Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2020/872 E. 2022/309 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2020/872 – Karar No:2022/309
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/872
KARAR NO : 2022/309

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/02/2020
NUMARASI : 2018/653 E-2020/105 K

DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 17.03.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 17.03.2022

Eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davada mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; taraflar arasında akdedilen sözleşme gereğince davalının bağlantı yolu inşası işini yaptığını, eksik işçilik bildirimi nedeniyle SGK tarafından sigorta primi, fark işçiliği ve gecikme cezası tahakkuk ettirilerek ödenmesinin talep edildiğini, müvekkilinin 97.137,05 TL borcu 58.314,92 TL olarak peşin ödediğini öne sürerek 58.314,92 TL’nin faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili özetle; müvekkilinin yükümlülüklerini tam ve eksiksiz olarak yerine getirdiğini, davacı tarafça usulüne uygun projelendirme yapılmadığını, çalıştırılacak personel sayısı belirlenmiş olsa idi SGK tarafından resen hesaplama yapılmayacağını ve davaya konu borcun doğmayacağını, SGK işlemine karşı hukuki yollara müracaat etmeden ödeme yapmakla davacının kusurlu olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; “…SGK nın davacı kuruma gönderdiği yazıdan anlaşıldığı üzere ” 3.098.697,35 TL istihkak bedeline %13 asgari işçilik oranının %25 eksiği uygulanmak suretiyle” belirlenen fark primi iş bedeli üzerinden hesap edilmiştir. Davacı fark primi ve cezasını 5510 sy nın 11. Maddesi kapsamında müteselsil sorumluluk kapsamında ödemiştir. Taraflar arasındaki sözleşme anahtar teslimi götürü bedel olup sözleşmeye göre işçilik ücretleri ve primlerden davalı yüklenici sorumludur. Davacının yükümlülüğü sözleşmede belirlenen iş bedelini ödemektir. Kesin kabul yapıldıktan sonra teminat mektubunu iade etmiş olması davalıya rücu hakkını düşürmeyeceği…” gerekçesiyle “… Açılan davanın KABULÜNE, 58.314,92TL’nin ödeme tarihi olan 31/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan TAHSİLİNE, (Dava dilekçesi be dosyadaki belgelere göre ödeme tarihi 31/08/2019 olduğu halde kısa kararda ödeme tarihi sehven 31/08/2018 yazıldığından gerekçeli kararda maddi hata düzeltilerek 31/08/2019 yazılarak hüküm tashih edilmiştir.)…” karar vermiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ödemenin 31.08.2018 tarihinde yapıldığı, dava dilekçesinde ödeme tarihinden itibaren faiz talep edildiği, sehven ödeme tarihinin 31.08.2019 olarak yazıldığı, 31.08.2018 tarihinden itibaren faize karar verilmesi gerekirken 31.08.2019 tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin doğru olmadığı nedeniyle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafça usulüne uygun bir projelendirme işlemi yapılmış ve personel sayısı belirlenmiş olsa idi fark işçilik alacağının doğmayacağı, davacı tarafça hukuki yollara başvurulmaksızın ödeme yapıldığı, mahkemece taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin yanlış yorumlandığı, müvekkilinin sorumluluğu kabul edilse dahi müşterek- müteselsil sorumluluk oranında %50 – %50 oranında sorumlu tutulması gerektiği, eksik işçi bildirimi yapıldığının müvekkilinin de kabulünde olduğuna dair gerekçenin son derece hatalı olduğu, müvekkilinin sözleşme kapsamında çalışan işçilerin bildirgelerini usulüne uygun olarak düzenlediği ve prim borçlarını zamanında ödediği, mahkemece bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden ikinci raporun hükme esas alındığı, heyette sosyal güvenlik hukuku alanında uzman bir bilirkişinin de bulunması gerektiği nedenleriyle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talepli olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı HMK 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkememce, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve özellikle davadaki talep ödeme tarihinden itibaren faiziyle tahsil istemli olup, mahkemece kısa ve gerekçeli kararda ödeme tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verildiğinin açık bulunmasına ve ödeme tarihinin 31.08.2018 günü olmasına ve de gerekçeli kararda 31.08.2019 olarak yazılmasının maddi hataya dayalı olduğunun açık bulunmasına göre taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) Taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK 353/1-b.1 madde uyarınca esastan reddine,
2-) Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-) Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınması gereken 3.983,49 TL istinaf karar harcından peşin alınan 995,88 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.987,61 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
4-) Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderleri ile ödenen başvurma harçlarının kendileri üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 362/1-a madde gereğince KESİN olmak üzere 17.03.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan…

Üye…

Üye…

Katip…