Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2020/726 – Karar No:2022/518
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/726
KARAR NO : 2022/518
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/05/2019
NUMARASI : 2016/784 E-2019/435 K
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 17/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/06/2022
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasında mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; davalı ile aralarında imzalanan 11/08/2010 tarihli sözleşme ile … 698 Adet Konut İnşaatı ile Ada İçi Genel Altyapı Ve Çevre Düzenlemesi Yapım İşine ait 19 blokta bulunan 29 adet asansörün yapımı işinin firmalarınca üstlenildiğini, taşeron sözleşmesinin eser sözleşmesi niteliğinde olduğunu, her ne kadar borçlu davalı alacağın zamanaşımına uğradığını iddia etmiş ise de, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27/06/2012 tarih ve 2012/15-165 Esas- 2012/408 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, eser sözleşmelerinde zamanaşımı süresinin 5 yıl olduğunun tartışmasız olduğunu ve sürenin de eserin tesliminden sonra başladığını, somut olayda taşeron sözleşmesinin 11/08/2010 tarihinde imzalandığını, şirketleri tarafından Ankara 50.Noterliği aracılığı ile çekilen 09/03/2012 tarihli ve … yevmiye nolu ihtarname ile sözleşmedeki işlerin tamamlandığının, davalı şirkete bildirildiğini bu nedenle zamanaşımı süresinin 09/03/2012 tarihinde başlayacağını, muavin defterlerden anlaşılacağı üzerine şirketleri tarafından toplam, 1.378.240,00TL tutarlı fatura kesildiğini, düzenlenen bu faturalar üzerine davalı şirket tarafından toplam 1.044.262,10 TL ödeme yapıldığını, ancak kesilen faturalar ile ödenen tutarlar arasında 333.977,90 TL’lik fark bulunduğunu, bu nedenle davalı firmanın kendilerine 333.977,90 TL borçlu olduğunun açık olduğunu, davalı borçlu aleyhine Ankara 28. İcra Müdürlüğü’nün 2016/11459 Esas sayılı dosyasında 11/08/2010 tarihli taşeron sözleşmesinden doğan alacaklarının tahsili için 03/06/2016 tarihinde icra takibi başlattıklarını, davalı borçlunun takibe 27/06/2016 tarihinde alacağının zamanaşımına uğradığı ve herhangi bir borcunun bulunmadığı gerekçesiyle itiraz ettiğini belirterek; davalı borçlunun Ankara 28.İcra Müdürlüğü’nün 2016/11459 Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ile takibin devamını, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı takdirini talep etmiştir.
Davalı vekili; davacının açmış olduğu davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, taraflar arasında gerçekleşen iş ilişkisi ve aradan geçen süre düşünüldüğünde kabul anlamına gelmemekle birlikte alacağın zamanaşımına uğradığının açık olduğunu, davacının kendi iddia ettiği geçici ve kesin kabul tarihlerine göre dahi aradan 5 yıldan uzun süre geçmiş olduğunu, davacı tarafın 15/12/2010 tarihi olan işin bitim tarihinden 2 yıl sonra 09/03/2012 tarihli kendi gönderdikleri ihtara dayanarak zaman aşımının dolmadığı iddiasının yersiz olduğunu, firmalarınca davacıya önce Ankara 10. Noterliği’nin 02/12/2010 tarih ve … yevmiye nolu ihtarının gönderildiğini ve işin bitim tarihinin 15/12/2010 olmasına rağmen işin bitirilmediğinin, halen iş yerinde yeterli malzeme ve ekipman olmadığının bildirildiğini, bu ihtara rağmen bir gelişme olmaması üzerine Ankara l0.Noterliğinin 10/06/2011 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesinin çekildiğini ve ilgili yapım işine ait 19 bloğa ait 29 adet asansörün tüm malzemelerinin temini, çalışır halde teslimi işlerinin yapılması hususunda imzalanan sözleşme gereği işin bitim tarihinin 15/12/2010 tarihi olduğunun, idarenin yapmış olduğu hakedişlerde davacının yapmış olduğu işin henüz %48’inin tamamlandığının bildirildiğinin, bu nedenle idareye karşı kendilerinin iş bitim tarihi olan 24/06/2011 tarihinde işlerin tamamlanması, aksi halde gecikme cezası ve sözleşmenin fesih edilmesi hususunda yaptırımda bulunulacağının beyan edildiğini, yine Ankara 10.Noterliğinin … yevmiye nolu ve 13/07/2011 tarihli ihtarları ile daha önceki ihtarlarına cevap verilmediğini, işin bitim tarihinin 15/12/2010 olduğunun, yapılan işin halen bitmediğinin, şantiyede malzeme eksiği olduğunun, tüm işin seviyesinin %93,13 seviyesinde olmasına karşın asansör imalatının %70 oranında olduğunun, işlerin acilen 10 gün içerisinde tamamlattırılmasının, aksi halde yaptırımlarda bulunulacağının ihtaren bildirildiğini, bu ihtarlara davacı tarafça cevap verilmediğini, şirketlerinde bulunmayan ancak noterlikten istendiği beyan edilen Ankara l0.Noterliğinin 24/02/2012 tarihli ve … yevmiye nolu ihtarnamelerinden sonra, davacı tarafça 09/03/2012 tarihinde, işin tamamlandığının beyan edildiğini, işin tam ve eksiksiz yapıldığını kabul etmediklerini, bir anlığına böyle düşünülse bile aradan geçen sürede idarenin şirketlerine uyguladığı yaptırım, eksik ödeme, hatalı iş kesintilerinin sebebinin de davacı şirket olduğunu, bu nedenlerle firmalarının davacıya borçlu olduğunu kabul etmediklerini, aradan geçen süre sebebiyle ilişkiye yönelik tüm bilgi ve beyanlara ulaşamadıklarını, şirket defterlerinde/muavin kayıtlarda olmayan hiçbir fatura ve alacak talebini kabul etmediklerini, yüklenimini tam ve eksiksiz olarak yerine getirmeyen davacının alacak talebinin yersiz olduğunu belirterek; davanın reddini ve davacı tarafın haksız icra takibi yapmış olması nedeniyle alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatı takdirini savunmuştur.
Mahkemece; davanın, eser sözleşmesine ilişkin fatura alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkin olduğu, her ne kadar davalı tarafça zamanaşımı def’inde bulunulmuş ise de, eserin teslimi tarihinden takip tarihine kadar 5 yıllık sürenin geçmediği, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacakların 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğu dikkate alınarak zamanaşımı itirazının reddine karar verildiği, taraflar arasında imzalanan sözleşmede işin bedelinin 1.378.240,00 TL olarak belirlendiği, tarafların defterlerinde kayıtlı olmayan 12 nolu ve 277.902,60 TL’lik fatura eklendiğinde toplam fatura bedelinin 1.378.240,00 TL olduğunun anlaşıldığı, 12. fatura taraf defterlerinde kayıtlı değilse de bilirkişi raporuna göre sözleşemeye konu 29 adet asansörün tamamlanıp teslim edildiği anlaşıldığından davacı tarafından sözleşmedeki edimlerin yerine getirildiğinin, bu nedenle sözleşme bedeli olan 1.378.240,00 TL hakedişe hak kazandığının kabul edildiği, davacının kabulünde olan ödeme miktarının 1.044.262,10 TL olduğu, ancak davalının defterlerindeki ödeme miktarının ise 1.115.479,41 TL göründüğü, ödeme farkı ile ilgili belgelerin dosyada olmadığı gibi taraflar arasındaki işle ilgili olduğu ispat edilemediğinden davacının kabulünde olan 1.044.262,10 TL’lik ödeme miktarının sözleşme bedeli olan 1.378.240,00 TL’den mahsubu ile bakiye davacının 333.977,90 TL alacağının kaldığı, davalının sözleşme gereğince bu alacağın ödenmesinden sorumlu olduğu, alacak likit olmadığından davacının icra inkar tazminat talep edemeyeceği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile, Ankara 28. İcra Müdürlüğünün 2016/11459 esas sayılı dosyasında davalı tarafından ödeme emrine yapılan itirazın asıl alacak miktarı yönünden iptaline, takibin asıl alacak üzerinden devamına, işlemiş faize ve icra inkar tazminatına ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf başvurusunda; hükme esas alınan bilirkişi raporunda; 14/09/2012 tarihli … sıra numaralı 277.906,60 TL tutarındaki faturanın mevcut olmadığının, taraf ticari defter kayıtlarının birbirinden farklı olduğunun, davacı ticari defter ve kayıtlarına göre davacının 57.075,30 TL tutarında alacaklı olduğunun, davalı şirket ticari defter ve kayıtlarına göre ise davacının alacaklı değil davalı şirkete 15.142,01 TL tutarında borçlu olduğunun tespit edildiğini, yani mahkemece, iki taraf defter ve kayıtlarında ve dosya kapsamında mevcut olmayan bir faturaya göre karar verildiğini, davacı defterlerinde yer almayan, bilirkişilerce detaylı dökümü 71.217,31 TL olarak yapılan ödemelerin içeriği incelendiğinde davacı işçilerinin yediği yemek bedeli, elektrik bedeli, nakliye yükleme boşaltma ve şantiye içi yatay düşey çalışma bedelleri olduğunun anlaşıldığını, müvekkilince bu ödemelerin yapılması halinde sözleşme hükümlerine göre, bu ödemelerin taşeronun hakkedişinden kesileceğinin de açık olduğunu, davacının sözleşmeden kaynaklı hiçbir yükümlülüğüne uymamış olup, alacağının olmadığını bildiği halde aradan geçen 6 yıldan sonra “ödenmemiş fatura, alacak” talebiyle iş bu davayı açtığını, söz konusu ödemelerin ne için yapıldığı ve açıklamaları, bilirkişi raporunda bulunmasına rağmen mahkeme gerekçesinde ödemelere ilişkin belgenin dosyada yer almadığının belirtilmesinin mevcut fiili duruma uygun olmadığını, Mahkeme kararının; taraflar arasındaki sözleşme, taraf sorumlulukları, davaya dayanak faturanın iki taraf defterlerinde de yer almaması, davacı nam ve hesabına yapılan ödemelerin temel hususlar gözardı edilerek verildiğinden kaldırılması gerektiğini, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporundaki tespitle ile sürecin nasıl geliştiğinin, davacının işini gereği gibi yerine getirmediğinin, kusurlu eksik iş yaptığının, işin bitim süresine uygun davranmadığının ispat edildiğini, davacı tarafın, işin başından itibaren yükümlülüklerine, yapılan işin gereklerine uymamış olup müvekkilini zarara uğrattığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, sözleşmede yer alan edimlerini yerine getirmeyip, kendi kusuru ile işin uzamasını, zamanaşımı süresine ilişkin beyan eden davacı tarafın, iş bu davada hakkaniyet ve doğruluk kurallarına aykırı davrandığının açık olduğunu, iş sahibi İdare tarafından taraflarına karşı ileri sürülen, mükellefiyetlerin yerine gelmemesinden kaynaklı tüm sorumluluğun davacıya ait olduğunu, bu nedenle müvekkilin alacaklarından kesilen ve/veya kendisinden ayrıca talep ve tahsil edilen tüm paraların ve sözleşmede yer alan cezai şart bedellerinin davacı yan alacaklarından kesilmesi gerektiğini, tüm bu sürece, delillere ve tespitlere rağmen tarafların defterlerinde yer alamayan, davacı tarafın sorumluluk ve yükümlülüklerine uygun davranıp davranmadığı, ilgili faturaya dair işin usulünce yapılıp yapılmadığı, davacı nam ve hesabına davranma zorunluluğunun neden ortaya çıktığı göz önüne alınmayarak verilen kararın kaldırılması ve dava ispat edilemediğinden, reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek; istinaf taleplerinin kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasını, taraf defterlerinde bulunmayan bir faturaya dayanılması ve davacı yanın müvekkilinde alacağı olmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Dairemizin 20/04/2020 tarih ve 2020/541 Esas- 448 Karar sayılı geri çevirme kararı uyarınca davalı tarafça eksik yatırılan istinaf karar harcı ikmal edilerek, dosya inceleme için dairemize gönderilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasında düzenlenen 01/08/2010 tarihli “Taşeron Sözleşmesi” başlıklı sözleşme, niteliği itibariyle Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi olup, davacı taşeron, davalı yüklenicidir.
Bu sözleşme ile davacı taşeron … San.ve Tic.Ltd.Şti.; davalı yüklenici …Ltd.Şti.’nin yükleniminde olan … 698 Adet Konut İnşaatı ile Ada İçi Genel Altyapı Ve Çevre Düzenlemesi Yapım İşinde 19 blokta bulunan 29 adet asansörün malzemesinin temini, imalat ve montajının yapımı ile idareye teslimi işini götürü bedelli olarak 1.168.000,00 TL +%18 KDV bedel ile üstlenmiştir.
Sözleşmenin “Özel Şartlar” başlıklı 14.maddesinin 4.bendine göre, asansörlerle ilgili olarak ana sözleşmede işverenden istenen asansörlerin temini, montajı ile imalatın gerçekleştirilmesi için her türlü işçilik, her türlü nakliye, zaiyat, sarf malzemeleri, her türlü vergi ve SSK giderleri, her türlü genel giderler, cihazların çalışır hale gelmesi, işverene ve idareye ayıpsız eksiksiz teslimi, gerektiğinde yapılacak deneyler ve idarece istendiğinde hazırlanacak projeler fiyata dahildir. Yine “Özel Şartlar” başlıklı 14.maddesinin 6.bendine göre; şantiyede kullanılan elektrik, su ve ortak alan masrafları taşerona uygun şekilde pay edilecektir. Taşeron, tarafına isabet eden ortak gider masraflarının hakkedişlerden kesilmesine itiraz edemeyecektir.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi heyeti kök ve ek raporunda tarafların ticari defter incelemesinde; davacı şirketin 2010-2011 ve 2012 yıllarına ait ticari defterlerinin yasal süreleri içerisinde açılış tasdiklerinin yapıldığı, 2010 ve 2011 yılına ait kapanış tasdiklerinin mevcut olmadığı ancak, 2012 yılına ait kapanış tasdikinin mevcut olduğu, dosyaya davacı tarafından düzenlenen toplam 1.378.240,00 TL tutarında 12 adet fatura sunulmuş ise de; ticari defterler ve muavin defter dökümleri üzerinde yapılan inceleme ve tespitlerde 14/09/2012 tarihli … sıra numaralı 277.902,60 TL tutarındaki faturanın davacı ticari defterlerine kaydedilmediği, davacı defterlerine göre davacının davalıdan toplam 1.044.262,10 TL tutarında ödeme aldığı, davalı şirketin 2010-2011 ve 2012 yıllarına ait ticari defterlerinin yasal süreleri içerisinde açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığı, davalı ticari defter ve muavin defter dökümleri üzerinde yapılan inceleme ve tespitlerde davacı şirket tarafından düzenlenen 1.100.337,40 TL bedelli toplam 11 adet faturanın davalı şirket ticari defterlerine kaydedildiği, davalı kayıtlarına göre davacının 1.115.479,41 TL tutarında ödeme aldığı, taraf defterlerindeki ödeme yönünden oluşan 71.217,31 TL farkın, davalı tarafça (Beton dökümü, yük taşıma, elektrik gideri, m3 beton, toplantı tutanağı, stopaj, Damga Vergisi, Yemek, Ekli Liste Gereği Hesaba Ödenen) açıklamaları ile davacı şirketin hesabından mahsubu yapılan ödemeler toplamı olduğu belirtilmiştir. Mahkemece, davalı ticari defterindeki bu ödeme kayıtları dikkate alınmadan yapılan hesaplamaya itibar edilerek hüküm kurulmuştur.
Yukarıda açıklanan sözleşme hükümlerine göre, davacı taşeronun ortak şantiye giderlerine katılması gerektiği, işçilerinin giderlerinden ve vergilerden de kendisinin sorumlu olduğu sabittir. Bu nedenle davalı tarafından ispat edilebilmesi halinde bu ödemelerin iş bedelinden düşülmesi gerektiği açık olup, davalı tarafa ticari defterlerine, 71.217,31 TL ödeme olarak kaydettiği harcamalara ilişkin belgeleri sunması için imkan tanınarak, ispat edilebilmesi halinde davacı taşeron adına yapılan harcamaların, iş bedelinden mahsup edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davacı adına yapıldığı ileri sürülen harcamalara yönelik davalı delilleri toplanmadan eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin diğer istinaf nedenleri incelenmeksizin istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının HMK’nun 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden görülmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurularının KABULÜNE,
2-Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/05/2019 tarih ve 2016/784 Esas- 2019/435 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Dairemiz kararına uygun şekilde davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davalı tarafından yatırılan 4.671,62 TL+ 54,40 TL+ 977,48 TL olmak üzere toplam 5.703,50 TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
5-İstinaf talep eden davalı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 17/05/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …