Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2020/996 E. 2022/538 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2020/996 – Karar No:2022/538

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/996
KARAR NO : 2022/538

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/03/2020
NUMARASI : 2015/43 E-2020/253 K

DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 17/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/05/2022
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davada mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; müvekkili ile davalı arasında imzalanan “Yüklenici Sözleşmesi” başlıklı akit ile … Göletinde 2 mm kalınlığında EPDM esaslı geomembran ve 500 gr/m2 polyester esaslı geotekstil keçe ile kaplama işinin yapılmasının kararlaştırıldığını, sözleşmenin 5. maddesinde malzeme miktarının yaklaşık olarak 12.000 m2 olarak yazıldığını, ancak işin sonunda ortaya çıkan rakamın bu miktarın üzerinde olduğunu, toplamda müvekkili firma tarafından 12.700 m2 membran ve 27.500 m2 geotekstil keçe (alt-üst tabaka şeklinde) uygulandığını, ayrıca talep üzerine göletin etrafına işi tamamlayıcı nitelikte 400 m çıta ve dikim işinin de müvekkili tarafından yapıldığını, davalı tarafından yapılan iş miktarının 12.100 m2 olduğunun beyan edildiğini, metrajdan kaynaklanan bu farka dayalı maliyetin kendilerine ödenmesi amacıyla 15.09.2014 tarihli ihtarnameye davalı tarafından olumsuz yanıt verildiğini, Alaşehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/196 Değişik İş sayılı dosyası ile yapılan tespit sonucu alınan bilirkişi raporunda müvekkilinin alacaklı olduğunun belirlendiğini ileri sürerek, temerrüt tarihi olan 08.10.2014 tarihinden itibaren işleyecek döviz faizi ile birlikte 21.332,32 Euro’nun ve tespit dava masrafı ile noter ihtarname masrafıyla birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili özetle: davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, taraflar aralarındaki sözleşmede metrajların ve ödeme biçimlerinin kararlaştırıldığını, buna göre davacıya 100.000,00 Euro’nun keçe bedeli olarak peşin ödendiğini, davacının itirazsız ve şerh düşmeden imzaladığı hak edişe göre yapılan iş miktarının 155.848,00 Euro olarak hesaplandığını ve davacıya bu bedelin ödendiğini, işin kabulü yapıldıktan ve iş idareye teslim edildikten 2 ay sonra davacının ihtarname göndererek alacaklı olduğunu iddia ettiğini, cevabi ihtarnamede sözleşmenin karşılıklı ifa ile sona erdiğinin bildirildiğini, tespite ve bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini, savunmaya ekli delillerden iş miktarında ve iş bedelinde tarafların anlaştığı ve bedelin tamamının fatura karşılığı ödendiğinin sabit olduğunu, bu nedenle davanın hukuki bir dayanağının olmadığını, davacının yaptırdığı tespit giderlerinin müddeabihe ekleyerek faiz talebinin yasal dayanığının bulunmadığını, iş için fatura düzenlediğini, kabul tutanaklarının düzenlendiğini ve iş bedelini ödediklerini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; taraflar arasındaki sözleşmenin 3.maddesinde, geomembranın metre kare fiyatının 9 Euro, keçenin metre kare fiyatının 1 Euro, işçilik metre kare fiyatının 1 Euro olarak belirlendiği, sözleşmenin işin miktarı başlıklı 5. maddesi ile işin miktarının yaklaşık 12.000 metre kare olarak belirlendiği, 7. maddesi ile ödeme şeklinin düzenlendiği, bila tarihli imalat teslim tutanağı ile işin eksiksiz teslim edildiğinin belirtildiği, bila tarihli belge ile “… Göleti İnşaatında membran geotekstil miktarları aşağıdaki gibi anlaşılmıştır” başlığı ile 12.100 metre kare geomembran, 12.100 metre kare keçe belirlendikten sonra geomembranın metre kare fiyatının 10 Euro, keçenin metre kare fiyatının 1 Euro olarak belirlendiği, işçilik bedeline ayrıca yer verilmediği, tüm iş bedelinin 133.100 Euro+KDV olarak karara bağlandığının anlaşıldığı, belge tanziminden sonra belge içeriğine uygun olarak davacı tarafça 155.848,00 Euro (133.100 Euro+KDV) bedelli fatura tanzim edildiği, faturaya “ödendi ” şerhi işlendiği, faturanın davacı tarafça davalıya gönderildiği, itiraza uğramadığı, ticari defterlere işlendiği ve hesapların kapanarak alacak kalmadığı hususunun bilirkişi vasıtası ile ticari defterlerin incelenmesinden anlaşıldığı, belirtilen belgelerin uyuşmazlık konusu olmayıp her iki tarafında kabulünde olduğu, davalının 12.10.2015 tarihli delil listesi ekinde yer alan, 08.09.2014 tarihli davacı tarafından yazılan email çıktısında davacı tarafından yapılan iş miktarı ve bedeli hususunda açık bir kabulün bulunduğu, ancak bu kabulün bu işten sonra yapılacak başka bir işin taraflarına verileceği inancı ile yapıldığının belirtildiği, bu mailin yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğu, bila tarihli belge ve fatura, ticari defterler ile desteklenmekle taraflar arasındaki işin 12.100 metre kare olarak kabul edildiği ve bedelin götürü belirlendiği, BK’nın 480.maddesi gözönüne alındığında davacı tarafça serbest irade ile işin miktarı üzerinde anlaşılıp, bedelin götürü olarak belirlenmesinden sonra fazla membran ve keçe kullanıldığı iddiası ile iş bu davanın ikame edilmesinin BK’nın 480. maddesi gereğince mümkün olmadığı belirtilerek bilirkişi raporlarının alacak tespitine ilişkin kısımlarına itibar edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf başvurusunda; mahkemece zorlama bir yorum ile gerekçe oluşturulduğunu, müvekkilinin haklılığını ve alacak miktarını tevsik eder nitelikteki tüm delillerin, beyanların reddedilerek üstün körü değerlendirildiğini, incelemeye alındığına dair kanaat belirtilmediğini, mahkemenin soyut bir gerekçe ile davayı reddettiğini , yargılamanın uzun süre oluşu, birden fazla hakimin dosyayı ele almış olmasının davanın sağlıklı ilerleyip, hak ve menfaat dengesine aykırı hüküm tesis edilmesine neden olduğunu, sözleşme içeriğinde işin belli bir miktar ile yapılmasının taahhüt edilmediğini, sözleşme bedelinin net olarak yazılmadığını, sözleşmenin iş miktarı başlıklı 5.maddesinde yaklaşık olarak m²’nin belirlendiğini, bu nedenle işin götürü usule göre yapıldığına ilişkin kabulün hatalı olduğunu, işin götürü bedel ile yapılmadığını, mahkemenin eksik inceleme ve yorum ile karar verdiğini, mahkemece davalı tarafından dosyaya sunulan e-mail içeriğinin yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğu, söz konusu e-mailin bila tarihli belge, fatura ve ticari defterler ile desteklendiği ve işin 12.100 metrekare olarak kabul edildiğinin anlaşıldığı belirtilmiş olsa da söz konusu tespite katılmanın mümkün olmadığını, taraflar arasında akdedilen sözleşmede işin yaklaşık 12.000 m2 olduğunun belirtildiğini, davanın önceki aşamalarında belirtildiği üzere işin niteliği gereği serimi yapılan malzemelerin toplam alanının, serim yapılan yüzeyin baraj alanı olması ve bu nedenle de engebeli olması sebebiyle yaklaşık ölçümü yapılan uygulama alanı ile birebir uyumlu olmasının mümkün olmadığını, baraj göleti için yapılacak uygulamanın ne şekilde yapılması gerektiğinin …’nin teknik şartnamesinde detaylı olarak belirtildiğini, dosyaya sunulu şartname incelendiğinde hangi sebeplerle yüzey alanından fazla malzeme ile uygulama yapıldığının açıkça anlaşılabileceğini, kaldı ki gölet tabanına Keçe + Geomembran (epdm) + Keçe uygulanmak suretiyle 3 kat malzeme serildiği hem tespit hem de dosyadaki 3 kök raporda da açıkça belirtildiğini ve bunun davalının da kabulünde olduğunu, aksi uygulamanın, teknik şartnameye aykırılık teşkil edeceği gibi … tarafından kabulünün de mümkün olmayacağını, … tarafından …’nde 12.021,08 metrekare üzerinden ve dava konusu üst kat keçe serimi dahil tutar ile davalı firmaya ödeme/hakediş yapılmış olup, bu durumun davalı şirket lehine sebepsiz zenginleşmeye sebebiyet verdiği hususunun mahkemece göz ardı edildiğini, kesilen fatura içeriğinden kaç metrekare için malzeme kullanıldığı açıkça yazılı iken serilen son kat için istenen bedelin götürü bedele dahil olduğunun kabul edilmesinin hukuk mantığı ile ciddi ölçüde çeliştiğini ve bu sebeple kararı kabul etmenin mümkün olmadığını, gerekçeli karardaki bedelin götürü bedel olarak tespit edildiğine ilişkin tespitin ticari hayatın gerçeklerinden uzak olduğu gibi ticaret mantığı ile bağdaşmadığını, davalı şirket tarafından keçe ve onun üzerine geomembran malzeme seriminin müvekkilden istenildiğini, karara konu edilen tarihsiz belgenin talebin ilk haline ilişkin olduğunu, ancak dosyadaki 10/07/2014 tarihli imalat teslim tutanağı ve bilirkişi raporlarından da açıkça anlaşılacağı üzere uygulamanın teknik şartnameye uygun olması maksadıyla keçe üzerine geomembran ve üzerine tekrar keçe serimi olacak şekilde ve davalı firmanın talebi ile gerçekleştirildiğini, gerekçeli karara temel alınan e-postanın, davalının dava konusu işin haricinde bir başka işi de taşeron olarak müvekkili şirkete yaptırma ihtimali üzerine gerçekleştirilen bir yazışmadan ibaret olduğunu, ticari hayatın akışı ve ticaret mantığı çerçevesinde değerlendirildiğinde müvekkili şirketin ikinci işten elde edeceği gelir ve karın ilk işten yapılan iskonto ile birbirini dengeleyeceği ve hatta daha fazla kar getireceği düşüncesiyle ve ikinci işin de kendilerine verilmesi halindeki bedel olacağı açık olduğunu, aksi durumun kabulünün kar etme amacı ile ticaret yapmanın temel mantığına da ters olacağını, e-posta içeriğinin yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilmesi ve bunca delil ile bilirkişi heyet raporlarına, sözleşme, idari belge ve … kayıtlarına rağmen e-postaya itibar edilmesinin Mahkemenin göstermelik ve kendi gerekçesini yaratma olgusundan başka bir anlama gelmediğini, dosyada iki kök rapor bulunduğunu, hakimce metraj üzerindeki ihtilaf bir yana yapılan, işin piyasa rayiçlerine göre hesaplanmasının istendiğini, buradan hareketle götürü iş yapıldığının kabulüne nasıl karar verildiği, önceki raporların aksine bir görüş istenmemişken raporun bir kez daha bilirkişiye gönderilmesine hangi amaçla ve hangi hukuki dayanakla karar verildiğinin anlaşılamadığını, usul ekonomisine aykırı hareket edildiğini belirterek; mahkeme kararının kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 355. madde gereğince istinaf nedenleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve ödenen başvuru harcının kendisi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a madde gereğince KESİN olmak üzere 17/05/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …