Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2021/161 E. 2022/1275 K. 21.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2021/161 – Karar No:2022/1275
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/161
KARAR NO : 2022/1275
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/12/2019
NUMARASI : 2017/310 E-2019/1048 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 21/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 06/01/2023
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan itirazın iptali davasında mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; müvekkili ile davalıların oluşturduğu iş ortaklığı arasında imzalanan 15/04/2015 tarihli sözleşme uyarınca müvekkilinin edimini yerine getirdiğini, sözleşmede belirtilen işin metrajından çok daha fazlasının müvekkilince imal edildiğini, kesin hakediş bedeli olan, faturalandırılan 457.067,51 TL’nin ve işin uzamasından kaynaklı başkaca taleplerin yerine getirilmesi için davalılara ihtar gönderildiğini, davalı tarafın cevabi ihtarında faturayı kabul etmediğini bildirdiğini, alacağın tahsili için Ankara 32. İcra Müdürlüğünün 2017/4373 sayılı dosyasında takibe geçtiklerini, davalı tarafın itirazı sonucu takibin durduğunu, itirazın haksız olduğunu belirterek; davalıların Ankara 32. İcra Müdürlüğü’nün 2017/4373 sayılı icra takibine yaptıkları itirazın iptali ile alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatı takdirini talep etmiştir.
Davalılar vekili; 02/11/2015 tarihli zeyilname ile işin 30/04/2016 tarihine kadar uzatıldığını, cezalı sürenin bu tarihten sonrası için uygulandığını, davacının yeterli sayıda personel bulundurmadığını ve işleri geciktirdiğini, davacının işi bitirdiğini iddia ettiği tarihten 9 gün sonra 24/08/2016 tarihli hazırlanan 7 nolu hakedişte işin %85 oranında bitirildiğinin görüldüğünü, davacının, verilen ek sürenin son günü olan 30/04/2016 tarihinde şantiyeyi terk ettiğini, sözleşmenin 4. maddesi gereğince 16/12/2016 tarihine kadar 231 günlük gecikme karşılığı 2.689.770,00 TL gecikme cezası ödemesi gerektiğini, gecikme cezası, takozlu palet – sandık ve fire miktarlarının mahsubundan kurtulmak için kötü niyetli çabalar gösterildiğini, 24/08/2016 tarihli 7. hakedişten sonraki imalatlar için Aralık 2016 tarihinde 8 nolu hakediş çalışmaları için şantiyeye davet edilen davacının mahsup işlemlerini kabul etmeyerek şantiyeyi terk ettiğini, davacının taahhüt ettiği fire oranını aşan fire bedelini ödemesi gerektiğini, bu yönde davacı tarafından imzalanan ataşmanın bulunduğunu, davacının hataları nedeniyle belirlenen fire oranını aşan ekstra sarfiyatın 407.050,79 TL tutarında olduğunu, 1139 adet sandık ve 90 adet takozlu paletin davacı tarafından iade edilmemesi sebebi ile 89.786,20 TL tutarında depozitonun geri alınamadığını, kesin teminat mektubunun süresi uzatılmadığından nakit teminat kesintisi yapılması gerektiğini, gelinen aşamada sözleşmenin 28. maddesi gereği nakit teminatın irat kaydedilmesi şartlarının gerçekleştiğini ve irat kaydedildiğini, geçici kabul bile yapılmadan kesin kabul yapıldığının ileri sürülmesinin kötü niyetli olduğunu, sözleşme dışı ek imalat için sözleşme fiyatı dışında bir bedel talep edilmesinin mümkün olmadığını, davacının işyerini terk etmesi sebebi ile eksik ve kusurlu imalatların sözleşme gereği nam ve hesaba 3.kişilere yaptırıldığını, bunların bedelinin ödenmesinin gerektiğini, 3. kişilere şimdilik 2.634,35 TL ödendiğini, ilave olarak 18 adet dairede eksiklikler bulunduğunu, alt kata su sızdığını ve daire başı yaklaşık 1.000,00 TL harcama yapılması gerektiğini,10 adet dairede ters eğim verildiğini bunun için tadilat yapılması gerektiğini belirterek; 2.689.770,00 TL gecikme cezası, 407.050,79 TL aşan fire bedeli, 89.786,20 TL palet bedeli, önceki hakedişlere giren son hakedişe girmeyen 36.131,60 TL kesintiler, 2.634,35 TL 3. kişi işçilik bedelinin hakediş ve teminatlardan mahsubunu ve aşan kısma yönelik haklarının saklı tutulmasını savunmuştur.
Mahkemece; davanın, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali ve inkâr tazminatı istemine ilişkin olduğu, tarafların kabulünde olan 15/04/2015 tarihli taşeron sözleşmesinde davacının taşeron, davalı şirketlerin oluşturduğu iş ortaklığının ise yüklenici olduğu, sözleşmenin konusunun … Projesine ait sözleşme ekindeki teknik şartnamede belirtilen seramik işçiliği ve ıslak hacimlere izolasyon yapılması işi olduğu, yer teslimi ile işe başlanacağının ve 15/08/2015 tarihinde işlerin bitirileceğinin, gecikilen her gün için sözleşme tutarının %0,6’sı oranında ceza verileceğinin, ancak bu süre 10 günü geçtiği takdirde gecikilen her gün için cezayı alarak beklenebileceğinin veya işin feshedileceğinin, 02/11/2015 tarihli zeyilname ile sözleşmenin 4.2 maddesinde yapılan değişikliğe göre işin 30/04/2016 tarihinde tamamlanacağının kararlaştırıldığı, dosya kapsamına, toplanan delillere, iddia, savunma, tanık anlatımları ve bilirkişi rapor ve ek raporuna göre; tarafların kabulünde olan 15/04/2015 tarihli taşeron sözleşmesi uyarınca davacı taşeronun üstlendiği işi gecikmeli olarak yapıp teslim ettiği, her ne kadar bilirkişi raporunda; ince işler şefi tarafından gönderilen 02/08/2016 tarihli e-postaya göre; işin bitirilme süresinin 15/08/2016 tarihine kadar uzatıldığı, anılan e-postaya göre 50.000,00 TL veya 81.508,00 TL cezai şart istenebileceği belirtilmişse de, ince işler şefi tarafından gönderilen söz konusu e-posta, davalı şirketleri bağlamayacağından, anılan e-postaya göre cezai şart hesabı yapılamayacağı, davacı taşeronun zeyilnameye göre 30/04/2016 tarihinde bitirmesi gereken işi 22/08/2016 tarihinde, 114 gün gecikmeli olarak yapıp davalı tarafa teslim ettiği, sözleşmenin 4.maddesine göre davalı tarafın 1.327.419,00 TL cezai şart alacağı doğduğu, davalı tarafın sandık ve takozlu palet depozito bedeli talepleri ile üçüncü kişilere işçilik bedeli olarak ödenen tutarlara ilişkin ileri sürdüğü alacaklarını ispatlayamadığı, bu kalemlere ilişkin talebinin yerinde olmadığı, bilirkişi raporunda davacı tarafın son hakedişten dolayı 257.205,38 TL alacağı bulunduğu bildirilmişse de davalı tarafın gecikme cezası alacağının bu tutarın üzerinde olduğu, davalı tarafın cezai şart alacağını davacı tarafın hakediş alacağından mahsup etmekte haklı olduğu, davalı tarafın icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olduğu gerekçesiyle davanın reddine, davalı tarafın kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf başvurusunda; işin geç teslim edildiği ve davalının gecikme cezası alacağı doğduğu yönündeki kabulün, maddi ve hukuki gerçeklere aykırı olduğunu, müvekkilinin kusurundan kaynaklanan gecikme olmadığını, işin uzamasının davalıdan kaynaklanan nedenler olduğunun, dosyada mevcut olan ve bilirkişi ek raporuna karşı itiraz dilekçesi ekinde tekrar sunulan 19/05/2015 Saat 11:36 – 19/05/2015 Saat 11:44 – 29/05/2015 – 27/08/2015 Saat 11:56 – 27/08/2015 Saat 14:03 – 03/09/2015 – 06/11/2015 – 15/11/2015 ve 07/04/2016 tarihli e-posta yazışmaları ile bu e-postalar ekinde gönderilen fotoğraf ve belgelerden sabit olduğunu, davalı tarafın müvekkiline malzeme teslim tarihlerinin de, işin uzamasının davalı taraftan kaynaklandığını ispatlayan bir diğer olgu olduğunu, zira bilirkişi kurulunun ek raporunda da vurgulandığı üzere, depo fişlerine göre davalı tarafça müvekkiline son malzeme teslim tarihinin 10/08/2016 tarihi olup, imalata konu seramiklerin davalılarca ancak bu tarihte teslim edilebildiğini, bu malzemeler teslim edilmeden müvekkilinin imalat yapamayacağının aşikar olduğunu, iş bitim tarihinin önce zeyilname ile akabinde fiilen uzatılması vakıalarının dahi, işin uzamasının davalı taraftan kaynaklandığını ispat eder nitelikte olduğunu, davalı tarafın, müvekkili tarafından işin usulüne uygun şekilde kendilerine teslimi üzerine sözleşmenin 29. maddesinde yer alan “taahhüdün sözleşme ve şartname hükümlerine uygun biçimde yerine getirildiği, usulüne göre anlaşıldıktan sonra’’ hükmü uyarınca 08/06/2016 tarihli 127273 no’lu ve 14/11/2016 tarihli ve … no’lu teminat mektuplarını müvekkiline iade ettiğini, dolayısıyla, işin sözleşmeye uygun şekilde teslim edilmesine ve kesin teminat mektuplarının müvekkiline iade edilmesine, yani fiili olarak işin kesin kabulü yapılmasına rağmen, sözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı şekilde kesin kabul tutanaklarının onaylanmadığını, öte yandan, bilirkişi kurulunun ek raporunda, e-posta yazışmaları ve SGK kayıtları da dikkate alınarak, alternatifli 4 farklı ceza tutarı belirlenmiş olup, bu belirlemede yer alan “işin bitirilmesi gereken tarih” ve “iş teslim tarihi” hususlarına ilişkin bazı tespit ve hesaplamaların da eksik ve hatalı olduğu gibi, maddi gerçeklere ve sözleşmeye aykırı olduğunu, “İşin bitirilmesi gereken tarih”in, davalı tarafın ince işler şefi tarafından taşeronlara gönderilen e-postada müvekkili için belirtilen 15/08/2016 olduğu tespitinin doğru olup, dosya kapsamından görüleceği üzere müvekkilinin işi tam olarak bu tarihte (15/08/2016 tarihinde) bitirdiğini, dolayısıyla, davalılardan kaynaklanan sebeplerle uzamış olan işin, davalı tarafın talep ettiği tarihte bitirildiği açık olup, davalılarca bu tarihte işin teslim edilmediğine ilişkin olarak süreç içinde bir beyanları ve itirazları da olmadığını, “İşin teslim tarihi”nin, müvekkilinin SGK kayıtlarından yola çıkılarak, 22/08/2019 tarihi olduğu yönündeki tespitinin, olasılık hesabına dayanmakta olup, müvekkilinin işi bitirdiği tarihin dava dilekçesinde belirtildiği ve dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden sabit olduğu üzere 15/08/2016 tarihi olduğunu, müvekkilinin alacağının eksik ve hatalı hesaplandığını, bilirkişi kök raporunda yapılan hesaplama modülüne göre; bu hakediş yapılan imalat tutarı 384.657,10 TL, KDV (%18) 69.238,28 TL, KDV dahil toplam 453.895,38 TL, Kesintiler Stopaj (%3) 11.539,71 TL, Fire oranını aşan seramik bedeli (KDV dâhil) 5.207,69 TL ( ÜFE oranı hesabına göre), Toplam Kesinti 16.747,40 TL, Ödenecek net tutar (TL) 437.147,98 TL olduğunu, dolayısıyla bilirkişi kurulunun hesaplama yöntemi kabul edildiği takdirde, müvekkilinin alacağının 437.147,98 TL olarak kabul edilmesi gerektiğini belirterek; usul ve esas bakımından hukuka aykırı olan mahkeme kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını ve davanın tam kabulü ile itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, bakiye iş bedelinin tahsili için yapılan ilamsız takibe itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. Maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasında düzenlenen 15/04/2015 tarihli “Taşeron Sözleşmesi” niteliği itibariyle 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi olup, davacı taşeron, davalı iş ortaklığı yüklenicidir. Bu sözleşme ile davacı taşeron,… Parselde muhkim … projesinin seramik işçiliği ve ıslak hacimlerinin izolasyonu işini üstlenmiştir. Sözleşmenin 4.maddesinde, taşeronun yer teslimi ile birlikte işe başlayacağı, 15/08/2015 tarihinde bütün işleri eksiksiz olarak tamamlayacağı kabul edilmiştir. Aynı maddenin devamında ise, işin belirtilen tarihte bitirilmemesi halinde geçen her gün için sözleşme tutarının %0,6 (binde altı)’sı oranında cezanın müteahhitçe taşerondan kesileceği, ancak bu süre 10 günü geçtiği takdirde veya sözleşme süresi içinde taşeronun geçerli bir sebebi olmadan iş programına uymaması/aksatması durumunda müteahhidin gecikilen her gün için bu cezayı alarak beklemek veya bu sözleşmeyi hiçbir hüküm ve karar almaksızın tek taraflı feshederek sözleşmeden doğan menfi ve müspet zararlarını taşeronun teminatını irad kaydederek, şantiyede bulunan malzeme, alet ve edevat, alacaklarına el koymak hakkına sahip olduğu kabul edilmiştir. Yine taraflar arasında düzenlenen 02/11/2015 tarihli zeyilname ile işin süresi ve bitirilme tarihi 30/04/2016 tarihine ötelenmiştir.
Davacı taşeron vekili, sürenin davalılardan kaynaklı nedenlerle uzadığını işin, davalı tarafın ince işler şefi tarafından taşeronlara gönderilen e-postada müvekkili için belirtilen 15/08/2016 tarihinde bitirildiğini ileri sürmüş, davalılar vekili davacının, verilen ek sürenin son günü olan 30/04/2016 tarihinde şantiyeyi terk ettiğini, sözleşmenin 4. maddesi gereğince 16/12/2016 tarihine kadar 231 günlük gecikme karşılığı 2.689.770,00 TL gecikme cezası ödemesi gerektiğini savunmuştur. Taraflar arasındaki sözleşmenin feshedilmeyip, ayakta olduğu, davalıların ince işler şefi …’nın 02/08/2016 tarihli e-mail’i dikkate alındığında işin taşeron tarafından tamamlanıp teslim edildiğinin kabulü gerektiğinden, davalıların, davacının iş yerini 30/04/2016 tarihinde terk ettiği savunması yerinde görülmemiştir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin yukarıda belirtilen 4.maddesi hükmü Türk Borçlar Kanunu’nun 179/2 maddesinde düzenlenen “ifaya ekli ceza” niteliğindedir. İfaya ekli ceza, borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa alacaklı, hakkından açıkça feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça, asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebilir. Madde hükmünden de anlaşılacağı üzere, gecikme cezasının istenebilmesi için sözleşmede açıkça kararlaştırılmış olmadıkça gecikmiş ifanın çekincesiz olarak kabul edilmemesi gerekir. Aksi halde cezai şartı isteme hakkı düşer.
Dosyada bulunan bilgi ve belgeler incelendiğinde, işin davacı taşeron tarafından teslim edildiği, bununla birlikte davalı yüklenici ortaklık tarafından iş teslim alınırken ihtirazi kayıt konulmadığı, bu durumda cezai şartı isteme hakkının düştüğü anlaşılmakla, Mahkemece, davalı yüklenici ortaklığın cezai şarta yönelik mahsup talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
Bu kabule göre davacının talebinin incelenmesinde; mahkemece alınan 30/09/2019 tarihli ek bilirkişi heyeti raporunda davacının hakediş alacağının hesaplaması yapılmış olup, yapılması gereken kesintilerden sonra bakiye alacağının 257.205,38 TL olduğu tespit edilmiş olmakla, davacının takipteki asıl alacak talebinin bu miktar yönünden kabulüne karar verilmesi gerekmiştir. Yine dava konusu icra takibinde takipten öncesi yönünden faiz talebinde bulunulmuş olup, yapılan incelemede davacı tarafından davalılara gönderilen Ankara 59. Noterliği’nin 09/02/2017 tarih ve … yevmiyeli ihtarının temerrüt ihtarı niteliğinde olduğu, bu ihtara davalılar tarafından Ankara 24.Noterliği’nin 17/02/2017 tarih ve … yevmiyeli ihtarı ile cevap verilmiş olup, en geç bu tarih itibariyle davalıların temerrüde düştükleri, bu durumda davacının icra takibinde 17/02/2017 tarihi ile icra takibinde talep edilen 23/02/2017 tarihi arasında işlemiş faiz talebinde bulunabileceği, yapılan hesaplamaya göre talep edilebilecek faiz miktarının 412,23 TL olduğu anlaşılmakla bu miktar işlemiş faiz alacağı yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
Tarafların icra inkar tazminatı ve kötüniyet tazminatı taleplerinin incelenmesinde ise; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67/II. maddesi uyarınca itirazın iptâli davalarında icra inkar tazminatına hükmedilmesi için takip borçlusunun takibe itirazında haksız olması gerekir. Şayet alacak likit değilse borçlunun takibe itirazında haksız olduğundan söz edilemez. Somut olayda açılan itirazın iptâli davasında davacının alacağı yargılama sırasında alınan bilirkişi kök ve ek raporu ile belirlenmiş ve bu doğrultuda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu durum karşısında alacağın likit olduğundan ve davalının takibe itirazında haksız olduğundan söz edilemeyeceğinden, davacının icra inkâr tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Davalının kötüniyet tazminatı talebinin incelenmesinde ise, davacının icra takibi yapmakta kötüniyetli olduğu ispat edilemediğinden, bu talep kaleminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının HMK’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, davalıların Ankara 32. İcra Müdürlüğü’nün 2017/4373 Esas sayılı icra dosyasına yaptıkları itirazlarının kısmen iptali ile takibin 257.205,38 TL asıl alacak ve bu alacağa 17/02/2017 – 23/02/2017 tarihleri arası süre için işleyen 412,23 TL faizi ile birlikte devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, icra inkâr ve kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/12/2019 tarih ve 2017/310 Esas- 2019/1048 Karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
-Davalıların Ankara 32. İcra Müdürlüğü’nün 2017/4373 Esas sayılı icra dosyasındaki vaki itirazlarının kısmen iptali ile takibin 257.205,38 TL asıl alacak, 412,23 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 257.617,61 TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
4-Davacının icra inkâr ve davalıların kötü niyet tazminatı taleplerinin REDDİNE,
5-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 17.597,85 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 5.680,84 TL harcın mahsubu ile bakiye 11.917,01 TL harcın davalılardan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
6-Davacı tarafından yatırılan 5.680,84 TL peşin harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 31,40 TL başvurma harcı, 147,8‬0 TL tebligat ve müzekkere gideri ve 3.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.179,2‬0 TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre (%54,76) hesaplanan 1.740,92 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 39.066,47 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 32.784,70 TL
vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
11-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran ilgili tarafa iadesine,
İstinaf incelemesi yönünden;
12-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
13-Davacı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 9,00 TL tebligat gideri ve 39,70 TL dosya posta gideri olmak üzere toplam 197,3‬0 TL istinaf yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 21/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır