Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2021/215 E. 2021/386 K. 15.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/05/2018
NUMARASI :…

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ :15/04/2021
KARAR YAZIM TARİHİ :16/04/2021
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin davada mahkemece verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya gelmiş olmakla yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; Taraflar arasında elektrik tesisat işlerine ilişkin yapılan sözleşme gereğince düzenlenen faturaların davalının ticari defterlerine işlediğini, faturalara bir itirazın bulunmadığını, faturalara ilişkin hakedişlerin de taraflar arasında yapıldığını, sözleşmeye ek ürünlerinde adetleri ve fiyatlarıyla birlikte bu hakedişlerde davalı firma yetkililerince onaylandığını, sözleşmenin 17.maddesi gereğince faturaların tebliği tarihinden ihtaren ödeme yapılması gerektiğini, ancak davalının fatura bedellerini ödemede temerrüde düştüğünü, TTK’ nın 1530.maddesi gereğince sözleşmede faturaların ödenmesine kesin vade belirtildiğinden dolayı ticari temerrüt faiz başlangıcının faturaların tebliğ tarihinden 15 gün sonrasındaki tarihten başlatılarak alacak hesabının yapılmış olduğunu, müvekkilince alacağın tahsili için davalı aleyhinde Kayseri 6. İcra Müdürlüğünün …/. sayılı dosyasında takip yapıldığını ve Kayseri 8. Noterliğinin 15/04/2016 tarih ve … yevmiye sayılı haklı fesih bildiriminde bulunduğunu ve Kayseri 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin … sayılı dosyasında tespit yaptırıldığını, müvekkilince icra takibi yapılana kadar davalı tarafça yapılan işlere ilişkin herhangi bir eksik ya da yanlışlığın müvekkiline ihbar edilmediğini, yine yapılan işte herhangi bir gecikme ya da eksiğin olmadığının davalı şirket sahibi ve yetkilisince imzalanan 18/11/2015 tarihli belgeyle de sabit olduğunu, davalının yapılan icra takibine itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve alacağın en az %20’si oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; Dava konusu 18/05/2015 ve 30/06/2015 tarihli sözleşmelerin müvekkili tarafından Kayseri 7. Noterliğinin 27/04/2016 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnameyle feshedildiğini, davacının sözleşmenin 11.maddesi gereğince işlerin tamamlanması gereken 01/11/2015 tarihinde işi tamamlayamadığını ve fesih tarihine kadar davacının aynı madde hükmü gereğince süre uzatımı hususunda müvekkiline yazılı bir talepte de bulunmadığını, müvekkilince davacıya 1.093.504,00 TL ödeme yapıldığını, ancak davacının edimlerini eksiksiz yerine getirmediğini, işi eksik ve ayıplı yaptığını, davacı tarafın gecikmenin kendilerinden kaynaklanmadığına dair müvekkili yetkililerince imzalanan belgeye dayandıklarını, o belgenin ancak 18/11/2015 tarihine kadar olan gecikmeyi kapsadığını, 19/11/2015-27/04/2016 tarihleri arasındaki gecikmenin tamamen davacıdan kaynaklandığını, ayrıca sözleşme dışı yaptıklarını iddia ettikleri imalatların hiçbirisin de sözleşmenin 4, 10, 14, 21, 24 ve 25 maddede belirtilen yazılı başvuru ve olur alma hükümlerine aykırı davrandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince;Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arsında 18/05/2015 tarihli sözleşmenin yapıldığı, bu sözleşmede … … Otel zayıf akım elektrik tesisat işleri ile ilgili belirtilen şartlarda tarafların anlaştığının belirtildiği, sözleşmeye göre iş sahibinin davalı şirket, yüklenicinin ise davacı şirket olduğu, yine dosyada mevcut 30/06/2015 tarihli sözleşmenin de taraflar arasında düzenlenmiş olduğunu, 18/05/2015 ve 30/06/2015 tarihli sözleşmelerin içeriğine ve imzalara tarafların herhangi bir inkarı ve sahtelik iddialarının bulunmadığını, gerek mahallinde yapılan teknik bilirkişi incelemeleri gerekse dosyaya sunulan tüm sözleşmeler ve ekindeki bilgi ve belgeler ile mahallinde yaptırılan tespit dosyalarında alınmış raporların içeriklerine göre, dosyaya da sunulan ve yapılan işlere ilişkin mevcut hakediş iş listesinde ve faturalarda bulunan malzemelerin sözleşmeye konu davalının tesisinde fiilen kullanılmış ve imalatlarının da yapılmış olduğunun anlaşıldığı, tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişilerce yapılan tespit ve incelemelere göre de mahallinde yapılan işlerle ilgili olarak davacı yüklenici şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olan faturalar nedeni ile ve davalı iş sahibi tarafından yapılan ödemeler dikkate alındığında davacının davalıdan 472.610,85 TL alacaklı olduğunun kayıtlı olduğu, davalının ticari defter ve belgelerinde ise aynı tarihler itibari ile davalının davacıya 344.103,78 TL borçlu olduğunun kayıtlı olduğunun bilirkişilerce tespit edildiği, Davacının ticari defterlerinde kayıtlı olan faturaların toplam bedeli 1.566.114,85 TL olarak kayıtlı iken davalının ticari defterlerinde kayıtlı olan faturaların toplam bedelinin 1.439.307,78 TL olduğu, davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu halde davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmayan 3 adet faturanın 15/03/2016 tarihli 85.977,67 TL, 15/03/2016 tarihli 28.545,38 TL ve 16/03/2016 tarihli 12.284,02 TL bedelli faturalar olduğu, diğer faturaların ise hem davacının hem de davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğunun tespit edildiği, tarafların ticari defterlerinin söz konusu diğer faturalar ve alacak yönünden birbirlerini doğruladığı, davacının ticari defterinde kayıtlı olduğu halde davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmayan 3 adet faturadan 2’si yani 15/03/2016 tarihli 85.977,67 TL ve 15/03/2016 tarihli 28.545,38 TL miktarlı faturaları davacının davalıya Kayseri 7. Noterliği’nin 21/04/2016 tarihli 12587 yevmiye nolu ihtarnamesi ile gönderdiği, bu faturaların noterlik ihtarıyla davalı şirkete tebliğ edildiği ve davalı şirket tarafından süresinde herhangi bir inkar veya itiraza uğramadığından kabul edilmiş sayıldığı, dolayısıyla davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu tespit edilen ve davacının davalı adına kestiği faturaların toplam bedeli 1.439.307,78 TL olduğundan davacının defterinde kayıtlı olup da davalının defterinde kayıtlı olmayan ancak davalı tarafça da itiraza uğramadığından kabul edilmiş sayılan iki adet faturanın toplam bedeli eklendiğinde 1.439.307,78+85.977,67+28.545,38 TL=1.553.830,83 TL olarak hesaplandığı, hernekadar davacının ticari defterinde kayıtlı olup da davalının ticari defterinde kayıtlı olmayan söz konusu üç adet faturadan sonuncusu olan 16/03/2016 tarihli 12.284,02 TL miktarındaki faturanın davalıya gönderildiği ve tebliğ edildiği iddia edilmemiş ise de, bilirkişilerce mahallinde yapılan teknik inceleme, tespit ve hesaplamalarına göre fiilen mahallinde yapılmış işlerin miktarı hesaplanırken bu faturaya konu işlerin de davacı tarafça davalı adına mahallinde yapıldığı, teslim edildiği, dolayısıyla bu fatura yönünden de davacının davalı şirketten alacağı bulunduğunu ispatlamış olduğu kabul edildiğinden 1.553.830,83 TL’ye işbu 12.284,02 TL miktarındaki fatura bedeli de eklenmesi gerektiğinden davacının davalıdan icra takip tarihi itibari ile toplam 1.566.114,72 TL asıl alacaklı olduğunun anlaşıldığı, davalı şirketin ticari defter kayıtlarında davacı şirkete bu işler kapsamında yapılan ödemelerinin toplam miktarı 1.095.204,00 TL olarak kayıtlı ise de davalı vekilinin cevap dilekçesinde müvekkili davalının davacı şirkete ait hesap numarasına ve çek olarak bu güne kadar toplam 1.093.504,00 TL ödeme yaptığını bildirdiği ve bu ödemelerinin detaylarını da belirttiği, detay ödeme kalemlerinin toplamının da 1.093.504,00 TL’ye tekabül ettiği, davalının bu ödeme iddiası yönünden davacının kendi ticari defter kayıtlarında da aynı şekilde ve miktarda toplam davalı ödemesi olarak kayıtlı olan miktarın da 1.093.504,00 TL olması, tarafların ticari defter ve katlarının işbu ödeme iddiası ve miktarı yönünden birbirini teyit etmesi ve ayrıca aradaki işbu 1.700,00 TL’lık ödeme miktarının davalı tarafça kesin,yazılı ve yeterli kanıtlarla da ispat edilememiş olması nedeni ile davalının söz konusu işler kapsamında davacı yüklenici şirkete yaptığı toplam ödeme miktarının 1.093.504,00 TL olduğunun kabul edildiği, davacının hakettiği ve faturalar,ticari defter kayıtları, noterlik ihtarı ile mahallinde yapılan keşif sonucu bilirkişilerce tespit edilip düzenlenen teknik raporlarına göre ispatlanan ve hesaplanan iş bedelinin toplam 1.566.114,72 TL olduğu,buna mukabil davalının davacıya yaptığı toplam ödemesinin 1.093.504,00TL mahsup edildiğinde, 1.566.114,72-1.093.504,00=472.611,00 TL davacının davalıdan icra takip tarihi itibari ile bakiye asıl alacağının bulunduğu ve davalı borçlu şirketin takibe yaptığı itirazının hesaplanan 472.611,00 TL miktarındaki asıl alacak miktarı yönünden haksız olduğu, davacının takip ve davaya konu ettiği alacağı ile ilgili takip tarihinden önce davalı şirketi usulüne uygun olarak temerrüde düşürdüğünü kesin ve yeterli kanıtlarla ispatlayamadığından davalının icra takip tarihinde temerrüde düştüğünden davacının işlemiş faiz alacağının bulunmadığı, davaya konu olan alacağın taraflar arasındaki eser sözleşmesine ilişkin bir alacak niteliğinde olması, tarafların haklılık yani alacak borç durumunun ancak mahallinde yapılan keşif ve teknik bilirkişilerin mahallindeki inceleme, tespit ve hesaplamalarına göre belirlenebilmiş olması nedeni ile niteliği itibari ile likit sayılan alacaklardan olmadığından icra inkar tazminatı koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü, kısmen reddi ile, Kayseri 6 İcra Müdürlüğünün 2016/5304 sayılı icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin 472.611,00TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, koşulları oluşmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkilinin icra takibi öncesinde davalı tarafla halen iş ilişkisi devam ettiği için ve asıl alacaktan kaynaklanan ödeme talebini ihtarnameyle isteyemediğini ve davalı tarafı temerrüde düşürmediğini, kaldı ki TTK.’nın 1530. maddesi gereğince sözleşmede faturaların ödenmesine kesin vade belirtildiğinden dolayı ticari temerrüt faiz başlangıcının faturaların tebliğinden 15 gün sonrasındaki tarihten başlatılarak alacak hesabı yapıldığını, yani burada ihtarsız temerrütün koşullarının oluştuğunu, müvekkili tarafından bilinçli bir şekilde ihtar edilmeksizin ödeme almak ümidiyle aradaki ikili ilişkiler bozulmaması için TTK’nın 1530. maddesindeki hakkın kullanıldığını, faiz taleplerinin reddinden kaynaklanan vekalet ücretine ilişkin olarak faiz alacaklarının kabulü ile bu nedenle aleyhe hükmedilen vekalet ücretinin de ortadan kaldırılması gerektiğini, müvekkilinin asıl alacak talebinin likid olduğunu, mahkemece gerekçesiz bir şekilde açıklama yapılmadan icra inkar tazminatı taleplerinin reddedildiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına, işlemiş faiz ve icra inkar tazminatı istemlerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkeme heyeti hakkında reddi hakim talebinde bulunmalarına rağmen mahkemece bu talebin reddedildiğini, oysaki reddi hakim dilekçesinde sebeplerini ayrıntılı olarak belirttikleri üzere reddi hakim sebeplerinin oluştuğunu, karşı tarafın talebine istinaden teminatsız ihtiyati haciz kararı verildiğini, tarafları aynı diğer dosyada teminatsız ihtiyati tedbir kararı verildiğini ancak teminat karşılığı dahi tedbir taleplerinin reddedildiğini, müvekkili ile davacı arasında 18.05.2015 ve 30.06.2015 tarihli sözleşmeler ile müvekkili şirketin … … Merkezinde yapımı süren otel inşaatının elektrik tesisat işlerinin yapımı konusunda sözleşme imzaladıklarını, bu sözleşme ile 01.11.2015 tarihi itibariyle sözleşme kapsamındaki işleri bitirip müvekkili şirkete teslim etmesi gerekirken 27.04.2016 tarihi itibariyle teslim edemediğini ve bu nedenle sözleşmenin Kayseri 7. Noterliğinin 27.04.2016 tarihli … ve … nolu ihtarlarıyla feshedildiğini, mahkemece yapılan yargılamada ve alınan bilirkişi raporlarında yaptırdıkları tespit dosyası dikkate alınmadan hüküm kurulduğunu, oysaki karşı tarafın tespit dosyası olan Kayseri 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin… sayılı dosyasının hükümde temel teşkil ettiğini, kendilerince yaptırılan Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin…sayılı dosyasının ise hiç dikkate alınmadığını, her iki tespitin aynı tarihte yapıldığını, davacı şirketin imalatı tespit tarihleri olan Nisan 2016 tarihinde sonlandırdığını ve sözleşmeler gereği yapması gereken imalatın sadece %85’ni yaptığını, ancak %100’nün bedelini istediğini, mahkemece de bunun kabul edildiğini, faturanın tek başına delil olamayacağını, davacının işi eksiksiz yaparak teslim ettiğini kanıtlaması gerektiğini, mahkemece sadece tarafların defter ve faturaları incelenmek suretiyle hüküm kurulduğunu, davacının sözleşmede olmayan ve 18.05.2015 tarihli sözleşmenin ilgili maddesinde “iş miktarında, keşifte ve sözleşmede görünmeyen işler için işveren ile yüklenici anlaşarak bu anlaşma uyarınca yüklenicinin imalatları yapacağı, keşif listelerinde bulunmayan imalatlarda işveren ile yapılacak imalat ve fiyat konusunda mutabık kalındıktan sonra imalatın sürdürülecek olduğu” belirtilerek sözleşmede bulunmayan imalatların iki tarafın mutabakatıyla yapılacağı açıkken dosyada bu mutabakata ilişkin tek bir belge dahi yok iken davacının kendi insiyatifi ile sözleşmenin 4.,10.,14.,21.ve24. maddeleri gereği yüklenici olan davacının müvekkilinden yazılı olarak talimat almasını öngörmesine rağmen, teslimde gecikme olması durumunda süre uzatımı için yazılı başvuru yapılması gerektiği halde bunların hiçbirini yapmayan davacıznz kendi iradesi ile imalat değişikliği yapıp bunun bedelini müvekkilinden talep ettiğini mahkemece de bunu kabul edildiğini, davacı tarafından düzenlenmiş ve müvekkilince onaylanmış hakedişin sadece üç adet olduğunu, bunun dışındaki hakedişlerin müvekkilince onaylanmadığını, mahkemece bilirkişilerden istenilmesi gerekenin tespit tarihleri olan Nisan 2016 tarihine kadar davacının sözleşmeler çerçevesinde yaptığı imalatların seviye ve bedellerinin belirlenmesi ve sözleşme harici yapılan imalatların bedelininbelirlenerek bunların sözleşme çerçevesinde yapılıp yapılmadığının tespiti ve Yargıtay 15. HD. nin kararı doğrultusunda fiili olarak Nisan 2016 tarihi itibariyle yapılan imalatların bedelinin ödemelerden mahsuplaştıktan sonra davacının alacağının varlığı ya da yokluğu konusunda rapor alması ve o doğrultuda karar vermesi gerekirken, bunların hiçbirisinin yapılmadığını, bilirkişilerce itirazlarına rağmen imalatın tamamının davacı tarafından yapıldığı kabul edilerek, sözleşmenin maddeleri dikkate alınmadan, karşılıklı mutabakat sağlanmadan, yazılı onay alınmadan yapılan imalatlar ve sözleşme %100 tamamlanmışcasına taraf defterleri incelenmek suretiyle rapor hazırlandığını ve mahkemenin de bu raporlara dayanarak hüküm kurduğunu, bunun usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilince toplamda 1.094.000,00TL ödeme yapıldığını, hak etmediği halde yapmadığı ya da kendi isteğine göre yaptığı imalatlar bedeli olarak davacının 472.611,00TL daha almak istediğini, oysa ki dosyaya sunulan 14.05.2018 tarihli tarafsız kişilerden oluşan heyet tarafından yapılan incelemede, davacı tarafından toplamda yapılmış, sözleşme dahilinde sözleşme harici onaylı, onaysız imalat toplamının 1.334.937,75TL olduğunu, mahkemenin kabulünde olduğu gibi imalat toplamının 1.566.114,85TL olmadığını, mahkemece 231.177,00TL hiç yapılmamış imalatın bedeline hükmedildiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkin olup mahkemece verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamından davalı … …Ltd. Şti.’nin reddi hakim talebi üzerine Kayseri 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin…. esas sayılı 12 /01/2017 tarihli kararı ile reddi hakim talebinin reddine karar verildiği ve kararın istinaf edilmeksizin 30/01/2017 tarihinde kesinleşmiş olduğu anlaşılmıştır,
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, mahkemece dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına ve özellikle mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporu ve ek raporunun, taraflar arasındaki sözleşmeler, sözleşmeler kapsamında düzenlenen belgeler taraflarca yaptırılan tespitte alınan raporlar ve taraf ticari defterleri de değerlendirilmek suretiyle mahallinde keşifle yapılan inceleme kapsamında düzenlenmiş bulunmasına, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1530. maddesindeki ticari hükümlerle yasaklanmış hükümler ile mal ve hizmet tedarikinde geç ödemenin sonuçları ile ilgili düzenlemenin 2.ve 4.bentlerinin ticari işletmeler arasında mal ve hizmet tedariki amacıyla yapılan işlemlerde uygulanması mümkün olup, yanlar arasındaki sözleşmenin eser sözleşmesi ilişkisi olması nedeniyle somut olayda bu madde hükmünün uygulanmasının mümkün olmamasına(Yargıtay 15 HD …
göre taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının 6100 Sayılı HMK.nun 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınması gereken 32.284,05 TL istinaf karar harcından peşin alınan 8.071,01TL harcın mahsubu ile bakiye 24.213,04 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderleri ile ödenen başvurma harçlarının kendileri üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 15/04/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan… Üye… Üye… Katip…
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır