Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2021/1065 E. 2023/719 K. 14.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/03/2021
NUMARASI …
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 14/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/06/2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemlerine ilişkin davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; müvekkili ile davalı arasında … … Merkezinin yapımı için 22/02/2013 tarihinde sözleşme imzalandığını, ihale sözleşmesinin 9.2 maddesi gereği müvekkil şirket tarafından yüklenilen işin, işyeri teslim tarihinden itibaren 360 gün içinde tamamlanarak geçici kabule hazır olması gerektiğini, idare tarafından yer teslimi yapılır yapılmaz müvekkil firmanın şantiye kurulumunu gerçekleştirdiğini ancak keşifte olan 820 metre çevre ihata duvarının 160 metresi yapıldıktan sonra …kumanda binasının oturacağı olanda ….. binasının oturacağı alanda ….ait nihayet direği ve kuzey istikametine doğru genişletilecek şalt sahasında kazı çalışmalarına engel teşkil eden ve yeni fiderin bulunduğu alana isabet eden… ait nihayet direğinin olduğunu, bu durumun müvekkilinin saha çalışmalarının durmasına neden olduğunu, bu işte müvekkil şirketten kaynaklanmayan sebeplerden dolayı gecikme cezaları kesildiğini, idarenin kusurundan dolayı işin teslim tarihi olan 21/02/2014 tarihinden 1321 gün geç olarak 05/10/2016 tarihinde bitirilmek zorunda kaldığını, bu gecikmenin müvekkil firmaya işçi alacağı, SGK primleri yönünden, teminat mektubunun 5 yılı aşkın süre idare uhdesinde kalması, mal temininde maliyetin her geçen gün artması nedeniyle müvekkilini mağdur ettiğini ileri sürerek, davanın kabulü ile 1321 gün fazladan ödediği malzeme bedelleri ve iş makinesi kiraları için şimdilik 1.000 TL, 1321 gün fazladan ödenen işçi ücretleri, yemek giderleri ve SSG primleri için şimdilik 1.000 TL, teminat mektupları için bankalara ödediği komisyon ve ücretler için şimdilik 1.000 TL, müvekkilinin ödediği noter ve ruhsat harçları, danışmanlık ücretleri gibi eserin meydana getirilmesiyle dolaylı olarak ilgili diğer giderler için şimdilik 1.000 TL, mahrum kalınan kâr karşılığı şimdilik 2.500 TL olmak üzere 6.500,00 TL’nin, 18/01/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile; toplam 253.353,83 TL alacağın işin olağan bitim tarihi olan 17/02/2014 tarihinden başlamak üzere reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili özetle; 27/02/2013 tarihinde yapılan yer teslim tutanağından anlaşılacağı üzere saha çalışmalarına engel bir durumun olmadığının akit altına alındığını, ihale kapsamında iki aşamalı olarak planlanan … TM tesisat işinde merkezde ikinci aşamada yapılması planlanan bir kısım çalışmalara engel olabilecek hususların ortadan kaldırılmasına yönelik 10/07/2013 tarihinde durum tespiti yapılarak tutanak altına alındığını, ayrıca 18/07/2013 tarihinde yapılan tespitte “çalışmalara engel hususlar dışında yapılabilecek imalatların” belirlenerek tutanak altına alındığını, davacının 14/11/2013 tarihinde çalışmaları kendi inisiyatifi ile sonlandırdığını, yoğun bir yazışma trafiği sonrasında davacının 14/08/2014 tarihinden itibaren fiili olarak çalışmalara başlandığını, iş artışı nedeniyle davacıya ayrıca 37 gün ilave süre verildiğini, davacının sahada 29/09/2014 – 30/10/2014 tarihleri ve 29/12/2014 – 03/02/2015 tarihleri arasında herhangi bir çalışma yapmadığını, davacının dağınık çalışmasının … merkezinde görev yapan personelinin işini yapmasını zorlaştırdığını, davacının sözleşme süresi içinde kendisinden kaynaklanmayan sebeplere dayalı olarak toplam 516 gün ilave süre hakkı doğduğunu ve 21/04/2014 olan iş bitim tarihinin 10/05/2016 tarihine ötelendiğini, verilen süre uzatımları sonrası davacı tarafından revize edilen iş programının 27/01/2016′ da davacıya bildirildiğini, fakat yürütülen işlerin revize iş programına uygun şekilde ilerlememesi üzerine davacının 24/03/2016 tarihinden itibaren tekrar uyarıldığını, 16/12/2016 tarihinden itibaren … TM tesisat işinin geçici kabul sürecinin başladığını, geçici kabul sürecinde de davacının sahada yeterli ve teknik personel bulundurmadığını, 09/01/2017 tarihli geçici kabul tutanaklarından da anlaşılacağı üzere toplam 93.500,00 TL tutarlı 45 kalem geçici kabul eksiği ile geçici kabulün yapıldığını, 08/05/2017 tarihli süre uzatımı protokolü ile davacının sözleşme süresi içinde kendisinden kaynaklanmayan sebeplere dayalı olarak toplam 144 gün ilave toplam 1953 gün süre hakkı doğduğunun bildirilmesi ile 10/05/2016 olan iş bitim tarihinin 01/10/2016 tarihine ötelendiğini, buna rağmen yapım işinin 76 gün gecikme ile (16/12/2016′ da) 09/01/2017’de tamamlandığını, yüklenici firmanın süre uzatımından kaynaklı tazminat talebinin sözleşmede dayanağının bulunmadığını, sözleşme gereği davalının yerine getirmesi gereken başkaca bir yükümlülüğün bulunmadığını, davacıya verilen süre uzatımının yüklenici firmanın çalışamadığı günler için verilmiş olup ,davacının çalışmadığını iddia ettiği bu dönemde SSK primleri, işçi masraflar iş makinesi kirası, malzeme bedellerini istemesinin yersiz olduğunu, davacıya verilen süre uzatımı ve fiyat farklarının sözleşme … süre uzatım yönergesi, Kamu İhale Kanunu ve 4734 sayılı Kamu İhale kanununa göre ihalesi yapılacak olan yapım işlerine ilişkin fiyat farkının hesabında uygulanacak esaslar doğrultusunda davacının tüm hakları gözetilerek hesaplanmış olduğunu, idarece yürürlükteki mevzuat hükümleri haricinde bir işlem yapılmadığını, sözleşme gereği yüklenicinin işin süresinin uzaması sebebi ile herhangi bir ad altında talepte bulunmasının mümkün olmadığını, reeskont faizi istenemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; taraflar arasında … … Merkezinin yapımı işi için 22.02.2013 tarihinde imzalanan eser sözleşmesi uyarınca, davacı tarafından işin işyeri teslim tarihinden itibaren 360 gün içerisinde tamamlanması gerekirken davalı kurumca verilen ilave sürelerle 1321 gün içinde tamamlanabildiği, yapım işinin süre uzatımları ile birlikte en çok 720 iş günü içerisinde bitirilmesi gerekirken 1321 gün içerisinde tamamlanması olayında davacı yüklenici firmanın kusurunun bulunduğu, davacının iş makinesi kira bedeli, SGK prim ödemeleri yönünden ilave ödeme talebinde bulunamayacağı, sözleşme ve ekleri uyarınca fiyat farkı ödemeleri yapıldığı anlaşıldığından sözleşme ve ekleri uyarınca başka ödeme yapılamayacağı, yapım işindeki gecikme yüklenici kusurundan kaynaklansa dahi davalının davacıya süre uzatımı verdiği ve bu süreç içinde davalının sözleşmeyi feshetmediği, davacının davalıdan cari hesap alacağından dolayı 136.272,74 TL alacağı bulunduğu belirlenmiş ise de; davacının cari hesap alacağına ilişkin usulüne uygun olarak açılmış bir davası bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına, kar mahrumiyeti talebi yönünden ise; geçici kabul tarihi olan 16.12.2016 tarihi itibariyle davacı yanın giderler ve kar mahrumiyeti karşılığı 113.081,09 TL tutarında alacağı bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, 4735 sayılı Kamu İhaleleri Kanunu 24. maddesinin (b) fikrasında,”sözleşme bedelinin w 80’inden daha düşük bedelle tamamlanacağı anlaşılan işlerde, yükleniciişi bitirmek zorundadır. bu durumda yükleniciye, yapmış olduğu gerçek giderleri ve yüklenici kârınakarşılık olarak, sözleşme bedelinin % 80’i ile sözleşme fiyatlarıyla yaptığı işin tutarı arasındaki bedel farkının % 5’i geçici kabul tarihindeki fiyatlar üzerinden ödenir.” hükmünün yer aldığını, İTM.85 referanslı sözleşme kapsamında yükleniciye fiyat farkı hariç olmak üzere elektrik iş kalemleri için 2.272.365,40 TL, inşaat iş kalemleri için de 1.314.518,32 TL olmak üzere toplam 3.586.883,72 TL ödendiğini, toplam ödenen bedelin sözleşme bedelinin 95,6’sı olup, kararda belirtildiği gibi %80’nin altında olmadığını, bu nedenle uyuşmazlıkta 4735 sayılı kanunun 24. maddesinin uygulanmasının mümkün olmamasına rağmen mahkemenin 16.03.2020 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm kurduğunu, kar mahrumiyetinin temel dayanağının yükleniciye yapıldığı iddia edilen ödemeler olarak gösterildiğini, ekte yer alan kesin hesap hakedişlerinde de sözleşme bedelinin üzerinde ödeme yapıldığının belgeli olarak kanıtlanmasına rağmen açık hataya dayanan bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulması nedeniyle kararın kaldırılması gerektiğini, yapım işinde süre uzatımının, idare veya mücbir sebep kaynaklı çalışılmayan günler için verildiğini, yüklenicinin çalışmadığı günler için toplam 1029 gün süre uzatımı verildiğini, süre uzatımı verilmeyen günlerde sahada çalışma olmadığı için personel ve iş makinesi yönünden de bir gider oluşmasının mümkün olmadığını, yüklenici süre uzatımı verilmesi nedeniyle malzeme bedeline ödenen bedelin yükseldiğini ve bu nedenle mağdur olduğunu belirtmiş ise de, sözleşmeye göre iş bitim tarihinin 21.02.2014 olup, yüklenicinin en geç bu tarihe kadar sahaya malzemeleri getirmesi gerektiğini, yükleniciye verilen süre uzatımlarının tamamının inşaat ve montaj faaliyetlerinde yaşanan gecikme için verildiğini, malzemelerin temininde idare kaynaklı bir gecikme söz konusu olmadığını, müvekkilinin dava tarihinden önce temerrüde düşürülmemesi nedeniyle mahkemece faizin işlenildiği tarihin usul ve yasaya aykırı olarak saptandığını, kesin hakediş tablosunda görüldüğü üzere toplam ödenen bedelin, sözleşme bedelinin %95,6’sı olup, bahse konu kararda belirtildiği gibi %80’nin altında olmadığını, bu doğrultuda davanın reddine karar verilmesi gerekirken, eksik hazırlanmış bilirkişi raporu esas alınarak kısmı kabul kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı vekili, davalı iş sahibi idare ile taraflar arasındaki 22/02/2013 tarihli ….ait sözleşme kapsamında, sözleşmedeki sürenin 365 gün olarak kararlaştırıldığı halde, idareden kaynaklanan sebeplerle işin 1321 günde bitirilebildiğini belirterek, gecikilen sürede girdi maliyetlerinde SGK prim ücret ödemelerinde artışlar olduğunu, yine sözleşme kapsamında verilen teminat mektupları nedeniyle fazladan teminat komisyonları ödendiğini belirterek; 1321 gün fazladan ödediği malzeme bedelleri ve iş makinesi kiraları için 1.000,00 TL, bu süre için ödenen işçilerin SGK primleri, işçi ücretleri ve işçilerin yemek bedeli giderleri için 1.000,00 TL, teminat mektupları için bankalara ödenen komisyon ve ücretler için 1.000,00 TL, müvekkilinin ödediği noter ve ruhsat harçları, danışmanlık ücretleri gibi eserin meydana getirilmesi ile dolaylı olarak ilgili giderler için 1.000,00 TL ve mahrum kalınan kar için 2.500,00 TL olmak üzere toplam 6.500,00 TL’nin tahsili talebinde bulunmuştur.
Davacı vekili dava dilekçesinde mahrum kalınan kâr talebi yönünden; müvekkilinin teminatın irat kaydedilmemesi ve ihaleden yasaklama cezası almaması için sözleşmeyi ifa etmek üzere işe devam ettiğini, bu nedenle başka bir sözleşme fırsatını kaçırdığını ve uzayan 1325 gün boyunca başka bir sözleşmenin yerine getirilmemesi dolayısıyla zarara uğradığını, müvekkilinin yoksun kaldığı kârı talep etme zorunluluğu doğduğunu (işin süresi içinde başka işlerden elde ettiği yada elde etmeyi ihmal ettiği karlar ile başka bir iş bulmamışsa veya iş bulmaktan kasten kaçılmışsa elde edebileceği kazanç ile bu işten sağlayacağı karın içinde bulunması gereken giderler hesap edilecek, kar yoksunluğundan indirilerek kalan miktar davacının kar yoksunluğunu oluşturacaktır. Yargıtay 15.HD 22/06/2000 tarih ve 200/2199 E- 2000/3214 K) belirterek talepte bulunmuştur. Mahkemesince yapılan yargılama ve alınan 13/06/2020 tarihli kök bilirkişi raporunda; mahrum kalınan kar talebi yönünden 4735 sayılı yasanın sözleşme kapsamında yaptırılabilecek ilave işler, iş eksilişi ve işin tasfiyesi başlıklı 24.maddesi uyarınca sözleşme bedelinin %80’i altında bedel ile tamamlanan işler için sözleşme bedelinin %80’i ile yapılan iş bedeli arasındaki kalan kısmın %5’inin gider ve mahrum kalınan kara karşılık ödenmesi gerektiği ve bu hüküm uyarınca geçici kabul tarihi itibariyle davacı yanın giderler ve kâr mahrumiyeti karşılığının 113.081.09 TL tutarında olduğu ve bu bedelin mahrum kalınan kar bedeli olarak talep edilebileceği belirtilmiş, mahkemece kök bilirkişi raporu hükme esas alınmıştır.
Mahkemesince, davadaki talep kalemleri ve bu kapsamda hükme esas alınan 16/03/2020 havale tarihli bilirkişi raporuna davalı vekili 27/03/2020 tarihli itiraz dilekçesinde bu kalem yönünden özetle; raporda sözleşme bedelinin 3.748.797 TL olduğu, fakat yükleniciye 1.314.518 TL toplam hakediş yapıldığı, işin %80 altında tamamlanması nedeniyle belirli bir bedel ödenmesi gerektiğinin belirtildiğini, oysa yükleniciye toplam elektrik işleri için yaklaşık 2.664.000 TL, inşaat işleri için 1.519.851 TL ödendiğini, raporda belirtildiği gibi sözleşme bedelinin %80’in altında tamamlanmasının söz konusu olmadığını belirterek bilirkişi raporuna itiraz ederek, dosyanın yeniden bilirkişiye tevdine karar verilmesini talep etmiş, bilirkişi raporuna itiraz üzerine mahkemece kurulan 29/06/2020 tarihli duruşmanın 1 nolu ara kararında; davacı ve davalı vekilinin beyan ve itirazları doğrultusunda ayrıca 1.bilirkişi heyetinden ayrıldıkları noktada, 1.bilirkişi raporunun da değerlendirilerek ek rapor tanzimi konusunda ara karar oluşturulduğu, mahkemenin ara kararına rağmen sunulan ek raporda ise sadece davacı vekilinin itirazlarının değerlendirildiği, davalı vekilinin mahrum kalınan kâra ilişkin itirazı konusunda herhangi bir inceleme ve değerlendirmenin yapılmadığı anlaşılmıştır.
Bu durumda mahkemece yapılması gereken, davacının dava dilekçesindeki talep kalemlerinden davacının mahrum kalınan kar talebi yönünden, davalının 16/03/2020 havale tarihli bilirkişi raporuna yapmış olduğu itirazları değerlendirilerek, ek rapor alınarak sonucuna göre ve istinafa gelenin sıfatı da dikkate alınarak, oluşan müktesep haklar da gözetilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, mahrum kalınan kâr talebi yönünden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının HMK’nun 353/1-a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden görülmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne,

2-Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/03/2021 tarih ve 2018/689 Esas 2021/220 Karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına,
3-Dairemiz kararına uygun şekilde davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,

4-Davalı tarafından yatırılan 1.932,00 TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
5-Davalı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 353/1-a maddesi gereğince KESİN olarak 14/06/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır