Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2021/1053 E. 2022/128 K. 09.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/05/2021
NUMARASI …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 09/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/02/2022
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasında mahkemece davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; taraflar arasında Ankara ili, …. sayılı taşınmaz üzerinde yapılacak olan bina sahasının toprak hafriyat işinin yapılması hususunda Hafriyat Sözleşmesi düzenlendiğini, davacının sözleşmeden kaynaklanan borç ve yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davalının sözleşme gereğince ödemesi gereken miktarı ödemeye yanaşmadığını, bunun üzerine davalı borçlu hakkında Ankara 14. İcra Dairesinin 2019/204 esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlattıklarını, itiraz nedeniyle icra takibinin durduğunu belirterek itirazın iptalini ile %20 oranından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı takdirini talep etmiştir.
Davalı vekili; davacı tarafından sunulan 27/04/2018 tarihli sözleşmeden sonra taraflar arasında ihtilaf çıktığını, müvekkilinin işi bir başka firmaya yaptırdığını, davacının herhangi bir iş yapmadığını, icra takibine dayanak faturanın gerçeği yansıtmadığını belirterek; davanın reddini ve %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatı takdirini savunmuştur.
Dava ilk olarak Asliye Hukuk Mahkemesi’ne açılmış; Ankara 17. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 30/09/2020 tarih ve 2020/239 Esas- 2020/222 Karar sayılı görevsizlik kararı sonrasında dosya Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yukarıdaki esasına kaydedilmiştir.
Mahkemece, davanın, hizmet sözleşmesi nedeniyle düzenlenen faturaya dayalı olarak başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkin olduğu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1-f maddesi uyarınca ticari dava niteliğinde olduğu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun Dava şartı olarak arabuluculuk başlıklı 5/A maddesinin (1.) fıkrası gereği, bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olduğu, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun Dava şartı olarak arabuluculuk başlıklı 18/A. maddesinin (2.) fıkrasının son cümlesine göre arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verileceği, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Dava şartlarının incelenmesi başlığını taşıyan 115/1. Maddesine göre mahkemenin, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağını, tarafların da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebileceğini, 115/2. maddesinin (1.) cümlesine göre mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar vereceği, somut olayda; davanın açılma tarihinin dava dilekçesinin Asliye Hukuk Mahkemesine verildiği 17/07/2020 tarihi olduğu, mahkemenin görevli olup olmadığı incelemesinin kamu düzeninden olup davalı tarafın bu yönde bir itirazının bulunmasının aranmayacağı, 6325 Sayılı Kanunun 18/A. Maddesinin 2. Fıkrasında, “…Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmünün, dava şartının sonradan tamamlanmasına olanak vermediği, bu sebeple görevsiz mahkemede dava açıldığı sırada arabulucuya başvurulmamış olup görevsizlik kararından sonra, mahkeme tarafından arabuluculuğa başvurma şartının yerine getirilmediği anlaşıldığından; dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verildikten sonra, istinaf aşamasında arabulucuya başvurularak anlaşma sağlanamadığına ilişkin son tutanağın düzenlenmiş olmasının, maddede aranan dava şartı yokluğunu ortadan kaldırmayacağı, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, yapılan araştırma sonucu davacının ve davalının tacir olduğu, açılan davanın arabuluculuk dava şartına tabi olduğu, gerek dava dilekçesi içeriğinde, gerekse dava dilekçesi eklerinde 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A maddesi hükmü uyarınca arabuluculuğa başvurulduğuna dair bir beyanın ve buna dair bir belgenin bulunmadığı gibi istinaf aşamasında arabulucuya başvurularak anlaşma sağlanamadığına ilişkin son tutanağın düzenlenmiş olması, maddede aranan dava şartı yokluğunu ortadan kaldırmayacağından, bu hali ile dava açarken dava şartı olan arabuluculuğa başvurma şartının yerine getirilmediğinden davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf başvurusunda; davanın açıldığı Ankara 17. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce 30/09/2020 tarihli 2020/239 Esas- 2020/222 Karar sayılı görevsizlik kararı sonrasında dosyanın Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderildiğini, ilk derece mahkemesinin kararına ilişkin istinaf incelemesi devam ederken taraflarınca istinaf incelemesi sonuçlanmadan önce 18/01/2021 tarihinde arabuluculuk kurumuna başvurulduğunu, arabuluculuk anlaşmama tutanağının Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi’nin karar ilamı yazılmadan ve sonucu taraflara tebliğ edilmeden önce Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi’nin 2021/104 Esas sayılı dosyasına sunulduğunu, bu hali ile arabuluculuk anlaşmama tutanağının ilk derece mahkemesince karar verilmeden dosyaya kazandırıldığının açık olup, dava şartı noksanlığı sebebiyle davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, nitekim Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 04/02/2021 tarihinde vermiş olduğu 2020/3187 Esas-2021/762 Karar sayılı kararında görevsizlik kararı aşamasında dava şartı arabuluculuk anlaşmama tutanağının dosyaya sunulabileceğini kabul ettiğini, taraflarınca da arabuluculuk anlaşmama tutanağının bu aşamada sunulduğunu belirterek; mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava,eser sözleşmesinden kaynaklanan ilamsız takibe itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) ‘nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle Dairemizin 24/01/2021 Tarih ve 2021/104Esas-2021/187 Karar sayılı kaldırma kararından sonra mahkemece yapılan araştırma sonucu davalının da tacir olduğunun tespit edilmiş olmasına göre ileri sürülen istinaf sebeplerine göre usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,

2-Alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL harçtan mahsubu ile bakiye 21,40 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 09/02/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır