Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2020/707 E. 2022/457 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
..
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/02/2020
NUMARASI :…
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 21/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/05/2022
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasında mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; müvekkilinin hafriyat ve inşaat işiyle uğraştığını, davalının, … … İşleri’nden almış olduğu … taşduvar yapım işini müvekkiline verdiğini ve müvekkilinin almış olduğu işi eksiksiz şekilde yerine getirdiğini, buna karşılık müvekkilinin toplamda 274.350,00 TL tutarında faturayı davalı şirkete ibraz ettiğini, davalı şirketin borcun bir kısmını ödediğini ve geriye 94.350,00 TL tutarında bakiye borcu ödemediğini, davalı şirketin borca itiraz dilekçesinde aradaki hukuki ilişkiyi inkar etmediğini, müvekkiline 82.650,00 TL tutarında kısmi ödeme yaptığını geriye 94.350,00 TL bakiye borç miktarı kaldığını, davalı tarafın itiraz dilekçesinde borcun aslının ödenmiş olması sebebiyle borca itiraz ettiğini, bu sebeple davalı tarafın fatura bedellerinin ödendiğini ispat etmekle mükellef olduğunu, davalının borcu ödemediği gibi haksız ve kötü niyetli olarak da icra takibine itirazda bulunduğunu belirterek; davalının Ankara 7. İcra Müdürlüğü’nün 2019/6179 sayılı icra takibine yaptığı itirazın iptali ile borç miktarının %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatı takdirini talep etmiştir.
Davalı tarafça süresinde cevap dilekçesi verilmemiş; davalı vekili 29/11/2019 tarihli beyan dilekçesinde; müvekkili şirketin konusu edilen işin davacı tarafından süresinde yapılmaması nedeniyle bakiye işleri başka bir şirkete yaptırdığını ve o firmanın faturasını ödediğini beyan etmiştir.
Mahkemece; davanın, faturadan kaynaklanan alacak istemine ilişkin açılan takibe itirazın iptali istemi olduğu, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre taraf defterinde yapılan inceleme neticesinde düzenlenen ve usul ve yasaya uygun denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporuna göre davalının takip konusu faturalar nedeniyle davacıya borcunun bulunmadığı, takibe konu faturaların salt davacı ticari defterlerinde kayıtlı olmasının dayanak belgelerle doğrulanmadığı takdirde tek başına malın veya hizmetin verildiği ve teslim edildiğini ispata yeterli bulunmadığı, davacının faturaya konu mal ve hizmetin verildiğine ilişkin ispata elverişli delil de sunmadığı, taraflar arasında ticari ilişki mevcut olmakla, davacı tarafından yapılan işin mahiyeti, süresi ve ne şekilde işin yapıldığının belli olmadığı, davalının yetkisiz icra dosyasındaki ödeme itirazının mevcut olan borcun ödendiğine ilişkin olduğu ve bu hususta davalı defterinde yapılan incelemede davalı tarafından davacıya ödemelerin bulunduğu, borç bakiyesinin (0) olduğu ve davalının ödeme itirazının yerinde olduğu, bu itibarla davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf başvurusunda; davalı-borçlunun icra takibine, borcun tamamını ödemesi sebebiyle itiraz ettiğini,ancak borç miktarının tamamı olan 274.350,00 TL’nin ticari defterlerinde yalnızca 114.000,00 TL’lik kısmı için ödeme olduğunu, bu nedenle davalı borçlunun, borcun tamamını ödediğini ispatlayamadığını, davalının 30/10/2018 tarihli 177.000,00 TL tutarlı faturayı tebliğ almasına rağmen 8 günlük yasal süresinde itiraz etmeyerek fatura içeriğini kabul etmiş olduğunu, böylece ispat yükü kendisine geçmiş olmakla faturadaki işlerin yapılmadığını ispat külfetinin de tarafında bulunduğunu, davalının bunu da ispatlayamadığını, davalı tarafın işin eksik yapıldığını bu yüzden ödemeleri yapmadığını belirttiğini, müvekkilinin işini eksiksiz yapmasına rağmen işin eksik yapıldığına ilişkin delil sunulmadığını, bu iddiaların gerçeği yansıtmadığını, bilirkişi raporundaki hataların düzeltilmediğini, itirazları neticesinde yeniden rapor aldırılarak müvekkilinin alacağının hesaplanması gerektiğini, bilirkişinin hukuki değerlendirmede bulunduğunu, hiçbir hesaplama yapmadığını belirterek; mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili için yapılan ilamsız takibe itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasında davalının, … … İşleri’nden almış olduğu … taşduvar yapım işinin davacı tarafından yapılması hususunda sözlü eser sözleşmesi olduğu ihtilafsız olup, davacı taşeron, davalı yüklenicidir.
Eser sözleşmesiyle, bir eser meydana getirmeyi üstlenen yüklenici, üstlendiği bu edimi iş sahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek ve meydana getirilen eseri teslim etmek, iş sahibi de eserin teslimi ile muaccel olan iş bedelini ödemek borcu altındadır.
Eser sözleşmelerinde teslim, yüklenicinin tamamladığı eseri sözleşmeyi ifa etmek niyeti ile iş sahibinin fiili hakimiyetine geçirmesi olarak tanımlanmaktadır. Kanunda aksine özel bir düzenleme olmadıkça; taraflardan her birinin hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olması, diğer bir ifadeyle iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafın ispat yükü altında olması nedeniyle, teslim olgusundan lehine hak çıkaracak taraf olan yüklenici, eseri iş sahibine, sözleşmeye uygun olarak teslim ettiğini kanıtlamak zorundadır. Teslim maddi vakıa olduğundan tanık dahil her türlü delille ispatlanabilir. Bu nedenledir ki, tanık beyanları ile de teslimin ispatlanması mümkündür.
Eser sözleşmesi imzalandıktan sonra yapılan işlerin yüklenici tarafından yapıldığı karine olarak kabul edilir. Ancak, bu karinenin aksi savunulup, ispat edilebilir. Bu nedenle eser sözleşmelerinde kural olarak sözleşmesi feshedilmediği veya işten el çektiği kanıtlanmadığı sürece imalatın yüklenici tarafından yapıldığı kabul edilmelidir. Bir başka anlatımla iş sahibi, eseri kendisinin tamamladığını, yüklenicinin işi terk ettiğini; yani sözleşmenin sona erdiğini kanıtlamakla yükümlüdür. (Yargıtay (Kapatılan) 15. Hudur Dairesi’nin 16/05/2016 tarih ve 2016/1692 Esas-2016/2805 Karar sayılı kararı) Eksik olduğu belirtilen işler tamamlanmamış, yani eksikler giderilmemiş ise, yapılacak keşif ve alınacak bilirkişi raporu ile yapılan işlerin varlığı ve miktarı saptanabilecektir. Eksik olduğu belirtilen işler tamamlanmış ise burada fiili karine devreye girecek ve öncesinde tespit ettirilmiş bir eksiklik bulunmadıkça mevcut imalatın yüklenici tarafından yapıldığı ve bu kapsamda giderilmiş olan eksikliklerin de yüklenici tarafından tamamlandığı kabul edilecektir. (Muammer Öztür-Zeki Gözütok; -Usul ve Esaslarıyla Eser Sözleşmesi Uygulaması- 2018 yılı baskısı, Sy: 833)
Bunun yanısıra, taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmasa da sözlü eser sözleşmesi ilişkisinin kurulduğu konusunda bir ihtilâf yoktur. Bununla birlikte, iş bedeli hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 481. maddesi; “Eserin bedeli önceden belirlenmemiş veya yaklaşık olarak belirlenmişse bedel, yapıldığı yer ve zamanda eserin değerine ve yüklenicinin giderine bakılarak belirlenir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmayıp, iş bedeli konusunda taraflar da anlaşmamışlarsa, iş bedelinin, yasanın sözü edilen bu hükmü uyarınca, yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiç fiyatlarına göre belirlenmesi gerekmektedir.
İş bu davada; davacı taşeron, davalı yüklenicinin yükleniminde olan … … İşleri’nin … taşduvar yapım işinin kendisi tarafından yapıldığını, işi bitirerek teslim ettiğini iddia etmiş, davalı yüklenici işin davacı tarafından süresinde yapılmaması nedeniyle bakiye işleri başka bir şirkete yaptırdığını, yani işin eksik teslim edildiğini savunmuştur.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş; yukarıdaki açıklamalar kapsamında, taraflar arasında sözlü olarak davacı taşeron tarafından yapılması kararlaştırılan … Mahallesi taşduvar yapımı işinin miktarı konusunda davacı delillerini toplamak, toplanan deliller muvacehesinde, yapıldığı ispat edilebilen işin, bedelinin de taraflar arasında ihtilaflı olduğu gözetilerek, bedelini, işin yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiç fiyatlarına göre bilirkişi marifetiyle tespit ettirmek, tespit edilen iş bedelinden ödendiği ihtilafsız olan miktarın mahsubundan sonra sonucuna göre karar verilmesidir.
Mahkemece, davacının yapılan işin miktarına ilişkin delilleri toplanmadan ve iş bedeli belirlenmeden eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının HMK’nun 353/1-a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden görülmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,

2-Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/02/2020 tarih ve 2019/499 Esas- 2020/47 Karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Dairemiz kararına uygun şekilde davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,

4-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
5-İstinaf başvurusu nedeniyle yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 353/1-a maddesi gereğince KESİN olarak 21/04/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.