Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2021/148 E. 2022/1274 K. 21.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2021/148 – Karar No:2022/1274
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/148
KARAR NO : 2022/1274

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/11/2020
NUMARASI : 2016/910 E-2020/631 K

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 21/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/01/2023
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan alacak davasında mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; müvekkili şirket ile davalıların oluşturduğu iş ortaklığı arasında “… mahallesi 804 Adet Konut, 1 Adet Ticaret Merkezi -Ofis Binası ve 1 Adet Cami İnşaatlarıyla Alt Yapı ve Çevre Düzenlemesi İşinde Tünel Kalıp ve Ahşap Kalıp İmalatlarının Yapımı”na ilişkin 29/01/2016 tarihli taşeronluk sözleşmesinin imzalandığını, müvekkilinin sözleşme gereğince yapması gereken işlerin %99,47 ‘sini tamamladığını, kalan kısmın ise davalı tarafın kusuru nedeniyle tamamlanamadığını, Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1732 D. İş sayılı dosyasında tespit yaptırdıklarını ve bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davalı iş ortaklığından kaynaklanan 73 günlük gecikmenin bulunduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin hakediş ödemelerini düzenleyen maddelerinde de belirlendiği gibi İdare, davalı İş Ortaklığına hakediş ödemesi yaptıktan sonra 1 hafta içinde davacı müvekkili şirkete hakediş ödemesi yapılacağının belirlendiğini, müvekkili şirketçe yapılan harici araştırmalar neticesinde davalı ortaklık tarafından ilgili idare olan TOKİ’den Ağustos ayından itibaren müvekkili şirketin sözleşmede belirlenen iş kalemlerine ilişkin yaklaşık 50.000.000,00TL civarında hakediş ödemesinin alındığını, buna rağmen müvekkiline herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalının ilgili idareye hakediş yapması ve ödemeyi almasının müvekkili şirketçe yapılan işin kabul edildiği anlamını taşıdığını, kaldı ki TOKİ’ye başvuruda ve TOKİ tarafından yapılan ödemelerde imalatın eksiksiz ve tam olarak kabul edildiği ve buna dair yapılan hakedişlerin altına hem TOKİ yetkilileri, hem de davalı tarafından imza atıldığını, müvekkili tarafından son olarak davalı tarafa 18/11/2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderilmek suretiyle ödeme yapılmasının istenildiğini, işin 21/10/2016 tarihinde bitirildiğini, ancak davalı tarafından davanın açıldığı tarihe kadar ödeme yapılmadığını belirterek; fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 2.693.605,76TL’nin yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili; davacı şirketin, sözleşme ile kararlaştırılan süre içerisinde yükümlendiği işleri bitirip teslim etmediğini, sözleşmenin gecikme cezasına ilişkin hükmünün davacı şirkete uygulanacağını, işin süresinde bitirilmemesi üzerine Konya 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/54 D.İş sayılı dosyasından bilirkişi marifeti ile 26/09/2016 tarihinde keşif yaptırıldığını ve işin seviyesi ile eksik ve kusurların tespit ettirildiğini, davacı şirket tarafından işlerin tam olarak bitirilip teslim edilmesinin söz konusu olmadığını, davacı şirketin talebi ile Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1732 D.İş sayılı dosyasından aldırılan bilirkişi raporunun gerçek durumu ortaya koymaktan uzak bir rapor olup, rapora itiraz ettiklerini, işin %99,47’sinin bitirildiği iddiasının doğru olmadığını, işin eksik ve kusurlu yapıldığını, eksik ve kusurların bir kısmının müvekkillerinin oluşturduğu iş ortaklığı tarafından yapıldığını, geriye kalan işlerin de bir an önce yapılmasının zaruri olup bu sebeple anılan eksik ve kusurlu imalatların bilirkişi marifeti ile tespiti için Konya 4. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2017/12 D.İş sayılı dosyası ile talepte bulunulduğunu, bilirkişi raporunun henüz ibraz edilmediğini, ayrıca davacı tarafın yapmış olduğu tünel kalıp dışındaki imalatların, tünel kalıp imalatlarına oranla hızının çok geride kalmasının sıralı imalatlara engel olduğunu, dolayısı ile tünel kalıp imalatının hızlı gitmesinin önemini yitirdiğini ve bu nedenle iş ortaklığının alması gereken hakedişleri alamamasına sebebiyet verdiğini, bitirilemeyen imalatlardan dolayı müvekkili şirketlerin ciddi zararlarının oluştuğunu, eksik ve kusurlu imalatlar ve bunların müvekkili şirketler tarafından davacı şirketin namı hesabına yapılması ve bu eksik ve kusurlu imalatların müvekkili şirketlere maliyeti ile getirdiği zararlar henüz tam olarak tespit edilemediğinden davacı yanın kesin hesabının yapılamadığını, bu eksik ve kusurlu imalatların tespiti ile birlikte davacı yanın kesin hesabının yapılıp sözleşme gereği gecikme cezasının da tam olarak hesaplanıp davacı şirketin hesabına yansıtılacağını, eksik ve kusurlu imalatların tespit edilerek müvekkili şirketler tarafından yapılması ve davacı şirkete sözleşme gereği gecikme cezası uygulanması halinde davacı yanın müvekkili şirkete borcu olduğunun ortaya çıkacağını belirterek; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davanın, eser sözleşmesinden kaynaklanan hakediş alacağının tahsili talebine ilişkin olduğu, taraflar arasında 29/01/2016 tarihli Başbakanlık TOKİ Başkanlığı’ndan üstlenilen … Mahallesi 804 adet konut, 1 adet ticaret merkez – ofis binası ve 1 adet cami inşaatları ile alt yapı ve çevre düzenlemesi işi ile ilgili tünel kalıp ve ahşap kalıp imalatları işinin yapılması konusunda taşeronluk sözleşmesinin imzalandığı, davacı tarafından Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1732 D. İş sayılı dosyasında yapılan tespit sonucu alınan bilirkişi raporuna göre; tespit edilen 2.693.605,76 TL alacağın tahsili için işbu davanın açıldığı, davalı tarafından, davacının edimini süresinde tamamlamadığı, işleri eksik ve ayıplı yaptığı, bu nedenle gecikme nedeniyle müvekkilinin sözleşmeden kaynaklanan cezai şart alacağının bulunduğu, ayrıca eksik bırakılan işler nedeniyle müvekkilinin davacı namına yaptığı masraflar nedeniyle alacaklarının bulunduğu gerekçesiyle davanın reddini savunduğu, Mahkemece 17/01/2018 tarihli ara kararla keşif yapılmasına karar verilmiş ise de, keşif ücretinin yatırılmaması ve davalı vekili tarafından işlerin tamamlandığı için ücret yatırmadıkları ve keşfin yargılamaya fayda getirmediğine ilişkin beyanı dikkate alınarak, dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, Mahkemece Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 26/06/2015 tarih, 2015/1104 Esas-2015/3549 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, kesin hesabın mahkemece yaptırılmasına, davacı vekiline sözleşme çerçevesinde dava tarihi itibariyle işin kesin hesabını çıkartarak, mahkemeye sunmak üzere süre verildiği, davacı vekili tarafından 08/02/2019 tarihli dilekçe ekinde, 21/10/2016 tarihli kesin hesap raporunun dosyaya sunulduğu, sunulan rapora, davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine, mahkemece kesin hesabın yapılması için dosyanın bilirkişi kuruluna tevdine karar verildiği, yapılan yargılama sonucunda, toplanan delillerden; taraflar arasında imzalanan taşeronluk sözleşmesi gereğince, davacı tarafından yapılan imalatların bedelinin bilirkişiler tarafından davalıların Konya 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/54 D.İş sayılı dosyasında yaptırdıkları tespit sonucu düzenlenen rapor esas alınarak belirlendiği, KDV dahil hakediş tutarının 7.657.375,19 TL olduğu, bu miktardan 5.398.411,13 TL’lik ödeme miktarı ile 233.614,84 TL KDV tevkifatı mahsup edildiğinde, bakiye hakediş bedelinin 2.025.349,22 TL kaldığı, bu miktardan da davalılarca yaptırılan 786.194,90 TL’lik nama imalat tutarının mahsubu sonucu 1.239.154,32 TL hakediş alacağının kaldığı, bu miktarın ödenmesinden taraflar arasında imzalanan sözleşme gereğince davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, imalat bedelinin tespit raporları ile ispat edildiği anlaşılmakla; davanın bu miktar üzerinden kabulüne karar verildiği, her ne kadar davalılarca Konya 4. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2017/12 D. İş sayılı dosyasında alınan raporda; hatalı imalatların düzeltilmesi için gereken harcama bedelinin 130.748,00 TL olduğu tespit edilmiş ve bilirkişi kurulu da bu tespite göre görüş bildirmiş ise de, mahkemedeki davanın 2016 yılında açıldığı, tespitin 2017 yılında yapıldığı, HMK’nun 401/4. maddesi gereğince; dava açıldıktan sonra yapılan her türlü delil tespiti talebi hakkında sadece davanın görülmekte olduğu mahkemenin yetkili ve görevli olduğu, dava açıldıktan sonra mahkeme dışındaki mahkemelerce yapılan tespitlerin görevsiz mahkemece yapılmış olması nedeniyle alınan bilirkişi raporuna itibar edilemeyeceği kanaatine varılmakla; hatalı imalatların düzeltilmesi için tespit edilen 130.748,00 TL’lik miktarın davacının alacağından mahsup edilmediği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, 1.239.154,32 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf başvurusunda; Mahkemece, iş sahibi TOKİ tarafından gönderilen belgelerde müvekkilinin yaptığı işlere ilişkin herhangi bir eksiklik bulunmamasına, davalılar tarafından kendilerine yapılan ayıp ihtarı bulunmamasına, yine davalılar tarafından talep edilmesi üzerine Konya 4. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2017/12 D.İş sayılı tespit dosyasında düzenlenen 02/05/2017 tarihli tespit raporunda hatalı imalatların düzeltilmesi bedeli 130.000,00 TL olarak tespit edilmesine rağmen, davalı tarafın başka işler için ödediği bedeller veya her zaman edinebileceği faturalara bakılarak müvekkili alacağından 786.194,90 TL düşülmesinin hukuka aykırı olduğunu, Mahkemece keşif yapılmadığını, yapılan tespitlere de itibar edilmediğini, TOKİ’den müvekkilinin yaptığı kalıp vs. imalatları ile ilgili hakedişlerin ne zaman yapıldığının, hatalı bir imalat itirazı olup olmadığının sorulmadığını, yine bu hakedişlere ve eklerine göre bir rapor aldırılmadığını, tamamen farazi, davanın niteliğine uygun olmayan bir yargılama ile bilirkişilerin sadece tespit raporlarına ve davalı tarafın tek taraflı sunduğu faturalara dayanarak verdiği en son rapora bakarak hüküm kurduğunu, bu nedenle kararın hatalı olduğunu, yine tüm ısrarlarına rağmen TOKİ’den tüm hakediş ödemelerine esas belgelerin temin edilmesi talep edilmesine rağmen, bu belgelerin dosyaya kazandırılması için herhangi bir müzekkere yazılmadığını, kaldı ki TOKİ’den gelen hakkedişlerde herhangi bir ayıp tespiti bulunmadığını, davalı tarafça da buna ilişkin bir belge sunulmadığını belirterek; davanın kısmen reddine ilişkin bölümünün kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. Maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasında düzenlenen 29/01/2016 tarihli “Taşeron Sözleşmesi”, niteliği itibariyle 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi olup, davacı taşeron,davalı yüklenicidir. Bu sözleme ile davacı taşeron davalı yüklenicinin yükleniminde olan “… mahallesi 804 Adet Konut, 1 Adet Ticaret Merkezi -Ofis Binası ve 1 Adet Cami İnşaatlarıyla Alt Yapı ve Çevre Düzenlemesi İşi’nin birim fiyat esaslı olarak Tünel Kalıp ve Ahşap Kalıp İmalatlarının Yapımını üstlenmiştir.
Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında kabul edildiği üzere, taraflar arasında kurulan eser sözleşmesi ayakta olduğu sürece; sözleşme konusu işin, taşeron tarafından yapıldığının; yine işin ifası sırasında ortaya çıkan eksik ve ayıplar yönünden, ileri sürülen eksik ve ayıplara ilişkin tespit yaptırılıp, giderilmesi yönünde taşeron temerrüde düşürülmediği takdirde, eksik ve ayıpların da yine taşeron tarafından tamamlandığının kabulü gerekir. Aksi savunma ise, davalı yükleniciler tarafından ispatlanmalıdır.
Dosya kapsamında bulunan tespit dosyaları incelendiğinde; ilk tespitin Konya 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/54 D.İş dosyası üzerinden davalı yüklenici ortaklığın talebi ile yapıldığı, Mahkemece 26/09/2016 tarihinde keşif yapıldığı, İnşaat Mühendisi … tarafından düzenlenen 06/12/2016 tarihli raporda; bloklara göre sözleşme kapsamında taşeron tarafından yapılması gereken 10 imalat kaleminin miktarlarının, gerçekleşme oranlarının, hatalı imalat oranlarının, sözleşme birim fiyatlarına göre imalat bedelinin, sözleşme birim fiyatlarına göre kalan imlaat bedelinin, hatalı imalat bedelinin tespit edildiği görülmüştür. Ardından davacı taşeron tarafından Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1732 D.İş dosyası üzerinden tespit talebinde bulunulmuş, Mahkemece 25/10/2016 tarihinde yapılan keşiften sonra İnşaat Mühendisi … tarafından düzenlenen 06/12/2016 tarihli raporda; işin %99,47 oranında tamamlandığı, %0,53’lük kısmın ise yüklenicinin kurduğu iskelenin imalata imkan vermemesi nedeniyle tamamlanamadığı belirtilmiştir. Bu tespitlerden sonra davacı taşeron tarafından Konya 12. Noterliği’nin 18/11/2016 tarih ve … yevmiyeli ihtarının gönderildiği ve işin %99,47 oranında tamamlandığı belirtilerek alacak talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. Son olarak ise, davalı yüklenici ortaklık tarafından Konya 4. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2017/12 D.İş dosyası üzerinden tespit talebinde bulunulmuş, Mahkemece 27/02/2017 tarihinde yapılan keşif sonrasında İnşaat Mühendisi … ve İnşaat Mühendisi … tarafından düzenlenen 02/05/2017 tarihli raporda; taşeronun yaptığı imalatlardan 8 kalemdeki hatalı imalatların düzeltilmesi için yapılan harcamalar tespit edilmiş; bu hataların düzeltilmesi için toplam 130.748,00 TL gerekli olduğu belirtilmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşme, sunulan deliller, yukarıdaki açıklamalar ve istinafa gelenin sıfatı birlikte değerlendirilerek somut olayın incelenmesinde; davacı tarafça sözleşme konusu işin %99,47 oranında tamamlandığının kabulü gerekmiştir. Mahkemece hükme esas alınan … tarafından düzenlenen kök ve ek rapordaki hesaplamalar kapsamında, bu tamamlanma oranına göre davacı taşeronun hakediş alacağı 6.489.301,01 TL olup, sözleşmenin Eki olan Ek-2’nin 2.maddesi uyarınca %18 KDV ile birlikte toplam alacağı 7.657.375,19 TL’dir. Yine dosya kapsamı, mahkeme kabulü ve taraflarca da itiraz edilmeyen davalı ödemesi 5.398.411,13 TL olup, bu miktarın toplam iş bedelinden mahsubundan sonra, 2/10 oranında KDV tevkifatı da yapıldığında, davacının 2.025.349,22 TL iş bedeli alacağı kaldığı görülmüştür.
Davacı tarafça yapıldığı tespit edilen ve bu kapsamda iş bedeli olarak belirlenen alacak hesabında dikkate alınan imalatlara yönelik eksik ve ayıpların bulunduğu da anlaşılmakla, tespit edilen bu esik ve ayıplara yönelik nefaset bedeli olarak 130.748,00 TL’nin mahsubu ile 1.894.601,22 TL yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile yukarıda belirtilen ilkelere aykırı olarak davalı tarafça tek taraflı sunulan ve her zaman düzenlenebilecek nitelikteki belgelere dayanılarak mahsup yapılarak hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile 1.894.601,22 TL alacağın dava tarihi olan 28/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/11/2020 tarih ve 2016/910 Esas- 2020/631 Karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
-1.894.601,22 TL alacağın dava tarihi olan 28/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 129.420,20 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 46.000,06 TL harçtan mahsubu ile bakiye 83.420,14 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 46.000,06 TL peşin harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 193.730,06 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 105.890,50 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 29,20 TL başvurma harcı, 8.500,00 TL bilirkişi ücreti, 52,70 TL dosya posta masrafı ile 231,10 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 8.813,00 TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre (%70,33) hesaplanan 6.198,18 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalılar tarafından yapılan 11,00 TL tebligat giderinin davanın ret oranına göre (%29,67) hesaplanan 3,26 TL’sinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, bakiye kısmın davalılar üzerinde bırakılmasına,
10-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince, taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran ilgili tarafa iadesine,
İstinaf incelemesi yönünden;
11-Davacı tarafından yatırılan 21.162,00 TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
12-Davacı tarafından yapılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 32,48 TL dosya posta masrafı olmak üzere toplam 194,58 TL istinaf yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nun 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 21/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan Üye Üye Katip
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır