Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ
….
…
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/09/2019
NUMARASI …
DAVA VE KARŞI DAVANIN
KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 16/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/02/2022
Davacı vekili tarafından davalı taraf aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan asıl ve karşı davada mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne ve karşı davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davacı-karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; Müvekkili şirket ile … …oluşturduğu adi ortaklık arasında, 05/08/2014 tarihli alt yüklenici sözleşmesi ile … 13. Bölge Müdürlüğü … İnşaatı işinin yüklenici sözleşmesinde,… numaralı pozlar dışında kalan imalatın yapımı hususunda tarafların anlaştıklarını, davalı yüklenicinin hakedişleri süresinde ödemediğini, altyüklenici sözleşmesine aykırı davrandığını, yüklenici sözleşmesine göre işin süresinin 28.08.2016 tarihinde dolduğunu, müvekkili tarafından hazırlanan mukayeseli keşfin idareye sunulması sonrasında 15.02.2017 tarihine kadar süre uzatımı alınmasına rağmen keşif artışından dolayı, yüklenici tarafından idareye verilmesi gereken kesin teminat mektubunun verilmemesi, gerekli harçların yatırılmaması, yüklenicinin edimlerini yerine getirmemesi sebebiyle, müvekkili şirketin yaptığı …nolu iş kalemleri imalatlarının hakedişlerini yapamadığını ve bedelini alamadığını, bunun üzerine, müvekkili altyüklenici tarafından yapılan, ancak, davalıların sözleşmeye aykırı davranışları nedeniyle hakedişe girmeyen imalat ve bedellerinin tespiti için, Kumluca Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/13 D.iş sayılı dosyası üzerinden tespit ve bilirkişi incelemesi yapıldığını, hazırlanan rapora göre müvekkilinin yapılan imalatlarla ilgili alacağının fiyat farkı, KDV ve vergiler hariç olmak üzere 472.829,61 TL olarak tespit edildiğini, bir diğer alacak kaleminin, müvekkilinin hakedişlerinin ödeme tarihlerinin altyüklenici sözleşmesinin 7/b maddesinde kesin olarak belirtilmesine rağmen, davalı yüklenicinin idareden tahsil ettiği hakedişleri kullanması ve müvekkili firmaya geç ödemesinden kaynaklanan faiz alacağının olduğunu, yine müvekkilince yükleniciye iş nedeniyle 1.000.000 TL’lik bono vermesine rağmen yaptığı hakedişlerden %5 teminat kesintisi yapıldığını, oysa bu kesintinin davalı tarafından ödenmesi gerektiğini, 23.hakediş dahil davalının idare ile yaptığı yüklenici sözleşmesinin 30.2maddesine göre, %5, fiyat farklarından da % 6 olmak üzere toplamda yapılan 256.875,48 TL. teminat kesintisini davalıdan talep ettiklerini, davalının kendisinin ödemesi gereken KDV ve stopaj vergilerini müvekkilinin hakedişlerinden kestiğini, bu durumun altyüklenici sözleşmesinin 10. maddesine aykırı olduğunu, bu kesintileri de davalıdan talep ettiklerini belirterek ve fazla hakları saklı olmak üzere, 472.829,61 TL imalatı yapılmış ancak hakedişi yapılamamış alacağın fiyat farkı, KDV ve sair vergileriyle birlikte şimdilik 70.000,00 TL’sının tespit tarihinden itibaren ticari reeskont faiziyle birlikte, hakedişlerin vadesinden sonra ödenmesi nedeniyle şimdilik 10.000,00 TL’nın, hakedişlerden yapılan teminat kesintisi nedeniyle şimdilik 10.000,00, vergi ve harç kesintileri nedeniyle şimdilik 10.000,00 TL’nın, tespit giderleri olan 7.815,00TL’nın olmak üzere neticede toplam 107.815,00 TL’nın ticari reeskont faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar-karşı davacılar vekili; Müvekkili şirketlerin davacıya hiçbir şekilde borcunun bulunmadığını, aksine davacının borçlu olduğunu, Kumluca Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/13 D. İş. dosyası ile yapılan keşfe ve rapora 22.02.2017 tarihinde itiraz ettiklerini, bu vesileyle söz konusu raporun bu davada delil olarak kullanılamayacağını, yine kurum tarafından 17.04.2018 tarihli ve bila sayılı yazı başlığı altında verilen cevapta Kumluca Sulh Hukuk Mahkemesinin raporunun değerlendirmesinin yapıldığını, raporun hatalı olduğunu, … firmasının kusurlu ve eksik imalat yaptığı ve alacağının olmadığı, aksine 24.000,00 TL kurumun alacaklı olduğunun belirtildiğini, davacının Antalya Kumluca … İnşaatı işinin alt yüklenicisi olduğunu, adi ortaklıkça taahhüt edilen işin bir bütün olarak değerlendirilerek idareye teklif sunulduğunu ve ihalenin alındığını, yani kalem kalem hesaplama yapılmadığını, davacının hep karlı imalat kalemlerini yaptığını, zarar doğuracak imalatları yapmadığını ve sahayı terk ederek işin durmasına, müvekkili şirketlerin ve adi ortaklığın büyük zarara uğramasına sebep olduğunu, davacının dava dilekçesinde belirttiği alacak kalemlerinin bütünüyle asılsız olduğunu, faiz alacağı, teminat kesintisi, vergi ödemeleri gibi talepleri kabul etmediklerini, davacı tarafın işi yapmak için aldığı … parasının da müvekkili … şirketi tarafından cebri icra tehdidi altında ödenmek zorunda kalındığını, Finike Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/218 D.iş. dosyası ile müvekkili … şirketi aleyhine ihtiyati haciz kararı alındığını, bu kararın …. İcra Müdürlüğü’nün 2016/1636 sayılı dosyası ile takibe konulduğunu, bu takipte esas borçlunun davacı … şirketi olduğunu, ancak ihtiyati haciz kararı alınması ve müvekkili … şirketinin banka hesaplarına bloke konulması nedeniyle söz konusu dosyaya toplam 428.141,66 TL ödeme yapıldığını, bu borcun davacı şirketin … … firmasından satın aldığı ancak bedelini ödemediği … borcu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, karşı davada ise, karşı davalının yaptığı imalatların hatalı ve eksik olduğunu, bu imalatların sökülmesi, yeniden yapılması, eksik imalatların tamamlanması nedeniyle müvekkili firmanın uğradığı zarardan … şirketinin sorumlu olduğunu, müvekkillerinin bu imalatları yaparken … firmasının piyasaya olan borçları yüzünden sıkıntı yaşadığını, eleman ve ekipman bulmakta zorlandığını, borçlusu … şirketi olan sayısız birinci haciz ihbarnamesine cevap verdiğini, bunlardan birisi olan … … firmasının başlatmış olduğu ihtiyati haciz ve takip sonucunda 428.141,66 TL ödeme yapmak zorunda kalındığını, bu ödenen miktarın daha önce … şirketine hakedişlerle ödenen bir para olduğunu, ancak …’ın … … firmasına ödeme yapmaması sonucunda yeniden ödenmek zorunda kalındığını, diğer hakedişlerle birlikte hesap yapıldığında alacaklarının miktarının bilirkişi marifetiyle ortaya çıkarılacağını, kesin hesap yapılamamasının nedeninin işin kesin tesliminin henüz yapılamamış olmasından kaynaklandığını, bu nedenle karşı davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını, …’ın ham madde ocaklarını usulüne uygun kullanmaması nedeniyle öngörülemeyen birçok zararın ortaya çıktığını, …’ın karlı olduğu için hafriyat işlerini bitirdiğini, … işlerinin yeteri kadar karlı olmadığı için bir kısmını yapıp en önemli ve masraflı kısımlarını yapmayıp bıraktığını, taraflar arasındaki sözleşmenin 8.maddesinde alt yüklenicinin kusurlu davranışı nedeniyle nam ve hesabına işin bitirilebileceği ve kar kaybı dahil tüm zararların talep edilebileceğinin kararlaştırıldığını belirterek şimdilik 1.000,00 TL’nın karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş,11/09/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile karşı dava değerini 88.180,00TL’na yükselterek bu miktarın karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Karşı davalı vekili; Müvekkili şirkete çekilmiş ve tebliğ edilmiş bir ihtarnamenin bulunmadığını, karlı imalatların yapıldığı, karsız imalatların yapılmadığı iddiasının gerçek dışı olup, tüm imalatların, işin proje ve tekniğine göre süresinde, idarenin denetim ve onayı altında yapıldığını, aksi halde yapılan ve idareye sunulan hakedişlere ve imalatlara idarece izin verilmeyeceğini, hakedişleri süresinde ödemeyip, karşı davacıların kendi ihtiyaçları için kullanıldığını, taraflar arasında yapılan hesap mutabakatına göre, idareden alınmış ancak, müvekkiline ödenmemiş hakediş bedeli bakiyesi olarak 336.000,00TL’nın tespit edildiğini, hakkedişlerin ödenmemesi üzerine Ankara 20.İcra Müdürlüğü’nün 2016/20711sayılı icra takibinin yapıldığını, takibe itiraz edildiğini, tarafların anlaşması üzerine, karşı davacıların bu dosyaya yapması gereken ödemeleri, … firmasına yaptıklarını, kaldı ki ödeme yapılan dosyada Parsan şirketinin kefil olup, borcunu ödediğini, bu konudaki iddiaları da kabul etmediklerini müvekkilinin yapmış olduğu hakedişlerin süresinde ödenmemesi nedeniyle, Ekim 2015 tarihinden sonraki hakedişleri müvekkili alt yüklenicinin, yükleniciden, Ankara 56.Noterliğinin 17.11.2015 gün ve 15822 yevmiye nolu temlikname ile temlik almak zorunda kaldığını, tüm kanıtlar toplandığında, müvekkilinin hakedişlerini ödemedikleri, yaptıkları imalatları hakedişe sokmadıklarının açıkça görüleceğini, keza kendilerinin ödemesi gereken vergileri de müvekkiline ödettikleri ve müvekkili zarara uğrattıklarının ispatlanmış olacağını belirterek karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince;Yapılan yargılama sonunda, tarafların bildirmiş olduğu deliller toplandıktan sonra dosyanın bilirkişi kuruluna tevdi edildiği, söz konusu bilirkişi kurulu tarafından hazırlanan 23/11/2018 tarihli rapora göre, davacının yapmış olduğu işin miktarı konusunda, taraflar arasındaki ihtilafın, davacının yapmış olduğu işin miktarı yönünde değil, sadece 23 nolu hak edişe ilişkin olması nedeniyle 23 nolu hak ediş yönünden imalatın toplam tutarı fiyat farkıyla birlikte 727.424,49-TL + 158.678,83-TL olmak üzere toplam 886.103,32TL olarka tespit edildiği, yükleniciye ödeme yapıldığı, hakkedişlerin alt yükleniciye süresinde ödenip ödenmediği konusunda, alt yüklenici sözleşmesinin 7.maddesinin b fıkrasında ödeme süresinin belirtildiği, davalı tarafından geç ödemeden kaynaklanan 27.576,51TL avans faizi alacağının mevcut olduğu, iş yapılan mahallinde yapılan incelemede eksik ve ayıplı imalatın olmadığı, davalı tarafından yapılan tevkifatın yerinde olduğu, davalı tarafından davacıdan her ne kadar 1.000.000,00TL teminat senedi alınmakla birlikte hak edişlerden teminat kesintisi yapılmış ise de, mevcut ödemelerin yapılması dikkate alındığında söz konusu senedin iadesinin gerektiği, karşı dava yönünden, davalı karşı davacı yüklenici firmanın, davacı karşı davalı alt yüklenici … Firmasının … … Firması’na olan borcunun ödememesi nedeniyle aleyhine açılan ihtiyati haciz davası sonucu … Firmasının borcu olan 428.141,66TL’nin … … Firmasına ödemek zorunda kaldığı yönünden yapılan inceleme ile davalının muavin hesabından belirtildiği üzere, davacının borcuna ilişkin 3 adet çekle söz konusu … firmasına 378.141,66TL ödeme yapıldığı, bu durumda karşı dava yönünden davacının 88.180,02TL borçlu (davalı-karşı davacının alacaklı) görülmekte olduğunun rapor edildiği, söz konusu rapora itiraz edilmesi üzerine aynı bilirkişi heyetinden 10/06/2019 tarihli ek raporun aldırıldığı, söz konusu ek rapora göre, ana rapora ek olarak davacının %5 kesinti ve fiyat farkı iddiası yönünden; %5 kesin hesap kesintisi ve %6 fiyat farkı teminat kesintisinin kesin kabulden sonra alt yükleniciye vergi ve sigorta borcu olmadığına dair belge getirmesi koşuluyla ödenmesi gerektiği, karşı dava yönünden davalı karşı davacının 88.180,02TL alacaklı olduğunun rapor edildiği, söz konusu rapor ve ek rapor özellikle davacının itirazları çerçevesinde değerlendirildiğinde, her ne kadar davacı taraf kendi defterlerinde 1.001.427,51TL alacaklı olduğunu iddia etmiş ise de sadece davacının defterlerinde yer alan alacak kaydının davalıları borçlu kılmayacağı, bilirkişiler tarafından hazırlanan raporun davacı ve davalı defterleri ile ihale dosyası ve dosya kapsamına kazandırılan tespit ve diğer dosyalar göz önüne alınarak hazırlandığı, bundan dolayı davacının bu konudaki itirazının yerinde olmadığı, davacı taraf her ne kadar alacaklarının 23 nolu hakediş ile sınırlandırılmasının yanlış olduğunu iddia etmiş ise de bilirkişi raporunda da açıkça belirtildiği gibi davacı tarafın şantiyeyi terk ettiği ana kadar yapılan hakedişlerden alacak hesaplaması yapılmasının doğru olduğu zira, davacı tarafın şantiyeyi terk ettikten sonra düzenlenen hakedişlerde alacak iddiasında bulunmasının uygun olmadığı, yine davacı faizin yanlış hesaplandığını ve buna ilişkin ana rapora itiraz dilekçesinde exel’de hazırlanarak miktarları belirtip itiraz sunmuş ise de, ödemeler hususunda bilirkişiler tarafından kabul edilen miktarlar ile davacının exel tablosunda hazırlayarak sunduğu ödeme tablosundaki miktarın ve ödeme tarihlerinin farklı olduğu, bu konudaki itirazın bilirkişice değerlendirildiği ve yerinde görülmediği, ödemelerin ve ödeme tarihlerinin farklı olması nedeniyle davacının bu konudaki itirazının yerinde olmadığı faizden dolayı alacak miktarının 27.576,51TL olduğu, bilirkişi raporunun bu yöndeki hesaplamasının mahkemece kabul gördüğü, davacının %5 kesinti ve fiyat farkına yönelik talebinin ise bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi söz konusu kesintileri alabilmesi için kesin kabulden sonra sigorta ve vergi borcu olmadığına dair belgeler ile davalılara başvurmasının gerektiği, söz konusu belgeler düzenlenerek davacıya başvuru olmadığından bu aşamada söz konusu taleplerinin karşılanmasının mümkün olmadığının rapor edildiği, taraflar arasındaki sözleşme göz önüne alındığında, bilirkişi raporunun bu talebe yönelik görüşünün yerinde olduğu, söz konusu belgeler düzenlenerek davacıya başvurulduktan sonra talebi yerine getirilmediği takdirde mevcut alacağın muaccel olacağı, bu aşamada muaccel olmuş bir alacağın bulunmadığı, bundan dolayı davacının bu talebinin de yerinde olmadığı, yine davacı tarafından %5 teminat ve vergi kesintisinin haksız olduğu iddia edilmiş ise de bilirkişi raporunda bu hususta davalıların Gelir Vergisi Kanunu’nun 94.maddesinin 3. bendi ve yine Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 15/1-a maddesi gereğince haklı olduğunun rapor edildiği, bilirkişilerin bu yöndeki tespitinin de yerinde olduğu, bundan dolayı davacı tarafın bu yöndeki itirazının da yerinde olmadığı, davacı tarafından her ne kadar 7.815,00TL’lik tespit giderlerine yönelik talepte bulunulmuş ise de tespit giderlerinin ana davanın konusunu oluşturamayacağı, ancak yargılama giderleri kısmında değerlendirilebileceği, bundan dolayı ana davada yapılan tespit giderlerine yönelik talebin söz konusu giderlerin yargılama giderleri kısmında değerlendirilmek üzere reddi gerektiğine dair gerekçeyle davanın kısmen kabulü ile 10.000,00TL’nın davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karşı davanın kabulü ile 88.180,00TL’nın davacı karşı davalıdan alınarak davalılar karşı davacılara verilmesine karar vermiştir.
Davacı-karşı davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece, Kumluca Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/13 D.İş sayılı dosyası ile tespit edilen hakedişlere girmemiş 472.829,61 TL fazla imalat bedeli, 30.09.2016 tarihine kadar olan fiyat farkı 107.326,86 TL, %18 KDV’si olan 104.428,16 TL olmak üzere toplam 684.548,63 TL alacakla ilgili, olumlu ya da olumsuz karar vermediğini, mahkemenin bilirkişi kurulunun %5 kesin hesap kesintisi ve %6 fiyat farkı teminat kesintisinin kesin kabulden sonra alt yükleniciye vergi ve sigorta borcu olmadığına dair belge getirmesi koşuluyla ödenmesi gerektiği tespitine katıldıklarını, ancak hakedişlerdeki kesintilerin toplama işlemi yapılıp, rakam belirtilmesi yönündeki itirazlarının dikkate alınmadığını, bilirkişilerin inşaat hukuku konusunda yetersiz oldukları için eksik ve hatalı rapor verdiklerini, taraflar arasındaki ihtilafın 23 nolu hakedişle sınırlı olmadığını, bu tespite itiraz ettiklerini, ticari defter ve banka kayıtları incelendiğinde, her ikisinin birbiri ile uyumlu olduğu ve müvekkilinin, davalı karşı davacıdan 1.001.427,51 TL ödenmeyen bakiye hakediş alacağı olduğunun ortaya çıktığını, bilirkişinin 27.576,51 TL olarak faiz alacağını hesapladığını itirazlarının ek raporda hiç değerlendirilmediğini, bu hesabın ticari defter kayıtları, ödemelere ilişkin banka kayıtları ile çeliştiğini, müvekkilinin 425.767,87 TL geç ödemeden kaynaklanan reeskont faiz alacağı olduğunu, bilirkişinin vergi kesintileri ile ilgili olarak da raporun bu yönden eksik olduğunu ve itirazlarının hiç dikkate alınmadığını, yapılan hakedişlere ilişkin olarak %3 stopaj kesintisi tutarı olan 498.348,86 TL’nın müvekkiline ödenmesi gerektiğini, yüklenicinin %18 KDV kestiğini, yani müvekkilden kestiği faturadan yaptığı tevkifatı düşmesi gerekirken bunu düşmediğini ve tekrar tam KDV kestiğini, bunun miktarının 598.018,63 TL olup bu miktarında müvekkiline ödenmesi gerektiğini, Kumluca Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/13 D.iş sayılı dosyası için yapılan gider taleplerinin reddi kararının yasa ve usule aykırı olduğunu, karşı davada işin uzmanı bilirkişilere hesap yaptırılması durumunda müvekkilinin borçlu çıkmasının imkansız olduğunu, karşı davanın reddi gerekirken kabulü kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına ve asıl davanın kabülüne, karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava ve karşı dava eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne ve karşı davanın kabulüne dair verilen karara davacı-karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Antalya Kumluca … İnşaatı işi kapsamında sözleşmesinde belirtilen işlerin yapımı hususunda taraflar arasında 05/08/2014 tarihli alt yüklenici sözleşmesi akdedilmiş olup davacı-karşı davalı alt yüklenici, davalılar-karşı davacılar ise yüklenicidir.
Taraflar arasında kapsamı belirtili şekilde sözleşme ilişkisi bulunduğu ihtilafsız olup alt yüklenici tarafından açılan asıl davada 23 nolu hakedişten sonra da hakedişe girmeyen bir kısım imalatların olduğu, ancak bu imalatlar bedelinin sözleşme kapsamında fiyat farklarıyla beraber ödenmediği belirtilerek fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 472.829,61 TL imalatı yapılmış ancak hakedişi yapılamamış alacağın fiyat farkı, KDV ve sair vergileriyle birlikte şimdilik 70.000,00 TL’sının, hakedişlerin vadesinden sonra ödenmesi nedeniyle şimdilik 10.000,00 TL’nın, hakedişlerden yapılan teminat kesintisi nedeniyle şimdilik 10.000,00, vergi ve harç kesintileri nedeniyle şimdilik 10.000,00 TL’nın, tespit giderleri olan 7.815,00TL’nın olmak üzere neticede toplam 107.815,00 TL’nın ticari reeskont faiziyle birlikte davalılardan tahsili talep edilmiş, yükleniciler tarafından açılan karşı davada ise alt yüklenici tarafından bir kısım imalatların eksik bırakılması nedeniyle nam ve hesaba yapılan imalatlar nedeniyle karşı davalıdan alacak talebinde bulunularak ıslahla birlikte toplam 88.180,00 TL’nın tahsili talep edilmiştir.
Mahkemesince mahallinde incelemeyle alınan bilirkişi raporu ve dosya kapsamı itibariyle davalı-karşı davacı yüklenici taraf ile dava dışı iş sahibi idare arasındaki sözleşme kapsamındaki işin tamamlanarak kullanılmaya başlandığı da anlaşılmaktadır.
Sözleşme yürürlükte olduğu, fesih yada başka bir nedenle ortadan kaldırılmadıkça sözleşme kapsamındaki mevcut işlerin yüklenici tarafından yapılmış olduğu karine olarak kabul edilir. Karinenin aksi iddia eden tarafça yasal delillerle kanıtlanmalıdır (15.H.D. 18.06.2019, 2018/3741 E-2019/2837K).
Yargıtayın yerleşik içtihatlarında da kabul edildiği üzere taraflar arasında sözleşme ilişkisinin bulunması halinde ayrıca yaptırılmış bir tespit veya ihtarname bulunmadığı takdirde asıl olan sözleşme kapsamındaki işlerin sözleşmedeki yüklenici tarafından yapıldığının kabulü gerekir.
Bu kapsamda, mahkemece taraflar arasındaki sözleşme, davacı-karşı davalı tarafça yaptırılan tespit, tarafların yazışmalarıyla birlikte dava dışı idareyle düzenlenen hakedişlerle taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin kapsamı dikkate alınarak, taraflar arasında ihtilafsız olan hakedişler ile hakedişlere girmeyen davacı-karşı davalı imalatı bulunup bulunmadığı, yine sözleşme kapsamında fiyat farkı alacağı ve teminat kesintileri yönünden davacı-karşı davalı alt yüklenicinin bakiye alacağı olup olmadığı noktasında denetlenebilir nitelikte, konusunda uzman kişilerden oluşturulacak bilirkişi heyetiyle işin kesin hesabının çıkartılması suretiyle davalı-karşı davacı yükleniciler tarafça ispatlanan ödeme miktarları da dikkate alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken 23 nolu hakedişle sınırlı ve taraf defter kayıtları esas alınarak düzenlenen bilirkişi incelemesine dayalı olarak eksik inceleme ve araştırmayla hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, davacı-karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, esası incelenmeksizin mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı-karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne,
2-Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 24/09/2019 tarih 2017/457 E-2019/743 K sayılı kararının HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-Davacı-karşı davalı tarafından yatırılan 1.750,00 TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
5-Davacı-karşı davalı tarafından ödenen istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince KESİN olarak 16/02/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
…
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır