlaşılması üzerine … A.Ş.’nin sözleşmeyi haklı olarak feshettiği, sözleşmenin haklı olarak feshedilmesi sebebiyle sözleşme ve eki genel şartname hükümleri uyarınca davacı/karşı davalının nakde çevrilen teminat mektubu bedelini nakit teminat kesintisinin iadesini ve kar kaybının tahsilini isteyemeyeceği, imalat bedeli olarak belirlenen 2.252.688,59 TL’nı, demir hazırlığı bedeli olarak 80.347,59 TL’nı, teslim edilmeyen kalıplar için ödenen 306.541,45 TL’nı davalı/karşı davacıdan avans faizi ile birlikte talep edebileceği, davalı/karşı davacı talebi gözönünde bulundurularak yapmış olduğu SGK ödemeleri için 10.000,00 TL’nı, yemek bedeli için ödenen 5.000,00 TL’ynı, kalıp kira bedeli için ödenen 5.000,00 TL’nı, iş makineleri kira bedeli için ödenen 400,00 TL’nı avans faizi ile birlikte davacı/karşı davalıdan talep edebileceği, toplanan delillere göre, taraflar arasında 13/06/2016 tarihli “Engetre sağlık kampüsü projesi kaba (inşaat) yapı işleri” sözleşmesi imzalandığı, davacı/karşı davalının sözleşmede belirlenen edimlerini yerine getirmemesi nedeniyle sözleşmenin davalı/karşı davacı tarafından haklı olarak feshedildiği, bu durumda yüklenici olan davacının nakde çevrilen teminat mektubu tutarını, nakit teminat kesintisini ve kar kaybını isteyemeyeceği, belirtilen diğer taleplerin ise kısmen yerinde olduğu, sözleşmeyi haklı olarak fesheden işveren davalı/karşı davacının ise davacı adına yapmış olduğu SGK ödemesini, yemek bedelini, kalıp kira bedelini, iş makineleri için ödenen kira bedelini talebi gözönünde bulundurarak karşı taraftan isteyebileceği, diğer taleplerinin ise yerinde olmadığı kanaatine varılmakla asıl ve karşı davanın kısmen kabulüne, kabul edilen miktarlara davadan önce temerrüt olmadığından talepleri gözönünde bulundurulduğunda bir kısım taleplere dava, bir kısım taleplere ise ıslah tarihinden itibaren tarafların tacir olması nedeniyle avans faizi uygulanmasına karar verildiği gerekçesiyle, asıl davanın kısmen kabulü ile, imalat bedeli toplamı 2.252.688,59 TL’nın 496.823,00 TL’sına dava, bakiyesine islah tarihi olan 29/06/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte asıl davanın davalısından tahsiline, demir hazırlığı bedeli olan 80.347,59 TL’nın 50.000,00 TL’sına dava, bakiyesine ıslah tarihi olan 29/06/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte asıl davanın davalısından tahsiline, teslim edilmeyen kalıplar için ödenen 306.541,95 TL’nın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte asıl davanın davalısından tahsiline, bu kalem için fazlaya ilişkin talebin reddine, nakde çevrilen teminat mektubu tutarı, nakit teminat kesintisinin iadesi, haksız fesih nedeniyle kar kaybının tahsiline yönelik talebin reddine, karşı davanın kısmen kabulüne; yapılan SGK ödemesi için 10.000,00 TL’nın, yemek bedeli için ödenen 5.000,00 TL’nın, kalıp kira bedeli için ödenen 5.000,00 TL’nın, iş makinaları için ödenen kira bedeli 400,00 TL’nın karşı dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte karşı davalıdan tahsili ile karşı davacıya ödenmesine, kabul edilen kalemlerle ilgili fazlaya ilişkin talepler ile diğer taleplerin reddine karar verilmiştir.
Davacı-karşı davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Mahkemece, davalının davadan önce temerrüde düşürülmediğine dair uygulamasının dosya kapsamı ile bağdaşmadığını, müvekkili tarafından dava dilekçesindeki tüm talepler yönünden davalının Ankara 9. Noterliğinin 21.03.2017 tarih … sayılı ihtarnamesi gereği temerrüde düşürüldüğünü, mahkeme tarafından sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği sonucuna ulaşılmak suretiyle haksız feshe yönelik alacak kalemlerinin reddinin usulsüz olduğunu, müvekkili tarafından Aralık 2016 ve Ocak 2017 tarihinde diğer taşeronlar … ve … İnşaattan daha fazla imalat yapıldığını ve proje müdür yardımcı … tarafından kaba işler şefi …’ye gönderilen ve taşeronların imzasının alınarak onaylanması istenen iş programında …’ın iş bitim tarihinin 28.04.2017 olarak belirlendiğini ve imalatlara devam edildiğini, …. proje müdürü … ile … Proje Müdürü … arasındaki 30.01.2017 ve öncesi maillerden karşılıklı mutabakat sağlanarak iş bitim tarihinin 28.04.2017 olarak belirlendiğini, …., …’la olan sözleşmeyi fesih etme niyetinin planlı ve iyi niyetten yoksun olduğunu, mahkeme tarafından yapılan bilirkişi incelemesiyle de 6.237.643,91TL’lık yapılan imalata karşılık müvekkiline 2.252.688,59 TL’lık eksik ödeme yapıldığının tespit edildiğini, bu mağduriyete karşın müvekkilinin imalatlarına devam ederek basiretli bir tüccar olarak işine devam ettiğini, davalının Ankara 38. Noterliğinin 02.03.2017 tarih … sayılı ihtarnamesiyle, T2 Blok -L03 (+16,25/+20,55) betonarme işlerinin 20.03.2017 tarihine kadar bitirilmesi için süre verildiğini, sonrasında aynı noterliğin 10.03.2017 tarih … sayılı ihtarnamesi ile sözleşmeyi feshettiğini bildirdiğini ve bu tarihten itibaren müvekkili personelinin şantiye sahasına alınmadığını, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle davalının kendisine verilen … Şubesi 15.06.2016 tarih … nolu teminat mektubunu haksız kazanç elde etmek amacıyla paraya çevirdiğini, davalıya 453.700,00 TL ödemenin banka tarafından gerçekleştirildiğini ve davalının sebepsiz zenginleştiğini, söz konusu bedelin müvekkiline avans faiziyle iadesi gerektiğini, sözleşmenin haksız feshi ve şantiye sahasına müvekkilinin personelinin sokulmaması nedeniyle imalata hazır hale gelen ve imalata alınamadığı için şantiye sahasında bırakılan montaja hazır demir imalatı alacağı nedeniyle işçilik bedeli olarak 500ton x 350,00 TL + KDV 206.500,00 TL’nın Ankara 9. Noterliğinin 21.03.2017 tarih … sayılı ihtarnamesi gereği bu tarihten itibaren avans faizi ile ödenmesi gerektiğini, sözleşme eki olan birim fiyat tariflerinde iş iskelesinden bahsedildiğini, ancak kalıp iskelesi ve yükseklikleri ile ilgili detay verilmediğini, kaldı ki sözleşme aşamasında projeler verilmediğinden ve hatta projenin sonra verileceği … … tarafından sözleşmeye dercedildiğinden, kalıp iskelesi bedellerinin davalının kötüniyeti nedeniyle sözleşmenin feshi tarihine kadar belirlenemediğini, … 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/32 D.iş sayılı tespit raporu kapsamında kalıp iskelesi ve kalıp iskelesi işçilik bedelleri ilgili sözleşmede atıf yapılan Çevre Şehircilik Bakanlığı birim fiyat pozlarından (Y21.01/03) anlaşılacağı üzere, sözleşme bedeline dahil olmayan 0-4 mt., 4-6 mt, 6-8 mt. 12-14 mt. ve 18-20 mt değişen yüksekliklerde kalıp iskelesi ve işçilik bedellerinin Ankara 9. Noterliğinin 21.03.2017 tarih … sayılı ihtarnamesi gereği bu tarihten avans faizi ile ödenmesi gerektiğini, davalı yetkilileri tarafından müvekkiline gönderilen dosyadaki maillerden de görüleceği üzere davalı yetkililerinin müvekkili şirketten ve diğer alt yüklenici şirketlerden farklı yüksekliklerde kalıp iskelesi fiyatı istediklerini, davalının müvekkili ile yaptığı sözleşmede kalıp iskelesinin sözleşmedeki fiyata dahil olduğunun yazılmadığını, iade edilmeyen ve iade edildiği halde hasarlı olan malzemeler nedeniyle (21 mm plywood, 18 mm plywood, tekerlekli iş iskelesi, kalıp iskelesi ve endüstriyel kalıp malzemesi, …, taşıma sepeti, payanda, H20 kiriş kereste ve şantiye ile şantiye deposunda müvekkiline ait veya müvekkili tarafından başka firmalardan kiralanmış malzemelerin diğer taşeronlarca kullanılması nedeniyle) bedellerinin Ankara 9. Noterliğinin 21.03.2017 tarih … sayılı ihtarnamesi gereği ve bu tarihten itibaren avans faizi ile yine haksız fesih nedeniyle oluşan kar kaybının hesaplanarak müvekkiline ödemesi gerektiğini, karşı dava yönünden ise; işin yapımı sırasında yapılan hakedişlerin geçici hakediş raporları olduğunu, bilirkişi raporunun resmi defter kayıtlarına göre, tarafların resmi defter kayıtlarının incelenmesi sonucunda düzenlendiğini, bu nedenle zaten yoruma veya yanlış hesaplanmaya mahal verilecek bir durum bulunmadığını, …’nin bilirkişi raporuna yaptığı itirazların defaten değerlendirildiğini, …’nin sözleşmeyi feshettikten sonra sahadaki kalıp malzemelerini imalatın devamı için kullandığını, sürecin zaten kayıtlarla ve … da yapılmış olan tespit raporu ile ortada olup bilirkişi heyetinin malzemelerin tespitini yaptığını ve listelediğini, …’nin müvekkiline teslim edebildiği malzeme listelerinin de belli olduğunu, …tarafından işin tamamlanması için kullanılan ve bu süreçte de kiraları müvekkilince ödenen malzeme bedellerine neden itiraz edildiğinin anlaşılamadığını belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına ve asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı- karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Sözleşmenin ifasına başlanması ile birlikte Yurtpak’ın sözleşme ve tüm eklerine uygun olarak edimini taahhüt ettiği hususlara aykırı davrandığını, iş programına riayet etmediğini, sahadaki işlerin planlanan iş programına paralel ve zamanında yürütülmesi için iş hacminin gerektirdiği asgari işgücü ve malzeme teminini sağlamadığını, iş sağlığı ve güvenliği hükümlerine aykırı davrandığını, edimlerin yerine getirilmesi hususlarında yazılı ve sözlü olarak defalarca uyarılmasına rağmen, davacının iş programının gerisinde kalması, sözleşmeye aykırı davranışlarını herhangi bir haklı gerekçeye dayanmaksızın ısrarla sürdürmesi üzerine dava konusu sözleşmenin müvekkili şirket tarafından keşide edilen Ankara 38. Noterliği’nin 10.03.2017 tarih ve… yevmiye numaralı ihtarnamesi ile feshedildiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmede işin bitiş tarihinin en geç 26.12.2016 olarak kararlaştırılmış olmasına rağmen, sözleşmenin feshedildiği 10.03.2017 tarihi itibariyle işin tamamlanma seviyesinin ancak %60 civarında olduğunu, feshin haklı ve hukuka uygun olduğunu, asıl dava yönünden; davacının müvekkili şirketten talep edebileceği herhangi bir hakediş alacağının bulunmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, her ne kadar davacının müvekkili şirketten 2.252.688,59 TL hakediş alacağı talep edebileceği yönünde tespitte bulunulmuşsa da söz konusu rapora yaptıkları itirazlar ile sözleşme hükümlerinin hiçbir şekilde dikkate alınmaksızın somut duruma aykırı olarak düzenlenen bilirkişi raporuna istinaden hüküm kurulduğunu, sözleşmenin ekini oluşturan genel şartnamenin 33.1.1 maddesinde davacı yüklenicinin sözleşmenin feshini gerektirir nitelikteki davranışlarının sayıldığını ve söz konusu sözleşmeye aykırılıklar halinde davacı yüklenicinin sözleşmenin feshini gerektirir davranışları sonucu tabi olacağı cezai şart hükümlerinin açıkça düzenlendiğini, sözleşmenin ilgili maddesi gereğince davacı tarafından talep edilen hakediş alacağının haklı fesih halinde müvekkili şirketçe cezai şart olarak irat kaydedilebileceğinin hukuka uygun olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte, davacının hakediş alacağı talebinde haklı olduğu düşünülse dahi, talep edilebilecek alacak miktarının tamamen hatalı tespitlere istinaden belirlendiğini, davacının talebinin dahi fahiş oranda üzerinde bir rakam tayin edildiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda talep edilebilecek alacak miktarı belirlenirken, sözleşmenin ifasına başlanılmasından itibaren davacının herhangi bir ihtirazi kayıt koymaksızın imzalamış olduğu hakedişlerin hiçbir şekilde dikkate alınmaksızın hesaplama yapıldığını, sözleşmenin feshinden önce düzenlenmiş 7 adet hakediş olduğunu, söz konusu hakedişlerde yer alan imalat bedelleri ve kesintiler ile ilgili davacının hiçbir itirazı bulunmadığından, bu hakedişlerin tamamının davacı yönünden kesinleşmiş bulunduğunu, buna rağmen bilirkişilerce tamamen yanlış bir hesaplama yöntemi belirlenerek, fesih tarihi itibariyle davacı tarafından gerçekleştirilen imalatların toplam bedelinin hesaplandığını ve hesaplanan bedelden müvekkili şirket tarafından hakediş bedeli olarak yapılan ödemeler mahsup edilmek suretiyle bakiye bedelin tespit edildiğini, fesihten önce yapılan 7 adet hakedişin sadece imalat bedellerini içermeyip bu hakedişlerde sözleşmeye istinaden yapılan kesinti bedellerinin de bulunduğunu, mevcut imalat bedellerinden sözleşmesel kesintiler yapıldıktan sonra bakiye bedellerin davacıya ödenmekte olduğunu, bilirkişilerce yapılan hesaplamalarda imalat bedeli toplamı olan 6.237.643,91 TL dikkate alınmışken ilgili hakedişlerde yer alan toplam 2.063.516,34 TL’den oluşan kesinti tutarının hiçbir şekilde hesaplamalara dahil edilmediğini, bahse konu 7 adet hakedişin ihtilaf konusu olmayıp söz konusu hakedişlerin tamamının davacı tarafın da kabulünde bulunduğundan herhangi bir ihtirazi kayıt konulmaksızın imzalandığını, bilirkişilerce yapılması gerekenin sadece 7. hakediş sonrası fesih tarihine kadar yapılan imalatların bedelini tespit etmek iken, tamamen yanlış ve hukuka aykırı bir hesaplama yöntemi belirlemek suretiyle müvekkili şirketi 2.063.516,34 TL gibi fahiş bir rakamı mükerrer ödeme riski ile karşı karşıya bıraktıklarını, yine kabul anlamına gelmemekle birlikte, bilirkişilerce söz konusu 2.063.516,34 TL kesinti tutarının dikkate alınması halinde ortaya çıkabilecek rakamın 415.977,84TL (6.653.621,75 – 6.237.643,91) olduğunu, söz konusu rakamın da davacı tarafından talep edilen (496.823,00TL) rakama oldukça yakın bir tutar olduğunu, kaldı ki bilirkişilerce imalat bedelleri toplamının da hatalı hesaplandığını, dosyada mevcut 8 nolu(kesin) hakedişte de görüleceği üzere, davacının 7 nolu hakediş sonrası gerçekleştirmiş olduğu imalat karşılığının KDV dahil 175.808,39 TL olduğunu, davacı tarafından kiralanan kalıp malzemelerine istinaden ödenen kira bedelleri yönünden müvekkili şirketin sorumluluğuna gidilebilmesinin hukuken mümkün olmadığını, talep konusu faturalarda yer alan malzemelerin tamamının sözleşme konusu iş kapsamında müvekkili şantiyesinde kullanıldığının ispat yükünün davacı üzerinde olduğunu ve davacının ispat yükümlülüğünü yerine getiremediğini, söz konusu malzemelerin dava konusu iş kapsamında kullanıldığı ispat edilse dahi davacının söz konusu bedelleri hukuken talep etme imkanı bulunmadığını, sözleşmenin eki olan genel şartnamenin 33.1.5.maddesinde yer alan açık düzenleme karşısında davacının temin ettiği malzemeler ile ilgili olarak müvekkili şirketten kira bedeli vb. adı altında hiçbir hak ve alacak talebinde bulunamayacağını, kaldı ki, Ankara 38. Noterliği’nin 13.03.2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacıya sözleşmenin ilgili maddesi gereğince sahada bulunan kalıp, iskele ve sair ekipman/malzemenin sözleşme ile üstlenilen, fakat yerine getirilmeyen sorumluluklar tamamlanana kadar müvekkili şirket tarafından kullanılacağı ve bu nedenle davacının kira bedeli dahil hiçbir hak ve alacak talebinde bulunamayacağının ihtar edildiğini, bununla birlikte sözleşmede açık düzenleme mevcut olmasa dahi davacı tarafından talep edilen bahse konu alacak kaleminin menfi zarara yönelik olup, sözleşmenin feshine kusuru ile bizzat sebebiyet veren davacının herhangi bir menfi zarar talebinde bulunamayacağının da yerleşik içtihatlar ile sabit olduğunu, bu nedenlerle davacının söz konusu alacak kalemine ilişkin talebinin reddi gerektiğini, yine mahkemece davacının hazır demir imalatı işçiliği ile ilgili talebinin kabulü yönünde de hatalı şekilde karar verildiğini, sözleşmenin ayrılmaz bir parçası olan Ek-1 işlerin kapsamı madde 1.1 de “…demir işçiliği de dahil her türlü imalatın işçiliği Yüklenici sorumluluğunda olacaktır.” denilmek suretiyle davacının sorumluluğunda olan işçilik kalemleri ile ilgili olarak müvekkili şirketten herhangi bir talepte bulunamayacağını, bilirkişilerce hazır demir imalatı bedelinin tespitinde kullanılan birim fiyatların, işlenmiş demirin katlara taşınması ve montaj işlemlerinin tamamlanması halinde uygulanabilecek birim fiyatlar olup, işin sadece imalat aşamasında kalması halinde işçilik hesabında dikkate alınabilmesinin mümkün olmadığını, kaldı ki sözleşmeye aykırı davranışları ile müvekkili şirkete sözleşmenin feshi dışında başka bir çözüm yolu bırakmayan davacının söz konusu demir imalatının montaj aşamasına gelememesine bizzat sebebiyet verdiğini, kendi kusuru ile neden olduğu durum karşısında müvekkili şirketten maliyet talebinde bulunamayacağını, kabul anlamına gelmemekle birlikte, bilirkişilerce her ne kadar … 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/32 D.İş sayılı dosyası üzerinden yaptırılan tespit esas alınarak hesaplama yapılmışsa da, sahada çalışan başka taşeronlar da bulunduğu bizzat davacı tarafından da ikrar edildiği üzere, tespit edilen 474,503 ton işlenmiş demirin tamamının davacı tarafından işlendiğinin de ispatlanamadığını, bunun yanı sıra davacının talep ettiği söz konusu alacak kaleminin menfi zarar kapsamında değerlendirilmesi gereken bir alacak kalemi olup sözleşmenin feshine bizzat sebebiyet veren davacının bu yönde bir talepte bulunmasına hukuken olanak da bulunmadığını, karşı dava yönünden ise; müvekkili şirketin cezai şarta ilişkin talebinin reddine dair verilen kararın açıkça hukuka aykırı olduğunu, müvekkilince Ankara 38.Noterliğinden keşide edilen 25.10.2016 tarih ve … yevmiye numaralı, 09.12.2016 tarih ve … yevmiye numaralı, 02.03.2017 tarih ve … yevmiye numaralı, 10.03.2017 tarih ve… yevmiye numaralı ihtarnamelerin tamamında sözleşmesel hakların kullanılarak cezai şart ile ilgili koşulların yürürlüğe konulacağı ihtar edilmek suretiyle cezai şart talep etme hakkının saklı tutulduğunu, ayrıca sözleşmenin 32. maddesinde sözleşmeye aykırı davranışlar halinde, müvekkili şirketin talep edebileceği ifaya ekli cezai şart kalemlerinin düzenlendiğini, 33. maddede ise, sözleşmeye aykırılık teşkil edecek fiil ve davranışların maddeler halinde sayıldığını ve bunların tabi olacağı yaptırımlara da yer verildiğini, sözleşmede yer alan açık düzenlemeler karşısında, sözleşmenin feshi halinde de müvekkili şirketin karşı davalıdan ifaya ekli cezai şart talep edebileceğini, müvekkili şirketin karşı davalı nam ve hesabına yapılan ödemeler bakımından da karşı davalıdan alacaklı olduğunu, karşı davalının kendisine ihtar edilen hususların düzeltilmesi adına hiçbir çabası olmaması üzerine sözleşmenin feshedilmek zorunda kalındığını, nam ve hesaba yaptırılan işlere ilişkin belgelerin karşı davalı tarafından imzalanması fiilen mümkün olamadığı gibi, fiilen imkansız olan bir durum karşısında müvekkili şirketin böylesi bir ispat aracına dayanmak zorunluluğu ile karşı karşıya bırakılmasının hakkaniyet ile de bağdaşmayacağını, müvekkili şirket tarafından talep edilen alacak kalemlerine ilişkin tüm belgelerin gerek dava dilekçesi ekinde gerekse de bilirkişilerin ısrarla belgelerin dosyada olmadığı iddiasının akabinde verilen dilekçeler ekinde sunulduğunu, sözleşmeye ek genel şartnamenin 33.1.1. maddesinde yer alan düzenleme karşısında, fesih halinde de müvekkili şirketin karşı davalının nam ve hesabına yapmış olduğu işler bedelini talep edebileceğinin tartışmasız olduğunu, karşı davalı adına çalıştırılan işçilere müvekkili şirket tarafından yapılan ödemelerin mahkemece hukuka aykırı şekilde değerlendirme dışı bırakıldığını, karşı davalının, sözleşme kapsamında yükümlülükleri altında bulunan bazı ödemelerin yapılamadığını, bu nedenle bordrosu altında çalışan işçilerinin işçilik alacaklarının kendi nam ve hesaplarına müvekkili şirket tarafından yapılmasını talep ettiğini, bu hususa ilişkin olarak düzenlenen 27.02.2017 ve 07.03.2017 tarihli muvafakatnameler ile söz konusu işçilere nam ve hesaplarına yapılacak ödemelerin müvekkili şirket nezdindeki doğmuş ve doğacak alacaklarından mahsup edilmesine, mevcut teminatlarından kesilmesine ve/veya doğrudan tahsil edilmesine muvafakat ettiğini, söz konusu talep ve muvafakatnamelere dayanarak karşı davalının nam ve hesabına çalışan işçilere müvekkili şirketçe toplam 506.049,15 TL ödeme yapıldığını, bu hususa ilişkin tüm dekontların da dosyaya sunulduğunu, söz konusu ödeme tutarlarının 8 (kesin) nolu hakedişe kesinti olarak yansıtıldığını, dosyaya sunulan 17.03.2020 tarihli ek raporda da bu ödemelerin karşı davalıdan talep edilebileceği yönünde tespit yapılmışsa da; mahkemece hiçbir gerekçe gösterilmeksizin hukuka aykırı olarak söz konusu taleplerin reddine karar verildiğini, mahkeme tarafından dosyaya kazandırılan tüm bilirkişi raporlarında, müvekkili şirketin karşı davalı adına yapmış olduğu İSG ceza bedeli olan 6.150,00 TL ve 34.394,35 TL SGK prim ödemeleri yönünden alacaklı olduğu belirtilmişse de, hiçbir haklı gerekçe gösterilmeksizin taleplerinin reddine karar verildiğini, işbu dava konusu sözleşme gereği OSGB hizmetleri için karşı davalı tarafından ödenmesi gereken tutarlara ilişkin taleplerinin hukuka aykırı şekilde reddedildiğini, dosyada mevcut hakedişlerde de açıkça görüleceği üzere karşı davalıdan her ay OSGB kesintisi yapıldığını ve söz konusu hakedişlerin de davacı tarafından herhangi bir itiraz ileri sürülmeksizin imzalandığını, söz konusu kesintilerin 2016 yılı için 50,00TL/kişi + KDV, 2017 yılı için ise 55,00TL/kişi + KDV olarak uygulandığını, işbu dava ile talep edilen OSGB giderlerine ilişkin olarak, 8 nolu hakedişin kesintiler icmalinde de görüleceği üzere toplam 30.438,10TL olduğunu, OSGB gideri karşı davalının tüm hak edişlerinde yer alan sözleşmesel bir kesinti olup, ödendiği ispatlanması gereken bir alacak kalemi olmadığını, söz konusu taleplerinin kabulü gerekirken aksi yönde verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, mahkemece tamamen eksik ve hatalı incelemeye dayalı olarak, malzeme zayiatına, satışı yapılan malzemelere ve karşı davalı tarafından iade edilmeyen malzemelere ilişkin taleplerinin reddine karar verildiğini, karşı davalının müvekkili şirketten temin ettiği malzemelere verdiği zayiatların 214.710,81TL olup ilgili bedeller hakedişler kesintiler icmalinin 84,187 ve 188. satırlarında yer aldığını, söz konusu bedellerin de ne şekilde hesaplandığının da ilgili satırlarda açıklandığını, malzemelerin karşı davalı şirket tarafından kullanıldığının da ambar tutanaklarından görülmekte olduğunu, karşı davalıya teslim edildiği halde iade edilmeyen tüm kalıp malzemelerin bedelinin toplam 1.084.744,53 TL olduğunu, ambardan karşı davalıya geri getirmesi şartıyla verilen ve iade etmediği zimmetli malzemelerin bedelinin 95.076,85TL olduğunu, karşı davalının müvekkili tarafından kendisine teslim edilen malzemelerin iade edildiğini ve/veya bedellerinin ödendiğini, malzemelere verilen zaiyatların giderildiğini ispatlayamadığını, iddia ettikleri tüm hususları destekler nitelikteki tüm bilgi ve belgelerin dosyaya kazandırılmış olmasına rağmen ilgili belgelere dosya içeriğinden ulaşılamadığından bahisle, alacak taleplerinin yerinde olmadığı yönünde yapılan tespit ve söz konusu tespite dayanılarak kurulan hükmün hukuka aykırı olduğunu, eksik inceleme sonucu hatalı karar verildiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına ve asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl dava tespit ve alacak, karşı dava ise alacak istemlerine ilişkin olup, mahkemece asıl ve karşı davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasında 13.06.2016 tarihinde … Entegre Sağlık Kampüsü Projesi Kaba Yapı İşleri konulu, 9.074.000,00 TL+KDV bedelli eser sözleşmesinin düzenlenmiş olduğu ihtilafsız olup, davacı-karşı davalı taşeron, davalı-karşı davacı ise yüklenicidir.
Mahkemesince yapılan yargılama, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporuyla taraflar arasındaki sözleşme konusu işin tamamlanmadığı, davalı- karşı davacı yüklenici tarafından sözleşmenin feshedildiği sabit ise de alınan bilirkişi raporları ve mahkemece kurulan hükümde davacı- karşı davalı taşeronun bakiye alacağının da bulunduğu anlaşılmakla, Yargıtay yerleşik içtihatlarında da kabul edildiği üzere tarafların hak ve yükümlülükleri ve bilirkişi raporuna itirazları da değerlendirilerek sözleşmenin feshinde tarafların kusurunun bulunup bulunmadığı denetlenebilir nitelikte incelenip, belirlenmesi gerekirken ve bu hususun tespitinden sonra, tarafların sözleşme kapsamında açmış oldukları asıl ve karşı davadaki alacak kalemleri yönünden denetlenebilir nitelikte bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken belirtilen nitelikteki tespit ve değerlendirmeleri içermeyen bilirkişi raporları ve ek raporlarının esas alınarak ve tarafların talep kalemlerinden hangilerinin kabul edilip edilmediği hususu da gerekçelendirilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması eksik incelemeye dayalı olmuştur.
Mahkemece yapılması gereken iş; konusunda uzman üç kişilik bilirkişi heyetinden taraflar arasındaki sözleşme ve eklerindeki hükümler, taraflar arasında düzenlenen hakedişler ve yazışmalar da değerlendirilmek suretiyle sözleşmenin feshinde tarafların kusur durumları ve buna dayalı olarak da dava ve karşı davada talep edilen her bir kalem alacağa ilişkin denetlenebilir nitelikte bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesinden ibarettir.
Açıklanan nedenlerle, mahkemece eksik inceleme ve değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun bulunmadığından taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulüne, tarafların diğer istinaf nedenleri ile esası incelenmeksizin mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a.4-6 maddeleri gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulüne,
2-Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 25.11.2020 tarih, 2018/9 E-2020/554 K sayılı kararının HMK’nın 353/1-a.4-6. maddeleri gereğince kaldırılmasına,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-Davacı- karşı davalı tarafından asıl dava için yatırılan 59,30 TL ve karşı dava için yatırılan 1.393,52 TL peşin istinaf karar harçlarının istek halinde kendisine iadesine,
5- Davalı- karşı davacı tarafından asıl dava için yatırılan 349,00 TL ile 45.077,40 TL ve karşı dava için yatırılan 59,30 TL peşin istinaf karar harçlarının istek halinde kendisine iadesine,
6-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve ödenen istinaf başvuru harçlarının ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince KESİN olarak 26.01.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır