Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2020/841 E. 2021/229 K. 04.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/05/2017
NUMARASI :…

DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 04/03/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 05/03/2021
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davada mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; …imalatına ilişkin ihalesinin müvekkili şirkette kaldığını ve müvekkilinin çadırların imalatları için davalı şirket ile anlaştığını ve davalıya toplam 18.150,00 TL peyder pey hesabına ödeme yaptığını, çadırların şartnameye uygun olmaması nedeniyle müvekkilinin sözleşmesinin feshedildiğini ve teminatın da yakıldığını, bunun üzerine davalıya kusurlu olan çadırların iade edilerek yapılan ödemelerin geri istendiğini, bu ödemelerden 3.850,00 TL’nin geri iade edildiğini, fakat bakiyesinin ödenmediğini, davalıda kalan bakiyeye ek olarak 1.755,00 TL yanan nakdi teminat, 495,00 TL karar pulu ve damga resmi ile kontrol amaçlı çadır kurma işçiliği, iptal nedeniyle mahrum kalınan kar ve diğer giderler için harcanan 450,00 TL’yi de ekleyerek müvekkili alacağı için davalıya ihtarname keşide edildiğini, ancak davalı yanca ödeme yapılmayacağının bildirildiğini belirterek fazla hakları saklı olmak üzere ihale koşullarına uygun olmayan çadırların iadesiyle iade edilmeyen iş bedeli ve dökümü ihtarnamede gösterilen kalemler nedeniyle 17.000,00 TL’nin ihtarname tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; Çadır imalatıyla ilgili olarak taraflar arasında herhangi bir yazılı sözleşmenin bulunmadığını, ayrıca söz konusu ihale ile ilgili müvekkilinin herhangi bir çadır imalatını yapmadığını sadece …ve … tarafından kendisine getirilen numunenin birebir aynısının çadır kumaşı olarak satışını yaptığını, hali hazırda faturayı da bu şekilde kestiğini, numunesi getirilen kumaşın müvekkili şirkette kalan kısmın da teslim alınmadığını, davacı tarafından alım iptalinden kaynaklı 427 metre kumaşa ait alınan ödemenin müvekkilince 850,00 TL kredi kartına, 3.000,00 TL banka hesabına olmak üzere toplam 3.850,00 TL olarak davacı tarafa iade edildiğini, numune karşılık kumaşın satışının yapılıp, faturanın kesildiğini ve teslimin yapılmış olduğunu, müvekkilinin siparişi veren … ile muhatap olduğunu, sipariş sırasında davacı ile muhatap da olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; Davacı tarafça taraflar arasında eser sözleşmesi bulunduğu iddia edildiği, davalı tarafça bu iddianın kabul edilmeyerek taraflar arasında satım sözleşmesinin bulunduğunun savunulduğunu, davacı vekili müvekkili ile davalı arasında eser sözleşmesi bulunduğunu iddia ettiğini, ancak bu ilişkinin ispatına dair herhangi bir yazılı delil sunmadığını, yani taraflar arasında akdedilmiş yazılı bir eser sözleşmesinin dosya kapsamında bulunmadığını, öte yandan davalı tarafça çadır imalatı yapıldığına dair başkaca bir yazılı belge vs. de sunulmadığını, bu hususta tanık deliline dayanıldığını ve tarafların tanıklarının dinlenildiğini, ancak tanık beyanlarından da taraflar arasında bir hukuki ilişkinin mevcut olduğu anlaşılmakta ise de, bilirkişi raporunda yapılan irdelemeden de anlaşılacağı üzere taraflar arasındaki bu ilişkinin eser sözleşmesi olduğu hususunun hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde ispatlanamadığını, bu itibarla taraflar arasında davacının iddia ettiği gibi bir eser sözleşmesinin bulunmadığı, ilişkinin ticari satım sözleşmesi kapsamında kaldığı kanaatine varıldığını, her ne kadar bilirkişi raporunda taraflar arasındaki ilişkinin eser sözleşmesi olmadığı, satım sözleşmesi olduğu ve davacının bu sözleşme uyarınca davalıdan alacaklı bulunduğu sonucuna varılmış ise de, esasen davacı tarafça açılan iş bu davadaki taleplerin dayanağı eser sözleşmesi ve bu sözleşme uyarınca yapılan çadırların ayıplı bulunmasına dayandığını, yani davacı ayıplı olduğunu ileri sürdüğü ve davalıya iade ettiğini ispatlayamadığı çadır bedelleri ile eser sözleşmesinden kaynaklanan diğer bedelleri talep ettiğini, uyuşmazlığın bu yönüyle değerlendirildiğinde, davacı tarafça eser sözleşmesinin mevcutiyeti ve alınan çadır / kumaşların iade edildiği ispatlanamadığından, davacı tarafça talep edilen ayıplı imalat bedeli, ayıplı imalat nedeniyle yanan teminat, karar pulu ve damga resmi ile kontrol amaçlı çadır kurma işçiliği ve iptal nedeniyle mahrum kalınan kar ve diğer giderlerin de davalıdan talep edilemeyeceği kanaatine varıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davada müvekkili şirketçe banka kayıtları, ödeme belgeleri, ihtarname, maddi olaylarla ilgili tanık beyanları, ihale dosyası, bilirkişi incelemesi ve diğer delillere dayanıldığını, davalının gönderilen paraların kumaş için tahsil edildiğinden bahisle aracı olan … fatura gönderdiğini, fakat gönderilen faturanın bu kişi tarafından gerekçeleriyle iade edildiğini, iade ihtarında kendisinin kumaş talebinde bulunmadığı, esasen kumaş da gönderilmediğinin belirtildiğini, zaten kayıtlarında …’a kumaş gönderildiğine dair bir kaydın da bulunmadığını, bu hususun davayla da alakasının olmadığını, kimi zaman havale, kimi zaman ATM ile gönderilen paralarla ilgili belgelerde müvekkili şirket adına gönderildiği açıklamasının bulunduğunu, müvekkilinin kayıtlarında aracı olan …’ın maddi olayları ve kendisinin aracılığı ile çadır imalatı işinin davalı şirkete yaptırıldığını anlattığı ifadesinde olayın kanıtlandığını ve imalatın şartnameye uygun olmaması üzerine iade edilen çadırların davalıya götürüldüğü ve götüren tanıklardan birinin özürlü çadırların kurulduğu ve sair hususunda gerçeği yansıtan beyanlarla kayıtların desteklendiğini, maddi olayların her türlü delille ispatının mümkün olmakla yazılı bir sözleşme bulunmamasına rağmen karşılıklı ihtarnameler, para gönderim belgeleri, banka kayıtları, müvekkilinin yazılı kayıtlarının da bu olgunun kanıtlanması için yeterli olduğunu, mahkemenin ilişkinin ticari satım sözleşmesi kapsamında kaldığına dair kanaatinin dayanaksız olup, müvekkiline kumaş gönderilmediğinin yanında ne irsaliye ne de faturanın ibraz edilmediğini, esasen… tarafından kabul edilmeyen ve iade edilen faturanın da taraflar arasında ticari bir satım sözleşmesinin olmadığının açık delili olduğunu, taraflar arasındaki yapım sözleşmesinin kanıtlandığını belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, alacak istemine ilişkin olup mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, mahkemece dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına ve özellikle sözlü eser sözleşmesi kapsamında davacının dava dışı idareyle yapmış olduğu 17 adet çadır imalatının yapımı işinin davalıya taşere edildiği, idarece çadır imalatındaki dikim hataları nedeniyle çadırların reddedildiği iddiasına dayalı talepte bulunulmuş ise de, davalı tarafça eser sözleşmesi ilişkisi kabul edilmemiş olup, davacı da çadırların dikimine ilişkin sözleşme ilişkisini yasal delillerle kanıtlayamamış bulunmasına göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 27,90 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve ödenen başvuru harcının kendisi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 04/03/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır