Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2021/16 E. 2022/985 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2021/16 – Karar No:2022/985
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/16
KARAR NO : 2022/985

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/03/2020
NUMARASI : 2018/751 E-2020/216 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 12.10.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 14.10.2022
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin davada mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili: Müvekkilinin … San. Tic. Ltd Şti nin İç Anadolu Bölge Bayisi olduğunu, dava dışı …… Ltd Şti tarafından yapılan 03.04.2018 tarihli protokol ve 03.04.2018 tarihli satın alma formu gereği 30.000 adet punch pimi ve 34.000 adet die pimi sipariş edildiğini, protokol gereği bu siparişin dava dışı … şirketine 15.07.2018 tarihinde teslim edilmesi gerektiğini, yine aynı protokol gereği sipariş konusu ürünlerin belirlenen teslimat tarihinde teslim edilmemesi halinde müvekkilinin 50.000,00 TL cezai şart ödeyeceğinin kararlaştırılmış olduğunu, müvekkili şirket tarafından imal edilen pimlerin dava dışı … şirketine teslime hazır hale getirilmek adına ısıl işleme tabi tutulmak üzere davalı şirkete 20.06.2018 tarihinde ısıl işlem sipariş formu ile teslim edildiğini, bu işlem bedelinin davalıya (faturadaki tutarın) nakit olarak ödendiğini, davalı şirket tarafından ısıl işleme tabi tutulan pimlerin müvekkili davacıya bozulmuş, yamulmuş, ölçüleri değişmiş, erimiş, kullanılamaz halde teslim edildiğini, bu durumun sebebinin ise ısıl işlem uygulamasında gereken ısıdan daha fazla ısı verilmesi olduğunu, müvekkili şirket tarafından çoğunluğu bozulmuş olan sipariş konusu pimlerin dava dışı … şirketine gönderildiğini, ancak ürünler ısıl işlem sonrası erimiş yamulmuş çarpılmış olarak teslim edildiğinden iadesi yapılmış ibaresi ile 11.07.2018 tarihli iade faturası ile iade edildiğini, akabinde … tarafından verilen termine uyulmaması işlemlerin gecikmesi sebebi ile 03.04.2018 tarihli protokol gereği 50.000,00TLcezai şart bedelinin ödenmesinin talep edildiğini, müvekkilinin iş yaptığı bölge bayisi olduğu şirkete karşı zor durumda kaldığından ve devam eden işler nedeniyle işlerin sekteye uğramaması için bahsi geçen 50.000,00 TL cezai şartı 20.07.2018 tarihinde ödemek zorunda kaldığını, davalının hatalı işlemi nedeniyle ödenen cezai şartın da davalıdan tahsilini talep ettiklerini, müvekkili şirketçe Ankara 10. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/163 D. İş sayılı dosyası üzerinde delil tespiti yaptırıldığını, bilirkişi raporunda tespit konusu pimlerde görülen çap daralması ve erimelerin davalı şirket tarafından yapılan ısıl işlemden kaynaklandığı ve malzemelerin bu haliyle kullanılmasının mümkün olmadığının tespit edildiğini belirterek fazla hakları saklı kalmak kaydıyla, davalı şirketin hatalı ısıl işlem uygulaması sonucu müvekkili şirketin zararının tazmini için şimdilik 1.000,00 TL’nın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, davacı vekili 19/02/2020 tarihli ıslah dilekçesiyle 50.075,00 TL ayıplı maldan kaynaklı iade edilen faturadan uğranılan zarar, 50.000,00 TL ayıplı olduğu için iade edilen ürünler nedeniyle dava dışı …’a ödenmek zorunda kalınan cezai şart tutarı, 354,00 TL ısıl işlem bedeli için davalıya ödenen tutar olmak üzere davadaki talebini toplam 100.429,00 TL’na yükselterek bu miktarın ticari faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili: Müvekkili ile davacı firma arasında herhangi bir sözleşme imzalanmadığını, … sıra nolu fatura ile düzenlenen toplamda 354,00 TL işleme bedeli haricinde herhangi bir ilişkinin bulunmadığını, dava dilekçesinde belirtilen 03.04.2018 tarihli protokolün taraflarının ……Ltd Şti ile davacı olduğunu ve müvekkilinin bu sözleşme ve sözleşme ferilerinden kaynaklı herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, bu nedenlerle müvekkili hakkındaki davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, davacı …‘ye ait işlerin 20.06.2018 tarihinde müvekkili firmaya teslim edildiğini ve 220118 nolu ısıl işlem sipariş formu ile kayıt altına alındığını, kayıtlara göre gelen malzeme toplamının 75 kg olduğu parçaların tek tek sayılmadığını, müvekkillerinin ağırlık birimi esası ile çalıştıklarını, malzemelerin müvekkili şirkete irsaliye ile teslim edilmediğini, davacının getirdiği malzeme cinsinin otomat çeliği olduğunu, kaldıki bu çeliğin uluslararası kalite standart numarasını dahi belirtmediğini, sadece 40-45 Hrc sertlik değerine ulaştırılmasını istediğini, başkaca hiçbir bilgi vermediğini veya talepte bulunmadığını, davacı firma tarafından istenen talepler ve bilgilere göre malzemelerin ısıl işleminin yapıldığını, 31.08.2018 tarihli bilirkişi raporunda, malzemelerin işçiliğinden mi veya teknik bir hatadan mı kaynaklanabileceği hususunda herhangi bir açıklamada bulunulmayarak sadece malzemelerin ısıl işlem sonucu çapının ölçülmesiyle yetinildiğini, eksik inceleme ve tespiti kabul etmeyerek itiraz ettiklerini, kaldı ki malzemelerin davacıya teslim edilirken davacı tarafın malzemelerin kontrol edildiğini ve herhangi bir itirazda bulunmadığını, fatura bedelini de ödeyerek müvekkili şirketin adresinden memnun bir şekilde bizzat malzemeleri teslim aldığını belirterek davanın husumet ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince: Davanın sözleşmeye aykırılık nedeniyle ortaya çıkan ayıba istinaden tazminat istemine ilişkin olduğu, tüm dosya kapsamı ve deliller, tarafların iddia ve savunmaları, taraflar arasında yapılan sözleşme ile davacı ve dava dışı şirket arasında yapılan protokol kapsamı hep birlikte dikkate alındığında, dava dışı …. şirketi ile davacı şirket arasında 03/04/2018 tarihli protokol ve satın alma formu gereğince 30.000 adet punch pimi ve 34.000 adet die pimi siparişi üzerinden sözleşme imzalandığı, bu siparişlerin 15/07/2018 tarihinde teslim edilmesi gerektiği, aksi halde 50.000,00 TL cezai şart ödenmesinin taraflarca kararlaştırıldığı, bu çerçevede davacı şirket tarafından imal edilen pimlerin teslime hazır hale gelmesi için ısıl işleme tabi tutulmak üzere davalı …. şirketine 20/06/2018 tarihinde teslim edilerek bedelinin 354,00 olarak nakit ödendiği, davalı şirketin teslim edilen pimleri ısıl işlem sonrası bozulmuş, yamulmuş, ölçüleri değişmiş, erimiş, kullanılamaz halde davacı şirkete iade ettiği, buna karşın davacı şirket tarafından açık ayıplı olduğu kabul edilen bu siparişe konu olan pimlerin dava dışı … Şirketi’ne gönderildiği, akabinde 11/07/2018 tarihli iade faturası ile ürünlerin yamulmuş, çarpılmış olarak teslim edildiğinden bahisle dava dışı şirket tarafından davacı şirkete geri gönderildiği, dava dışı … Şirketi’nin talebi üzerine 03/04/2018 tarihli protokol uyarınca davacı şirketin 50.000,00 TL cezai şart ödemek zorunda kaldığı, davalının hatalı ısıl işlemi nedeniyle dava dışı … Şirketi’ne ödemek zorunda kaldıkları cezai şart ile ısıl işlem bedeli ve iade edilen fatura bedelinin davalı şirket tarafından davacı şirkete ödenmesi gerektiğinin ileri sürüldüğü anlaşılmış ise de, TBK 474.madde gereğince davacı pimleri teslim aldığında teslim edilen eseri gözden geçirerek açık ayıpları belirlemek sureti ile usulünce davalı şirkete ayıp bildiriminde bulunmadığı, davalının ısıl işlemle davacıdan teslim aldığı pimlerde bozulmaya neden olduğu dosya kapsamı itibariyle sabit olup bu bozulmalar ürünler incelendiğinde çıplak gözle tespit edilebilir nitelikte bulunduğundan açık ayıp niteliğinde olduğu, davacı şirketin dava dışı şirkete 15/07/2018 tarihinde söz konusu pimleri teslim borcu altında bulunmasına karşın yaklaşık bir hafta önce pimleri davalıdan teslim alarak dava dışı … Şirketine teslim etmiş olduğu, erken teslim bulunması dikkate alındığında davalı şirket gecikmeye yol açmadığı gibi, davacı şirketin bu pimleri gözden geçirip inceleme yapmak için de yeterli süresi bulunduğu, bu sürede davalıya ayıp bildiriminde bulunma imkanı olduğu, ancak ayıp bildiriminde bulunmadığı, bu halde davacının meydana gelen zararlarını davalıdan talep edemeyeceği, taraflar arasında süregelen sürekli bir ticari ilişki ya da yazılı sözleşme bulunmadığı, davacı ürünleri teslim aldıktan sonra süresi bulunduğu halde açık ayıp nedeniyle kendi üzerine düşen ihbar ve kontrol yükümlülüklerini yerine getirmediği için oluşan zarara kendisinin katlanması gerektiği, her ne kadar davacı şirket dava dışı şirketin 11/07/2018 tarihinde iade faturası düzenlemesinden yaklaşık 6 gün sonra davalı aleyhine tespit yaptırmış ise de, dava dışı şirkete söz konusu ayıplı pimleri teslimden önce kontrol ve ihbar yükümlülüğünün yerine getirilmesi gerektiği kanaatına varıldığından davanın yerinde görülmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Davalı şirket tarafından müvekkili şirketin teslim ettiği pimlere ısıl işlem uygulanması esnasında gereken ısıdan daha fazla ısı verilmiş olması nedeniyle pimlerin bir kısmında bozulmalar, erimeler meydana geldiği, bu durumun pimlerin … şirketi tarafından kullanılacağı aşamada anlaşıldığını, bunun üzerine müvekkilince 2018/163 D.iş sayılı dosyada delil tespiti yaptırıldığını, yine bu nedenle de müvekkilinin … şirketine cezai şart ödemek zorunda kaldığını, dava konusu pimlerde meydana gelen bozulmaların açık ayıp niteliğinde değil gizli ayıp niteliğinde olduğunu, zira dava konusu pimlerin tamamında çıplak gözle görülür şekilde bozulmaların mevcut olmadığını, mahkemeye delil olarak teslim edilen 15-20 adet numunenin davalı tarafından çuvalın altına gizlenen, en bariz deformasyona uğrayan pimler olduğunu, oysaki sağlam görünen pimlerde de milimetrik deformasyon olmakla, mahkemeye bu deformasyonun gözle tespit edilemeyeceği düşünülerek teslim edilmediğini, mahkemece bilirkişi marifetiyle yerinde inceleme yapılmadığından hüküm kısmında hataya düştüğünü, zira mahkemeye sunulan 15-20 adet numune pim ile sonuca ulaşılmasının mümkün olmadığını, pimlerde çıplak gözle bakıldığında anlaşılmayacak ve fakat teknik ölçümlemeler ile yahut kullanım esnasında ortaya çıkabilecek çap daralmaları olduğunun Ankara 10. Sulh Hukuk Mahkemesi’ nin 2018/163 D. İş sayılı dosyasından yaptırılan tespit neticesi düzenlenen 31.08.2018 tarihli rapor ile sabit bulunduğunu, dava dosyası kapsamında alınan kök ve ek raporlarda ise, tespit dosyasından alınan bilirkişi raporunda olduğu şekilde, pimlerdeki bozulmaların niteliğini açıklayacak ayrıntılı bir teknik inceleme yapılmadığnı, salt zarar hesabı yapıldığını, bu nedenledir ki mahkeme tarafından hüküm kurulurken zararın mahiyeti konusunda yanılgıya düşüldüğünü, milimetrik olarak yapılan ölçümleme sonucunda ortaya çıkabilecek bir ayıbın açık ayıp olarak nitelendirilmesinin hatalı bir tespit olduğunu, açık ayıp tespiti ile ilgili itirazlarının 17.05.2019 tarihli bilirkişi kök raporuna itirazlarında da dile getirildiğini, sonrasında alınan her iki ek raporda dava konusu ürünlerdeki ayıbın gizli ayıp olduğunun bilirkişiler tarafından da kabul edildiğini, buna rağmen mahkemenin teknik inceleme neticesi ortaya konulması gereken bir husus ile ilgili bilirkişi raporlarının aksine hüküm kurduğunu, davalı tarafından müvekkili şirkete ısıl işlem sonrası teslim edilen ve çuvallar içerisinde bulunan 64.000 adet pimin her birinin tek tek kontrol edilmesinin mümkün olmadığını, nitekim müvekkili şirkete çuvallarda teslim edilen pimlerin çıplak gözle kontrol edildiğinde ve sondajlama şeklinde tabir edilen yöntemle çuvallardan numune alınıp bakıldığında ısıl işlemden geçip milimetrik bozulan pimler sağlammış gibi göründüğünü ve tüm pimlerin sağlam olduğu düşünülerek dava dışı …’a gönderildiğini, davalı şirketin hatalı ısıl işlem neticesinde ve ağır kusuru ile müvekkili şirkete ait ürünlerde deformasyonlara neden olduğunu ve bu nedenle müvekkilinin zarara uğradığını, ayrıca dava dışı …’ ın müvekkili şirket ile iş ilişkisini kesmesi sebebiyle müvekkili şirketin uğradığı zararın da bulunduğunu, müvekkiline ait muhasebe defter ve kayıtları incelendiğinde dava dışı … ile müvekkilinin hangi aralıklarla ve ne oranda iş yaptığı, bu işler karşılığında hangi ödemeleri aldığı tespit edildikten sonra, müvekkilinin ne miktarda iş kaybına uğradığı somutlaşacak iken bu talepleri ile ilgili hesaplama yapılmadığını belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, tazminat istemine ilişkin olup mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık dava konusu pimlere ısıl işlem yapımını konu alan eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve ödediği başvurma harcının kendisi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 12.10.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan…

Üye…

Üye…

Katip…
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır