Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2020/978 E. 2022/747 K. 29.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2020/978 – Karar No:2022/747
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/978
KARAR NO : 2022/747

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/12/2019
NUMARASI : 2019/521 E-2019/941 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 29/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/07/2022
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan alacak davasında mahkemece davanın davalı … yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı ….Ltd.Şti. yönünden kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; davacı ile dava dışı … arasında 01/07/2016 tarihli alacağın temliki sözleşmesi imzalandığını, temlik eden … ve kayınpederi olan …’in davalı firma sahibi … ile yaklaşık 30 seneyi aşkın bir tanışıklığının olması sebebiyle davaya konu hasır çelik makinelerinin davalı … firmasından satın alınması konusunda teklif aldığını, akabinde davalı şirket genel müdürü … tarafından dava dışı …’na 13/07/2006 tarihinde gönderilen e-mail ile teklif içerisindeki makinelerle ilgili iş planlamasının açıklandığını, dava dışı …’nun iş bu anlaşma çerçevesinde … makine bedellerinin ödenmesi konusunda kendisine yüklenen edimini yerine getirerek toplam 154.980,00 USD tutarındaki ödemeyi davalı şirketin bildirmiş olduğu üzere gerek davalı …’nın gerekse de davalı şirketin banka hesaplarına ödendiğini, akabinde dava dışı … tarafından davalılara yine 21/03/2007 tarihinde 69.984,00 USD, 02/04/2007 tarihinde 24.981,00 USD, 16/04/2007 tarihinde 95.028,00 USD olmak üzere toplam 189.993,00 USD tutarında ödeme yapıldığını, davalılar ile dava dışı … arasında mutabık olunan makine bedellerinin yarısından fazlasının ödendiğini, dava dışı …’nun üzerine düşen yükümlülüğü olan %25 peşinatı fazlasıyla ödediğini, davalılar tarafından mutabık kalınan makinelerin hiçbirinin dava tarihine kadar teslim edilmediğini belirterek; temlik alan sıfatıyla davacı şirketin dava dışı temlik eden … tarafından davalılara … makinelerinin alım satımı konusunu içeren satım sözleşmesi uyarınca yapmış olduğu toplam 344.979,00 USD tutarındaki ödemenin, dava tarihinden başlayacak ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan alınarak temlik alan sıfatıyla davacıya verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili; davalı ile davacı arasında dava dilekçesinde iddia edildiği şekilde bir hukuki ilişkinin olmadığını, ticari ilişki iddiasını ve dava dilekçesinde bahsi geçen hukuki münasebete ilişkin iddiaları kabul etmediklerini, davanın zamanaşımına uğradığını, davacı tarafın ileri sürdüğü hikayeden çıkan hukuki sözleşme türünün eser sözleşmesi olduğunu, bu nedenle beş yıllık zamanaşımının dolduğunu, dava dilekçesi ekinde yer alan temliknamede alacak miktarının ve alacağın kaynağının gösterilmediğini, temlikname ve alacağın temliki işleminin geçersiz olduğunu, bu nedenle davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, ortada gerçek bir temlik olmadığını, …’nun kendisi ile aynı adreste bulunan davacı şirkete sözde alacağını temlik ederek kendisini dosyada taraf olmaktan çıkardığını, işlemin muvazaalı olduğunu, bu nedenle muvazaalı temlike dayalı olarak açılan davanın reddi gerektiğini, … tarafından davalı …’ya gönderildiği iddia edilen paraların kişisel borcun ifası olduğunu, bu nedenle davaya konu edilen sözde ticari münasebetlerin davalı … ile hiçbir ilgisi olmadığını, bu nedenle …’ya açılan davanın reddi gerektiğini, davacı tarafın müvekkili şirketin ıslak imzalı yada elektronik imzalı herhangi bir belgesini sunmadığını, tamamı üretilmiş olan ve hazırlanması çok kolay olan bazı yazılara dayalı olarak alacaklı olduğunun iddia edildiğini, dava dilekçesi ekinde yer alan e-posta ve faksların davalılara ait olmadığını, davalılarca gönderilmediğini, dava dilekçesi ekinde sunulan ve müvekkilin imzasını içermeyen yazıların hiçbirini kabul etmediklerini, …’nun avukat olması hasebiyle ticaret yapamayacağını, ticaret yapmasının yasak olması göz önüne alındığında senaryonun bu yönünün de açık verdiğini tutarsız olduğunu, davacı yanın iddialarını kabul etmemekle birlikte, yapılan ödemelerle ilgili açılabilecek herhangi bir davada hak sahibinin yine bu paraları gönderen kişiler olabileceğini, bu kişilerin davacı olmadığı gibi davacı ile hiçbir alakaları da olmadığını belirterek; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacı yanın delil olarak dayandığı ve ıslak imzalı aslı sunulan 16/05/2006 tarihli … … San Ltd. Şti. genel müdürü … imzasını içeren ve imza inkarında bulunulmayan, davacıya temlik eden …’na hitaben düzenlenen … Tesisi Teklif Metni ve davalı şirket kaşe ve imzasının içeren proforma fatura aslı değerlendirildiğinde her ne kadar yanlar arasındaki sözleşmenin varlığına ilişkin olarak kesin delil kabul edilemez ise de, bu sözleşme kapsamında temlik eden tarafından davalıya bir kısım ödemeler yapılmış olmakla davacıya temlik eden ile davalı şirket arasındaki yazışmalarda özellikleri belirtilen … makinesinin imalatı ve satımına ilişkin geçerli bir eser sözleşmenin kurulmuş olduğunun kabul edildiği, TBK’nın 147/6 maddesi (BK’nın 126/4 maddesi) uyarınca eser sözleşmesinden kaynaklanan işbu davanın 5 yıllık zaman aşımı süresine tabi olup, zaman aşımı alacağın muaccel olmasıyla işlemeye başlayacağından taraflar arasında sözleşmeye konu … makinesinin teslim edilmediği, sözleşmenin davalı tarafça davacıya temlik edene keşide edilen 09/05/2016 tarihli ihtarname ile feshedildiği anlaşılmakla sözleşmenin feshedildiği tarih nazara alınarak dava tarihi itibariyle zaman aşımı süresinin dolmadığı, davacıya temlik eden ile davalı şirket arasında kurulduğu kabul edilen sözleşme gereğince makinenin imalatı ve teslimi ediminin davalı tarafından yerine getirilmediğinin sabit olduğu, eser sözleşmesinin bir tarafı olan davacıya temlik edenin tacir olmadığı, ticari defterlerinin bulunmadığının bildirildiği, davalı şirketin ise uyuşmazlık dönemine ilişkin ticari defterlerinin saklama sürelerinin dolduğu beyan edilerek bilirkişi incelemesine ibraz edilmediği, mevcut dosya kapsamı üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen rapor ve ek rapor içeriğindeki tespitler dosya kapsamı ile birlikte değerlendirildiğinde, davalı ….Ltd. Şti.’nin ortağı olduğu ticari sicil kayıtlarından anlaşılan …’nın banka hesabına davacıya temlik eden … tarafından 23/08/2006 tarihinde 40.000,00 USD, 07/09/2006 tarihinde ise 30.000,00 USD’nin “… makine avans ödemesi” açıklaması ile ödendiği bu kapsamda davacıya temlik eden ile davalı şirket arasında … makinesi imalatı ve satımına ilişkin sözleşme uyarınca toplam 70.000,00 USD avans ödemesi yapıldığının kanıtlandığı, davalı şirket tarafından … makinesinin imal edilerek teslim edildiği iddia ve ispat edilemediğinden davacı tarafça sözleşmenin feshi ile birlikte yapılan avans ödemesinin iadesi talebinin haklı olduğu, davacı tarafça ödeme iddiaları kapsamında temlik edenin çalışanı … tarafından … hesabına yapılan banka havalesine delil olarak dayanılmış ise de dekont üzerinde hiç bir açıklama bulunmadığı gibi söz konusu havalenin temlik eden adına yapılıp yapılmadığı da tespit edilemediğinden avans ödemesi olarak kabul edilmediği, keza dava dışı … tarafından davalı şirket hesabına yapılan havalelerde de dava konusu makine satımına ilişkin herhangi bir açıklama bulunmadığı gibi, 3. bir kişi tarafından yapılan ödemenin davacıya temlik eden adına yapıldığını kanıtlar yeterli delil sunulmadığı ve davacı tarafça adı geçen yurt dışı firması adına imzasız olarak düzenlenmiş yazı örneğine itibar edilemeyeceğinden davacı yanın bu dekontlardaki tutarlar yönünden makine avans bedeli olarak ödeme yapıldığı iddiasının kanıtlanamadığı, davalı …’nın sözleşmenin tarafı olmadığı ve keza mahkemece kabul edilen avans ödemesinin davalı şirket adına şirketin ortağı olması nedeniyle bu davalıya yapıldığı gerekçesiyle; davalı yanın zaman aşımı def’inin reddine, davalı …’ya yönelik davanın pasif husumet yokluğundan reddine, davalı … … San Ltd.Şti’ne yönelik davanın kısmen kabulü ile 70.000,00 USD’nin 08/08/2016 dava tarihinden itibaren işleyecek devlet bankalarının 1 yıllık USD mevduatına uyguladıkları en yüksek mevduat faizi ile birlikte bu davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf başvurusunda; davalılardan …’ya yapılan ödemelerin davalı … Şirketinin verdiği talimat ve banka hesap bilgileri doğrultusunda bu davalının banka hesabına yapıldığını, …’nın şirket ortağı ve imza yetkililerinden temsil ve ilzama yetkili olan şahıslarından biri olduğunu, aynı zamanda davalı şirkette finans muhasebe işlerini de yürüten ve bunları icra eden yetkili ortak sıfatına haiz olduğunu, ödemelerin hangi hesaba, ne zaman ve hangi miktarda yapılacağını yönlendirenin de bizzat … olduğunu, bu nedenle ödemelerin iadesi konusunda şirket ortağı ve yetkilisi olan davalı …’nın da sorumlu olduğunu, dolayısıyla davalı … açısından davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinin hukuka uygun olmadığını, davaya konu tüm ödemelerin temlik eden … tarafından ve kendisinin adına ve hesabına davalı … Şirketine yapıldığını, buna ilişkin delillerin dosyada mevcut olmasına rağmen mahkemece dikkate alınmadığını, … adına ve hesabına ödeme yapanlardan …’ın; …’nun dava konusu … makine bedellerinin iş takibi konusunda yetkili mali ve idari işler koordinatörü olduğunu, ödemelerin … adına yapıldığı hususunda kendisi tarafından düzenlenen 14/08/2006 tarihli yazının dosyada mübrez olduğunu, iş bu beyan belgesi ile … tarafından davalı … Şirketine yapılmış olan 20.000,00 USD miktarındaki ödemenin … makine avans ödemesi olarak ve temlik eden … adına ve hesabına yapılmış olduğunun açık olduğunu, söz konusu ödemenin hem banka tarafından teyid edildiğini, hem de davalıların mutabakat faksı ile de teyid edildiğini, buna ek olarak davalı şirket yetkilisi ve ortağı …’nın yazdığı e-maille de alınan paraların teyid edildiğini, tüm bunlara rağmen Mahkemece bu ödemenin kabul edilmemesinin eksik inceleme olduğunu, Mahkemenin davadışı … tarafından davalı şirket hesabına yurtdışından yapılan havalelerin de dava konusu makine satımına ilişkin olduğunun ispatlanamadığına yönelik gerekçesinin de yerinde olmadığını, zira dava dışı … şirketi tarafından yapılan toplamda 254.973,00 USD miktarındaki ödemelerin temlik eden … adına ve hesabına yapıldığının işbu şirketin açık yazılı ikrar ve kabulünü içeren 04/12/2007 ve 07/01/2008 tarihli imzalı ve kaşeli belgesi ile sabit olduğunu, mahkemenin imzanın olmadığını belirttiği belgenin asıl belgenin Türkçe çevirisi olduğunu, İngilizce belgenin yeminli tercüman çevirisinde imzanın çevirisinin mümkün olmadığını, bu nedenle imza kısmının Türkçe çeviride boş bırakıldığını, ancak … şirketi tarafından düzenlenen belgelerin orjinallerinde kaşe ve mühür bulunduğunu, dolayısyıla mahkemenin delillerin incelemesinde hataya düştüğünü, alınan tüm ödemelerin davalı şirket tarafından 10/10/2006 tarihinde temlik eden …’na faks aracılığı ile gönderilmiş olan davalı şirket kaşesini havi mutabakatname ile de ikrar edildiğini ve onaylandığını, bu belgenin de mahkemece dikkate alınmadığını, yine iş bu şirket tarafından yapılan ödemelerin …’nun çalışanı olan mali işler sorumlusu … tarafından davalı … dikkatine gönderilen 14/03/2007 tarihli faksa verilen 15/03/2007 tarihli davalı …’nın (eski şirket ortağı ve şu anda şirket finans müdürü) şirket kaşesi üzerine atmış olduğu imza ve kendi elyazısı ile ‘Uygundur’ ifadesi ile de ikrar edildiğini, yine davalı şirket genel müdürü ve ortağı olan …’nın, aldıkları toplam 344.979,00 USD ödemeyi 20/10/2015 tarihli e-maili ile de açıkça teyid ettiğini, tasdikli banka dekontları ile de 344.979,00 USD tutarındaki ödemelerin davalılar tarafından tahsil edildiğinin tespit olunduğunu, aynı zamanda dava konusu tüm ödemelerin davalılar tarafından tahsil edildiğinin mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesinde de tespit edildiğini, yine Mahkeme tarafından davalı … Şirketi defterleri üzerinde inceleme yapılması konusunda ara karar verilmiş ise de, şirketin dava konusu döneme ilişkin ticari defterlerini saklama yükümlülüğü süresi içerisinde olmasına rağmen, çeşitli bahaneler ile ibraz etmemesinin dahi başlı başına davalı şirketin kendileri tarafından tahsil ettikleri dava konusu ödemeleri saklamaya çalışmasının ispatı olduğunu belirterek; mahkemenin kısmen redde ilişkin kararının kaldırılmasını ve davanın her iki davalı yönünden de kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili istinaf başvurusunda; mahkemece taraflar arasında kurulduğu kabul edilen sözleşmeye dayanak alınan ıslak imzalı belgenin davacı tarafa verilmiş bir belge olmadığını, davacı tarafın ıslak imzalı bir teklif metnini bulduğunu ve kendi iddiaları doğrultusunda 1.sayfayı yazıp delil olarak dosyaya sunduklarını, sayfalar arasındaki bağlantısızlık ve konunun ani değişiminin, konular ve üslup arasındaki uyumsuzluğun davacının alakasız bir teklifi kendilerine yapılmış gibi yansıtmaya çalışmasının bir ürünü olduğunu, ilk sayfası ile ikinci sayfası arasında bariz uyumsuzluk bulunan belgenin esas alınmasının hatalı olduğunu, davacı tarafın, mahkemece süre verilmiş olmasına rağmen, beyan dilekçesindeki faks asıllarını sunamadığını, sonrasında dosyanın tarafları arasında yer almayan, dava dışı bir kişinin imzaladığı iddia edilen bazı yazıların müvekkillerini bağlamayacağını, diğer yandan bu yazıların da yine davacının ürettiği yazılar olup, delil sunma aşaması geçtikten sonra sunulduklarından dikkate alınamayacaklarını, davacı tarafın, müvekkili şirketin ıslak imzasını ya da elektronik imzasını havi hiçbir belge sunmadığını, zira davacının sunduğu tüm sözde belgelerin, bizzat davacının hazırladığı, tamamı üretilmiş olan ve hazırlanması çok kolay olan bazı yazılardan ibaret olduğunu, dava süresince davacı tarafından sunulmuş herhangi bir belge aslı olmadığından müvekkilleri ile davacı arasında davacı tarafça iddia edilen bir ticari ilişki ve alacak verecek meselesinin kesinlikle yaşanmadığını, bir belgenin sahibi olduğu iddia edilen kişiyi bağlaması için ya o kişinin eli ürünü olan ıslak imzanın mevcut olması, ya da 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu ile getirilen elektronik imza ile imzalanmış olması gerektiğini, bu nedenle tümü imzasız ve gerçek dışı olan dava dilekçesi ekindeki yazılarla herhangi bir hususun ispat edilmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafın ileri sürdüğü senaryodan çıkan hukuki sözleşme türünün eser sözleşmesi olup, alacağın zamanaşımına uğradığını, buna rağmen davacı tarafın tamamen hayali iddialarla gönderdiği bir ihtarnameden yola çıkılarak zamanaşımı süresi hesaplanmasının hatalı olduğunu, kanunda ayrıntılı düzenlemeye sahip, bir tacir için hayati önemdeki ticari defter kayıtları esas alınmadan bazı kağıt parçalarına ticari defterden fazla değer verilmesinin hem usule hem kanuna hem de esasa aykırı olduğunu, müvekkili defterlerinin usule uygun tutulduğunun, kapanış onaylarının gününde yapıldığının ve herhangi bir yanlışlık içermediğinin tespit edildiği gibi, davacıya borçlu olunduğuna dair hiçbir kayda rastlanılmadığının bilirkişi raporunda tespit edildiğini, dolayısıyla müvekkilinin ticari defterleri, müvekkili lehine delil teşkil ettiğinden HMK m:222 uyarınca müvekkilinin davacıya hiçbir borcunun bulunmadığı belirlendiğinden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafın, davayı temlik alan sıfatıyla açarak defter ibrazından dolaylı olarak kaçındığını, bu durumda müvekkilinin ticari defterlerinin kesin delil teşkil ettiğini belirterek; mahkeme kararının kaldırılarak davanın tümüyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dairemizin 17/07/2020 tarih ve 2020/852 Esas-2020/776 Karar sayılı geri çevirme kararı gereğince davalı tarafın harç eksikliği mahal mahkemesince ikmal edildikten sonra, istinaf edilen kararın esası incelenmiştir.
Davacı temlik alan, temlik eden ile davalı arasında 13/07/2006 tarihinde davalı şirket temsilcisi tarafından gönderilen e-mail ile teklif sözleşme şeklinde kurulan … kaynak makinesi, yüksek hızlı tel doğrultma ve kesme makinesi, .. tel çekme ve nervür açma makinesi imali için yapılan sözleşme kapsamında dava dışı temlik eden ve temlik edenin talimatı ile dava dışı 3. kişi ve şirket tarafından iş bedeli olarak davalı şirkete ve şirket ortağına yapılan ödemelerin, edimin ifa edilmemesi nedeniyle iadesi için alacak talebinde bulunmuş, davalı, öncelikle zamanaşımı itirazında bulunmuş, esasa ilişkin olarak ise, temlik eden ile aralarında akdi ilişki bulunmadığını, davalı şirket ortağına yapılan ödemelerin kişisel borcun ifası için yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında kararda usul ve esas yönünden aşağıdaki bendin kapsamı dışında eksiklik ve yasaya aykırılık görülmediğinden davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin diğer istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
Davacı vekilinin diğer istinaf nedenlerinin incelenmesinde;
Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan deliller kapsamında, dava dışı temlik eden … ile davalı arasında … kaynak makinesi, yüksek hızlı tel doğrultma ve kesme makinesi, … tel çekme ve nervür açma makinesi imalatını konu alan eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğu kabul edilmiş, bu sözleşme kapsamında yapılan ödemelerden davalı ….Ltd. Şti.’nin ortağı olduğu ticari sicil kayıtlarından anlaşılan …’nın banka hesabına, dava dışı temlik eden … tarafından yapılan 23/08/2006 tarihli 40.000,00 USD, 07/09/2006 tarihli 30.000,00 USD bedelli ödemelerin “… makine avans ödemesi” açıklaması ile yapıldığı, bu kapsamda davacıya temlik eden ile davalı şirket arasında … makinesi imalatı ve satımına ilişkin sözleşme uyarınca toplam 70.000,00 USD avans ödemesi yapıldığının kanıtlandığı, davacı tarafça ödeme iddiaları kapsamında temlik edenin çalışanı … tarafından … hesabına yapılan banka havalesinde hiç bir açıklama bulunmadığı, keza dava dışı … tarafından davalı şirket hesabına yapılan havalelerde de dava konusu makine satımına ilişkin herhangi bir açıklama bulunmadığı gibi, 3. bir kişi tarafından yapılan ödemenin davacıya temlik eden adına yapıldığını kanıtlar yeterli delil sunulmadığı gerekçesiyle, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamındaki …’ın “Tutanak” başlıklı 14/08/2006 tarihli imzalı beyanında; … yetkilisi …’nın faks yönlendirmesi ve talebi ile … Bankası A.Ş. … Şubesinden 14/08/2006 tarihinde hesabı üzerinden …’nın şahsi hesabına havale ile yapılan 20.000,00 USD ödemenin, … adına “… Makineleri Alımı Avans Ön Ödemesi” için yapıldığını, 20.000,00 USD’nin … tarafından kendisine nakden elden verildiğini belirttiği görülmüştür. Bu durumda, iş bu gönderilen havalenin de temlik eden adına ve dava konusu sözleşme kapsamında yapılan ödeme olduğunun kabulü gerektiği kanaatine varılmıştır.
Yine dosyada bulunan 18/09/2006 ile 18/04/2007 tarihleri arasında dava dışı … firması tarafından davalıya gönderilen havalelere ilişkin banka dekontlarından ve bu şirketin 04/12/2007 tarihli ve orjinal belgesinde imza bulunan temlik eden … ve dava dışı …’e hitaben yazmış olduğu yazıdan, yazıda belirtilen tutarların … ve dava dışı …’in talimatı ile davalı şirketin … Bankası Gaziosmanpaşa şubesindeki hesabına … adına gönderildiği anlaşılmakla, dava dışı bu şirketin davalıya yapmış olduğu ödemelerin de yine temlik eden adına ve dava konusu sözleşme kapsamında yapılan ödemeler olduğunun kabulü gerektiği kanaatine varılmıştır.
Bu durumda, mahkemece davanın davalılardan … ….Ltd.Şti. yönünden kabulüne, diğer davalı … yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile davalı … …Ltd.Şti.yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun davalı … ….Ltd.Şti. yönünden kabulü ile mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın, davalılardan ….Ltd.Şti. yönünden kabulüne, 344.979,00 USD’nin dava tarihi olan 08/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek devlet bankalarının 1 yıllık USD mevduatına uyguladıkları en yüksek mevduat faizi ile birlikte bu davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davalı … yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
3-Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/12/2019 tarih ve 2019/521 Esas- 2019/941 Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
4-Davalılar vekilinin zaman aşımı def’inin reddine,
5-Davanın davalı … yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
6-Davanın davalı ….Ltd.Şti. yönünden KABULÜ ile,
344.979,00 USD’nin 08/08/2016 dava tarihinden itibaren işleyecek devlet bankalarının 1 yıllık USD mevduatına uyguladıkları en yüksek mevduat faizi ile birlikte bu davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 70.564,56 TL karar harcından peşin alınan 17.615,23 TL’nin mahsubu ile bakiye 52.949,33 TL harcın davalı ….Ltd. Şti.’den alınarak Hazine’ye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 17.615,23 TL peşin harcın davalı ….Ltd. Şti.’den alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 68.700,26 TL vekalet ücretinin davalı ….Ltd. Şti.’den alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’ya verilmesine,
10-Davacı tarafından yapılan 29,20 TL başvurma harcı, 232,50 TL tebligat gideri, 79,90 TL müzekkere gideri, 3.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.341,6‬0 TL yargılama giderinin davalı ….Ltd. Şti.’den alınarak davacıya verilmesine,
11-Davalı ….Ltd. Şti. tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
12-Davalı … tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
13-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince, taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilk derece mahkemesince ilgili tarafa iadesine,
İstinaf İncelemesi Yönünden:
14-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
15-İstinaf başvurusunda bulunan davalı ….Ltd. Şti.’den alınması gereken 14.318,32 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL + 3.525,18 TL olmak üzere toplam 3.579,58‬ TL’nin mahsubu ile bakiye 10.738,74‬ TL harcın davalı ….Ltd. Şti.’den tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
16-Davacı tarafından yapılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 27,50 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 176,1‬0 TL istinaf yargılama giderinin davalı ….Ltd. Şti.’den alınarak davacıya verilmesine,
17-Davalı ….Ltd. Şti. tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 29/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip