Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2020/666 E. 2022/472 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/01/2020
NUMARASI :…

ASILVE KARŞI DAVA : İtirazın İptali -Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 27/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/04/2022
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan asıl ve karşı davada mahkemece verilen kararlara karşı süresi içinde davacı-karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili ;Müvekkili ile davalı şirket arasında 26.10.2015 tarihinde … … ve … Sözleşmesi’nin akdedildiğini, sözleşmenin 9. maddesinde hizmet bedelinin 25.000,00TL olarak belirlendiğini, davalının hizmet bedelini eksik ödemesi neticesinde, 18.750,00TL bakiye fatura bedelinin ödenmesi için icra takibine geçildiğini, davalı borçlunun, hiçbir somut gerekçe göstermeden borcun tamamına, faize ve tüm ferilerine itiraz ederek takibi durdurduğunu, itirazın haklı olmadığını belirterek davalının Ankara 1. İcra Müdürlüğü’nün 2017/16728 sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına ve alacağın % 20’sinden az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; Taraflar arasında akdedilen 26.10.2015 tarihli sözleşme gereğince sözleşme bedelinin %25‘i tutarındaki meblağın müvekkilince 30.10.2015 tarihinde ödendiğini, bakiye ücretin ödenmesinin belirli etaplara gelinmesine bağlandığını ve bu etaplara gelinmediğini, 2015 yılının Kasım ayı içinde, … sitesinin internette yayınlanması gerektiğini ancak … sitesinin halen yayınlanmadığını, davacı tarafından, … … sayfa görünümü olarak bir çalışma gönderildiğini, gönderilen sayfanın tamamen iç karartıcı bulunduğunu, daha ferah ve aydınlık bir sayfa olarak değiştirilmesinin istenildiğini ve onaylanmadığını, sayfa fonksiyonlarının sözleşme görüşmeleri aşamasında anlatılan ihtiyaçları karşılamadığını, gerekli düzeltmeler yapılıp, sözleşmeyle müvekkiline verilmesi gereken kodların verilmediğini, dolayısıyla bunun kontrolü temin olunamadığını ve ödemelerin yapılması için gereken onayın verilmediğini, ödemelerin yapılması için davacının sözleşmede kararlaştırılan çalışmaları tamamlaması, işverene teslimi, işverenin incelemesi ve onayı, özellikle de kaynak kodların teslimi gerektiğini, ödemenin bundan sonra yapılacağını, … sitesinin eksiksiz ve kusursuz çalıştığının kaynak kodların alınıp üçüncü kişiye kurdurulduktan sonra anlaşılabileceğini, müvekkili şirkette bilişim alanında bir uzmanlığın olmadığını, bu kodların ne anlam ifade ettiğinin uzmanları için bile kolay olmadığını, sözleşmenin esasının, düzgün, işveren şirketin iş yapmasını sağlayacak ve onu yansıtacak bir … sitesinin tasarlanması olduğunu, bu sitenin yayını ve geliştirilmesi hakkının işverene ait olacağını ve bu iki unsurun da gerçekleşmediğini, davacının icra takibi yaparak, sözleşmeyi haksız bir biçimde fiilen feshettiği tarihe kadar, sözleşme süresi olan 30 ayın dahi geçmediğini, bu zaman zarfında, davacının müvekkilini herhangi bir nedenle temerrüde düşürmesinin de söz konusu olmadığını, davacının sözleşme gereklerini yerine getirip alacağı hak ettiğini ispat etmesi gerektiğini, davacının hak kazandığı herhangi bir alacak olmadığından ödeme yapılmadığını belirterek davacının sözleşmeyi haksız olarak feshettiğinin tespiti ile asıl davanın reddine ve en az %20 oranında kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiş, karşı davada ise 6.250,00 TL. tutarındaki peşin ödemenin, ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte istirdadına ve kararlaştırılan 12.500,00 TL. cezai şart tutarının da tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; Asıl davanın eser sözleşmesinden kaynaklı ödenmemiş iş bedelinin tahsili talebiyle başlatılan genel haciz yoluyla ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali, karşı davanın ise edimin ifa edilmediği iddiasına dayalı sözleşme gereği ödenmiş bedelin istirdadı ve sözleşmedeki cezai şartın tahsiline karar verilmesi istemli eda davası olduğu, taraflar arasında … … ve … Sözleşmesi bulunduğu, sözleşmenin eser sözleşmesi olduğu hususunda uyuşmazlık olmadığı, davacı yanın eserin teslim edildiğini buna rağmen bakiye iş bedelinin ödenmediğini iddia ettiği, davalı-karşı davacının ise edimin ifa edilerek teslimin gerçekleşmediğini iddia ettiği, uyuşmazlığın sözleşmenin gereği edimin ifa edilip edilmediği, ifa edildiyse bakiye bedelin ne olduğu, ifa edilmediyse ödenmiş bedelin istirdadının gerekip gerekmediği ve karşı davacının cezai şart alacağının doğup doğmadığı, doğmuş ise bedelinin ne olduğu noktalarında toplandığı, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamının incelendiği, taraflar arasındaki sözleşmenin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi olduğu, eser sözleşmesinde yüklenicinin sözleşme koşullarında eseri meydena getirme, iş sahibinin ise bedeli ödeme yükümlülüğü altında olduğu, genel kuralın yüklenicinin bedele hak kazanması için edimin teslimini ispat etmesi gerektiğini, taraflar arasındaki sözleşmede edimin kısım kısım ifasının düzenlendiği, bedelin ödenmesinin bölünerek şartlara bağlandığı, davalısının sözleşme gereği 19.000,00 TL ödeme yaptığı, davacının düzenlediği faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, bu halde faturanın itirazsız kabul edilmesi ile ispat yükünün ters çevrildiği, iş sahibinin edimin ifa edilmediğini ispat yükü altına girdiğinin kabulü gerektiği, taraflar arasındaki sözleşme tarihinin 26.10.2015, fatura tarihi ise 16.11.2015 olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin test ve teslim başlıklı 8. maddesinde projenin test için iş sahibine sunulacağı, test süresinin 30 gün olduğunun düzenlendiği, bu halde sözleşme tarihinden itibaren hesaplansa dahi teslim için ön şart niteliğinde olan 30 günlük süre geçmeden fatura tanzim edildiğinin görüldüğü, yaptırılan bilirkişi incelemesinden de davacının sözleşme gereği edimini ifa etmediğinin anlaşıldığı, bu nedenle davacının bakiye iş bedelini isteyemeyeceği kanaatine varıldığından asıl davanın reddedildiği, karşı davada karşı davacının ödediği iş bedelinin istirdadını talep ettiği, karşı davalının edimini ifa etmediği dosya kapsamında sabit olduğundan karşı davacının ödediği iş bedelinin istirdadını talep etmekte haklı olduğu, bu nedenle bu bedelin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verildiği, karşı davada davacı yanın cezai şart da talep ettiği, taraflar arasındaki sözleşmenin incelenmesinde ceza koşulunun sözleşmenin feshi halleri başlığı altında 11/5 maddesinde düzenlendiği ve yüklenicinin sözleşmeye aykırı hareket etmesi taahhüt ve yükümlülüklerini gereği gibi ve zamanında yerine getirmemesi durumunda şirketin uğradığı zarar ve ziyan yanında ifaya ek olarak 12.500,00 TL cezai şart ödeyeceğinin belirlendiği, açıklanan nedenlerle işin sözleşme koşullarına uygun olarak teslim edilmediğinin anlaşıldığından karşı davacının cezai şart alacağının da doğduğunun kabulü gerektiği, tüm bu nedenlerle asıl davanın reddine, davacının teslim etmediği iş bedelini talep etmekte kötüniyetli olduğu kanaatiyle %20 kötüniyet tazminatına hükmedildiği gerekçesiyle asıl davanın reddine, alacağın %20’si olan 3.750,00TL kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, karşı davanın kabulü ile, 19.000,00 TL’nın 6.500,00 TL’sının ödeme tarihi olan 30.10.2015 tarihinden, 12.500,00 TL’sının dava tarihi olan 28.11.2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte karşı davalıdan alınarak karşı davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davacı-karşı davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemenin 11/07/2019 tarihli celsesinde bilirkişi tarafından teslim edilen eser-… sitesinin yerinde de incelenerek bilirkişiye tarafların bu kayıtlarının ve … sitesinin uygulamalı olarak yerinde inceleme yetkiside verilerek ek rapor alınmasına karar verildiğini, ancak bilirkişi heyetinin … tasarımının gerçekleştirildiği, kaynak kodlarının, yazılım arşivinin ve her türlü teknik imkanın mümkün olduğu müvekkili şirket bünyesinde hiçbir zaman inceleme yapmadığını, dolayısıyla süre bitimi nedeniyle kapanan … sitesine erişim sağlanamadığını, herhangi bir inceleme de yapılamadığını, taraflarla görüşme üzerine rapor tanzim edildiğini ve davaya konu somut adres üzerine herhangi bir incelemeye yer verilmediğini, bu doğrultuda mahkemenin bilirkişiden talep ettiği hususlar hakkında somut olayı aydınlatacak nitelikte inceleme sağlanamadığını ve yetersiz olan rapor doğrultusunda hüküm kurulduğunu, davalı şirketin, müvekkili şirketle yaptığı sözleşmede “… … ve kurumsal kimlik tasarımı” adı altında müvekkili şirketten bir hizmet talep ettiğini, müvekkili şirketin sözleşmedeki unsurlar doğrultusunda edimini ifa ettiğini, fakat karşı tarafın iki tarafa borç yükleyen bu sözleşme unsurları kapsamınca aldığı hizmete karşı kendi edimini ifa etmeyerek temerrüde düştüğünü, zira davalının cevap dilekçelerinde de beyan ettiği üzere sözleşmenin imzalanma tarihinin 26.10.2015 olduğunu, sözleşmenin %25 bedelinin iki iş günü içerisinde ödenmesi gerekmekte iken ilk edimlerinin ifasında dahi karşı tarafın temerrüde düştüğünü, beyanları doğrultusunda ödemenin 30.10.2015 tarihinde yapıldığı kabul edildiğinde dahi sözleşmeye aykırı davranışlarının burada başladığını, müvekkilinin düzenlediği faturanın davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu, bu halde faturanın itirazsız kabul edilmesi ile ispat yükünün ters çevrildiğini, davalının yine cevap dilekçesinde müvekkilin eseri gönderdiğini ve kendilerinin iç karartıcı buldukları için değiştirilmesini talep ettiklerini ifade ettiğini, ispat yükü davalıda olduğundan ikrara konu olan kısımda müvekkilinin zaten işi yaptığının anlaşıldığını, mahkemeye sundukları mail yazışmalarından da anlaşılacağı üzere müvekkilinin adım adım üzerine düşen tüm iş ve işlemleri gerçekleştirdiğini, ancak karşı taraftan herhangi bir dönüş alamadığını, dosyaya sunulu mail yazışmaları bulunmasına karşın davalının sunduğu herhangi bir somut delil bulunmazken mahkemece teslimin gerçekleşmediğinin nasıl kabul edildiğinin anlaşılamadığını, davalının kendilerine tasarım gönderildiğini ancak beğenmediklerini iddia ettiğini ancak beğenilmediğine yönelik herhangi bir delili de dosyaya kazandırmadığını, bu kapsamda teslimin gerçekleştiğinin de ikrarla birlikte kabulünün şart olduğunu, ayrıca davalının da itirazsız şekilde faturaları kabul edip ticari defterlerine işlemesinin de göz önünde bulundurulması ve kötü niyetli davrandığının da kabulü gerektiğini, davalının 8.050,76 TL vergi avantajından yararlandığını ancak müvekkili şirkete yalnızca 6.250,00 TL ödeme yaptığını, ayrıca mahkeme gerekçeli kararında davalının müvekkili şirkete 19.000,00 TL ödeme yaptığını kabul etse de bu durumun somut dayanağının anlaşılamadığını, zira dosyada 19.000,00 TL ödeme alındığına dair herhangi bir iddia veya delil bulunmadığını, davalı tarafından sözleşme konusu işle ilgili kendilerinden onay alınmadığını iddia ederken, ayrıca ödeme yaptığını iddia etmesinin çelişkili bir durum olduğunu, yapılan tek ödemenin 6.250,00 TL olduğunu, yine hükme dayanak bilirkişi raporunda, davaya konu ve incelenmesi gerekli domain adresinin incelenmediğini, bilirkişi ek raporunda eldeki davadan tamamen farklı alan adı ile inceleme yaptığını, neticesinde de bir sonuca ulaşamadığını, rapora itirazlarının nazara alınmadığını, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin “… … ve … Sözleşmesi”olduğunu, müvekkili şirketin, davalı yan için hem … … hem de kurumsal kimlik tasarladığını, kurumsal kimliğin yargılamanın hiçbir aşamasında hesaba katılmadığını, sözleşmenin ana konusu içinde yer alan kurumsal kimlik çalışmasının sözleşmede yokmuş gibi değerlendirildiğini ve müvekkilinin edimini yerine getirmediğine karar verildiğini, mezkur kurumsal kimliğin davacı şirketçe halihazırda kullanılmakta olduğunu, teslime dair belgeleri dosyaya sunduklarını, bu yönde bilirkişilerce teslimin de gerçekleştiğinin kabul edilmesi gerekirken bu hususa hiç yer vermeyerek bu kez de davaya konu internet sitesine ulaşılamadığının belirtildiğini, Türkçe karakter kullanımı ile sitenin bulunamayacağını ve inceleme yapılamayacağını, ayrıca 2015-2016 yıllarında gerçekleştirilen bu domain adresleri için yıllık kullanım alınmakta olup hosting süresi bitmesine rağmen “…”a yüklenmiş olduğundan erişiminin mümkün olduğunu, bilirkişi heyetinin localhosttan ulaşabileceği halde herhangi bir inceleme yapmadığını, teknik olarak erişimi bu konu hakkında uzman bilirkişilerce çok kolay bir şekilde yapılabilecek olmasına karşın yerinde inceleme yapılmadığını ve müvekkilinden bilgi talep edilmediğini, karşı dava yönünden ise asıl davanın reddi ile birlikte karşıt bir çıkarım yapıldığını ve karşı davanın kabulüne yönelik hüküm kurulduğunu, bu hususta yine hatalı şekilde düzenlenen bilirkişi raporlarından başkaca delil sayılan dosya içerisinde bir bilgi ve belge bulunmadığını belirterek mahkeme kararının asıl ve karşı dava yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl dava eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali, karşı dava ise aynı sözleşmeye dayalı alacak istemine ilişkin olup, mahkemece asıl davanın reddine, alacağın %20’si oranında kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline, karşı davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davacı-karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasında 26.10.2015 tarihinde … … ve … Sözleşmesi’nin akdedildiği ihtilafsız olup davacı-karşı davalı yüklenici, davalı-karşı davacı ise iş sahibidir.
Sözleşme bedeli KDV dahil 25.000,00TL (md.9) olarak belirlenmiş ve yüklenicinin sözleşme koşullarına aykırı hareket etmesi, taahhüt ve yükümlülüklerini gereği gibi ve zamanında yerine getirmemesi durumunda iş sahibinin bu nedenle uğradığı zarar ve ziyanı tazminle yükümlü olduğu gibi ifaya ek olarak 12.500,00 TL cezai şart ödeyeceği kararlaştırılmıştır (md.11/5)
Davacı- karşı davalı yüklenici tarafından davalı-karşı davacı aleyhine Ankara 1.İcra Müdürlüğü’nün 2017/16728 sayılı dosyasında 05.09.2017 tarihinde sözleşmeye dayanılarak bakiye 18.750,00TL alacağın tahsili için takip başlatıldığı, ödeme emrinin 15/01/2018 tarihinde davalıya tebliği üzerine yasal süresinde 18/01/2018 tarihinde borca ve tüm ferilerine itiraz edildiği asıl davanın İcra İflas Kanunu’nun(İİK.) 67. maddesinde yer alan bir yıllık hak düşürücü süre içersinde açıldığı anlaşılmıştır.
Yüklenici tarafından açılan asıl davada sözleşmeden kaynaklı bakiye iş bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali, iş sahibince açılan karşı davada ise yüklenicinin edimini ifa etmediği iddiasıyla sözleşme gereği ödenmiş bedelin istirdadı ve sözleşmedeki cezai şartın tahsili isteminde bulunulmuştur.
Davalı- karşı davacı iş sahibi tarafından karşı davada ödenen bedelin iadesi talep edilmiş olmakla fesih iradesi ortaya konulmuş olup, sözleşmenin 11/5 maddesindeki düzenleme 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 179/I. fıkrasında tanımlandığı üzere sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi durumu için kararlaştırıldığından seçimlik ceza niteliğinde olduğu, sözleşmenin feshi halinde de istenebileceğine ilişkin aksine düzenleme bulunmadığı anlaşıldığından karşı davada talep edilen cezai şartın reddi gerekirken mahkemece kabulü doğru olmamıştır. (Yargıtay 15.HD 2016/355 E, 2017/2002, 10.05.2017 )
Taleple bağlılık ilkesinin düzenlendiği HMK’nın 26. maddesine göre hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Bu açıklamalar kapsamında davacı-karşı davalı yükleniciye 6.250,00 TL ödeme yapıldığı hususu ihtilafsız olup iş sahibi tarafından açılan karşı davada yükleniciye ödenen 6.250,00 TL’nın iadesi isteminde bulunulduğu halde talep aşılmak suretiyle 6.500,00 TL’nın karşı davada hüküm altına alınması da hatalı olmuştur.
Öte yandan, İİK’nın 67/II. maddesi hükmünce itirazın iptâli davalarında davacı alacaklının kötüniyet tazminatı ile sorumlu tutulabilmesi için takibinde haksız ve kötüniyetli olduğunun kanıtlanması zorunludur.
Asıl dava bakımından bilirkişi incelemesi yapılarak sözleşme kapsamındaki yazılımların yapılıp yapılmadığı hususu incelenip değerlendirilmesi ile asıl davanın reddine karar verildiği, yine sözleşme kapsamında bedel 25.000,00 TL olup, iş sahibi davalı tarafça yapılan toplam ödemenin taraf beyanları ve dosya kapsamı ile 6.250,00 TL olduğu sabitken, 19.000,00 TL ödeme yapıldığı halde işin teslim edilmediği, davacının teslim etmediği iş bedelini talep etmekle kötüniyetli olduğu gerekçesiyle kötüniyet tazminatına hükmedilmesi de yerinde görülmemiş, asıl davada davacı haksız kabul edilmekle birlikte takipte kötüniyetli olduğu davalı tarafça kanıtlanmadığından asıl davada koşulları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddi gerekmiş, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı-karşı davalı vekilinin sair istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle davacı-karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına, asıl davanın reddine, davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine, karşı davanın 6.250,00 TL üzerinden kısmen kabulüne, cezai şart isteminin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-)Davacı-karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne,
2-) Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/01/2020 tarih ve 2018/103 E-2020/21 K sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına,
A) Asıl davada:
3-) Davanın reddine,
4-) Davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
5-) Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 80,70 TL harcın peşin alınan 320,21 TL harçtan mahsubu ile bakiye 239,51 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
6-) Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-) Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
😎 Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
9-) HMK’nın 333. maddesi gereğince taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran ilgili tarafa iadesine,
B-) Karşı Davada:
10-) Davanın kısmen kabulü ile 6.250,00 TL alacağa ödeme tarihi olan 30/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11-) Cezai şart isteminin reddine,
12-) Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 426,94 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 320,11 harcın indirilmesiyle bakiye 106,83 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
13-) Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma harcı ve 320,11 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
14-) Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davada kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
15-) Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davada reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
16-) Davacı tarafça yapılan 10,00 TL tebligat masrafının kabul oranı itibariyle 3,33 TL’sının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
17-) Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
18-) HMK’nın 333. maddesi gereğince, taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran ilgili tarafa iadesine,
İstinaf İncelemesi Yönünden:
19-) Davacı-karşı davalı tarafından yatırılan 54,40 TL ve 325,00 TL olmak üzere toplam 379,40 TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
20-) Davacı-karşı davalı tarafından asıl ve karşı dava için ödenen toplam 297,20TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 32,50 TL dosya gönderme masrafı olmak üzere toplam 329,70 TL yargılama giderinin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 27/04/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.