Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2020/890 E. 2022/577 K. 25.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2020/888 – Karar No:2022/587

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/888
KARAR NO : 2022/587

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/02/2020
NUMARASI : 2017/607 E-2020/57 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
İHBAR OLUNANLAR :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 26/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/05/2022
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davada mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; Ankara Bilkent’de bulunan iki adet villanın mantolama ve dış cephe işlerinin müvekkili tarafından yapımına dair davalı şirketle 28.03.2016 tarihli bir taşeronluk sözleşmesinin imzalandığını, sözleşme konusu işleri müvekkilinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirdiğini ve 23.01.2017 tarihli hak ediş raporlarını davalı şirkete sunduğunu, 21.02.2017 tarihinde düzenlenen ibranamede müvekkilinin toplam alacağının 37.000,00 TL olduğu, bu bedelin 20.000,00 TL’sının elden nakit tahsil edildiği, kalan 17.000,00 TL’lık alacağın villalardaki eksik işler tamamlanıp davalı tarafa eksiksiz ve kusursuz olarak teslim edilmesinden sonra tahsil edileceğinin kararlaştırıldığını, müvekkili tarafından üstlenilmiş olan işin davalı şirkete tam ve eksiksiz olarak teslim edildiği halde alacağın müvekkiline ödenemediğini, müvekkiline sözleşme dışı işler de yaptırıldığını, garaj ve çatıda yapılan sözleşme dışı mantolama işlerine karşılık olan 4.500,00 TL’nın iş sahibi tarafından davalı şirkete ödenmesine rağmen davalının bu meblağda bir ödemeyi müvekkiline yapmadığını, müvekkilinin 22.08.2017 tarihli ve … numaralı ihtarname ile alacağın ödenmesini davalıya bildirildiğini, ancak davalının ödeme yapmadığını belirterek müvekkilinin yazılı sözleşme kapsamındaki işler için 17.000,00 TL ile sözleşme dışı yapmış olduğu işler için 4.500,00 TL olmak üzere toplam 21.500,00 TL alacağın ihtarnamenin davalıya tebliğ tarihi olan 25.08.2017 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili ;Davacı tacir olmadığından davada görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, müvekkili şirketin muaccel bir borcu bulunmadığını, taraflar arasında 28.03.2016 tarihinde dış cephe mantolama işlerinin yapılması amacıyla taşeron sözleşmesi imzalandığını, sözleşmede belirtilen işlerin yapıldığını, ancak taraflar arasında geçici kabul ve kesin kabulün yapılmadığını, keza kesin hakedişin de imzalanmadığını, geçici ve kesin kabul işlemlerinin yapılamamasında ve hakedişlerin düzenlenip imzalanamamasında müvekkili şirketin bir kusuru ve dahlinin bulunmadığını, taşeron sözleşmelerinde alacağın hakedişlerin imzalanmasıyla muaccel hale gelmesi gerektiğini, müvekkili şirketin yapılan iş ve hakediş miktarına orantılı olarak toplam 25.000,00 TL ödeme yaptığını, diğer bir anlatımla müvekkili şirketin muaccel hale gelen borcunu ödediğini, dolayısıyla davanın açıldığı tarihte ve şu an itibariyle müvekkili şirketin muaccel bir borcunun bulunmadığını, mahkeme aksi kanaatte ise dahi ödenen bedelin 20.000,00 TL değil 25.000,00 TL olduğunu, kalan 12.000,00TL’nın ise geçici ve kesin kabul prosedürlerinin tamamlanması halinde muaccel olacağını ve o durumda defaten davacıya ödeneceğini, bu aşamada davacının söz konusu miktarı talep hakkının bulunmadığını, 21/02/2017 tarihli ibranameden de açıkça görüleceği üzere davacının tahsil ettiği tutarın yazıyla “yirmibeşbintürklirası” olarak yazıldığını, yazı ve rakamın belgede farklı olması halinde yazıya itibar edilmesi gerektiğini, davacının iddia ettiği sözleşme dışı işlere ilişkin alacaklarından müvekkili şirketin sorumlu tutulamayacağını, müvekkilinin iddia edilen işlerin yapılması bakımından davacıya açık ya da zımni bir talebin ve talimatın bulunmadığını, davacı sözleşme kapsamı dışında iş sahibinin talimatıyla ek işler yapmışsa, bu durumun iş sahibiyle davacı arasında yeni bir sözleşme yapıldığını göstereceğini, dolayısıyla davacının bu alacaklarını müvekkili şirketten değil, ancak iş sahibinden talep edebileceğini, müvekkili şirkete bu alacaklara yönelik husumet yöneltilemeyeceğini, kaldı ki sözleşme dışı ek işler yapılmışsa bile bu işlerden müvekkili şirketin hiçbir yararının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemece; Davanın eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili talebine ilişkin olduğu, davacı defterlerinde 31.12.2016 tarihi itibarıyle alacağın olmadığı şeklinde kayıt tutulduğu, hesapların sehven kapatıldığının bildirildiği, 20.000,00 TL ödeme ile ilgili kayıtlara alınmayan 21.2.2017 tarihli para makbuzunun sunulduğu, ancak bunun her zaman tek taraflı düzenlenebilecek bir belge olduğu, ibranamede yazı ile 25.000,00 TL ödeme yazıldığından yasa gereği rakam ile yazı arasında farklılık olması durumunda yazıya itibar edilmesininn gerektiği, uzman bilirkişi heyetinden rapor alındığı, sözleşme gereği geçici kabul tutanağının düzenlenmesinin gerektiği böyle bir tutanağın olmadığı ve dava tarihi itibarıyle muaccel hale gelmiş alacağın bulunmadığının bildirildiği, 21.2.2017 tarihinde ibraname hazırlandığı, 25.000,00 TL ödendiğinin kabulü ile davacı alacağının 12.000,00 TL olduğunun mahkemece de kabul edildiği, davalı vekilinin cevap dilekçesinde sözleşmede belirtilen işlerin yapıldığının kabul edildiğinin bildirilmesi karşısında ibraname gereği 12.000,00 TL’ye hak kazanacağı düşünülmüş ise de, taraflar arasındaki sözleşmenin 6. maddesinde hakedişlerin yüklenici tarafından imza edildikten ve onaylandıktan sonra taşerona ödemenin yapılacağının kararlaştırılmış olduğu, böyle bir hakedişin dava tarihi itibarı ile düzenlenmediği, yapı ruhsatları 10.7.2017 tarihinde alınmış ise de davalının halen hakediş bedellerini alamadığı ve 26. Asliye Hukuk Mahkemesinde 2018 yılı itibarıyle dava açtığı, fazla işlerin davalının talimatı ile yapıldığının ispatlanamadığı, davalı tarafça süresinde defterlerin bulunduğu yer bidirilmediğinden defterleri ibrazdan kaçınmış sayıldığı, 25.000,00 TL’lık ödeme ile ilgili davalı defterleri üzerinden tespitin yapılamadığı, ancak davacı defterlerinde de kaydı olmayan tek taraflı düzenlenmiş para makbuzunun ödemeye esas alınamadığı, davacı defterlerinde alacak görünmemekte ise de, ibraname ile alacağın varlığının sabit olduğunun kabul edildiği, 12.000,00 TL yönünden alacağın dava tarihi itibarı ile sözleşme gereğince henüz muaccel hale gelmediği, fazla işin davalı talimatı ile yaptırıldığının ispat edilemediği gerekçesiyle, dava tarihi itibari ile 12.000,00 TL alacağın muaccel olmadığı gözetilerek 12.000,00 TL’ye yönelik alacak için muacceliyetten, fazlası için alacağın varlığının ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalı şirketin, mülkiyeti … ve …’e ait olan villaların tüm inşaat işlerinin yüklenicisi olduğunu, davalı ile müvekkili arasında da sözü edilen villaların dış cephe kaba sıva ve mantolama işlerinin yapımı hususunda taşeron sözleşmesi imzalandığını, müvekkiline ibraname başlıklı belge ile 20.000,00 TL ödendiğini, böylece müvekkilinin sözleşme ile yapılan işlerden dolayı 17.000,00 TL alacağının kaldığını, ayrıca müvekkilinin sözleşme ile yapılmış olan işlerden başka sözleşme dışı garaj içi ve çatıda mantolama işlerini de yaptığı halde bu iş bedeli olan 4.500.00 TL’nın ödenmediğini, bilirkişi raporuna göre ibraname başlıklı belgede müvekkili tarafından davalıdan tahsil edilmiş olan ödemedeki tereddüdün giderilmesi için davalı defterleri üzerinde de bir inceleme yapılması gerekirken mahkemenin bu durumu göz ardı ederek eksik inceleme ile ibranamedeki yazıya itibar ettiğini, davalının ticari defterlerini delil olarak gösterildiklerini ve davalı da ticari defterlerini ibraz etmediğine göre ödemenin 20.000.00 TL olarak yapıldığının kabulü gerektiğini, kaldı ki davalının müvekkiline yaptığı ödeme ile ilgili düzenlediği belgede 20.000,00 TL ödemeyi yazı ile 25.000,00 TL yazarak müvekkilinin dikkatsizlik ve dalgınlığından yararlandığını, kötüniyetli davrandığını, müvekkiline yapılan ödemenin 20.000,00 TL olarak kabulünün gerektiğini, müvekkili tarafından Ankara 9. Noterliği’nin 22.8.2017 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile davalıdan bakiye 37.000,00 TL alacaktan kalan 17.000.00 TL ve ek iş olarak yapılan garaj içi ve çatıda mantolama işi için de 4.500,00 TL olmak üzere toplam 21.500,00 TL’nın ödenmesinin talep edildiğini, davalı şirket tarafından bu talebin itiraza uğramadığını, ayrıca davalı şirketin dosyaya sunduğu 09.11.2017 tarihli cevap dilekçesinin 2 nolu bendinde de açıkça “sözleşmede yazılı işler yapılmıştır” şeklinde kabül ve ikrarının olduğunu, geçici kabul fiilen yapıldığına göre bunun yazılı bir belge ile kanıtlanması gerekmediğini, kaldı ki hakedişlerin tamamının davalı tarafından ihtirazi kayıt öne sürülmeden imzalandığını ve müvekkiline kısmi ödemelerin yapıldığını ve dolayısıyla alacağın muaccel olduğunu, taraflar arasında 21/02/2017 tarihili ibraname düzenlendiğini ve bu doğrultuda müvekkilinin villaları tamamladığını ve iskan raporlarını da aldığını sözleşmede ” geçici kabul heyeti yapılmış olan işleri eksik ve noksan görürse bunların tamamlanması için taşerona süre verir.Taşeron yazılı bildiriye rağmen geçici kabule iştirak etmese yokluğunda geçici kabul yapılır. Eğer işte eksiklik tespit edilirse alacaklarından bir miktar nesafet farkı kesilerek ödeme yapılır. Ayrıca yüklenici isterse bu işleri taşeron nam ve hesabına tamamlayarak kabul eder.Aynı şekilde taşeron kesin kabul için yapılan davete uymazsa yüklenici onun adına kesin kabul işlemlerini yapar ve masraflarını taşerondan keser.” hükmünün yer aldığını, bu işlemlerin yüklenici tarafından yapıldığı iddia edilmediğine göre işin kabul edildiğinin ortaya çıktığını, sözleşmede geçici ve kesin kabulün ne şekilde yapılacağının izah edildiğini ve bu işlemlerin müvekkili tarafından değil davalı işveren tarafından yapılmasının kararlaştırıldığını, dolayısıyla yapılmamış olmasında da müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, yine davalının dava konusu yapılardan dolayı malikler aleyhine Ankara 26.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/52 esas sayılı dosyasında dava açtığını ve dava sırasında işi tam ve eksiksiz tamamlayıp teslim edildiğini belirtmiş olduğunu, keşif talebinin reddedilerek eksik incelemeyle karar verildiğini, müvekkilinin sözleşme dışı ek iş olarak garaj içi ve çatıda mantolama işi yaptığının tanık delili ile netlik kazandığından mahkeme kararının hatalı olduğunu, mahkeme kararının gerekçesinde davacı müvekkilinin ek işleri davalının talimatı ile yaptığını ispatlayamadığını belirttiğini, ancak ek işlerin yapıldığının ispatlanabilmesi için gerekli incelemeyi yapmadığını ve bu husustaki taleplerini ise reddettiğini, davalı şirketin defterleri üzerinde inceleme yapılmadığını, keşfin yapılmaması ve davalının defterlerinin incelenmemesinin bir eksiklik olduğunu, ek iş olarak bahsedilen garaj içi ve çatıda mantolama işinin asıl işten ayrılmasının yapılan işin niteliği gereği olası da olmadığını belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar tacir olmakla Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından davanın görülüp sonuçlandırılmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamıştır.
Davacı ile davalı arasında iki adet villanın dış cephe, kaba sıva ve mantolama işlerinin yapımına yönelik 28/03/2016 tarihli eser sözleşmesi olduğu ihtilafsız olup sözleşmede işin süresi 30 takvim günü olarak kararlaştırılmıştır.
Yine taraflarca düzenlendiği ihtilafsız olan 21/02/2017 tarihli ibraname başlıklı belgede sözleşme kapsamındaki toplam iş bedelinin 37.000,00 TL, davacıya ödemenin 25.000,00 TL olduğu, bakiye 12.000,00 TL’nın eksik işler tamamlanıp davalıya eksiksiz ve kusursuz teslim edildiğinde ödeneceğinin kararlaştırıldığı görülmüştür.
Davacı tarafça 22/08/2017 tarihli ihtarname ile işi tamamlayıp teslim ettiğini belirterek bakiye alacağı ile sözleşme dışı iş yaptığı iddiasıyla talepte bulunduğu anlaşılmıştır.
Sözleşme tarihi, sözleşmede öngörülen işin süresi, ibraname ve davacının ihtarnamesi dikkate alındığında, her ne kadar sözleşmede taraflarca geçici kabul tutanağı düzenleneceği kararlaştırılmışsa da az yukarıda belirtilen ibranamede bakiye 12.000,00 TL sözleşme bedelinin eksikler tamamlandığında ödeneceğinin kabul edildiği, davacı tarafça işin eksiksiz teslim edildiği iddiasıyla delil olarak yargılama aşamasında davalı yüklenici ile dava dışı iş sahipleri arasında Ankara 26.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/52 esas sayılı dosyasında dava bulunduğu belirtilmiş olmakla, mahkemece işin fiilen dava dışı iş sahiplerine, dolayısıyla davalı yükleniciye teslim edilip edilmediği yapılan işte eksiklikler bulunup bulunmadığı hususunda belirtilen Ankara 26.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/52 esas sayılı dava dosyası da getirtilerek, yine sözleşme dışı yapıldığı iddia edilen işler yönünden davacıya ispat imkanı tanınmak suretiyle mahallinde keşifle ispatlanabilen işler yönünden keşif de yapılarak yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiçleriyle bedeli belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, esası incelenmeksizin mahkeme kararının HMK.’nun 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne,
2-Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/02/2020 gün ve 2017/607 E., 2020/57 K. sayılı kararının HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-Davacı tarafça yatırılan 54,40 TL peşin istinaf karar harcının istek halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafça ödenen istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince KESİN olarak 26/05/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan…

Üye…

Üye…

Katip…