Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2020/949 E. 2022/676 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ
….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/02/2020
NUMARASI :…

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 15/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/06/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasında mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; müvekkilinin işletmekte olduğu …’a açılır kapanır tente ve panel sistemlerinin yapılması konusunda davalı tarafla 05/04/2016 tarihli sipariş sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye konu iş için davalı şirket tarafından 5 adet farklı ölçüde alüminyum panel kurulumu yapıldığını, fatura bedellerinin davalıya muhtelif tarih ve bedelli çekler ile ödendiğini, henüz garanti süresi dolmadan sistemden yağmur suyu sızması olduğunu, Ankara 10. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2017/124 D.İş sayılı dosyasından yapılan keşif sonucunda hazırlanan bilirkişi raporunda; tentelerin halihazır durumları itibariyle kabule şayan olmadıklarının ve kullanılamaz durumda olduklarının, bu nedenle sökülüp fen ve sanat kaidelerine uygun yeniden yapılması gerektiğinin, ayrıca zararın 221.008,50 TL olup, bu işlerin 30 gün içinde yapılabileceğinin tespit edildiğini, yapılan görüşmeler neticesinde davalının, belirtilen eksiklikleri gidermeyi taahhüt ettiğini, ancak bir kısım tamiratlar yapılmış ise de sistemin çalışır hale getirilmesi için yapılacağı beyan ve taahhüt edilen tamirat ve ek imalatların yapılmadığını, bunun üzerine Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/48 D. İş sayılı dosyasında yapılan keşif sonucunda düzenlenen raporda tentenin tam kapanmadığının, ürünün bu hali ile kabule şayan olmadığının ve hurda bedelinin bulunmadığının tespit edildiğini, rapor üzerine Ankara 25. Noterliği’nden gönderilen ihtarname ile ürünün iade alınarak 243.000,00 TL bedelin davacıya iadesinin talep edildiğini, ihtarnamenin gereğinin yerine getirilmemesi üzerine Ankara 3. İcra Müdürlüğü’nün 2018/6481 Esas sayılı dosyası üzerinden bedelin iadesi için icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itirazı nedeniyle takibin durduğunu belirterek; hurda bedeli olarak 15.000,00 TL’nin mahsubundan sonra 230.985,90 TL üzerinden davalının yapmış olduğu itirazın iptali ile %20’den az olmamak üzere inkar tazminatı takdirini talep etmiştir.
Davalı vekili; sözleşme uyarınca tente sisteminin projeye uygun imal edilerek 20/04/2016 tarihinde teslim edildiğini, prensip olarak bitirdiği tüm projelerini görsel kayıt altına alan müvekkili firmanın, teslim anında tente sisteminin sessiz, hızlı ve kusursuz çalıştığına dair çektiği fotoğraf ve video görüntülerinin dosyaya sunulduğunu, sistemi Nisan 2016’dan Temmuz 2017 yılına kadar bir yıldan fazla süre ile sorunsuz kullanan davacının, sistemin olması gibi çalışmadığı, açılır kapanır sistemin açıldıktan sonra tam olarak kapanmadığı, paneller arasında boşluk oluştuğu, bu boşluklardan yağmur suyu ve güneş ışığının sızıntı yaptığı iddialarıyla Ankara 10. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2017/124 D.İş sayılı dosyası üzerinden hasımsız olarak delil tespiti talebinde bulunduğunu, tespit talebinde müvekkili firma karşı taraf olarak gösterilmediği için 31/07/2017 tarihli bilirkişi raporunun müvekkiline tebliğ edilmediğini, gıyabında yapılan keşif ve bilirkişi raporu ile savunma hakkının kısıtlandığını, inşaat bilirkişisinin; konstrüksiyon ile tente arasında yaklaşık 25 cm civarında boşluk olacak şekilde imal edildiği ve konstrüksiyon ile tenteler arasında sıfıra sıfır kapanmanın söz konusu olmadığı tespitinin hatalı olduğunu, sıfıra sıfır kapanmak üzeri imal edilen sisteme ait sundukları video ve fotoğraflar uyarınca sistemin kusursuz imal edildiğinin tartışılmaz bir gerçek olduğunu, ancak sisteme tespit isteyen veya yetkisiz 3. kişilerce yapılan müdahalelerden sonra boşlukların oluştuğunu ve alüminyum panellerin arasına giren bitki, ağaç dalları ve elektrik kablolarının sistemin tam kapanmasını engellediğini, normalde iki motorun senkronize çalışması gerektiğini, ancak davacı firmanın personelinin tentenin açılıp kapanmasını sağlayan üç kademeli uzaktan kumanda cihazını kaybettiğini ve uzaktan kumanda cihazı olmadan çalışmayan motorları çalıştırabilmek için, haricen elektrik kablosu çekmek suretiyle sisteme müdahale ettiğini, motorlardan birisinin çalışmadığı için tente sistemini tuttuğunu, diğer motorun ise çalışarak tenteyi açıp kapatmaya çalıştığını, bu durumun kastırma tabir edilen durumu ortaya çıkardığını ve böylece davacı şirketin sistemin garanti dışında kalmasına neden olduğunu sistemde kullanıcı kaynaklı oluşan hataların giderilmesi için müvekkili firma tarafından verilmek istenen servis hizmetine, davacı firmanın kötü niyetli olarak engel olduğunu, 26/12/2017 tarihinde işyerine giden servis elemanlarının, davacı firma yetkilisi…’ın, işi bırakarak mekanı terk etmelerini istemesi üzerine, iş yerinden ayrıldığını, servis personelinin yanlarında götürdüğü malzemelerin bir kısmını davacı işyerinde bırakmak zorunda kaldığını, servis hizmetinin yarıda kesildiğini, bırakılan bu malzemeleri davacı tarafın daha sonra kendisinin sisteme uygulayarak sistemi garanti dışında bıraktığını, 02/04/2018 tarihinde yine yerinde tespitte bulunmak ve servis hizmeti vermek için giden teknik servis personelinin yine küfür ve hakaretlerle işyerine alınmadığını, bu hususlarda teknik personelin tutanaklar düzenlediğini, davacının davasını iyi niyetle açmadığını belirterek; davanın reddini ve %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatı takdirini savunmuştur.
Mahkemece; davanın, davalıya yaptırılan tente sisteminin ayıplı olduğunun bilirkişi raporu ile tespit edildiği ileri sürülerek bedelinin tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkin olduğu, taraflar arasında tente imalatı için sözleşme yapıldığı, teslim edildiği ve bedelinin ödendiği hususlarının tartışmasız olduğu, uyuşmazlığın, teslim edilen ürünün ayıplı olup olmadığına ilişkin olduğu, Ankara 10. Sulh Hukuk Mahkemesi 2017/124 D. İş dosyası ile Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/48 D. İş dosyasının celp edildiği, tanık beyanlarının alındığı, uzman bilirkişi heyetinden rapor ve itirazlar üzerine ek rapor alındığı, dava konusu tentenin ayıplı mal olarak kabulünün gerektiği, otomatik tentenin kullanımı sonrası çıkan ayıbın bulunduğu, davalının % 70 oranında kusurlu olduğu, ancak davacının işin uzmanı olmamasına rağmen tenteyi demonte ederek, kullanılamaz hale gelmesinde % 30 kusurunun olduğunun saptandığı, davacı tarafça sunulan hurda bedelinin mahsup edildiği bildirilmiş ise de bilirkişi heyetince hurda değerinin daha fazla olduğu tespit edildiğinden bu miktar üzerinden mahsup yapılmak suretiyle hükme yeterli olduğu anlaşılan bilirkişi raporuna dayanıldığı gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, Ankara 3. İcra Müdürlüğü’nün 2018/6481 sayılı dosyasında 117.500,00 TL’ye yönelik itirazın iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacak yargılamayı gerektirdiğinden inkâr tazminatına ilişkin talebin reddine, davacının kötü niyetle takip yaptığı ispatlanamadığından reddedilen kısım üzerinden kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf başvurusunda; yargılamada sözleşmeye uygun imal edilen ve montajı yapılan tente sistemine davacının yaptığı ve sistemin garanti dışı kalmasına sebep olan müdahalelerin (sisteme projede olmayan aydınlatma amaçlı avize takılması, bu avizeler takılırken tente sisteminin üzerine yetkisiz kişilerin çıkması ve delikler açması, bazı panellerin davacı tarafça veya üçüncü kişilerce sökülmesi, ağaç dalı ve bitki gibi yabancı maddelerin sıkışması sonucu sistemin çalışmaması, panellerin üzerine yetkisiz kişilerin çıkması nedeniyle panellerin eğilmesi, tente sisteminin uzaktan kumandasının kaybedilmesi nedeniyle, kumanda olmadan sistemin açılıp kapanması mümkün olmadığından sisteme elektrik kablosu çekerek motorlara müdahale edilmesi) listelendiğini, ancak bilirkişiler tarafından bu beyanlarının değerlendirilmediğini, yukarıda açıklanan hususların mahkemece atanan ve inceleme yapan bilirkişi heyetince de değerlendirilmediği gibi, raporda bilirkişilerin müvekkili firmaya atfettiği %70 oranındaki kusurun hangi somut gerekçelere göre belirlendiğinin de belirsiz olduğunu, yapılan teknik itirazların hiçbirinin olasılık dahilinde bile değerlendirilmediğini, müvekkili firma teknik servis personelinin, arıza ihbarı üzerine mahallinde keşif yapmak üzere hazır bulunmak istedikleri sırada, işyerinden 2 farklı tarihte kovulduklarına dair tuttuğu tutanakların, “tentenin arızasıyla ilgili bir ifadenin yer almadığı” şeklinde bilirkişilerce hatalı yorumlandığını ve yalnızca davacıya %30 kusur atfedilmesinde etki ettiğini, davacının bu davranışı ile tam kusurlu olduğunun açık olduğunu, ayrıca belirlenen kusuru ve kusur oranını kabul anlamına gelmemek kaydıyla, hurda bedelinin, dosyaya sundukları emsaller gözetilmeden yapılması nedeniyle, düşük hesaplandığını belirterek; eksik ve hatalı değerlendirmeye dayalı bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle davanın kısmen kabulüne dair verilmiş olan mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili istinaf başvurusunda; Ankara 10. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2017/124 D. İş sayılı dosyası ve Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/48 D. İş sayılı dosyaları ile yapılan tespitler ve alınan bilirkişi raporları ile; tente sistemine yeterli güç ve sayıda motor takmayıp, iyi kalite malzeme kullanmayan davalının karşısında müvekkiline kusur atfedilemeyeceğini, Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda müvekkiline kusur verilmesinin nedenlerinin, sistemin çalıştırabilmesi için yüklenicinin işverenin mahalline gidip geldiği ancak müdahale edemediğini belirtmesi, işverenin otomatik tente sistemini işin uzmanı olmamasına rağmen demonte ederek kullanılmaz hale getirmesi ve kumandalarını kaybetmesi gibi, afaki, hiçbir somut belge ve delile dayanmayan, hukuki dayanağı olmayan, sadece davalının söylemleri olduğunu, bu söylemlerle kusur izafe edilemeyeceğini, bir an için, bilirkişi tarafından kusur olarak sayılan işbu hususların gerçek olduğu düşünülse bile, bunların malın ayıplı hale gelmesinde hiçbir etkisi olmadığını, dosya kapsamında alınmış olan tüm bilirkişi raporları ile; sistemdeki arızanın nedeninin, sisteme takılan motor güç ve kapasitesinin yetersiz olması, kaliteli ve sağlam olmayan alüminyum malzemeler kullanılmış olması, zemine iyi akre edilmemiş olması, taşıyıcı dikmelerin kesintilerinin yetersiz olması, boşluklara oturmaması gibi sebepler olduğunun sabit olduğunu, davalı şirketin, müvekkil şirket tarafından defalarca ayıplı ürünün tamiri ve onarımı için arandığını, hal böyleyken, müvekkili şirkete ait restoranın en yoğun döneminde, müşterilerin güvenliğini tehlikeye sokacak saatte gelen davalı şirketin sisteme müdahale edemediği ileri sürülerek müvekkiline kusur atfedilmesinin doğru olmadığını, müvekkilinin, ayıplı ve hatalı olan sisteme hiçbir şekilde müdahalesi olmadığı gibi, yapılmış olan demonteye ilişkin kusur atfedilmesinin de mümkün olmadığını, yine mahkemece hükme esas alınan bilirkişi heyetinin kabulünün aksine, müvekkilinin sistem kumandalarını kaybetmediğini aksine, kumandanın davalı şirketin teknik personeli tarafından götürüldüğünü, dosyaya sunulan hurda faturası dikkate alınmaksızın, hurda bedelinin olması gerekenin çok üzerinde belirlenmesinin de doğru olmadığını ve kabul etmediklerini belirterek; mahkeme kararının reddedilen kısım yönünden istinaf yolu ile incelenerek kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, kabule icbar edilemeyecek nitelikte gizli ayıplı eserin bedelinin iadesi için yapılan takibe itirazın kısmen iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasında 05/04/2016 tarihli davacıya ait işyerine …… yapılması hususunda “Sipariş Sözleşmesi” başlıklı eser sözleşmesi düzenlendiği, bu sözleşme kapsamında işin yapılarak teslim edildiği, iş bedeli KDV dahil 243.000,00 TL’nin de ödendiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu sözleşme kapsamında davacı iş sahibi, davalı yüklenicidir.
İşin itiraz edilmeyen 20/04/2016 teslim tarihinden sonra davacı iş sahibi tarafından sözleşme konusu tentenin ayıplı olduğu iddiası ile ilk olarak 07/07/2017 tarihinde tespit talebinde bulunulmuştur. Ankara 10. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2017/124 D.İş sayılı dosyası üzerinden hasımsız olarak açılan tespit davasında yapılan keşif sonrası bilirkişi İnşaat …. tarafından düzenlenen rapor dosyaya derc olunmuştur.
Bu tespit sonrasında yüklenici personeli tarafından tutulan ilk tutanak ise 26/12/2017 tarihlidir.
Davacı iş sahibi tarafından 08/03/2018 tarihinde ikinci kez tespit talebinde bulunulmuş, bu kez yüklenici karşı taraf olarak gösterilmiştir.Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/48 D. İş sayılı dosyasında yapılan keşif sonrası Makine Mühendisi … tarafından rapor düzenlenmiş olup, düzenlenen rapora karşı yüklenici tarafından itirazda bulunulmuştur.
Yüklenici personeli tarafından tutulan ikinci tutanak ise 02/04/2018 tarihli olup, bu tarihten sonra davacı iş sahibi tarafından gönderilen Ankara 35.Noterliği’nin 11/04/2018 tarih ve ….. yevmiyeli ihtarı ile; bilirkişinin satışı ve kurulumu yapılmış olan sistemin kabule şayan olmadığı ve ürünün muhatap şirketçe geri alınması gerektiği tespitlerine binaen, ihtarın tebliğinden itibaren 1 gün içinde işyerinden sökülüp iade alınması ve 243.000,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile iadesi, aksi halde tente sisteminin söküleceği ve satış bedelinin, sistemin sökülmesi, nakliyesi ve her türlü gideriyle beraber tahsili için hukuki ve icrai yollara başvurulacağı, üründe meydana gelebilecek herhangi bir zarar veya kayıp sebebi ile hak talebinde bulunulamayacağı gibi, hurda bedeli de istenemeyeceği ihtar edilmiştir. Bu ihtara davalı yüklenici tarafından gönderilen Ankara 35. Noterliği’nin 12/04/2018 tarih ve … yevmiyeli cevabi ihtar ile itiraz edilmiştir.
Mahkemece dosya üzerinden yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu hesap uzmanı…. tarafından düzenlenen rapor ve ek raporda, taraflar arasındaki teslimden sonraki süreç tartışılarak, işin kabule icbar edilemeyecek şekilde ayıplı hale gelmesinde tarafların müterafık kusurlu oldukları tespit edilerek, gerekçelendirilmek suretiyle kusur oranı belirlenmiştir. Mahkemece hükme esas alınan iş bu bilirkişi rapor ve ek raporu Dairemizce de oluşa ve dosya kapsamına uygun, denetlenebilir nitelikte kabul edilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,3‬0 TL’nin davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınması gereken 8.026,42‬ TL istinaf karar harcından peşin alınan 2.006,60 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.019,82‬ TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle taraflarca yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harçları ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 15/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır