Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2020/837 E. 2022/310 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2020/837 – Karar No:2022/310
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/837
KARAR NO : 2022/310

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/10/2019
NUMARASI : 2016/178 E-2019/806 K

DAVACI- KARŞI DAVALI :
VEKİLİ :

DAVALI-KARŞI DAVACI :
VEKİLİ :

DAVA VE KARŞI
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali- Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 17.03.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 17.03.2022

Eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali ve alacak istemlerine ilişkin dava ve karşı davada mahkemece davanın kısmen kabulüne ve karşı davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davalı- karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı-karşı davalı vekili özetle; müvekkilinin 12.12.2014 tarihli sözleşme gereğince üstlendiği edimleri zamanında tam olarak yerine getirdiğini, iş bedeli için 5 adet fatura düzenlediğini, fatura bedellerinin kısmen ödenmediğini ve tahsili için başlatılan icra takibinin haksız itiraz sonucu durduğunu öne sürerek itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili özetle; fabrika idari binasının ince işlerinin yapımına ilişkin sözleşme akdedildiğini, iş süresinin yer tesliminden itibaren 45 gün olarak belirlendiğini, geç teslim için gecikme cezası öngörüldüğünü, ilk üç hakedişin imzalandığını, sözleşmedeki işlere ek olarak davacının eski fabrika binasında yaptığı tadilat, tamirat vs. işlere ilişkin olarak 22.265,46 TL tutarlı fatura düzenlediğini, davacının kesin hakedişi düzenlemek yerine icra takibi başlattığını, sözleşme kapsamındaki işin 15.04.2016 ve eski fabrikadaki işin 15.06.2015 tarihinde bitirildiğini, davacının teslimde 89 gün geciktiğini, bu süre zarfında müvekkilinin yeni fabrikaya taşınamadığını, eski fabrikanın kısmen sökülmüş olması nedeniyle işçileri çalışamadığı halde işçilik ücretlerini ödediğini, eski fabrikaya kira ödemeye devam ettiğini, başlangıçta fark edilmeyen birçok ayıplı imalatın ortaya çıktığını ve davacının gecikme cezası ödemesi gerektiğini savunarak davanın reddine, karşı davasında ise, 1.000 TL cezai şart ile cezayı aşan 1.000 TL zararın tazminine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; “…Toplanan delillere, tarafların iddia ve savunmalarına, karar vermeye elverişli bilirkişi raporuna ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında imzalanan bina ince işlerinin yapımına ilişkin sözleşme uyarınca davacının akde konu imalatları tamamladığı, işin davacı tarafından ifa edildiği hususunun davalı vekili tarafından da cevap dilekçesinde beyan edildiği, yapılan işler gereğince hakedişlerin düzenlendiği ve faturaların kesildiği, ancak davacı yüklenicinin, sözleşmede belirlenen süre geçtikten sonra işi teslim ettiği, davalı işverenin de herhangi bir ihtirazı kayıt ileri sürmeden işi kabul ettiği, bu nedenle davalının, karşı davada talep edilen cezai şart ile aşkın zararı talep edemeyeceği, tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesinde davacının davalı tarafından ödenmeyen 36.608,47 TL bakiye alacağının kaldığı, ancak bilirkişi heyeti ile birlikte yapılan keşif sırasında davacının yaptığı işler ile ilgili bir takım ayıp ve eksikliklerin tespit edildiği, söz konusu ayıpların değerinin 1.977,97 TL olarak hesaplandığı, bu nedenle ayıp bedelinin davacının alacağından mahsup edilmesi gerektiği, buna göre davacının talep edebileceği alacak miktarının (36.608,47TL-1.977,97TL=) 34.630,03 TL olduğu kanaatine varılmakla asıl davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, alacak likit olduğundan ve takibe haksız itiraz edildiğinden davalı karşı davacı, itirazın iptaline karar verilen alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmiş, karşı davada ise davalı karşı davacı, işin teslimi sırasında herhangi bir çekince ileri sürmeden işi kabul ettiğinden dava konusu ettiği cezai şart alacağı ile munzam zararı talep edemeyeceği, ayrıca işin geç teslimi sebebiyle oluşan zararları ispatlayamadığı…” gerekçesiyle “…Asıl davanın KISMEN KABULÜ ile, davalının Ankara 12. İcra Müdürlüğünün 2015/25168 esas sayılı dosyasındaki vaki itirazının kısmen iptali ile, takibin 34.630,03 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesi uyarınca yıllık %10,50 ve değişen oranlarda avans faizi işletilmesine, itirazın iptaline karar verilen alacağın %20’si oranında hesaplanan 6.926,00 TL icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE…” ve karşı davanın reddine karar vermiştir.
Davalı-karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının 226.608,47 TL tutarında iş yaptığı, 4 hakediş ile 207.667,05 TL’sinin sonuçlandırıldığı, bakiye iş için 5. ve son hakediş imzalanmadan davacının takip başlattığı, işi hiçbir zaman teslim etmediği, teslime ilişkin delil sunulmadığı, bu nedenle bilirkişi raporundaki ifanın ihtirazi kayıtsız kabul edildiği tespitinin doğru olmadığı, sözleşmenin 3.maddesinde iş bitiminde ölçümler yapılarak birim fiyatlar üzerinden hakediş düzenleneceğinin kararlaştırıldığı, işin kabulünün yapılmadığı, bilirkişi raporunda teslimin 79 gün geciktiğinin belirlendiği, ancak geç ifa nedeniyle oluşan zararın genel hükümlere göre hesabı gerekirken hesaplanmadığı, geç teslim nedeniyle müvekkilinin eski iş yerine yüksek miktarda kira ödemek zorunda kaldığı, buna ilişkin tanıklarının dinlenmediği, raporda birçok hata ve eksiklik tespit edildiği halde parasal karşılıklarının hesaplanmadığı, açık ve gizli ayıpların ihbarı hususunda bildirdikleri tanıkların dinlenmediği nedenleriyle mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl ve karşı dava eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali ve alacak talepli olup mahkemece davanın kısmen kabulüne ve karşı davanın reddine dair verilen karara karşı davalı- karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı-karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) Davalı- karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b.1 madde gereğince esastan reddine,
2-) Harçlar Kanunu gereğince asıl dava yönünden alınması gereken 2.365,58 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL ve 591,40 TL olmak üzere toplam 645,80 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.719,78 TL harcın davalı- karşı davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-) Harçlar Kanunu gereğince karşı dava yönünden alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL harç mahsup edilerek bakiye 26,30 TL istinaf karar harcının davalı- karşı davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
4-) İstinaf başvurusu nedeniyle davalı-karşı davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve ödenen başvuru harcının kendisi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 362/1-a madde gereğince KESİN olmak üzere 17.03.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan…

Üye…

Üye…

Katip…