Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2021/117 E. 2021/800 K. 29.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

DAVACI-KARŞI DAVALI….
ASIL DAVA KONUSU : Alacak-İstirdat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARŞI DAVA KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 29/09/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/09/2021
Asıl davada davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak ve istirdat, karşı davacı tarafından davalı aleyhine açılan alacak davasında Dairemizce verilen kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi sonucunda Yargıtay Yüksek 15. Hukuk Dairesi’nce bozulması üzerine dosya Dairemizin yukarıdaki esasına kayıt edilmekle yapılan duruşmalı yargılama sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı- karşı davalı vekili; Müvekkili şirketin ….. taşeron olarak üstlendiği işlerin bir kısmını yaptırmak üzere davalı alt taşeron ile sözleşme akdedildiğini, alt taşeronunun işi 2.145.000,00 USD sabit fiyatla yapmayı kabul ve taahhüt ettiğini, aynı sözleşmede tüm işlerin 30/12/2004 tarihinde bitirileceğinin kararlaştırıldığını, müvekkilinin davalıya kasa, çek ve banka havalesi suretiyle 190.000,00 USD, açılan akreditiflerle 1.874.106,10 USD, gümrük, harç, masraflar ve nakliye bedelleri olarak 19.671,90 USD, davalının eksik bıraktığı sistemin devreye alınması işlemleri için uçak ve ekipman kiralanması için … firma ve Türk Temsilcisine 177.000,00 USD ödeme suretiyle toplam 2.260.778,00 USD ödeme yaptığını, davalının hakettiği iş bedelinin ise 1.964.000,00 USD olup, davalıya 296.000,00 USD fazla ödeme yapıldığını, davalının, sözleşmenin 10. maddesi kapsamında 178.000,00 USD bedelli çeki, teminat olarak müvekkiline verdiğini, sözleşmenin 22. maddesiyle sözleşmenin feshi halinde teminatın irat kaydedileceğinin hüküm altına alındığını, bu nedenle teminat çekinin ödenmesini de talep ettiklerini, davalının taahhüt ettiği işi, sözleşmeye göre bitirmesi gereken tarih olan 30/12/2004 tarihinden uzun bir süre sonra kısmen tamamlayabildiğini, müvekkili şirketin yüklenici ile yaptığı 30/06/2005 tarihli kesin hakedişte müvekkili şirketten 180.000,00 USD gecikme cezası adı altında kesinti yapıldığını, bu ceza kesintisinin kesin hakedişin altına düşülen nottan davalı alt taşeronun yaptığı iş kısmının gecikmesi nedeniyle kesildiğinin anlaşıldığını, işteki gecikmenin, Ankara 32. Noterliğinin 23/05/2005 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile davalıya bildirildiğini ve işlerin 7 gün içerisinde tamamlanmasının ihtar edildiğini, davalının Ankara 38. Noterliğinin 30/05/2005 tarih ve …. yevmiye nolu cevabi ihtarnamesi ile gecikmenin kendilerinden kaynaklanmadığını ileri sürdüğünü, ancak eksik işlerin nasıl tamamlanacağına dair bir açıklamada bulunmadığını, bunun üzerine müvekkilinin gecikme nedeniyle zararın büyümesini önlemek amacıyla eksik işler olan uçuş kontrol hizmetinin devreye alınması işi yönünden sözleşmedeki “davalı nam ve hesabına iş yaptırma yetkisine” binaen, Türkiye temsilcisi …… ile anlaştığını, eksik işin bu şirket tarafından tamamlandığını ve bu şirket ile temsilcisine toplam 177.000,00 USD ödendiğini, bu bedelin de davalıdan tahsili gerektiğini belirterek; fazla ödeme bedeli olan 296.000,00 USD, irat kaydedilmesi kararlaştırılan teminat tutarı 178.000,00 USD ve gecikme bedelinin tespiti ile bu aşamada bu kalem alacak için 180.000,00 USD’nin faizleri ile birlikte aynen veya tahsil anındaki kur üzerinden davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı- karşı davacı vekili; Müvekkili şirketin alt taşeron olarak seyrüsefer sistemlerinin kurulması ve uçuş kontrol (… Inspection) hizmetinin verilmesi görevlerini üstlendiğini, bu bağlamda davacı yanın da müvekkilinin sözleşme gereği yapması gereken tüm işleri yaptığını ancak uçuş kontrol hizmetini vermediğini kabul etmekte olduğunu, burada uçuş kontrol hizmetinin verilebilmesi için sözleşme gereği hangi şartların gerçekleşmesi gerektiği ve bundaki gecikmenin sorumlusunun kim olduğunun tespit edilmesi gerektiğini, somut olayda; müvekkilinin taahhüdü dışındaki yükleniciye ait ve bugüne kadar yapılmayan düzleme ve verici cihazların çalıştırılabilmesi için kaldırması gereken yapılara ilişkin işlemlerin bitirilmemesi dolayısıyla uçuş kontrol hizmetinin verilmesindeki gecikmeden müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını hal böyle olmasına rağmen davacının bu gecikmeden müvekkilini sorumlu tutarak işi üçüncü kişiye yaptırması ve sözleşme gereği müvekkiline ödemesi gereken 180.011,00 USD’nin, müvekkiline ödenmemesi nedeniyle müvekkilinin zarar görmüş olduğunu, sözkonusu gecikme nedeniyle davacının kendisinden kesildiğini belirttiği 180.000,00 USD’yi müvekkilinden isteyemeyeceğini, müvekkiline yapılmış fazla ödeme de bulunmadığını, nakliye bedeli adı altında hesaplamaya dahil edilen tutardan sözleşmenin özel şartlar başlıklı 6. maddesinin 8 numaralı bendi uyarınca müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, davacının işi üçüncü kişiye yaptırma konusunda da sözleşmeye aykırı davranmış olduğunu, sözleşmenin usulüne uygun olarak feshedilmediğini, fesih bildiriminde bulunulmadığını, işin %98’nin bitirildiğini, teminat çekinin irat kaydedilmesi şartlarının bulunmadığını, uçuş kontrol hizmetlerini müvekkilinin vermesine rağmen 125.000,00 USD hizmet bedelinin müvekkiline ödenmediğini, müvekkiline fatura karşılığı ödenmesi gereken 216.000,00 USD’nin 26.000,00 USD’lik kısmının ödenmediğini belirterek; davanın reddini savunmuş; karşı davasında, 125.000,00 USD uçuş kontrol hizmet bedeli ile 26.000,00 USD eksik ödemenin faizi ile birlikte tahsilini, müvekkili tarafından verilmiş olan teminat çekinin iadesini talep etmiştir.
Asıl ve karşı dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak ve istirdat istemlerine ilişkindir.
Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/02/2017 tarih ve …. Karar sayılı kararının taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Dairemizce yapılan inceleme sonucunda 13/11/2019 tarih ve…..Karar sayılı karar ile taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı taraf vekillerince temyiz başvurusunda bulunulması üzerine, Yargıtay Yüksek 15. Hukuk Dairesi’nin 28/12/2020 gün ve…. Karar sayılı bozma ilamında özetle; “Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve 6100 sayılı HMK 355. maddedeki, kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş ve özellikle davacı-karşı davalı taşeronun keşide ettiği Ankara 32. Noterliği’nin 29.06.2005 tarih ve …. yevmiye nolu ihtarnamede sözleşmenin feshedildiğinin açıkça beyan edilmemiş olması nedeniyle sözleşmenin 22. maddesi gereğince ihtar tebliği ile sözleşme feshedilmediğinden davalı-karşı davacı alt taşeronun kesin teminatının irat kaydı koşullarının oluşmadığının anlaşılmasına göre taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Asıl davada, davacı-karşı davalı taşeron tarafından davalı-karşı davacı alt taşerona yapılan fazla ödemelerin iadesi de talep edildiğinden fazla ödeme yapılıp yapılmadığının tespiti için yanlar arasındaki sözleşme ilişkisi de sonlandırıldığından tasfiye kesin hesabının çıkartılması zorunludur. Tasfiye kesin hesabının çıkartılmasında da davalı-karşı davacı alt taşeronun gerçekleştirdiği ve hakettiği imalat bedelinin bulunup bunun davacı-karşı davalı taşeronun akreditif yoluyla yaptığını kabul ettiği ödeme miktarı ile sözleşmeye göre nakliye bedelleri ve akreditif masraflarının da davalı-karşı davacı alt taşerona ait olduğu ileri sürüldüğünden, bu harcama ve masrafların da davalı-karşı davacı alt taşerona ait olması halinde akreditif yolu ile yapılan ödemeye katılarak bulunacak toplam ödeme miktarından düşülerek asıl davada fazla ödeme olup olmadığı, ya da karşı davada talep edilen ödenmeyen iş bedeli alacağı olup olmadığı konusunda sonucuna uygun karar verilmesi gerekir. Asıl davada fazla ödemenin istirdadı talep edildiğinden, çıkarılacak tasfiye kesin hesabında alt taşerona yapılan tüm ödemeler saptanıp hak edilen ödenmeyen imalât bedelinden düşülecektir. Ayrı dava açılmış olsa dahi asıl davada fazla ödeme bulunduğunun kabul edilmesi durumunda sırf ayrı dava açılmış olması nedeniyle karşı davada ayrıca ödenmeyen iş bedeline hükmedilmesi mümkün değildir.
Bu durumda ilk derece mahkemesi kararını kaldıran Bölge Adliye Mahkemesi’nce; hükme esas raporu düzenleyen bilirkişi kurulundan, davacı-karşı davalı taşeronun beyanındaki miktar da gözeterek davacının akreditif yoluyla yaptığı ödeme miktarı ile sözleşmelerine göre akreditif masrafları ve nakliye giderlerinin alt taşerona ait olup olmadığı, bunların miktarı ve davalı-karşı davacı alt taşeronun sözleşmesine göre hak ettiği imalât bedelinin hesaplattırılıp düşülmek suretiyle asıl davada fazla ödeme ve karşı davadaki eksik ödeme miktarı konusunda gerekçeli ve denetime elverişli ek rapor alınıp değerlendirilerek, tasfiye kesin hesabı sonucunda davacı-karşı davalı taşeronun fazla ödemesi olması halinde bu miktarı asıl davada mahsup edip karşı davada ayrıca eksik ödemeye ilişkin alacağa hükmetmemek suretiyle sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken 29.09.2016 tarihli ek rapora itibarla davacı-karşı davalının ödediği akredetif bedelinin 1.887.741,10 USD ile davalı-karşı davacının akredetif yolu ile kabul ettiği ödeme miktarı olan 1.748.989,00 USD farkı olan 138.752,10 USD’nin davacı-karşı davalı alacağı ve karşı davanında 26.000,00 USD üzerinden kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, eksik inceleme ile oluşturulan kararın bozulması uygun bulunmuştur.” gerekçesiyle Dairemiz kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Yüksek 15. Hukuk Dairesi’nin bozma ilamı taraf vekillerine tebliğ edilmiş, bozma ilamına karşı diyecekleri sorularak Dairemizce usul ve yasaya uygun görülen bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamı doğrultusunda ilk derece mahkemesince alınan atanan son bilirkişi heyetinden ek rapor alınmış, bilirkişiler; …..tarafından düzenlenen 18/06/2021 tarihli ek rapor dosyaya dercedilmiştir.
Taraflar arasında düzenlenen 25/07/2004 tarihli “… … ve Haberleşme Sistemleri Temin Edilmesi Alt Taşeron Sözleşmesi” sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan Mülga 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi olup, davacı-karşı davalı ……) taşeron, davalı-karşı davacı ….. alt taşerondur.
Davacı taşeron … tarafından keşide edilen Ankara 32. Noterliği’nin 29/06/2005 tarih ve …. yevmiye nolu ihtarnamesinde, taraflar arasında düzenlenen 25/07/2004 tarihli “… … ve Haberleşme Sistemleri Temin Edilmesi Alt Taşeron Sözleşmesi”nin 22. maddesine uygun olarak verilen sürede edimlerin yerine getirilmemesi halinde sözleşmenin feshedileceği açıkça belirtilmemiş olduğundan; Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda bilirkişi heyetince tasfiye kesin hesabı yapılarak dava tarihi itibariyle tarafların alacak ve borç durumunun belirlenmesi gerekmiştir.
Sözleşme kapsamındaki iş, alt taşeron adına 3.kişiye tamamlatılmakla, ifa ile sonuçlanmış olup, sözleşmenin 22. maddesi kapsamında teminat çekinin irat kaydedilmesi şartları oluşmadığından, davacı taşeron …’ın asıl davada teminat çeki bedelinin tahsili talebinin reddine, karşı davacı alt taşeron …’nın aynı teminat çekinin iadesine yönelik karşı davasının ise kabulüne karar verilmesi gerekmiş, Yargıtay Yüksek 15. Hukuk Dairesi’nin 28/12/2020 gün ve ….Karar sayılı bozma ilamında asıl ve karşı dava konusu olan teminat çeki bozma dışında kalmış olduğundan, karşı davada bu kaleme ilişkin iade yönünde yeniden hüküm kurulmamıştır.
Davacı taşeron …’ın gecikme cezasına yönelik talebinin ise; taraflar arasındaki sözleşmenin 11. maddesinde düzenlenen ceza, sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan Mülga 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 158/II maddesinde düzenlenen ifaya ekli gecikme cezası olup, gecikme cezasının istenebilmesi için sözleşmede açıkça kararlaştırılmış olmadıkça gecikmiş ifanın çekincesiz olarak kabul edilmemesi gerekir. Aksi halde cezai şartı isteme hakkı düşer. Sözleşmenin 11. maddesinde gecikmiş ifanın çekincesiz kabulünde dahi gecikme cezasının istenebileceğine ilişkin bir hüküm bulunmadığından ve ifa çekincesiz olarak kabul edilmiş olmakla gecikme cezası isteme hakkı düştüğünden, bu kaleme ilişkin alacak talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Davacı taşeron …, dava dilekçesinde ayrıca dava dışı yüklenicinin kendisinden 180.000,00 USD gecikme cezası kestiğini de ileri sürmüştür. Dava dışı yüklenici ile taşeron arasında düzenlenen 30/06/2005 tarihli kesin hakediş belgesi incelendiğinde, davacı taşeron …’ın ve dava dışı yüklenicinin temsilcilerinin imzasının bulunduğu, ancak bu kesin hakkedişte gecikme nedeniyle herhangi bir ceza kesintisi yapılmadığı, sadece imzaların altında el yazısı ile “Not: Uçuş Testi için açılan akreditif masrafı kesinleştiğinde bu alacaktan kesilecektir” yazıldığı görülmüş, dava dışı yüklenicinin davacı taşeron …’dan gecikme cezası kesintisi yaptığı iddiasını ispat hususunda davacı taşeron tarafından başka herhangi bir delil sunulmamış olup, buna göre yüklenici … ile davacı taşeron … arasındaki sözleşme kapsamında davacı taşerondan gecikme cezası kesildiği iddiası da ispatlanamamıştır.
Taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin “Özel Şartlar” başlıklı 6.maddesi, “İşe Başlama ve İşi Bitirme Müddeti” başlıklı 8.maddesi hükümleri ile “Ödeme Şartları” başlıklı 9.maddesinin (c) bendindeki; “Akreditif açılarak temin edilecek malzemeler, alt taşeronun sunduğu imalatçı firma proforma faturasında yazan esaslar dahilinde, müteahhit veya taşeron tarafından akreditifleri açılarak ve tüm giderler (malzeme, nakliye, gümrük, sigorta v.b.) alt taşeronun aylık yapılacak hakediş alacağından düşülerek ödenecektir.” hükmü bir bütün halinde değerlendirildiğinde,işin yapılması için satın alınacak olan mal ve hizmetlerin tüm finansmanının pre-finansman şeklinde, davacı taşeron … ve/veya dava dışı yüklenici tarafından yapılacağı, mal ve hizmet fiyatlarının sabit olacağı, bu durumda kur farkından kaynaklanan zarardan, akreditif masraflarından ve nakliye giderlerinden davalı-karşı davacı …’nın sorumlu olacağı kanaatine varılmıştır.Ayrıca, Dairemizce alınan 18/06/2021 tarihli bilirkişi heyeti raporuna göre, davacı taşeron …’ın da dava dışı yüklenici ile yaptığı hakedişler, dava dışı yüklenici tarafından açılan akreditiflerle ilgili harcamalar, sözleşmesindeki USD para birimine dönüştürülerek yapılmıştır.
Davacı taşeron …firmalarına açılan akreditifler ile yapılan ödemeler, akreditif masrafları, bu şirketlerden temin edilen malzemelerin nakliye masrafları ve … firmasının proforma faturasından kaynaklanan kur farkı zararı toplamı 1.887.741,10 USD’dir. Davacı taşeron …’ın, bu firmalara yönelik sorumlu olduğunu kabul ettiği miktar ise sözleşme bedeli olan 1.748.989,00 USD olup, yukarıda açıklanan gerekçelerle davacı taşeron … tarafından aradaki fark olan 138.752,10 USD fazla ödeme yapıldığı kanaatine varılmıştır.
Davalı alt taşeron … ise, karşı davasında sözleşme kapsamında kendisine 26.000,00 USD eksik ödeme yapıldığını ileri sürmüş olup, alınan ek bilirkişi raporunda bu miktar eksik ödeme yapıldığı belirtilmiş olmakla, Yargıtay Yüksek 15. Hukuk Dairesi’nin yukarıya alınan bozma ilamına göre, asıl davada fazla ödemenin istirdadı talep edilmiş olup, ayrı dava açılmış olsa dahi asıl davada fazla ödeme bulunduğunun kabul edilmesi durumunda sırf ayrı dava açılmış olması nedeniyle karşı davada ayrıca ödenmeyen iş bedeline hükmedilmesi mümkün olmadığından, davacı taşeron …’ın yapmış olduğu 138.752,10 USD fazla ödemeden, alt taşerona ödenmediği anlaşılan 26.000,00 USD malzeme bedelinin mahsup edilmesi suretiyle asıl davanın toplam 112.752,10 USD yönünden kısmen kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
Karşı davada, karşı davacı alt taşeron …, vermiş olduğu uçuş kontrol (… Inspection) hizmeti karşılığı olarak 125.000,00 USD’nin davalıdan tahsilini talep etmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmeye göre uçuş kontrol (… Inspection) hizmeti bedeli 180.011,00 USD olup, karşı davacı alt taşeron …, bu bedelin 55.000,00 USD’lik kısmının, bu hizmetin verilebilmesi için kullanılacak olan uçak ve bu uçağın uçuş hizmeti olduğunu, bu hizmetin kendisi tarafından verilmediğini, ancak uçuş kontrolleri yapılırken, diğer hizmetlerin tümünün kendisi tarafından sağlandığını ileri sürerek alacak talebinde bulunmuştur.
Dairemizce hükme esas alınan bilirkişi heyetinin ilk derece yargılamasında vermiş olduğu 09/09/2015 tarihli kök rapora göre, … İnspection (Uçuş Kontrol Hizmeti); seyrüsefer destek sistemlerinin yeterli ve sistemlerin bulunduğu havaalanı prosedürünün (rotala, yaklaşma ve uzaklaşma) güvenilir olup olmadığını kontrol etmek amacıyla uçuş prosedürlerinin (sistemin bulunduğu havaalanı rotaları, yaklaşma ve uzaklaşma) gözden geçirilmesidir. İşin doğası gereği, bir uçak marifetiyle havaalanına çeşitli açılarda yaklaşmalar ve inişler yapılması gerekmektedir. Bu şekilde özellikle …. kontrolleri yapılmaktadır. Bu hizmet için sahada çalışacak uzman bir ekibe ve bu ekibin kullanacağı elektronik düzeneklere,…. kontrolleri için kiralanacak bir uçağa ve bu ekibe lojistik destek sağlayacak ayrı bir teknik ekibe ihtiyaç bulunmaktadır. Uçuş kontrolü, bir dizüstü bilgisayar ve bu iş için hazırlanmış bir yazılım aracılığı ile otomatik olarak yapılmaktadır. Yazılım, veri alma, kaydetme ve analiz etme yeteneklerine sahiptir. Uçağın planlanan havaalanı prosedüründe uçurulması (uçuş rotası, yaklaşma ve uzaklaşma) izlenerek kayıt edilmekte, kaydedilen verilerin analiz edilmesiyle elde edilen sonuçlar yorumlanarak havaalanında yer alan … İnspection (Uçuş Kontrol) kapsamındaki cihazların ayarları/kalibrasyonları yapılmaktadır. Bilirkişi heyetinin, gerekçesi raporunda açıklanan görüşüne göre, karşı davacı … bu kapsamda bir uçuş kontrol hizmeti vermemiştir. Teknik açıklamaları yapılarak ve dosyada sunulan belgeler ile birlikte değerlendirilerek, denetime uygun şekilde düzenlenen bu görüşe heyetimizce de itibar edilmiş, karşı davacı alt taşeron …’nın bakiye iş bedeli yönünden talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan gerekçelerle, asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiş, karşı davada harç, vekalet ücreti ve diğer yargılama giderleri, Dairemizin 13/11/2019 tarih ve,,,,Karar sayılı kararı ile karşı davacıya iadesine karar verilen teminat çekinin değeri olan 178.000,00 USD de dava değeri olarak dikkate alınarak hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl davanın KISMEN KABULÜ ile,
112.752,10 USD alacağın dava tarihi olan 01/09/2005 tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı kanunun 4a maddesi gereğince devlet bankalarının USD cinsinden açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
a) Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 10.342,37 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 11.848,60 TL’nin mahsubu ile kalan 1.506,23‬‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
b) Davacı tarafından yatırılan 10.342,37 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c) Davacı yargılamada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 18.333,33 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
d) Davalı yargılamada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 53.389,38 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
e) Davacı tarafından yapılan 11,20 TL başvuru harcı, 2.000,00 TL bilirkişi ücreti, 11,00 TL tebligat gideri, 55,00 TL muhtıra gideri olmak üzere toplam 2.077,20 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına (%17,25) göre hesaplanan 358,31 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
d) Davalı tarafından yapılan yapılan 60,5‬0 TL tebligat gideri ve 21,65 TL posta masrafı olmak üzere toplam 82,15‬ TL yargılama giderinden davanın red oranına (%82,75) göre hesaplanan 67,97 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
2-Karşı davanın REDDİNE,
a) Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken (teminat çeki yönünden) 16.203,32 TL karar harcından peşin alınan 2.751,97 TL + 3.202,24 TL = 5.954,21 TL harcın mahsubu ile kalan 10.249,11‬ TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
b) Davacı yargılamada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince (teminat çeki yönünden) 25.054,20 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c) Davalı yargılamada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan (reddedilen alacak talebi yönünden) 22.442,30 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
d) Davacı tarafından yapılan 12,20 TL başvuru harcı, 12.500,00 TL bilirkişi ücreti, 50,00 TL tercüme gideri, 212,5‬0 TL tebligat gideri, 15,40 TL müzekkere gideri ve 21,65 TL dosya posta gideri olmak üzere toplam 12.811,75‬ TL yargılama giderinden davanın (teminat çeki ile birlikte belirlenen değeri üzerinden) kabul oranına (%54,26) göre hesaplanan 6.951,65 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
e) Davalı tarafından yapılan 13,50 TL yargılama giderinin davanın (teminat çeki ile birlikte belirlenen değeri üzerinden) red oranına (%45,74) göre hesaplanan 6,17 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
f) 6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince, taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı- karşı davalı vekili ve davalı- karşı davacı vekilinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 29/09/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi. … 29/09/2021 11:22:21

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır