Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2020/934 E. 2022/561 K. 20.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2020/934 – Karar No:2022/561
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/934
KARAR NO : 2022/561

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/12/2019
NUMARASI : 2018/343 E-2019/1091 K

DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 20/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/06/2022
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan alacak davasında mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında düzenlenen 29/01/2016 tarihli sözleşme ile davalının, müvekkilinin yükleniminde bulunan … Spor Salonu Onarım işinin “Hazır Sandviç Panel İle Çatı Kaplaması Yapılması İşi”ni üstlendiğini, yapılan işlerin davalı tarafından düzenlenen 14/04/2016 tarihli fatura ile müvekkiline fatura edildiğini, onarım işlerinden kısa bir süre sonra çatı panellerinde kopmalar ve bozulmalar meydana geldiğini, bunun üzerine müvekkili şirket tarafından davalı şirkete Ankara 44. Noterliği’nin 27/11/2017 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesinin gönderildiğini, anılan ihtarname uyarınca yapılan onarım işindeki bozulmalar ve kopan paneller neticesinde oluşan zararın karşılanması ihtarında bulunulduğunu, ihtarnameye 01/12/2017 tarihinde kopmaların kusurlu imalattan kaynaklanmadığı yönünde cevap verildiğini, müvekkili şirket tarafından Sinop 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/234 D.İş Sayılı dosyası ile tespit yaptırıldığını, inşaat mühendisi bilirkişinin raporunda; davalı şirket tarafından yapılan onarım ve panel kaplama işinde yeterince malzeme kullanılmamasından kaynaklanan bir zarar oluştuğunu tespit ettiğini, imzalanan sözleşmenin 6.maddesinden de anlaşılacağı üzere oluşacak zararın garanti kapsamında olduğunun taraflarca kabul edildiğini, buna rağmen davalının zararı karşılamadığını, müvekkili şirketin panellerde oluşan zararı “…” isimli firmaya yaptırdığını, bununla ilgili dava dışı firma tarafından 22/02/2018 tarihli … seri nolu ve 11.000,00 TL bedelli faturanın müvekkili şirkete kesildiğini belirterek; spor salonunda oluşan zararın müvekkili tarafından karşılanması nedeniyle ödenen 11.000,00 TL’nin ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili; uyuşmazlığın eser sözleşmesinden kaynaklandığını, taşınır eserlerde ayıp zamanaşımının 2 yıl olduğunu, davacının ve tespit raporunun ayıplı imalat iddiasının doğru olmadığını, ayıp iddiasının yeterince pop perçin uygulanmadığına dayandığını, bu işte pop perçin değil, akıllı vida kullanıldığını ve cephedeki aşık boyunca yatayda 1,00 mt.de bir kullanıldığını, vida sayısının cephede kullanılan çelik konstrüksiyona göre belirlendiğini, panellerin kaplandığı çelik konstrüksiyon, müvekkili tarafından yapılmadığı için, akıllı vida sayısından kaynaklı olabilecek problemin, …’in hatası olmadığını, tespit raporundaki hatalı tespitin, bilirkişinin konunun uzmanı olmamasından kaynaklandığını, iddiaya konu 11.000,00 TL giderim/ayıp bedelinin fahiş olduğunu, davanın dayanağı raporda 6.293,00 TL giderim bedelinin hesaplandığını ve davalının bu bedele itiraz etmediğini, davacı tarafın ayıp ihbarını süresinde yapmadığını belirterek; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davanın alacak istemine ilişkin olduğu, taraflar arasında eser sözleşmesi imzalandığı konusunda bir ihtilaf bulunmayıp, işin sözleşmeye uygun tam ve eksiksiz olarak yapılıp yapılmadığı, yapılan işlerin garanti süresi ve bu sürede bozulmalar olup olmadığı, var ise davacının alacaklı olup olmadığı alacaklı ise miktarı noktalarında toplandığı, taraflar arasında 29/01/2015 tarihinde sözleşme imzalandığı, sözleşmenin hazır sandviç panel ile çatı kaplaması yapılması işine ilişkin olduğu, davacı tarafından dava konusu işin, dava dışı …’a yaptırıldığı, yaptırılan iş karşılığı 22/02/2018 tarihli fatura ile 11.000,00 TL ödendiği, mahkemece usul ve yasaya uygun olarak hazırlanan bilirkişi raporunun denetime elverişli olması nedeni ile kabul edildiği, yapılan değerlendirmede; taraflar arasında birim fiyat üzerinden anlaşma yapıldığı, sözleşmenin 6.maddesi ile işin teslimi ve garanti süresinin düzenlendiği, ilgili madde uyarınca yüklenici firma tarafından yapılan imalatlar işçilik ve malzeme ile ilgili her türlü kusura karşı 3 yıl garanti verildiği, her türlü su izolasyon hataları ve rüzgar yükünden kaynaklanan hataların da garanti kapsamında olduğu, bilirkişi raporları ve yine mahkemece 18/12/2019 tarihli celsede itirazların değerlendirilmesi amacıyla bilirkişiye yaptırılan açıklamalar da değerlendirildiğinde söz konusu işte akıllı vida kullanıldığı, ne kadar malzeme kullanılacağının sözleşme ve pozda belirlendiği, ancak belirlemeler aleyhine davalı tarafından yapılan işin rüzgar sebebiyle bozulduğu, yukarıda belirtilen sözleşmenin ilgili maddesi uyarınca bu hususun davalının garantisi kapsamında olduğu ve yine söz konusu iş sebebiyle davacının zararının 6.293,81 TL olduğu gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, 6.293,81 TL’nin 01/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf başvurusunda; taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 6. maddesinde açıkça, oluşacak zararların garanti kapsamında olduğunun taraflarca kabul edildiğini, müvekkili şirketin, oluşan zararın onarımı için başvurduğu davalı taraftan olumsuz yanıt alınca, çatıda oluşan zararı en hızlı ve en ucuz fiyata başka bir firmaya yaptırdığını, panellerin kopması ve bozulmaların, derhal onarım isteyen işlerden olduğunu, bu onarımın derhal yapılmamasının, çatıda oluşan kopma neticesinde meydana gelen açıklıktan akacak olan kar ve yağmur suyunun, spor salonunun zeminine ulaşarak zeminle beraber spor salonunun birçok bölgesinde ve ekipmanlarda daha da büyük hasarlara sebebiyet vereceği aşikar olup, müvekkili şirketin de, zararı derhal ve en az maliyetle yaptırmak durumunda kaldığını, her ne kadar mahkeme kararı ve yapılan tespit ile alınan bilirkişi raporuyla tespit edilen onarım bedeli 6.293,81 TL ise de; bu rakamın sadece onarım işinde kullanılacak malzemenin kağıt üzerindeki fiyatı olduğunu, ürünlerin piyasadaki fiyatları ve her geçen gün zamlanmaları ile birlikte işçilik ve iskele kurmak gibi yan masrafların bu rakama dahil olmadığını, müvekkilinin toplam onarım zararının 11.000,00 TL olup, bununla ilgili faturanın da dava dosyasında bulunduğunu belirterek; istinaf incelemesi neticesinde müvekkili şirketin zararının 11.000,00 TL olduğu göz önünde bulundurularak mahkeme kararının düzeltilerek onanmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf başvurusunda; uyuşmazlığın eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, davacının, ayıplı imalat iddiasıyla alacak davası açtığını, eser sözleşmesinde ayıp iddiasının zamanaşımının TBK madde 478’e göre taşınır eserlerde 2 yıl olduğunu, davanın bu nedenle zamanaşımına uğradığını, davacının ayıp iddiasının imalatta pop perçin uygulanması olup, davaya konu işte pop perçin değil akıllı vida kullanıldığını, işte, pop perçin kullandığını iddia eden tespit ve ilk bilirkişi raporlarının hatalı olduğunu, mahkeme gerekçesinin, “yapılan işin rüzgar sebebiyle bozulması” olduğunu, bu gerekçenin yeterli bir gerekçe olmadığını, mahkemeye sunulan bilirkişi raporlarının çelişkili ve hatalı olsa da, özünde eksik pop perçin veya akıllı vida veya trifon takımı kullandığına dayandığını, işin çatı kaplaması işi olup, kaplamanın, çatının iskeletini oluşturan ve dava dışı başka bir şirket tarafından yapılan çelik konstrüksiyon üzerine yapıldığını, pop perçin veya akıllı vida kullanılıp kullanılmayacağının, vida kullanılacak ise kaç tane vida kullanılacağının, çelik konstrüksiyona göre belirleneceği savunmalarına rağmen bu konuda inceleme yapılmadığını, hükme esas alınan raporda, m²’de 3 adet olarak öngörülen trifon takımının m²’de 2,64 adet olarak uygulandığı, yeterince trifon kullanılmadığı tespitinin yer aldığını, oysa m²’de 2,64 adet iddiasının; trifon takımının değil, pop perçinin adedine ilişkin olduğunu, rapora esas veriler hatalı olduğundan, sonucun da hatalı olduğunu, istinafa konu uyuşmazlıkta, davacı tarafından pop perçin kullanıldığı, davalı tarafından pop perçin yerine akıllı vida kullanıldığı, bilirkişi tarafından ise trifon takımı kullanıldığının ileri sürüldüğü, uyuşmazlığın çözümü için öncelikle dava konusu çatıda kullanılan malzemenin ne olduğunun tespiti gerektiğini, bunun da ancak yerinde keşif ve bilirkişi incelemesi ile mümkün olduğunu, ıslah edilen cevap dilekçesinde keşif deliline de dayanmalarına rağmen bu delil toplanmadan eksik inceleme ile karar verilmesinin hatalı olduğunu, diğer bir problemin ise; çatı kaplama işinin ihtisas gerektirmesine rağmen, mahkemenin aynı bilirkişiden ek rapor alma ısrarı olduğunu, bilirkişinin bilmediği bir alanda, görmediği bir yer hakkında rapor düzenlediğini, mahkemenin temerrüdün bedel içermeyen ihtar ile oluştuğunu kabul ederek, 01/12/2017 tarihinden itibaren faize hükmetmesinin de doğru olmadığını belirterek; mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini, daire aksi kanaatte ise ıslah edilen cevap dilekçesindeki keşif ve müzekkere taleplerinin kabulü ile bu delillerinin toplanmasını ve yapılacak yeni bilirkişi incelemesi sonrasında davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, ayıplı imalat nedeniyle oluşan zararın tazmini istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasında düzenlenen 29/01/2016 tarihli sözleşme niteliği itibariyle 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi olup, davacı yüklenici, davalı taşerondur.
Davacı yüklenici, iş bu sözleşme kapsamında davalı taşeron tarafından gerçekleştirilen edimlerin ayıplı olması nedeniyle uğranılan zararın tazminini talep etmiş, davalı taşeron davanın reddini savunmuştur.
Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında ve özellikle; TBK’nın 472/3.maddesi kapsamında davalı yüklenicinin uyarı ve ihbar yükümlülüğü dikkate alındığında, gerek şartnameye uygun miktarda pop perçin veya akıllı vida kullanılmaması, gerekse, çelik konstrüksiyondaki ayıplar yönünden uyarı yükümlülüğünün yerine getirilmemesi nedeniyle davalının sorumlu olması, yine mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu ile tespit edilen giderim bedelinin dosya kapsamına, oluşa uygun ve denetlenebilir nitelikte olması nedeniyle Mahkemece giderim bedeli yönünden verilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin tüm davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
Davalı vekilinin diğer istinaf nedenlerinin incelenmesinde;
TBK’nın 117. maddesi uyarınca sözleşmeden doğan davalarda bir alacağa temerrüt faizi yürütülebilmesi için alacağın kararlaştırılan kesin vadede ödenmemiş olması ya da alacaklının usulüne uygun ihtarı ile borçlunun temerrüde düşürülmesi zorunludur. Temerrüde düşürülmeyen borçludan, alacak için kesin vade belirlenmediği sürece temerrüt faizi talep edilemez.
Somut olayda, her ne kadar davacı tarafından davalıya Ankara 44. Noterliği’nin 27/11/2017 tarih ve … yevmiyeli ihtarnamesi gönderilmiş ve ” sözleşme gereği, konu imalatları, iş bu ihtarnamenin tebliğinden itibaren 5 gün içinde tamamlamanızı, yapılmadığı takdirde başka firma tarafından yapılan imalat masrafları, yasal yolda yapılan tüm masraflar ve gecikmeden dolayı oluşacak zararlarımızı ve yargılama giderlerini talep edeceğimizi ihtar ederiz” denilmişse de; miktar belirtilerek ödeme isteminde bulunulmadığından, bu ihtarın temerrüde esas alınması mümkün değildir.
Bu durumda, mahkemece kabul edilen alacağa dava tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile davacı tarafından gönderilen ihtarda verilen süre sonundan itibaren faiz yürütülmesi doğru olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin asıl alacağı işleyecek olan faizin başlangıç tarihine yönelik olarak istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, 6.293,81 TL’nin dava tarihi olan 08/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
3-Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/12/2019 tarih ve 2018/343 Esas- 2019/1091 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
4-Davanın KISMEN KABULÜNE,
6.293,81 TL’nin dava tarihi olan 08/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 429,93 TL karar harcından peşin alınan 187,86 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 242,07‬ TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
6-Davacı tarafından yatırılan 187,86 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul oranına göre hesaplanan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca red oranına göre hesaplanan 4.706,19 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan 41,10 TL başvurma harcı, 1.042,00 TL posta, tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.083,1‬0 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına (%57,21) göre hesaplanan 619,64 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
10-Davalı tarafından yapılan 250,00 TL bilirkişi ücreti yargılama giderinden davanın red oranına göre (%42,79) göre hesaplanan 106,96 TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
11-6100 sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilk derece mahkemesince ilgili tarafa iadesine,

İstinaf incelemesi yönünden;

12-Harçlar Kanunu gereğince istinaf başvurusunda bulunan davacıdan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,3‬0 TL’nin davacıdan tahsili Hazine’ye irat kaydına,
13-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 107,50 TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
14-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
15-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 20/05/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …