Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2021/111 E. 2022/999 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2021/111 – Karar No:2022/999

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/111
KARAR NO : 2022/999

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/10/2020
NUMARASI : 2018/57 E-2020/513 K

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmeden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 12/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/10/2022

Eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali talepli davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili özetle; müvekkilinin taşeron olarak davalıya iş yaptığını, düzenlenen faturalardan ödenmeyenlerin tahsili için 2016/16945 sayılı takibin başlatıldığını, davalının Ankara 7. İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/1074 esas sayılı dosyada yaptığı şikayetin kabulüne karar verildiğini, davalının kararı ibrazla borca itiraz ettiğini, takibin durduğunu, dosyanın istinaf incelemesinde olduğunu, davalının müvekkiline borçlu olduğunu, hakediş alacaklarını yakınına temlik ettiğini öne sürerek itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili özetle; müvekkili ile davacı şirketin adi ortak olduklarını, davacı şirketin dava dışı …’ye ait olduğunu ve oğlu …’ün de şirket müdürü olduğunu, taraflarca birçok iş yapıldığını, davacının müvekkilinin iyi niyetinden yararlanarak hayali faturalar kestiğini, müvekkilini sürekli borçlandırdığını, 2016/16945 sayılı icra takibine ilişkin ödeme emrinin usulsüzlüğüne dair şikayet sonucunun beklenmesi gerektiğini, dosyanın halen temyiz incelemesinde Yargıtay’da bulunduğunu, takibe dayanak faturaların hepsinin hayali faturalar olduğunu, iş yapılmış gibi düzenlendiklerini, müvekkilinin iyi niyetle bu faturaların ödemelerini yaptığını, ödemelerin davacı şirket ile … ve …’ye yapıldığını, müvekkilinin temerrüde düşürülmediğini, fatura tarihlerinden itibaren faiz talep edilemeyeceğini savunarak davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; “Davacı vekili, taşeron olarak davalıya iş yaptıklarını,ödenmeyen fatura bedelleri için yapılan takibe itiraz edildiğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Davalı vekili; davacı ile aralarında adi ortaklık olduğunu,davacının yapılmayan işlerle ilgili hayali faturalar düzenlediğini,icradaki ödeme emrinin tebliğ tarihi ile ilgili olarak Ankara 7.İcra Hukuk Mahkemesinde açılan davanın kabul edilip, Ankara BAM 18. HUkuk Dairesince tebligatı öğrenme tarihinin 14.11.2016 tarihi olarak düzeltildiğini, istinaf mahkemesi kararının temyizi üzerine sonucunun beklenmesi gerektiğini, ayrıca dava konusu hayali faturaların hepsinin ödendiğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Ankara 8. İcra Müdürlüğünün 2016/16945 sayılı dosyası celp edilmiş; 295.528,71 TL asıl alacak ve faizi toplamı için takip yapıldığı, davalının takibe ve borca itiraz ettiği görülmüştür. İcra dosya içeriğinde 9.11.2016 tarihli Noter Tanzimli Temlikname ile dosya alacağının 100.000,00 TL sinin davacı tarafça … ‘ a temlik edildiği görülmüştür. Takibe konu dayanak faturaların davacı tarafça davalı adına düzenlendiği , davalı tarafça ileri sürülen Adi Ortaklık iddiasının davacı tarafça kabul edilmediği görülmüştür. Tarafların Ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişli incelemesi yaptırılmış; davacı defterlerinin kapanış tastikinin olmadığı, sahibi lehine delil olamayacağı, faturaların defterlerde kaydının olduğu, davacı defterlerine göre davacının davalıdan 281.327,31 TL cari hesap alacağının olduğu, davalı defterlerinin açılış ve kapanış tastiklerinin yapıldığı, sahibi lehine delil olma vasfını taşıdığı, faturaların defterlerde kaydının olduğu,davalı defterlerine göre davacı alacağının 98.266,66 TL olduğu ancak 25.500,00 TL ödemenin nakit olarak yapıldığı kaydının olduğu,ödemeye ilişkin herhangibir belgenin sunulmadığı ,açılış bakiyesinde yer alan 8.930,00 TL nin davacı defterlerinde bulunmadığı gözetilerek bunun mahsubu ile 114.836,66 TL alacağın olduğu tespit edilmiş; BA-BS formları celp edilmiş, kayıtların birbirini doğruladığı görülmüş, davalı tarafça … ortaklığı adına yapılan ödemelerin de dava konusu alacaktan mahsubu istenmiş ise de davacı tarafça dava konusu alacağın adi ortaklıktan kaynaklandığının kabul edilmediği,davalı tarafça bu iddianın yasal dedlillerle ispat edilemediği,celp edilen Ticaret Sicil kaydına göre şirketi münferiden … … ve … … ‘nün temsile yetkili olduğu ancak … … ‘ye yapılan ödemelerin takibe konu fatura alacağı için yapıldığının ispatlanamadığı, takibe konu faturaların ortaklık adına düzenlenmemiş olduğu görülmüştür. Şirketin ayrı tüzel kişiliği mevcut olup … …’nün şahsi hesabına ve adi ortaklık adına yapılan ödemelerin eldeki davada alacaktan mahsup edilemeyeceği, davalıya fatura edilen ve davalı tarafça kabul edilip kayıtlara alınan faturaların ortaklığa ait olduğunun ispatlanamdığı , bu nedenle ortaklık adına yapılan ödemelerin mahsubunun mümkün olmadığı, davalının ödeme iddiasında bulunmuş olması nedeniyle ödemeleri ispatlama yükümlülüğünün davalı tarafta olduğu,davacı defterlerinde kapanış tastikinin omadığı, davalı defterlerinin yasal koşulları sağladığı,açılış bakiyesinde yer alan 8.930,00 TL nin davalı fatura tarihleri öncesinde olması nedeniyle bu faturalara ilişkin ödemelerde nazara alınamayacağı,İcrada ödeme emrinin tebliğ tarihine ilişkin İstinaf mahkemesi kararının kesinleştiği” gerekçesiyle ” Davanın kısmen kabulüne, Ankara 8. İcra Müd.’nün 2016/16945 sayılı dosyasında 114.836,66 TL’ye yönelik itirazın iptaline, takip öncesi temerrüde düşürülmediğinden fazlaya ve faize talebe ilişkin talebin reddine, icra dosyasında 100.000 TL’lik kısmın …’a temlik edildiği gözetilerek bunun infazda değerlendirilmesine, ” karar vermiştir.

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; asıl alacağın kısmen reddiyle, faiz ve icra inkar tazminatı talebinin reddine ilişkin kararların hatalı olduğu, müvekkili defterlerine göre davalıdan 281.327,31 TL alacaklı olduğu, bilirkişi incelemesinde tarafların BA-BS formları incelendiğinde faturalar dahilinde 12 adet toplam 417.051 TL + KDV tutarlı fatura düzenlediği, davalı defterlerine göre müvekkilinin 98.266,66 TL alacaklı olduğu, ancak davalının tevsik edici belge sunmadığı, bilirkişi raporuyla belirlenene 417.051 TL + KDV dışında alışveriş olduğu, davalı defterinde 98.266,66 TL borç kayıtlı ise de davalının yaptığı ödemeler hakkında dosyaya belge sunulmadığı, 7.000 TL üzerindeki ödemelerin banka kanalıyla yapılması gerektiği nedenleriyle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın tümden reddine karar vermek gerektiği, taraflar arasında adi ortaklık kurulduğu, … ortaklığı adına açılan hesap ve bu hesaba yapılan ödemeler gözetilmeden eksik incelemeyle karar verildiği, dilekçede belirtilen tanıkların dinlenmediği, tanıkların faturaların hayali olarak düzenlendiği konusunda dinlenmesi gerektiği, adi ortaklık adına yapılan ödemeler mahsup edilmeden karar verildiği, banka dekontlarının dikkate alınmadığı, bilirkişinin BA-BS formlarının aynı olduğu, davacının iş ortaklığı adına da fatura düzenlediği, banka dekontlarının ödemeye ilişkin olmadığı hususundaki tespitlerin hatalı olduğu, müvekkili tarafından davacı şirket hesabına para gönderildiğinin anlaşıldığı, yine …’ye ait hesaba gönderilen ödemelere ilişkin belgelerin de celp edilmediği, davacı şirket yetkililerinin hileli işlemlerle müvekkilini kandırdıkları nedenleriyle mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali talepli olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 355. madde uyarınca istinaf nedenleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İcra ve İflas Kanunu 67 vd. maddelerde düzenlenen itirazın iptali davası alacaklı tarafından borçlunun itirazı üzerine duran ilamsız icra takibinin devamını sağlamayı amaçlayan, icra takibine sıkı sıkıya bağlı, takip hukuku için de olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisi incelenmek suretiyle uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarının yanı sıra, alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir.
Somut olayda dava itirazın iptali talepli olup, icra takibi takip talebinde yazılı faturalara dayalı olduğundan yargılamanın bu kapsamda yürütülmesi gerekir. Takibe dayanak faturalar taraf defterlerinde kayıtlı olmakla bu faturalara ilişkin akdi ilişkinin kabulü ile takibe dayanak faturaların ödenip ödenmediği tespit edilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemesince serbest muhasebeci mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen rapor ve ek rapor esas alınmış ise de; ek raporda davacının düzenlemiş olduğu faturalara ilişkin davalı defterinde yer alan ödemelere dair banka hesap ekstrelerinin dava dosyasına kazandırılması durumunda alacak miktarının tespit edilebileceği belirtildiği halde ek raporda belirtilen ödemeye ilişkin banka ekstreleri celp edilerek bilirkişiden ek rapor alınmak, gerektiğinde yemin teklif etme hakkı da hatırlatılarak sonucuna göre bir karar vermek gerekirken hatalı değerlendirme ve eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi, yine tarafların icra inkar tazminatı ve kötü niyet tazminatı talepleri hakkında hüküm kurulmamış olması doğru olmadığından taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulüne, mahkeme kararının HMK 353/1-a.4-6 maddeler gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) Taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulüne,
2-) Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 28/10/2020 tarih ve 2018/57 E-2020/513 K sayılı kararının HMK 353/1-a.4-6. maddeler gereğince kaldırılmasına,
3-) Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-) Davacılar tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının istek halinde kendilerine iadesine,
5-) Davalı tarafça yatırılan 54,40 TL + 1.906,73 TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
6-) Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve ödenen istinaf başvuru harçlarının ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 353/1-a madde gereğince KESİN olarak 12.10.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır