Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2020/638 E. 2022/432 K. 15.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2020/638 – Karar No:2022/432
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/638
KARAR NO : 2022/432

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/07/2019
NUMARASI : 2017/880 E-2019/593 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 15/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/04/2022
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davada mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalılar vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; Dava dışı … Genel Müdürlüğü uhdesinde faaliyet gösteren … İşletmelerinin(…) 23/10/2012 tarihli Bakanlık oluru ile bütün hak ve vecibeleri ile birlikte müvekkili şirketin taşra teşkilatına bağlandığını, bu durum neticesinde … ile davalı … şirketi arasında imzalanan … Ayvalı-2 ve S-49 ihale panolarında yapılan dekopaj, kömür kazı, yükleme, nakliye ve stoklama işlerine ait 02/08/2012 ve 14/05/2012 tarihli sözleşmelerin yükümlülüklerinin müvekkili şirketin uhdesinde bırakıldığını, ardından sözleşme uygulamaları kapsamında … ve … Termik Santralinin 17/06/2013 tarihli satış ve işletme hakkı devir sözleşmesi ile davalı … Şirketine devredildiğini, devir sözleşmesinin ilgili hükmü gereği sözleşmesel yükümlülüklerin davalı şirkete ait olduğunu, işçilerin akitlerinin sona erdiği tarihin devir sonrası döneme rastladığını ve davalı … şirketinin çalışanları olup, davalı … şirketine ait işletmede görevlerini ifa ederken iş akitlerinin sona erdiğini, bu çalışanların yükümlülüklerinin müvekkiline devredilen sözleşmeden dolayı müvekkilince ödendiğinden ödenen miktarların rücuen davalı taraftan tahsili için bu davanın açıldığını, davalı şirketin 32 işçisinin iş akdinin feshedildiğini, sonrasında ihbar tazminatı alacağı talepleriyle Ankara 38.İş Mahkemesinde müvekkili aleyhine ayrı ayrı dava açtıklarını ve yargılama sonucunda davaların kabulüne karar verildiğini ve kararlar kesin olduğundan istinaf yoluna da başvurulamadığını, söz konusu kararların Ankara 5.İcra Müdürlüğü’nün numaraları belirtilen dosyalarda takibe konulduğunu ve 09/02/2017 tarihinde müvekkilince icra dosyalarına nakden toplam 132.915,32 TL ödendiğini belirterek fazla hakları saklı olarak davanın kabulü ile 132.915,32 TL’nin ödeme tarihinden itibaren avans faiziyle birlikle davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş.vekili; Davada zamanaşımının gerçekleştiğini, diğer davalı … şirketinin … ile yaptığı 02/08/2012 ve 15/05/2012 tarihli sözleşmelerle … Ayvalı-2 ve S-49 panolarında dekopaj, kömür kazı, yükleme ve stoklama işlerini aldığını, … İşletmelerinin 23/10/2012 tarihinde tüm hak ve vecibeleriyle davacıya devredildiğini ve davalı … şirketinin de oluru alınarak … ile … Şirketi arasında akdedilen sözleşmenin de tüm hak ve yükümlülükleriyle davacıya devredildiğini, özelleşme uygulamaları kapsamında … ve … Termik Santralinin 17/06/2013 tarihinde imzalanan satış ve işletme hakkı devir sözleşmesi ile davacı kurumdan müvekkili şirkete devrinin yapıldığını, ancak diğer davalı … şirketi muvafakat vermediğinden … ile davalı … şirketi arasındaki sözleşmenin müvekkili şirkete devrinin gerçekleşmediğini, bu nedenle …’ın sözleşmeden kaynaklı hak ve yükümlülükleri devam ettiğinden müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davalı … şirketi ile … arasında akdedilen 02/08/2012 tarihli sözleşmenin 10.maddesinde teminatına ilişkin hükümlerin bulunduğunu, sözleşmeyi devralan davacının dava konusu alacağı teminattan kesinti yaparak tahsil etme imkanı varken iş bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını, davacı ile müvekkili arasında imzalanan satış ve işletme hakkı devir sözleşmesine göre de müvekkilinin herhangi bir sorumluluğunun olmadığını, müvekkili ile davacı arasında imzalanan 17/06/2013 tarihli sözleşmenin 8.4 maddesi gereğince sözleşmelerin ve teminatların devredilememesi halinde davacının devredilmeyen sözleşmelerden ve teminatlardan kaynaklı tüm haklarından müvekkilinin yararlandırılması gerektiğini, davacı tarafça rücu talebine konu alacakların tamamında yargılama sırasında davaları müvekkiline ihbar etmediğinden müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkilinin savunma hakkının kısıtlandığını, bu nedenle zararın da arttığını, artan zarardan dolayı müvekkilinin sorumluluğuna gidilemeyeceğini, yargılama masrafları, vekalet ücretleri, icra masrafları ve vekalet ücretinden müvekkilinin sorumluluğuna gidilemeyeceğini, rücu talebine konu olan bir çok kararda hüküm altına alınan alacak miktarını aşacak şekilde vekalet ücretine hükmedildiğini ve buna karşın davacı yanca itiraz edilmeksizin ödemelerin yapıldığını belirterek zamanaşımı, hukuki yarar yokluğu, husumet ve esas bakımından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …Ltd.Şti vekili;Davada Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu, davacı tarafından dava dışı …’den devralınan ihale sözleşmeleri ile bu sözleşmelerde atıf yapılan Yapım İşleri Genel Şartnamesinde dava dışı işçilerden doğacak her türlü işçilik alacakları ve tazminatlardan müvekkili şirketin sorumlu olacağına dair herhangi bir hükmün bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek üzere davacının rücuen talep edebileceği bir alacağı olsa dahi müvekkili şirketin temerrüde düşürülmeden dava açılması ve ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi talep edilmesinin açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; Davanın, hizmet sözleşmesi uyarınca ödenen işçilik haklarının rücuen tahsili istemine ilişkin olduğu, sözleşmelerde yüklenici ile iş sahibinin edimlerinin belirlendiği, yüklenicinin yükümlendiği bu edimleri başka iş sahibi tarafından yerine getirilmesi halinde iş sahibinin yükleniciden bu edimleri talep edebileceği, somut uyuşmazlıkta, öncelikle davalı … … A.Ş’nin zamanaşımı def’i, davacının isteminin sözleşmeye dayalı olması bedelin 09.02.2017 tarihinde ödenmesi ile dava tarihinin 22.12.2017 olması dikkate alındığında yerinde görülmediği, davalı … Madencilik San.ve Tic.Ltd.Şti’nin görev itirazı, davacının sözleşmeye dayanması, tarafların tacir olması dikkate alındığında yerinde bulunmadığı, davacı ile davalılar arasında sözleşmeler bulunduğu, bu sözleşmeler uyarınca çalıştırılan işçiye ödeme yapıldığı ve ödeme miktarı hususunda bir çekişmenin bulunmadığı, uyuşmazlığın, bu bedelden davalıların sorumlu olup olmadığına ilişkin olduğu, davacının yaptığı ödemenin dayanağını oluşturan Ankara 38.İş Mahkemesi’nin 2016/426esas ila 2016/457esas arasındaki 32 adet dosya ile bu kararların infazının yapıldığı Ankara 5.İcra Müdürlüğü’nün 2017/2195 ila 2017/2228 sayılı dosyalar arasındaki 32 adet dosya bilgilerinin dosya arasına alındığı, davacı işletmeyi dava dışı … Genel Müdürlüğünden 23.10.2012 günlü bakanlık oluru ile devraldığından devredenin yapmış olduğu sözleşmeler ile bağlı olduğu, davalı … Madencilik San.ve Ltd.Şti. ile davacıya hak ve yükümlülüklerini devreden dava dışı … Genel Müdürlüğü arasındaki sözleşmelerde çalışanların alacaklarına dair sorumluluğunun kime ait olduğuna ilişkin bir düzenlemenin bulunmadığı, bu durumda Yargıtay’ın kökleşmiş içtihatları gereği sorumluluğun müterafik olarak belirleneceğini, dolayısıyla, sözleşme uyarınca davalı … Madencilik San.ve Ltd.Şti.’nin de bu bedelden sorumlu olduğu, bu nedenle, davacının dava dışı işçi alacakları nedeniyle ödediği 132.915,32TL bedelin ½ payının davalı … Madencilik San.ve Ltd.Şti’den alınarak davacıya verilmesi gerektiği, davalı … Genel Müdürlüğü’nden … İşletmeleri ve … Termik Santralinin devralınmasından sonra işletme hakkı özelleştirilerek 17.06.2013 tarihinde davalı … … A.Ş’ye devredildiği, işletme hakkının devir sözleşmesinin “Çalışanlara İlişkin Hükümler” başlığını taşıyan 6.2 maddesi gereğince davalının sorumlu olduğu, ancak davacının hükmen ödediği bedelin ½ kısmından diğer davalı … Madencilik San.ve Ltd.Şti. sorumlu olduğundan davalı … … A.Ş.’nin davacının sorumlu olduğu ½ pay ile sınırlı olarak sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile davalı … Madencilik Ltd. Şti.’den 66.457,66 TL, davalı … A.Ş.’ den 66.457,66TL bedelin alınarak davacıya verilmesine ve bu miktarlara 09/02/2017 tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesine karar verilmiştir.
Davalı ……Ltd.Şti.vekili istinaf dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki sorumluluk tespitinde açıkça hataya düşüldüğünü, davacı tarafından, dava dışı …’ den devralınan 2012/41522 ihale kayıt numaralı … Müessese Müdürlüğü S-49 panosu üst+ara dekapaj, kömür kazı, yükleme, nakliyat ve stoklama işine ait ve 2011/189946 ihale kayıt numaralı … Müessese Müdürlüğü Ayvalı-2 panosu üst+ara dekapaj, kömür kazı, yükleme, nakliyat ve stoklama ile altgeçit yapımı işine ait ihale sözleşmelerinde ve bu sözleşmeler ile atıf yapılan Yapım İşleri Genel Şartnamesinde, dava dışı işçilerden doğacak her türlü işçilik alacakları ve tazminatlarından yüklenici müvekkili şirketin sorumlu olacağına dair herhangi bir hüküm bulunmadığını, bu kapsamda taraflar arasındaki sözleşme ve ihale hükümleri gözetildiğinde, dava konusu edilen ihbar tazminatı ve benzeri haklar yönünden bir düzenleme bulunmadığından, müvekkili şirkete rücu edilebilecek bir alacağın bulunmadığının sabit olduğunu, mahkeme kararının gerekçe kısmına göre hüküm kısmında, davanın davalılar yönünden ayrı ayrı kısmen kabul kısmen reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmesinin açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte gerekçe kısmında belirtildiği üzere her iki davalının da borçtan yarı yarıya sorumlu olduğunun tespiti halinde, müvekkili yönünden kısmen kabul kararı verilmesi gerektiğini, müvekkili aleyhine yöneltilen dava değerinin 132.915,32 TL olması ve davacı tarafından tüm bu bedelin sorumluluk oranı belirtilmeksizin, tamamı için davalılara davasını ikame ettiğinden bu kapsamda mahkeme kararının gerekçe kısmı ile hüküm kısmındaki çelişkinin giderilmesi gerektiğini, bahsi geçen hatalı karar neticesinde karar sonucunda doğan yargılama giderleri ve avukatlık ücreti masraflarının tespitinde de hataya düşüldüğünü, her iki davalı arasında müşterek ve müteselsil sorumluluk söz konusu olmadığından reddedilmesi gereken dava değeri üzerinden davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, yine kararda davalılar üzerine bırakılan yargılama giderlerinin davanın kabulü oranında taraflara yüklenmemesinin hatalı olduğunu, sorumluluk oranına göre yargılama giderleri ve avukatlık ücretinden davalıların ayrı ayrı sorumluluk tutarlarının belirlenmesi gerekirken belirlenen tek bedelin davalılardan tahsiline karar verildiğini, mahkemece bedellere davacının ödeme tarihi olan 09.02.2017 tarihinden itibaren avans faizi yürütüldüğünü, alacağın kabulü anlamına gelmemekle birlikte rücu alacağın varlığı halinde dahi, dava tarihinden önceki bir tarihte alacak yönünden temerrüde düşürülmeyen müvekkili aleyhine ödeme tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu belirterek mahkeme kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ……A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalı … Madencilik Sanayi ve Ticaret Ltd Şti.’nin … İşletmelerini sözleşme tarihi olan 02.08.2012 ve 15.05.2012 tarihinde işleten … Genel Müdürlüğü’nün … Ayvalı-2 ve S-49 ihale panolarında yapılan dekapaj, kömür kazı, yükleme, nakliye ve stoklama işlerini ihale yolu ile aldığını ve 02.08.2012 ile 15.05.2012 tarihlerinde 2 adet sözleşme imzalandığını, … uhdesinde faaliyet gösteren … İşletmelerinin 23/10/2012 tarihinde Bakanlık oluru ile tüm hak ve vecibeleriyle birlikte davacı …’ a devredildiğini, … ile … arasında imzalanan devir sözleşmesi gereğince devir tarihinden önce imzalanan tüm hak ve yükümlülükleri ile …’a devredileceğinin belirtildiğini ve davalı … Madencilik firmasının da oluru alınarak … ile … Madencilik firması arasında imzalanan sözleşmenin tüm hak ve yükümlülükleri ile …’a devredildiğini, özelleştirme uygulamaları kapsamında … ve … Termik Santralinin 17.06.2013 tarihinde imzalanan Satış ve İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi ile … kurumundan müvekkili şirkete devrinin yapıldığını, müvekkil ile … arasında imzalanan Satış ve İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinde devir öncesi imzalanan tüm sözleşmelerin hak ve yükümlülükleri ile müvekkili şirkete devredileceğinin kararlaştırıldığını, fakat diğer davalı … şirketinin, davacı … ile arasındaki sözleşmenin müvekkil şirkete devrine muvafakat vermediğini ve sözleşmenin devrinin müvekkili şirkete gerçekleşmediğini, bu nedenle …’ın sözleşmede taraf olmaya devam ettiğini ve … şirketi ile müvekkili şirket arasında hukuki ilişkinin kurulamadığını ve davacı … ile davalı … şirketi arasındaki hukuki ilişkinin sona ermediğini ve …’ın özleşmeden kaynaklı hak ve yükümlülüklerinin devam ettiğini, rücuya konu olan alacağın işçi alacakları olup işçilerin tümünün ise … şirketinin işçileri olduklarını, yani bu durumda alt işverenin … şirketi, asıl işverenin sözleşmenin tarafı olan davacı … Genel Müdürlüğü olduğunu, söz konusu işçilerin hiçbirinin müvekkilinin emir ve talimatı ile çalışmadığından müvekkili şirketle alt işveren ve üst işveren ilişkisinin de kurulamadığını, bu durumda müvekkili şirketin sorumluluğundan bahsedilemeyeceğini, mahkeme tarafından husumet itirazlarının değerlendirilmediğini, müvekkili açısından husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekir iken kabul edilmesinin hukuka açıkça aykırı olduğunu, davacı … ile davalı … şirketi arasında imzalanan sözleşmeden kaynaklı işbu rücu davasının tarafı müvekkili şirket olmadığı gibi … ile aralarında imzalanan satış ve işletme hakkı devir sözleşmesine göre de müvekkilinin herhangi bir sorumluluğunun da bulunmadığını, açılan davanın müvekkili açısından hukuki yarar yokluğundan reddi gerektiğini, davacı taraf ile imzalanan sözleşme gereğince müvekkiline devredilemeyen sözleşmeler ile ilgili sözleşmeden ve teminatlardan kaynaklı tüm haklardan müvekkilinin yararlandıracağını, bu nedenle kabul etmemekle birlikte, ya diğer davalının teminatından kendisinin tahsil etmesi ya da teminatı müvekkilinin kullanımına sunması gerektiğini, mahkemenin bu konudaki beyanlarını hiç değerlendirmediğini, bilirkişi raporunda yer alan tespitten de anlaşılacağı üzere davacının müvekkiline karşı bu davayı açmasının haksız olduğunu, çünkü davacının diğer davalı şirketin teminat mektuplarını nakde çevirip zararını giderebilecek iken işbu davayı açarak fazladan masraf ve vekalet ücreti talep etmesinin haksız ve yersiz olduğunu, davacı tarafın rücu talebine konu alacakların tamamında yargılama sırasında davaları müvekkiline ihbar etmediğinden müvekkilinin her hangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, ayrıca bu nedenle savunma hakkının da kısıtlandığını, yine rücuya konu davalar müvekkiline ihbar edilmediğinden ortaya çıkan zararın arttığını, ilgili davalardaki yargılama giderleri ile vekalet ücreti, icra masraf ve icra vekalet ücretlerinin müvekkiline yükletilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Ankara 38. İş Mahkemesi’nin kararlarının bir çoğunda asıl alacak 1.800,00 TL’nın altında çıkmasına rağmen mahkemece asıl alacağı aşacak şekilde 1.800,00 TL vekalet ücretine hükmedildiğini, fakat davacı tarafın ağır kusuru nedeni ile itiraz edilmeden bu ücretlerin de ödenerek müvekkile rücu edilmesinin haksız olduğunu, dava açmakta hukuki yararı bulunmayan davacının iş bu dava sonucunda müvekkili hakkında yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, alacak istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalılar vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmış ve davacı tarafça iş mahkemesi kararları gereğince dava dışı işçilere ödenen miktarların rücuan davalı taraftan tahsili istenilmiş olup mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına ve özellikle istinaf talep edenin sıfatına göre usul ve yasaya uygun karara yönelik davalılar vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) Davalılar vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,
2-) Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 9.079,45 TL istinaf karar harcından davalı … şirketi tarafından peşin yatırılan toplam 2.269,87 TL ile davalı … şirketi tarafından peşin yatırılan 2.324,40 TL olmak üzere peşin yatırılan toplam 4.594,27 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.485,18 TL istinaf karar harcının davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-) Davalılar tarafından ödenen istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan yargılama giderlerinin kendileri üzerlerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 15/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan Üye Üye Katip

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır