Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2020/959 E. 2022/636 K. 01.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2020/959 – Karar No:2022/636
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/959
KARAR NO : 2022/636

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/02/2020
NUMARASI : 2019/122 E-2020/98 K

DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 01/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/06/2022
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; müvekkilinin, davalı İdarenin Su İnşaat Dairesi Başkanlığı tarafından ihalesi yapılan “… Merkez İçmesuyu Projesi Hazırlanması Hizmet Alımı” işini aldığını, işin tamamlanarak 11/04/2017 tarihinde kabul işlemlerinin davalı idarece yapıldığını, kesin hakedişin 12/04/2017 tarihinde davalıya sunulduğunu ve ödenmesinin talep edildiğini, ancak ödeme yapılmadığını, bunun üzerine iki kez kesin hakedişin ödenmesinin talep edildiğini, yine ödeme yapılmaması üzerine davalıya ihtar gönderildiğini, hakedişin sözleşme ve eki olan Hizmet İşleri Genel Şartnamesi hükümlerine aykırı olarak ancak 24/04/2018 tarihinde tahakkuka bağlandığını, müvekkilinin gecikme süresinin toplam 11 gün olduğunu, ancak, davalı tarafın müvekkilinin hakedişinden haksız ve hukuka aykırı şekilde 10.788,40 TL gecikme cezası kesintisi yaptığını, bu kesintiye 27/04/2018 tarih ve 2018-193 sayılı yazı ile itiraz edildiğini, oysaki müvekkilinden yapılması gereken ceza kesintisinin 2.199,15 TL olması gerektiğini, yine süre uzatımlarının ve revize iş programının idare tarafından onaylanması nedeniyle uzayan süre yönünden fiyat farkı verilmesi gerekirken, davalı iş sahibince fiyat farkı alacaklarının da verilmediğini belirterek; 8.589,25 TL gecikme cezası tutarının 12/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile iadesini, 10.520,65 TL fiyat farkı bedelinin 12/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini ve hak edişin süresinde ödenmemesinden kaynaklanan şimdilik 1.000,00 TL yasal faizin ödenmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; davacının taleplerinin haksız ve yersiz olduğunu, dava konusu “… Merkez İçmesuyu Projesi Hazırlanması Hizmet Alımı” işinin müvekkili İdarece davacı … Ltd. Şti.’ne 96.325,00 TL “Teklif Birim Fiyat Bedel” ile ihale edilerek, 01/08/2016 tarihinde sözleşme imzalanmış olup müvekkili idarece sözleşme ve şartnameleri doğrultusunda işlem tesis edildiğinden davacı iddialarının hukuki dayanağı bulunmadığını, sözleşme kapsamında işin başlama tarihi; 06/08/2016, bitiş tarihi; 19/10/2016, toplam 75 gün olduğu dikkate alındığında işin süresinde gecikme olduğunu, gecikmenin davacı şirkete müvekkili İdarenin Su İnşaat Dairesi Başkanlığınca 23/12/2016 tarih 001112 sayılı yazı ile bildirildiğini ve mekanik ve elektrik projelerinin eksikliklerinin ivedi giderilmesi gerektiğinin, işin süresinde gecikme olduğunun, bu nedenle cezalı duruma düşüldüğünün bildirildiğini, buna karşın eksiklikler giderilmediğinden davacı şirkete yeniden bildirimde bulunularak talep edilen projelerin halen tamamlanamadığının bildirildiğini, mekanik ve elektrik projelerinin eksiklerinin giderilmediğinin tespit edildiğinin ihtar edildiğini, müvekkili idarece yapılan tüm bildirimlere karşın davacı şirketin işi süresinde tamamlayamadığını, davacının geç teslimi dikkate alındığında hakediş bedelinin süresinde ödenmiş olup faiz talebinin de haksız olduğunu belirterek; davanın reddini savunmuştur.
Dava ilk olarak Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılmış, Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 27/12/2018 tarih ve 2018/260-800 Esas-Karar sayılı kararı ile; davacının ticari şirket olduğu, davalının da tacir sayıldığı gerekçesiyle davanın görev yönünden usulden reddine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dava dosyasının Ankara Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi edilmek üzere Ankara Hukuk Mahkemeleri tevzi müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiştir. İş bu kararın istinaf edilmeksizin kesinleşmesi üzerine, dosya Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yukarıdaki esasına tevzi edilmiştir.
Mahkemece; davanın, sözleşmeden kaynaklanan gecikme cezasının iadesi, faiz alacağı ve fiyat farkı bedelinin tahsiline ilişkin olduğu, Taraflar arasında … Merkez İçmesuyu Projesi Hazırlanması Hizmet Alımına ilişkin sözleşme akdedildiği, sözleşmenin 14. maddesinde yapılacak işler için fiyat farkı hesaplanmayacağının, 16. Maddesinde her gecikme günü için yükleniciden sözleşme bedelinin %0.2’si oranında geçici gecikme cezası kesileceğinin ve 10 gün süre verilerek işin tamamlanmasının yükleniciden isteneceğinin düzenlendiği, 50. maddesinde ise kesin hesap alacağının 60 gün içerisinde ödeneceğinin belirtildiği, bu açıklamalar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacı tarafça usulüne uygun olarak hakedişe itiraz edildiği, davacının işi 75 gün içinde bitirmesi gerekirken, 56 gün gecikmeli olarak 19/10/2016 tarihinde bitirmesi nedeniyle yapılan gecikme cezası kesintisinin yerinde olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin 14. maddesi gereğince işin davacı tarafından projelerin zamanında yapılmaması ve eksik yapılması nedeniyle uzamasından kaynaklı geciktiğinden, davacının fiyat farkı talep edemeyeceği dolayısıyla bu yöndeki istemin de yerinde olmadığı, sözleşmenin 50. maddesine göre kesin hesap raporu düzenlenmiş olmakla idarenin 60 gün içinde ödeme yapması gerektiği, bu itibarla davalı idarenin temerrüt tarihine (11/12/2017) 60 gün eklenmek suretiyle geç yapmış olduğu ödemenin faizinden sorumlu olacağı, bu kapsamda yapılan hesaplamada davacının faiz alacağının 1.802,80 TL olduğu ,fakat davacının bu alacak kalemi için 1.000,00 TL talep ettiği gerekçesiyle davacının gecikme cezası ve fiyat farkı alacağı talebinin reddine, davacının faiz alacağı talebinin kabulü ile, 1.000,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf başvurusunda; bilirkişilerin faiz hesabına ilişkin yorumlarında, Hizmet İşleri Genel Şartnamesinin 42. Maddesindeki açık düzenlemeye rağmen temerrüt tarihini 11/12/2017 alarak, temerrüt tarihini yanlış başlattıkları gibi, kendi mantıklarına göre kök raporda doğru yaptıkları hesaplamayı da ek raporda ters yüz ettiklerini, bilirkişilere ilişkin itirazları dikkate alınarak yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınması gerekirken Mahkemece, bu raporlara dayanılarak kurulan hükmün hukuk, yasa ve usule aykırı olduğunu, davacı müvekkilinin ihale sözleşmesi kapsamında düzenlenen “iş programı” uyarınca kendisine tanınan süreleri düzenli ve özenli kullandığını, davalı idarenin iş programında kendisine tanınan süreleri özensiz ve keyfi kullandığını ve kendi kusurundan kaynaklanan gecikmeleri hakkaniyete ve hukuka aykırı olarak davacı müvekkiline tahvil ettiğini, gerek kök bilirkişi raporunda gerekse ek bilirkişi raporunda bu süre kayıplarının kimden kaynaklandığının ve kusurun hangi tarafta olduğunın belirtilmediğini ve bu husus üzerinde durulmadığını, davalı idarenin “Revize İş Programı”nı kabul edip onaylamakla aslında kendi kusurunu kabul ederek açıkça davacı yükleniciye süre uzatımı verdiğini, “Revize İş Programı”nın bilirkişilerce görülmediğini ve değerlendirmeye alınmadığını, bu hususu görmezden gelen ve bu konuda hiç bir çözümleyici yorum yapmayan raporların hükme esas alınmasının hukuka, yasaya ve usule aykırı olduğunu, sözleşmenin 14.2. maddesinde; mücbir sebepler veya idareden kaynaklanan nedenlerle işin bitim tarihinin süre uzatımı verilmek suretiyle uzatılması halinde, yürürlükte bulunan fiyat farkına ilişkin esaslar dikkate alınarak fiyat farkı hesaplanacağının kabul edildiğini, “Revize İş Programı”ile müvekkiline süre uzatımı veren idarenin, bu nedenle sözleşmenin 14.2 maddesi gereği müvekkilinin fiyat farkı taleplerini de karşılaması gerektiğini, davacı müvekkiline “Revize İş Programı” ile davalı idarece verilen 56 günlük süre uzatımı görmezden gelinerek, 56 günlük gecikme cezası düzenlendiğini, “Revize İş Programı” ile 56 gün süre uzatımı verilmesine rağmen davacı yüklenici müvekkili aleyhine gecikme cezası düzenlenmesinin hakkaniyete, sözleşmeye ve mevzuata aykırı olduğunu belirterek; mahkeme kararının davacı müvekkili lehine bozularak ortadan kaldırılmasını, yeniden yapılacak yargılamada dava dilekçesinde belirtilen tüm taleplerinin ve davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan haksız ceza kesintisi, fiyat farkı ve geç ödeme nedeniyle faiz istemlerine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasında düzenlenen 01/08/2016 tarihli “… Merkez İlçesi İçmesuyu Projesi Hazırlanması Hizmet Alımı İşi Hizmeti Alımına Ait Sözleşme” niteliği itibariyle 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi olup, davacı yüklenici, davalı iş sahibidir.
Sözleşmenin 8.maddesine göre Hizmet İşleri Genel Şartnamesi sözleşmenin ilk sırada ekidir. Bu kapsamda şartname, HMK’nın 297.maddesi uyarınca delil sözleşmesi niteliğindedir. Şartnamenin “Hakediş Ödemeleri” başlıklı 42. Maddesine göre, yüklenicinin geçici hakedişleri, itirazı olduğu takdirde, karşı görüşlerinin neler olduğunu ve dayandığı gerçekleri, idareye vereceği ve bir örneğini de Hakediş Raporuna ekleyeceği dilekçesinde açıklaması ve hakediş raporunun “İdareye verilen ……tarihli dilekçemde yazılı ihtirazı kayıtla” cümlesini yazarak ya da bu anlama gelecek bir itiraz şerhi ile imzalaması gereklidir. Eğer yüklenicinin, hakediş raporunun imzalanmasından sonra tahakkuk işlemi yapılıncaya kadar, yetkililer tarafından hakediş raporunda yapılabilecek düzeltmelere bir itirazı olursa hakedişin kendisine ödendiği tarihten başlamak üzere en çok on gün içinde bu itirazını dilekçe ile idareye bildirmek zorundadır. Yüklenici itirazlarını bu şekilde bildirmediği takdirde hakedişi olduğu gibi kabul etmiş sayılır.
Bu sözleşme kapsamında düzenlenen ve 24/10/2017 tarihinde onaylanan 1 ve Kesin nolu hakediş, davacı yüklenici tarafından 12/10/2017 tarihinde ihtirazi kayıtsız olarak imzalanmıştır. Yüklenicinin kendisinin hazırladığı anlaşılan kesin hakkedişte, kesin hakedişin eki olan “Süre Cetveli”ne göre yine kendisi tarafından 10.788,40 TL gecikme cezası kesintisi gösterilmiştir. İş sahibi idarece kesin hakediş raporunun gecikme cezasına ilişkin kısmında herhangi bir değişiklik yapılmamıştır. İş sahibi idarece kesin hakediş raporunda gecikme cezasına ilişkin olarak herhangi bir düzeltme yapılmadığından ve kesin hakediş davacı yüklenici tarafından ihtirazi kayıt ileri sürülmeksizin imzalandığından, hakedişi olduğu gibi kabul ettiği kanaatine varılmıştır.
Bu nedenlerle mahkemece dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve özellikle davacının kendi düzenlediği kesin hakedişte gecikme cezasının gösterilmiş olmasına, gecikilen süreye ilişkin fiyat farkı talep edilmesinin mümkün olmamasına, faiz alacağı yönünden taleple bağlı kalınarak kabul kararı verilmiş olmasına göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,

2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,

3-Davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 01/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …