Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2021/1005 E. 2023/710 K. 13.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/05/2021
NUMARASI ….
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 13/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/07/2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali davasında mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; taraflar arasında 08/12/2017 tarihinde, “… … Yenilenmesi Hizmet Alımı Sözleşmesi” düzenlendiğini, müvekkilinin iş bu sözleşme ve yaptırılan ek işler (Faturalarda görülecek olan)kapsamında edimlerini yerine getirdiğini, ancak davalının yapılan işlere dair düzenlenen faturaları ödemediğini, müvekkilinin taraflar arasında imzalanan sözleşme kapsamındaki işlerin yanısıra müvekkiline yaptırılan ek işler kapsamındaki taşımacılık, araç kiralama gibi işler dolayısıyla 902.172,00 TL’lik alacağı doğduğunu, davalının şimdiye kadar hizmet alım sözleşmesinde yer alan 450.000,00 TL’lik sözleşme bedelini ve ek işler karşılığı olarak 60.000,00 TL iş bedelini ödediğini, ancak 389.072,00 TL’lik faturaya dayalı bakiye alacağı ödemediğini, alacağın tahsili için Ankara 15.İcra Müdürlüğü’nün 2019/13950 esas sayılı dosyasında başlatılan icra takibine de haksız olarak itiraz ettiğini, her ne kadar davalı tarafça borcu olmadığı ileri sürülmekte ise de; taraflar arasındaki sözleşme bedelinin 490.000,00 TL olup, daha sonra davalı şirket tarafından ek işler yaptırıldığını, yapılan işler karşılığında düzenlenen faturaların davalıya gönderildiğini, bu faturalara itiraz edilmeyip ticari defterlere de kaydedildiğini, hatta kısmı ödeme yapılmış olmakla yapılan ek işlerin de kabul edilmiş olduğunu belirterek; davalının Ankara 15.İcra Müdürlüğü’nün 2019/13950 Esas sayılı icra dosyasına yaptığı itirazın iptali ile davalı aleyhine %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatı takdirini talep etmiştir.
Davalı vekili; taraflar arasında düzenlenen sözleşmeye göre iş bedelinin 490.000,00TL (350adet xl.400,00TL birim fiyat) olup, sözleşme bedelinin davacıya ait banka hesabına sözleşme tarihinden itibaren belirli aralıklarla ödendiğini, davacının sözleşme bedelinin üzerindeki alacak talebinin hukuki dayanağının belirtilmediğini, dava dilekçesinde sözleşme bedelinin neredeyse tamamının ödendiği belirtildiği halde, takibe konu faturalarda sözleşmeye konu asıl işlerin bedelinin talep edildiğini, beyanların birbiriyle çeliştiğini, davacı tarafından ek iş olarak taşımacılık ve araç kiralama işi yaptırıldığı iddia edilmekte ise de bu iddianın gerçeği yansıtmadığını, iddia edilen işlerin yaptırıldığı kabul edilmemekle birlikte bahsi geçen işlerin sözleşme dışı ek iş olmayıp, sözleşme gereği davacının edim yükümlülüğü gereği yapmak zorunda olduğu asıl işler olduğunu, sözleşmenin 23. maddesi gereğince sözleşmede tek taraflı bir değişiklik yapılamayacağından, sözleşme bedelinin de değiştirilemeyeceğini bu nedenle fazladan bedel de talep edilemeyeceğini, davacının ek işlere ilişkin kısmi ödeme yapıldığı iddiasının da doğru olmadığını, davaya ve icra takibine konu edilen ve sözleşmeye istinaden keşide edildiği belirtilen faturaların bir kısmının kapalı fatura olup, karine olarak bedelinin ödendiğinin kabulü gerektiğini, takibe dayanak faturalara müvekkili tarafından, Ankara 35. Noterliği’nin 31/12/2019 tarih ve 34249 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile içeriklerinin taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümlerine aykırı olması sebebi ile itiraz edildiğini, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 14/02/2007 tarih ve 2006/7750 Esas-2007/882 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere; TTK’nın 23/2. maddesi gereğince; faturayı alan kimsenin, aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde kapsamı hakkında itirazda bulunmaması sonucu fatura kapsamını kabul etmiş sayılabilmesi için faturanın, yanlar arasındaki yazılı sözleşme şartını değiştirecek içerikli olmaması gerektiğini, fatura içerikleri ve sözleşme hükümleri tetkik edildiğinde, davacının faturaları sözleşme hükümlerine aykırı olarak keşide ettiğinin görüleceğini, ayrıca davacının keşide ettiği ihtarnamedeki beyanları ile dava dilekçesindeki beyanlarının birbiri ile çeliştiğini belirterek; davanın reddini ve davacı aleyhine %20’den az olmamak koşulu ile kötüniyet tazminatı takdirini savunmuştur.
Mahkemece; davanın, akdi ilişkiye dayalı olarak düzenlenen fatura bedelinin tahsili için yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali davası olduğu, dosyaya sunulan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında 08/12/2017 tarihli “… İşletmesi İletim Hatlarında ….. Rayların Yenilenmesi Hizmet Alımına İlişkin Sözleşme” bulunduğu, davacı şirketin alt yüklenici, davalı şirketin ise yüklenici olduğu, dava dışı … şirketinin iş sahibi olduğu, davacının sözleşme kapsamında yüklendiği işler ve ek işlere ilişkin düzenlediği 8 adet faturaya dayalı icra takibi yaptığı, davalının ise yapılan işlerin ek iş mahiyetinde olmadığı, sözleşme kapsamında yüklenilen işler olduğunu, iş bedelinin ise davacıya ödendiğini belirterek takibe itiraz ettiği, dosya kapsamına uygun, denetlenebilir bilirkişi raporlarında da hesaplandığı üzere; taraflar arasındaki sözleşmeye göre ….tipi taşıyıcı rayların yenilenmesinin kararlaştırıldığı, ayrıca dava dışı iş sahibinin 15/10/2018 tarihli …. ile 45 adet rayın ilave iş olarak onayının alındığı, buna göre davacı tarafından toplam 395 rayın ray değişim imalatının yapıldığı, davacı şirketin ilave iş bedeli dâhil yaptığı toplam iş bedelinin KDV dahil 652.540,00 TL olduğu, davalının yaptığı toplam ödemenin ise 513.100,00 TL olduğu, buna göre takip tarihi itibari ile davacının 139.440,00 TL alacağının olduğu, sözleşme kapsamında birim fiyat belli olduğundan alacağın likit olduğu bu nedenle hükmolunan miktar üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedildiği, davacının fazlaya ilişkin talebi ile davacının takibi kötü niyetle yaptığı ispatlanamadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddi gerektiği gerekçesi ile; davanın kısmen kabulü ile; davalının Ankara 15. İcra Müdürlüğü’nün 2019/13950 Esas sayılı dosyasında yapılan takibe yönelik itirazının kısmen iptali ile, takibin 139.440,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, hükmolunan 139.440,00 TL’nin %20’si üzerinden hesaplanan 27.888,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin talebi ile, davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf başvurusunda; müvekkili ile davalı arasında uzun süreli ticari ilişki bulunduğunu, müvekkili firmanın taraflar arasında düzenlenen … İşletmesi İşletim Hatlarında …. Yenilenmesi Hizmet Alımı Sözleşmesi kapsamındaki işler ve yaptırılan ek işler karşılığında fatura düzenleyerek, bu faturaları davalı şirkete teslim ettiğini, faturaların davalı şirketçe kabul edilerek ticari defterlerine işlendiğini, sözleşme ve sözleşme dışı yapılan ek işlerden kaynaklı kesilen faturalar neticesinde borcun 389.072,00TL tutarındaki bakiyesinin davalı tarafça ödenmediğini, faturaların kabulünün sözleşme fazlası ve sözleşme dışı ek iş yapıldığının kabulünü gösterdiğini, sözleşmede kararlaştırılan iş bedelinden fazla ödeme yapılmasının ve faturalara itiraz edilmeyerek ticari defterlere işlenmesinin de sözleşmeye ek olarak yaptırılan işleri kanıtlar nitelikte olduğunu, davanın konusu faturaya dayalı ilamsız takip olmasına rağmen sözleşme baz alınarak düzenlenen raporun ve bu rapora dayanılarak verilen kararın eksik inceleme ile verilmiş olup, hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, bilirkişi raporunda açıkça faturalardan dolayı davalının 332.716,87 TL borçlu olduğu tespit edilirken; diğer yandan dava konusu takip ile alakası olmayan ve sadece taraflar arasındaki ilişkiyi gösterir hizmet sözleşmesinin baz alınarak borcun belirlenmesinin hatalı olup mahkeme kararının bozmayı gerektirdiğini belirterek; mahkeme kararının yeniden incelenerek müvekkili firma aleyhine olan hükmün ortadan kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf başvurusunda; müvekkilinin davacıya borçlu olmadığının belgeleriyle açıklanmış olmasına rağmen davacı tarafından gerçekte var olmayan bir borcun halen talep edildiğini, bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, davacının talebi ile raporda tespit edilen miktar arasında 249.632,00 TL gibi büyük bir fark bulunduğunu, bunun da davacının talebinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu gösterdiğini, taraflar arasında düzenlenen sözleşmede iş bedeli açıkça belirlenmiş ve bu bedelin tamamı davacıya ödenmiş olmasına rağmen, davacı tarafından sözleşme hükümlerine aykırı olarak sözleşme bedelinin üzerinde bir tutar talep edilmesinin hukuki dayanağı olmadığını, davacı tarafından dava dilekçesinde de sözleşme bedelinin ödendiğinin belirtildiğini, ancak takibe konu faturalarda sözleşmeye konu asıl iş bedelinin talep edildiğini, bu beyanların ve talebin birbiri ile çeliştiğini, kabul anlamına gelmemek kaydı ile bir an için davacının iddiaları dikkate alınarak hesaplama yapıldığında, sözleşme bedelinin 490.000,00TL olduğunu, davacı iddiasına göre bunun 450.000,00TL’sinin ödendiğini, bakiye tutarın ise 40.000,00 TL olacağını, davacının takibe konu ettiği fatura içeriklerinin neredeyse tamamının sözleşme konusu asıl işle ilgili olduğunu, bu durumda davacının iddiasına göre müvekkili 450.000,00TL ödeme yaptı ise bakiye 40.000,00TL’nin çok üzerinde bir ödemenin hangi gerekçe ile talep edildiğinin açıklanması gerektiğini, davacı tarafından yapılan hiçbir işin iddia olunduğu gibi ek iş niteliğinde olmayıp sözleşmeden kaynaklanan ve davacının edim yükümlülüğü gereği yapmak zorunda olduğu asıl işler olduğunu, bu hususun bilirkişi raporunda da tespit edildiğini, davacının kendisine ek iş kapsamında taşımacılık ve araç kiralama işi yaptırıldığı iddiasının da gerçeği yansıtmadığını, iddiayı kabul etmemekle birlikte bahsi geçen işlerin sözleşme kapsamı dışında ek iş olarak belirlenmesinin mümkün olmayıp davacının sözleşme gereği bu işlerden herhangi bir ücret talep edemeyeceğini, dava dilekçesinde, müvekkilinin yapılan ek işler için ödeme yaptığı ve ödeme yapılmasının ek işler yaptırıldığının kabulü anlamına geleceğinin belirtildiğini, davacının bu iddiasını hangi delile dayandırdığını belirtmesi ve müvekkilinin hangi ek işler için ödeme yaptığını belgeleri ile ispat etmesi gerektiğini, bilirkişi raporunda da keşide edilen fatura içeriklerinin ek iş kapsamında olmadığının ve asıl işin parçası olduğunun tespit edildiğini, davacı tarafından keşide edilen faturalara müvekkili tarafından Ankara 35. Noterliği’nin 31/12/2019 tarih ve ….. yevmiye numaralı ihtarnamesi ile itiraz edildiğini, icra takibinde talep edilen miktar ile kabul edilen tutar arasında ciddi fark bulunduğunu, bu sebeple davacının fahiş talebinin iyi niyetli olmaması nedeniyle kötüniyet tazminatı takdir edilmesi gerektiğini belirterek; mahkeme kararının talepleri doğrultusunda kaldırılmasını, davanın reddi ile davacı aleyhine en az %20 kötü niyet tazminatı takdirini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. Maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasında düzenlenen 08/12/2017 tarihli “… İşletmesi İşletim Hatlarında ……Tipi Rayların Yenilenmesi Hizmet Alımı İşi” sözleşmesi 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi olup, davacı taşeron, davalı yüklenicidir.
Davacı taşeron, iş bu sözleşme ve yaptırılan ek işler (faturalarda görülecek olan) kapsamında edimlerini yerine getirdiğini, ancak davalının yapılan işlere dair düzenlenen faturaları ödemediğini, yapılan ilamsız icra takibine ise haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek, Ankara 15. İcra Müdürlüğü’nün 2019/13950 takip sayılı dosyasında yapılan ilamsız icra takibine itirazın iptalini ve alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatı takdirini talep etmiş, davalı yüklenici fatura bedellerinin taraflar arasında kararlaştırılan iş bedelinden çok yüksek olduğunu, ek iş olarak taşımacılık ve araç kiralama işi yaptırıldığı iddiasının doğru olmadığını, iş bedelinin ödenmiş olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuş, mahkemece yukarıdaki gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemece yargılama sırasında alınan bilirkişi heyeti raporunda; tarafların ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yaptırıldığı, takibe dayanak gösterilen tüm faturaların tarafların ticari defterlerinde aynı tutarla kaydedilmiş olduğu, faturaların açık fatura olarak düzenlendikleri, davalı tarafça ödemelerin fatura bazında değil, açık hesap ilişkisi kapsamında kısım kısım gerçekleştirildiği, icra takibinin ödeme emrinde her bir fatura alacağının ayrı ayrı belirtilmiş olup, karşılıklı defter kayıtları gözönüne alındığında bakiye alacak miktarlarından aradaki açık hesap ilişkisi çerçevesinde her bir faturaya düşen bakiye alacak miktarları toplamının davacı defterlerine göre 335.840,91 TL, davalı defterlerine göre 332.716,87 TL olduğu tespit edilmiştir.
İtirazın iptâli davası müddeabihi, takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan bir eda davasıdır. Bu davanın takip hukuku içinde ve takip talebiyle sıkı sıkıya bağlantılı olarak ele alınması gerekir ve sonucu itibarıyla takibin devamına etkili bir davadır. Bu nedenle takip talepnamesinde dayanılan borç ve borcun sebebi ile bağlılık asıldır. Davada her türlü delille ispat edilecek alacak da yine takip talepnamesine konu olan ve borçlu yanca itiraza uğrayan alacaktır. Bunun sonucu olarak takip ve dava konusu olmayan taleplerin bu davada dikkate alınamayacağı hakimin iddia ve savunmayla bağlı olduğu kuralının bir gereğidir. (Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 09/05/2023 tarih ve 2022/1780 Esas-2023/1714 Karar sayılı kararı)
Somut olayda davacı tarafından 8 adet fatura alacağı dayanak gösterilerek icra takibine başlanmış olduğu anlaşılmaktadır. İtirazın iptâli davalarında Yargıtay 6. Hukuk Dairesi ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararlarına göre takip dayanağı faturalarla sınırlı olarak inceleme yapılması gerektiğinden ve mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesine göre takip dayanağı faturalar taraf defterlerine aynı tutarlarla kayıt edilmiş olup, bu faturaların içeriği kesinleştiğinden fatura bedelleri dikkate alınarak karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenler ve Dairemiz kararının gerekçesine göre davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, mahkeme kararının HMK’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince kaldırılmasına, mahkemece aldırılan, Dairemizce de denetlenebilir ve hüküm kurmaya elverişli bulunan bilirkişi heyeti raporuna göre, karşılıklı defter kayıtları göz önüne alındığında, bakiye alacak miktarlarında aradaki açık hesap ilişkisi çerçevesinde her bir faturaya düşen bakiye alacak miktarları toplamının davalı kayıtlarına göre 332.716,87 TL olması nedeniyle bu miktar üzerinden davanın kısmen kabulü ile davalının Ankara 15. İcra Müdürlüğü’nün 2019/13950 Esas sayılı dosyasında yapılan takibe yönelik itirazının kısmen iptaline, takibin 332.716,87 TL asıl alacak üzerinden devamına, hükmolunan alacağın %20’si üzerinden hesaplanan icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının reddedilen miktar yönünden takip yapmakta kötüniyetli olduğu ispat edilemediğinden davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
3-Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/05/2021 tarih ve 2020/73 Esas- 2021/419 Karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
4-Davanın KISMEN KABULÜNE,
a-Davalının Ankara 15. İcra Müdürlüğü’nün 2019/13950 Esas sayılı dosyasında yapılan takibe yönelik itirazının kısmen iptali ile takibin 332.716,87 TL yönünden takipteki şartlarla devamına,
b-Asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
c-Hükmolunan 332.716,87 TL’nin %20’si üzerinden hesaplanan 66.543,37 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
d-Davacının fazlaya ilişkin talebi ile davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
5-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 22.727,88 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 4.699,02 TL harcın mahsubu ile bakiye 18.028,86 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
6-Davacı tarafından yatırılan 4.699,02 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 49.580,36 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan yapılan 54,40 TL başvurma harcı, 80,00 TL tebligat ve posta gideri ile 4.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.634,40 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan (%85,51) 3.962,87 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
10-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
11-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince, taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran ilgili tarafa iadesine,
İstinaf incelemesi yönünden;
12-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
13-İstinaf başvurusu nedeniyle davalıdan alınması gereken 9.525,15 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL + 2.381,29 TL olmak üzere toplam 2.440,59‬ TL harcın mahsubu ile bakiye 7.084,56‬ TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
14-Davacı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 22,00 TL tebligat gideri, 0,75 TL KEP ücreti ile 53,00 TL dosya posta masrafı olmak üzere toplam 237,85 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
15-Davalı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 13/06/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

e-imzalıdır

e-imzalıdır

e-imzalıdır

e-imzalıdır