Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2020/843 E. 2022/304 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2020/843 – Karar No:2022/304
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/843
KARAR NO : 2022/304
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/01/2020
NUMARASI : 2017/49 E-2020/12 K

DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali ( Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 17.03.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 17.03.2022

Eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; taraflar arasında Kılavuzlu Sulaması 1. Kısım Projesinin inşaatına ilişkin sözleşme gereğince toplam 9.517.829,92 TL hakediş yapıldığını, davalı tarafça 8.913.880,27 TL ödeme yapıldığını ve 388.121,02 TL yakıt verildiğini, bakiye 215.000 TL alacağın taleplerine rağmen ödenmediğini, icra takibinin haksız itiraz sonucu durduğunu öne sürerek itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili özetle; davacı tarafça ticari ilişki çerçevesinde 4 ayrı sözleşme bulunduğu belirtilmekle birlikte takibe konu alacağın hangi işe ilişkin olduğunun açıklanmadığını, müvekkili tarafından iki adet iade faturası düzenlendiğini, davacının bunlara itiraz etmediğini, dava dilekçesinde yakıtla birlikte ödemenin toplam 9.302.001 TL olduğu iddia edilmiş ise de, toplam ödemenin 9.359.914 TL olduğunu, talep edilen asıl alacağın 41.127 TL sinin iade faturalarına konu olduğunu ve 57.913 TL sinin de ödendiğini, bakiye 116.873 TL nin ise davacı şirketin SGK ödemeleri, stopaj ödemeleri ve 3.kişiye kiralanan iş makinaları için yapılan ödemeler nedeniyle kesildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; “…Taraflar arasındaki uyuşmazlık bilirkişi raporunda da tespit edilmiş, davacı ve davalı defterleri borcun kaynaklandığı yıllarda düzgün tutulmamış olup, bu nedenle taraflar lehine delil niteliğinde bulunmamaktadır. Eldeki diğer deliller olan fatura ve fişler ile sgk ve motorin ödemeleri davacının kabulünde bulunması nedeniyle mahsup edilerek değerlendirme yapılmış, ayrıntılı ve açık olan bilirkişi raporu hükme esas alınabilecek nitelikte kabul edilerek, davacının davalıdan 203.698,75.TL asıl alacak, 3.656,68.TL işlemiş faiz alacağı bulunduğu…” gerekçesiyle “…Davanın KISMEN KABULÜNE; Ankara 26. İcra Dairesinin 2016/1025 esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin 203.698,75 TL ana para, 3.656,68 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 207.355,43 TL üzerinden takibin devamına, Takip tarihinden itibaren ana paraya avans faizi uygulanmasına, Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE, İcra inkar tazminatı talebinin tutar değişmesi nedeniyle REDDİNE…” karar vermiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin 2008 yılından 2013 yılı sonuna kadar devam ettiği, her ay hakediş yapıldığı, hakedişler üzerinden fatura düzenlendiği, davalı tarafça müvekkilinin yerine getirdiği kazı vs birçok iş bedelinin DSİ tarafından kabul edilmediği gerekçesiyle ödenmediği, davalının borcunun icra takibinde talep edilenden fazla olduğu, fatura düzeltmesi ve iadesi ile müvekkili hakedişlerinden kesinti yapıldığı, müvekkiline teslim edilen yakıtın faturalandırılmayıp fiş olarak ödemeden düşüldüğü, davalının faturalar nedeniyle borçlu olduğunu kabul ettiği ancak ödediğini savunduğu ve ödemeye ilişkin delil sunamadığından davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken kısmen kabule karar verilmesinin hatalı olduğu, alacak likit olduğundan müvekkili lehine icra inkar tazminatı verilmek gerekirken reddedildiği nedenleriyle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda fatura düzeltmesine ilişkin 82.600 TL’nin ödenmediğinin ifade edildiği, oysa davacı şirketin 2008 yılı sonu itibariyle ticari defterlerinde 82.600 TL’nin ödendiği kaydedilerek hesabın sıfırlandığı, bu ödemenin sehven müvekkili defterine kaydedilmediği, bilahare 01.01.2013 tarihinde işlendiği, belirttiği 46.300 TL, 40.000 TL ve 135.000 TL bedelli çeklerin müvekkili defterinde kayıtlı olduğu, ancak davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı, bu çeklerin de davacı alacağından mahsubu ve davanın reddine karar verilmesi gerektiği, müvekkili tarafından yapılan ve defterlerinde kayıtlı olan SGK ödemeleri ve akaryakıt ödemelerinin davacı şirket defterlerinde kayıtlı olmadığı, bu ödemelerin de mahsup edilmesi gerektiği, müvekkilinin DSİ ile yapmış olduğu sözleşmede idarenin geçmişe yönelik olarak kesin hesapta düzeltme yapma hakkı bulunduğundan müvekkilinin de davacı hakedişlerinde düzeltme yapma hakkının bulunduğu nedenleriyle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali talepli olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince yargı işlemlerinden bu Kanuna bağlı (1) sayılı Tarifede yazılı olanları, yargı harçlarına tabidir (md 2). Yargı harçları (1) sayılı Tarifede yazılı işlemlerden değer ölçüsüne göre nispi esas üzerinden, işlemin nev’i ve mahiyetine göre maktu esas üzerinden alınır (md 15, 21). Noksan tespit edilen değerler hakkında 30’uncu madde hükmü uygulanır (16/4. md.). (1) sayılı Tarifede yazılı nispi karar ve ilâm harcının 1/4 ü peşin alınır (28. md.). Yargılama sırasında tespit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o oturum için yargılamaya devam olunur, takip eden oturuma kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilâm harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 150. maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın işleme konulması noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır (30. md.). Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz (32. md.). HMK 120/1. maddeye göre de davacı, yargılama harçlarını mahkeme veznesine yatırmak zorundadır.
Dava konusu somut olayda; icra takip talebinde 215.000 TL asıl alacak ile 11.235,96 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 226.235,96 TL alacağın takip tarihinden itibaren asıl alacağa yürütülecek faiziyle tahsili istenmiş, davalı borçlu tarafından borcun tamamına itiraz edilmiştir. Davacı tarafından dava açılırken dava değeri 215.000 TL olarak gösterilip peşin harç asıl alacak üzerinden yatırılmış ise de, dava dilekçesinde takibe vaki itirazın iptâli ile takibin devamına karar verilmesi talep edilmiş, mahkemece davalının itirazının kısmen iptali ile 203.698,75 TL asıl alacak, 3.656,68 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 207.355,43 TL üzerinden icra takibinin devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin ve icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmekle, harcı ikmal edilmemiş olan işlemiş faize ilişkin itirazın iptaline de karar verildiği anlaşılmıştır. Oysa az yukarıda açıklandığı üzere yargı işlemlerinden alınacak harç yatırılmadıkça müteakip işlemler yapılamaz.
Bu nedenle mahkemece HMK’nın 31. maddesinde düzenlenen “hakimin davayı aydınlatma ödevi” kapsamında davacı tarafa süre verilerek davadaki talebinin ne miktar olduğu hususu açıklattırılıp, sonucuna göre gerektiğinde 11.235,96 TL işlemiş faiz talebi üzerinden yatırılması gereken karar ve ilam harcının 1/4’ünü yatırmak üzere davacı tarafa süre verilip yatırılması halinde işin esasını inceleyip karar vermek, aksi halde Harçlar Kanunu’nun 30. maddesi gözetilerek karar verilmesi gerekirken açıklanan bu hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır (Yargıtay 15. HD’nin 2017/2595 E, 2018/285 K sayılı, 31/01/2018 tarihli ilamı).
Açıklanan nedenlerle, esası incelenmeksizin taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulüne, mahkeme kararının HMK 353/1-a.4 madde gereğince kaldırılmasına, Dairemiz kararına uygun şekilde davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) Taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulüne,
2-) Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09.01.2020 gün ve 2017/49 Esas 2020/12 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a.4 madde gereğince kaldırılmasına,
3-) Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-) Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
5-) Davalı tarafından yatırılan 3.541,25 TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
6-) Taraflarca ödenen istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 353/1-a madde gereğince KESİN olarak 17.03.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …