Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2020/813 E. 2022/493 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2020/813 – Karar No:2022/493

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/813
KARAR NO : 2022/493
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/12/2019
NUMARASI : 2016/993 E-2019/1092 K

DAVACI-KARŞI DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI-KARŞI DAVACI :
VEKİLİ :

DAVANIN / KARŞI
DAVANIN KONUSU : Alacak / Maddi ve Manevi Tazminat, Cezai Şart
(Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 28.04.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 28.04.2022

Eser sözleşmesinden kaynaklanan asıl ve karşı davada mahkemece asıl ve karşı davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; davalının yüklenicisi olduğu inşaatta sıhhi tesisat işçiliğinin 20.12.2014 tarihli sözleşmeyle müvekkili tarafından üstlenildiğini, 82 adet daire ve 10 adet dükkanda belirlenen işlerin 170.000 TL bedelle yapılması ve 12 ayda tamamlanmasının kararlaştırıldığını, davalının malzeme teminini geciktirdiğini, sözleşmedeki süre sona ermeden 01.10.2015 tarihinde malzeme temin edilmesi hususunun davalıya ihtar edildiğini, davalının ödeme yapmadığını, lavabo, batarya ve radyatörler teslim edilmediğini, montajlarının yapılmadığını, davalının kusurlu olmasına rağmen sözleşmeyi 18.10.2016 tarihinde feshettiğini, müvekkilinin 2016/380 D.iş sayılı dosyada delil tespiti yaptırdığını, işin tamamına yakınının yapıldığının belirlendiğini, davalının sözleşmenin feshetmesi nedeniyle cayma bedeli ve teslimi geciktirdiğinden fesih tarihine kadar günlük 250 TL hesabıyla gecikme tazminatı ödemesi gerektiğini öne sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 140.000 TL iş bedeli ile sözleşme gereğince hesaplanacak cayma bedeli ve cezai şartın faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı- karşı davacı vekili özetle; sözleşme ile sıhhi tesisat işçiliğinin davacıya taşere edildiğini, 12 ayda teslim edilmesi gerekirken işin zamanında tamamlanamadığını, müvekkili şirket çalışanı olan inşaat mühendisi tarafından eksik ve kusurlu işlerin belirlendiğini, sözleşmeye göre malzeme listesinin davacı tarafından verilmesi gerektiğini, davacının malzeme listesi vermediğini, davacının belirttiği iş kalemlerini %40 oranında yaptığını, doğalgaz tesisat döşemelerinin ise hiç yapılmadığını, mutfak imalatının rastgele yapıldığını, listelediği diğer iş kalemlerinde de eksik ve kusurlar bulunduğunu, 2016/214 D.iş sayılı dosyada eksik ve hatalı işlerin belirlendiğini, müvekkilinin 02.10.2016 tarihli ihtarnameyle yeterli sayıda personel çalıştırılmadığını belirterek malzeme listesi istediğini, davacının ihtara rağmen teslimden kaçındığını, sözleşmenin 18.10.2016 tarihinde haklı nedenle feshedildiğini, cezai şartın ödenmesinin de ihtar edildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiş; karşı davasında ise, davalı taşeronun kendisine verilen malzemeleri yanlış kullanarak müvekkilini zarara uğrattığını, diğer malzemeleri iade etmediğini, işin gecikmesi nedeniyle daire sahiplerine kira ödediğini, maddi zararın bilirkişi marifetiyle tespitinin gerektiğini, şimdilik 1.000 TL maddi tazminat talep ettiklerini, müvekkilinin kişilik haklarının ihlali nedeniyle 40.000 TL manevi tazminat talep etme zarureti doğduğunu, sözleşmenin 16. maddesi gereğince günlük 250 TL hesabıyla 75.750 TL cezai şart tahakkuk ettiğini öne sürerek 1.000 TL maddi ve 40.000 TL manevi tazminat ile 75.750 TL cezai şartın faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; “…Eser sözleşmesinde yüklenici sözleşme koşullarında eseri meydena getirme, iş sahibi ise bedeli ödeme yükümlülüğü altındadır. Eser sözleşmesi feshedildiğinde sözleşme geçmişe etkili olarak ortadan kalkar bu durumda tarafların ifa ettikleri edimlerin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre değerlendirilmesi gerekir. Dosyada yüklenicinin teslim ettiği iş bedelinin 126.500,00 TL olduğu belirlendiğinden eser sözleşmesi gereği sözleşme feshedilmiş olsa da ifa edilen edimin bedelinin ödenmesi gerekir. Bu nedenle asıl davada tespit edilen iş bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Asıl davada davacı yan cezai şart da talep etmektedir. Taraflar arasındaki sözleşmenin incelenmesinde ceza koşulunun sözleşmenin diğer hükümler başlığı altında 16. maddede düzenlendiği ve işin teslim tarihini geçen her gün için 250,00 TL olarak belirlendiği görülmüştür. Burada işin teslimine yönelik edim davacı yüklenicide olduğundan asıl davacının gecikme nedeniyle bu bedeli talep etmesi mümkün değildir. Asıl davada davacı yan cayma tazminatı da istemektedir. Cayma parası sözleşmeden dönmenin yaptırımıdır 6098 sayılı TBK 178. Maddesi “Cayma parası kararlaştırılmışsa, taraflardan her biri sözleşmeden caymaya yetkili sayılır; bu durumda parayı vermiş olan cayarsa verdiğini bırakır; almış olan cayarsa aldığının iki katını geri verir.” hükmünü içermektedir. Somut olayda cayma parası sözleşmede özel koşula bağlanmış olup taraflar henüz cayma parası ifası yönünde edimde bulunmamıştır. 6098 sayılı TBK 178. Maddesi düzenlemesinde cayma parası sözleşmeden dönmenin yaptırımı olup bununla da sınırlıdır. Alacaklının bunu dışında borçludan yani cayma parasını ödeyenden sözleşmeye aykırı davranması nedeniyle aynen ifa ve diğer zararlarının tazminini isteme hakkı bulunmayacaktır. (Prof. Dr. Ahmet M. Kılıçoğlu Borçlar Hukuku Genel Hükümler ,genişletilmiş 21. Baskı ,s. 969). Taraflar arasındaki sözleşmenin incelenmesinde bu hususun sözleşmenin diğer hükümler başlığı altında 1. maddede düzenlendiği görülmüştür. Anılan hükümde; “İşbu sözleşmede yazılı hükümler tarafından birinin kusuru ya da nedensiz cayması halinde kusurlu ya da nedensiz cayan taraf diğer tarafa 5.000,00 TL cezai şartı ödeyecektir.”, düzenlemesi bulunmaktadır. Davacı yan işbu asıl dava ile hem cezai şart, hem ifa ettiği edimin bedeli hem de cayma tazminatı istemektedir. Davacı yana talebi doğrultusunda sözleşme gereği ifa ettiği edimin bedelinin ödenmesine karar verildiğinden aynı zamanda cayma tazminatının da davacı tarafa ödemesine karar verilemeyeceği kanaatine ulaşılmakla bu talebin de reddi gerekmiştir. Karşı dava yönünden; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 473. Maddesi, yüklenicinin sözleşme hükümlerine aykırı olarak işin gecikmesi nedeniyle zamanında bitirilmeyeceğinin anlaşılması halinin iş sahibine yüklenemeyecek bir sebepten olması halinde süre verilmesine gerek olmaksızın sözleşmeden dönme hakkının kullanılabileceği düzenlenmiştir. Karşı davacı 07.10.2016 tarihli ihtarnamesi ile sözleşmenin süresinde ifa edilmediği ve iddiası ile sözleşmeyi feshetmiştir. Sözleşme gereği işlerin sözleşmede belirlenen sürede teslim edilmediği hususu karşı davalının da kabulündedir. Sözleşmenin incelenmesinde malzemelerin temininin karşı davacı yanca yapılacağı hüküm altına alınmıştır. Karşı davacının eksik kalan işler için malzemeleri tam olarak olarak ve süresinde teslim ettiğine ilişkin delil bulunmamaktadır. Buna göre sözleşmeyi fesihte haksız olduğunun kabulü gerekir. Bu nedenle karşı davacının cezai şarta hak kazanamayacağı yine gecikme kendi kusurundan kaynaklandığından bu nedenle uğradığını iddia ettiği maddi ve manevi tazminata da hak kazanamayacağı kanaatine ulaşılmıştır. Karşı davacının ayıplı ifa iddiası da bulunmaktadır. Ayıp eserde olması gereken lüzumlu vasıfların veya sözleşmede kararlaştırılan vasıfların eksikliğini ifade etmektedir. TBK’nın 474/I. maddesine göre iş sahibinin eserin tesliminden sonra işlerin olağan akışına göre geç sayılmayacak bir süre içinde eseri muayene edip varsa ayıplarını yükleniciye bildirmesi gerekir. Dosya kapsamında karşı davacının, karşı davalıya ayıpları bildirdiği ve tespit edilen bir kısım ayıbın da karşı davacı eliyle giderildiği açıktır. Bu nedenle karşı davacının eseri ayıplı haliyle kabul ettiği kabul edilemeyecektir. Ayıp halinde iş sahibinin hakları 6098 sayılı TBK’nın 475. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre iş sahibinin seçimlik hakları sözleşmeden dönme, bedelden indirim yapılmasını veya ayıbın giderilmesini talep etme haklarıdır. Tespit edilen ayıba göre karşı davacının ayıpların giderilmesine yönelik kendi yaptığı harcamaları isteyebileceği kabul edilmelidir. Bu yönde yaptırılan araştırmada karşı davacının bilirkişi raporuyla tespit edilen 9.200,00 TL’yi karşı davalıdan talepte haklı olduğu” gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
Davacı – karşı davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; sözleşmede belirlenen doğalgaz tesisat döşeme işinin doğalgazın kazan dairesine kadar yani bina içerisine kadar alınmasından ibaret olduğu, mutfaklarda set üstü elektrikli ocak kullanıldığı, sıcak suyun merkezi olarak sağlandığı, dairelerde doğalgaz kullanılmadığı halde mutfaklarda doğalgaz tesisatı bulunmadığı gerekçesiyle indirim yapılmasının sözleşmeye aykırı olduğu, 2016/380 D.iş sayılı dosyada doğalgaz tesisat işinin tamamlandığının belirlendiği, tespit raporunda 46 dairede kusur bulunduğu belirtilerek daire başı 200 TL hesabıyla 9.200 TL işçilik ve malzeme bedeli tespit edilmesinin doğru olmadığı, müvekkilinin işi bırakmasından sonra başka taşeron ve işçilerin çalıştığı, davalının sözleşmeyi haksız olarak feshettiği, sözleşme gereğince 5.000 TL cezai şart ödemesi gerektiği, yine işin gecikmesi nedeniyle cezai şartın her iki taraf için öngörüldüğü, karşı davada 75.750 TL cezai şart talep edildiği, bu talebin reddine karar verildiği halde müvekkili lehine avukatlık ücretine hükmedilmediği, 2016/380 D.iş sayılı delil tespit dosyasında yapılan 867,90 TL masrafın yargılama giderlerine dahil edilmediği, yine toplam 2.546,10 TL harcama yapıldığı halde yargılama giderleri toplamının hatalı biçimde 2.108 TL olarak hesaplandığı nedenleriyle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı- karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı- karşı davalının işi zamanında teslim etmediği, eksik ve hatalı imalatlar yaptığı, bu hususların müvekkili çalışanı olan inşaat mühendisi tarafından düzenlenen tutanak ile 2016/214 D.iş ve 2016/380 D.iş sayılı dosyalarda tespit edildiği, müvekkili tarafından yaptırılan 2016/214 sayılı D.iş sayılı dosyada hatalı ve eksik imalatların kalemler halinde belirlendiği, imalatların tek tek daire daire sıralanarak her bir eksiklik ya da hatalı imalatın fotoğrafının çekildiği halde mahkemece aldırılan bilirkişi raporlarında 2016/380 D.iş sayılı dosya esas alınarak işin %82 oranında tamamlandığının kabul edildiği, müvekkili tarafından yaptırılan 2016/214 D.iş sayılı tespitin değerlendirmeye alınmadığı, binada meydana gelen tüm sıkıntıların davacı- karşı davalının yapmış olduğu eksik ve hatalı imalatlardan kaynaklandığı, belirttiği dairelerde su baskını yaşandığı, eksik ve hatalı imalatların Mahmut isimli başka bir taşerona gidertildiği, bu kişinin tanık olarak dinlendiği, mahkemece aldırılan bilirkişi raporlarına itiraz edildiği, hatalı imalatların tamiratının daha fazla masraf gerektirdiği, hatalı ve eksik imalat bedeli 25.000 TL’den az olmadığı halde 9.200 TL olarak hatalı hesaplandığı, defter kayıtlarında taşerona ait herhangi bir kaydın bulunmadığının belirlendiği, sunulan faturaların binanın yapımına ilişkin alınan malzeme faturaları olduğu, 16. maddede işin teslimini geciktiren tarafın her gün için 250 TL cezai şart ödemesinin kararlaştırıldığı, bilirkişilerin tarafsızlığından şüpheye düşüldüğü, bilirkişilerin hatalı ve eksik imalatları kabul ettiği ancak bir daire için hesaplama yaptığı, bütün kusur ve hataların tüm daireler için değerlendirmediği, yaşanan gecikmenin tamamen davacı – karşı davalıdan kaynaklandığı nedenleriyle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Eser sözleşmesinden kaynaklanan asıl ve karşı davada mahkemece dava ve karşı davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 355. madde gereğince istinaf nedenleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince yargı işlemlerinden bu Kanuna bağlı (1) sayılı Tarifede yazılı olanları, yargı harçlarına tabidir (md 2). Yargı harçları (1) sayılı Tarifede yazılı işlemlerden değer ölçüsüne göre nispi esas üzerinden, işlemin nev’i ve mahiyetine göre maktu esas üzerinden alınır (md 15, 21). Noksan tespit edilen değerler hakkında 30’uncu madde hükmü uygulanır (16/4. md.). (1) sayılı Tarifede yazılı nispi karar ve ilâm harcının 1/4 ü peşin alınır (28. md.). Yargılama sırasında tespit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o oturum için yargılamaya devam olunur, takip eden oturuma kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilâm harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 150. maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın işleme konulması noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır (30. md.). Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz (32. md.). HMK 120/1. maddeye göre de davacı, yargılama harçlarını mahkeme veznesine yatırmak zorundadır.
Somut olayda davacı taşeron, davalı yüklenici olup, taraflar arasında davalının yüklenici olduğu iş kapsamındaki 13 kalem işin 170.000 TL götürü bedelle 12 ay içerisinde yapılmasına ilişkin eser sözleşmesi akdedildiği çekişmesizdir. Asıl davada 140.000 TL iş bedeli ile cayma bedeli ve cezai şartın tahsili, karşı davada ise, maddi ve manevi tazminat ile cezai şartın tahsili talep edilmiş ise de; asıl davada talep edilen cayma bedeli ve cezai şart miktarlarının belirtilmediği ve bu kalemler için peşin karar ve ilam harcı tamamlatılmadığı gibi, karşı davada ise karşı davalı taşeronun kendisine verilen malzemeleri hatalı kullandığı, bir kısım malzemeyi iade etmediği, eksik ve ayıplı imalatların dava dışı bir başka taşerona gidertildiği, teslimde gecikme nedeniyle kira ödenmek zorunda kalındığı öne sürülerek birden fazla zarar kalemi için 1.000 TL maddi tazminat talep edildiği halde belirtilen her bir zarar kalemi için talep edilen tazminat miktarının açıklatılmadığı anlaşılmıştır.
Mahkemece HMK 31. maddede düzenlenen “hakimin davayı aydınlatma ödevi” kapsamında taraflara süre verilerek asıl dava ve karşı davada belirtilen dava konusu taleplerin ne miktar olduğu hususu açıklattırılması, asıl davada Harçlar Kanunu hükümleri gereğince harcın tamamlatılması, yine binanın doğalgaz projesi celp edilip değerlendirilmek suretiyle sözleşmede kararlaştırılan doğalgaz tesisatına ilişkin iş kaleminin kapsamı tayin edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulüne, mahkeme kararının HMK’nın 353/1.a.4-6 maddeler gereğince kaldırılmasına, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) Taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulüne,
2-) Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19.12.2019 tarih, 2016/993 E – 2019/1092 K
sayılı kararının HMK 353/1.a.4-6 maddeler gereğince kaldırılmasına,
3-) Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-) Davacı- karşı davada davalı tarafından asıl ve karşı davaya yönelik olarak yatırılan (54,40 TL + 158 TL) toplam 212,40 TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
5-) Davalı- karşı davada davacı tarafından asıl ve karşı davaya yönelik olarak yatırılan (2.161 TL + 54,40 TL) toplam 2.215,40 TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
6-) Taraflarca ödenen istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 353/1-a madde gereğince KESİN olmak üzere 28.04.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Katip
e-imzalıdır