Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2020/636 E. 2022/411 K. 13.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2020/636 – Karar No:2022/411
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/636
KARAR NO : 2022/411

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/01/2020
NUMARASI : 2015/377 E-2020/23 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : …
VEKİLLERİ :
FERİ MÜDAHİL :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 13/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/04/2022
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; Taraflar arasında 30/12/2013 tarihli sözleşmeyle akdi ilişkinin bulunduğunu, ayrıca davalının yapılan işlerden memnun kaldığından 01/03/2014, 01/05/2014 ve 01/05/2014 tarihlerinde ek iş anlaşmalarının yapıldığını, davalının 16/04/2014 tarihli ihtarnamesi ile işlerin geciktiğini, eksik yapılmasından şikayet ettiğini, ancak davalının gecikme cezası kesmek ya da sözleşmeyi feshetmek yerine müvekkili ile yeni iş ek iş anlaşmalarını yaptığını, ek iş sözleşmelerinde işlerin ne zaman teslim edileceğinin belirtilmediğini, müvekkilince Alanya 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/107 D.İş sayılı dosyada tespit yaptırıldığını, 127.708,00 TL tutarında işin yapılmadığının belirlendiğini,, kalan bu işlerin davalının otele müşteri alması nedeniyle yapılamadığını, bu işlere ilişkin malzemelerin davalı yanca açık alana bırakıldığından davalının kusuru yüzünden deforme olduğunu, 30/12/2013 tarihli sözleşmenin 6.maddesinde belirtilen ürün listesinin 3 gün içersinde onaylanmasına ilişkin herhangi bir belirli tarihin olmadığını, diğer taşeron firmaların oteldeki çalışmalarının gecikmesinden dolayı müvekkiline uygun çalışma ortamı sağlanmadığından dolayı müvekkiline onayın zamanında verilemediğini, müvekkili faturalarının davalı tarafından 14/07/2014 tarihinde davalı tarafından teslim alındığını, ancak davalının ödemelerde kötüniyetli olarak zorluk çıkardığını ve faturaları iade edildiğini, müvekkilinin alacağının tahsili için Ankara 1.İcra Müdürlüğü’nün 2014/20890 sayılı dosyasında takip yapıldığını, davalının itiraz ettiğini belirterek davalının itirazının iptali ile takibin devamına ve %40 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili ; Davacının icra takibine konu alacağını 07/05/2015 tarihli … yevmiye sayılı noter temliknamesi ile dava ve takip hakları ile birlikte …’e temlik ettiğini, davacının alacaklı ve taraf sıfatının kalmadığını, bu nedenle davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini, esas bakımından ise taraflar arasında yapılan sözleşme ile müvekkili şirkete ait otelin mobilya imalatı ve montajının davacı tarafça yapılmasının kararlaştırıldığını, ancak işlerin süresinde bitirilmediğini, yapılan imalatların eksik ve ayıplı olduğunu, davacı şirketin sözleşme hükümlerine aykırı olarak fatura düzenlediğini ve müvekkili aleyhine icra takibi yaptığını, müvekkilince 16/04/2014 tarihli ihtarname keşide edilerek 10 günlük süre içersinde imalatların sözleşmeye uygun olarak tamamlanmasının istenildiğini, ve müvekkilinin talebiyle Alanya 2.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/40 Diş sayılı dosyasında yapılan tespit sonucu verilen raporla 12.245.000 Euro gecikme cezası ile eksik ve kusurlu imalatların belirlendiğini, sözleşmeye göre imalatların yerinde ölçülerek yapılacak hakedişe göre fatura düzenlenmesi gerektiğini, bu nedenle faturaların itirazla iade edildiğini, imalatların eksik haliyle otelin açılmak zorunda kaldığını, eksik odalardan dolayı daha önceden yapılan rezervasyonlardan dolayı gelen müşterilerin başka otellere gönderildiğini ve bu otellere faturalarla 176.517,00TL ve 55.658,00 Euro ödenmek zorunda kalındığını, yine rezervasyon iptalleri sebebiyle müvekkili şirketin 352.821,00 Euro, 214.698,00USD, 232.700,00TLve 1.616,00GBP zararının oluştuğunu, bu zararların mahsubunu talep ettiklerini, eksik ve ayıplı imalatlardan dolayı davacının verdiği teminatın irat kaydedilerek tahsil edildiğini, ancak davacının işleri tamamlayacağını beyan etmesi üzerine müvekkilinin tahsil ettiği 150.000,00TL bedeli iyiniyetle davacıya iade ettiğini, davacının iddiasının aksine otelin 15 Haziran 2014 tarihinde değil 01Temmuz 2014 tarihinde müvekkilince açıldığını, davacı tarafından yaptırılan 2014/107 D.İş sayılı tespit raporuna göre dahi işlerin tamamlanması tarihi 5 ay gecikmesine rağmen davacı tarafından halen dahi tamamlanmayan imalatların bulunduğunu ve otelin bu eksik imalatlarla açıldığını gösterdiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin 11.maddesi hükmü gereğince işin kesin kabulüne kadar sözleşme konusu işlerin tüm mesuliyetinin bila bedel davacıya ait olduğunu, davacının iddialarının yerinde olmadığını, işin geçici kabulü dahi yapılmadan gerçeğe aykırı fatura düzenlenmiş olduğunu belirterek, davanın usul ve esas bakımından reddine, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Feri müdahil … vekili; Davaya konu alacağı müvekkilinin temlik aldığını, açılan davaya ve davacı tarafça yapılan tüm işlemlere muvafakat ettiklerini, davanın temlik eden tarafından yürütülmesinde usül ekonomisi, müvekkili yönünden bir sakınca bulunmadığını belirterek, müvekkilinin davacı yanında müdahil olarak davaya kabulüne, açılan davanın kabulü ile %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; Davanın eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali davası olduğu ve İİK’nın 67/1. maddesinde düzenlenen yasal sürede açıldığını, tarafların dayandıkları tüm deliller, icra dosyası, tespit dosyalarının getirtildiğini, bilirkişi incelemesi yaptırıldığını, dosyaya sunulan İzmir 11. Noterliğinin 07/05/2015 tarih ve … yevmiye numaralı alacağın devri sözleşmesi ile davacının dava konusu icra dosyasına konu alacağının 857.900,00 TL’sını fer’i müdahil …’e devrettiğinin görüldüğünü, duruşmada davalı tanığının dinlendiği, tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, davalının mülkiyetinde olan Antalya ilindeki otel inşaatının mobilya imalatı ve montajına ilişkin olarak taraflar arasında 30/12/2013 tarihli Yüklenici Malzeme Temin ve Montaj Sözleşmesi’nin yapıldığı, sözleşmeye göre davacı şirketin, davalının uhtesinde yapılan otel inşaatının bina ve eklentilerindeki tüm oda ve diğer alanlardaki mobilyaların malzeme dahil imalatı ve montajı konusunda anahtar teslim şekilde yapmayı yüklendiği, davalı iş sahibinin ise sözleşme bedelini ödemeyi kabul ettiği, celbedilen tespit dosyalarına göre davacı yüklenicinin sözleşme ile üstlendiği işleri yapmak üzere gerekli tüm malzemeyi otel içerisine naklettiği, işlerin %80’inin imalat ve montajını yerine getirdiği, kalan kısmın mobilya malzemelerini montajın yapılacağı yerde, montaja hazır hale getirmesine rağmen davalının mobilyanın montajının yapılacağı yerleri montaja hazır hale getirmemesi, sıva üstü elektrik işleri ile ilgili duvarlarda son rötuşların tamamlanmaması, duvar kağıdı ve boya işlerindeki eksiklikler sebebi ile davacının kalan işlerin montajını tamamlayamadığı, işlerin tamamlanamamasında kusurunun olmadığı, gecikmenin davacıdan kaynaklanmadığı, davacının yaptığı imalatlarda tespit dosyalarında belirtildiği üzere koridor dadolarını birleşim yerlerinde özensiz montaj, bazı yerlerde malzemelerin örtüşmemesi sebebi ile açıklık kalması, bazı yatak başlarında montajdan kaynaklı vida izleri bulunması, vida kapaklarının bulunmaması, oda, kapı, kasa ve pervazlarında bazı çizik ve ezikler bulunması sebebi ile ayıplı imalatların bulunduğu, aradan geçen sürede eksik ve ayıplı imalatların tamamlanması sebebi ile hali hazırda net olarak ayıplı imalat bedellerinin tespit edilememesi sebebi ile Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında da kabul edildiği üzere %5 nefaset kesintisinin yapılabileceği, bilirkişi raporundaki hesaplamaya göre davalı tarafça yapılan ödemeler mahsup edildikten sonra davacı yüklenicinin 673.654,16 TL bakiye alacağından %5 nefaset kesintisi yapıldıktan sonra davacının 639.972,06 TL bakiye alacağının kaldığı, eksik ve geç imalatlardan dolayı davacının kusuru bulunmadığından, davalı şirketin ödediği reklamasyon giderlerinden davacının sorumlu tutulamayacağı kanaati ile 639.972,06 TL üzerinden davanın kabulüne, alacağın varlığı yargılamayı gerektirdiğinden davacının icra inkar tazminatı talebi ile bakiye alacağı, davalının ise kötü niyet tazminatı talebinin reddi gerektiği, davalı taraf her ne kadar davacının icra dosyasından olan alacağını fer’i müdahile temlik etmesi sebebi ile taraf sıfatı bulunmadığını iddia etmişse de, taraflar arasındaki sözleşmenin 20. maddesinde yer alan “yüklenici hakediş alacaklarını işverenin yazılı onayı olmaksızın üçüncü şahıslara temlik edemez” şeklinde düzenlenen temlik yasağı sebebiyle davacı yüklenicinin fer’i müdahile yaptığı temliğin davalı iş sahibi yönünden geçersiz olması sebebi ile davalının bu itirazının yerinde görülmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, davalının Ankara 1. İcra Müdürlüğünün 2014/20890 sayılı dosyasına yönelik itirazının kısmen iptali ile, takibin 639.972,06 TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faiz uygulanmasına, davacının fazlaya ilişkin ve icra inkar tazminatına yönelik, davalının kötü niyet tazminatına yönelik talebinin reddine karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davacı arasındaki sözleşmenin eser sözleşmesi olduğunu, sözleşmede belirtilen süre sonunun en geç 02.04.2014 tarihi olduğunu, bu tarihin geçmesi ertesinde müvekkili şirket tarafından davacıya Ankara 24. Noterliği aracılığıyla 16 Nisan 2014 tarihinde … yevmiye numaralı ihtarnamenin çekildiğini ve bu ihtarname ile davacının temerrüde düşürüldüğünü, müvekkili şirketin sözleşmenin ifasının makul bir sürede bitmemesi üzerine Alanya 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/40 D.İş sayılı tespit dosyasıyla davacının üstlendiği işlerin tespit tarihi olan 20.06.2014 tarihi itibarı ile son durumunu tespit ettirdiğini, tespit esnasında işin, hiçbir odanın tam olarak bitirilmeyerek en fazla % 80 oranında yapılmış olduğunun belirlendiğini, yine bu raporda açıkça yapılan işlerdeki ayıplar ve eksikliklerin de belirtildiğini, bilirkişilerin genelinin dikkate aldığı Alanya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/107 D.İş tarihli tespit raporunun ise 01.10.2014 tarihli keşifle alındığını, bu esnada otelin 1 Temmuz 2014 tarihi itibarı ile faaliyete geçmek zorunda kaldığını ve otelin açılışının daha fazla gecikip daha büyük zararlara uğranılmaması için davacının eksik bıraktığı pek çok işin müvekkili tarafından tamamlatılmak zorunda kalındığını, dolayısıyla yapılan işlerin önemli bir bölümünün müvekkili tarafından yaptırıldığı ve davacı yanın faaliyeti olmadığı halde Asliye Hukuk Mahkemesi tespitinde sanki işler (ki % 20 oranına tekabül etmekte olduğu) davacı tarafından yapılmış gibi değerlendirme yapıldığını, bu durumda otelin henüz faaliyete geçmediği bir esnada yapılan Sulh Hukuk Mahkemesi tespitinin dikkate alınarak bilirkişi raporlarının hazırlanması gerektiğini, müvekkilinin bu tespit sonrasında davacıya noter aracılığıyla gönderdiği ihtarnamelerle davacının işindeki eksik ve ayıpların, işin tespit tarihi itibariyle bitirilmemiş olduğunun belirtilerek bu ihtarnamelerle davacının hem cezai şart açısından hem de ayıpların bedeli açısından temerrüde düşürüldüğünü, dolayısıyla bilirkişilerce Asliye Hukuk Mahkemesi tespitinin dikkate alınmasının hatalı olduğunu, karara dayanak teşkil eden bilirkişi raporlarında bilirkişilerin başka işlerdeki eksikliklerin bu montaj ve eksikliklerin sebebi olduğu tespitine katılmadıklarını, eksikliklerin davacının Mayıs 2014 ayı ve de özellikle temerrüde düştükten sonra işinde yeterli özeni göstermemesi ve işi tamamlama niyetiyle hareket etmemesinden kaynaklandığını, ayrıca belirtilen eksikliklerin diğer yüklenicilerle aynı anda yapılması gereken işler olduğunu, davacının işin yapılması safahatında ve hatta müvekkili tarafından işteki eksiklikler kendisine bildirildiği ve ihtarname gönderildiği anda bile başka yüklenicilerin işlerini bitirmediği ya da kendisinin işini yapmasına engel olduğuna ilişkin usulünce bir bildirim de yapmadığını, bu durumda davacının işi yarım bıraktığı, eksikliklerin bütün odalarda olduğu, bazı odaların hiç tamamlanmadığı, yapılan işte de ayıpların olduğunun ortada olduğu, bilirkişilerin eksiklikler bedeli olarak hesapladığı miktar olan 127.708,00 TL’nın bütün eksiklikleri göstermediğinin anlaşıldığını, bu sebeple bilirkişilerin bu eksikliklerin yapım bedelini tam olarak hesaplamaları gerektiğini, bilirkişilerin gelen müşterilerin başka otellere gönderilmesinden kaynaklanan faturaların ve iptal edilen rezervasyonların bedellerini hesaba katmadıklarını, 06.11.2014 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamede açıkça sayılan ve sıralanan bu fatura ve iptal rezervasyon bedellerinin(176.517,00 TL, 55.658,00 Euro, 352.821,00 Euro, 214.698,00 USD 232.700,00 TL ve 1.616,00 GBP) davacı yüklenici tarafından üstlenilmesi, bu zararın davacı yanca giderilmesinin gerektiğini, müvekkilinin davaya cevabında açıkça takas/mahsup talebinde bulunduğunu, dolayısıyla müvekkilinin bu zararlarının hepsinin dikkate alınması gerektiğini, öte yandan davacının hak edebileceği miktarın bilirkişiler tarafından 2.685.313,13 TL olarak gösterildiği, davacıya müvekkili şirketin toplam 2.510.000,00 TL ödeme yaptığının tartışmasız olduğunu, bilirkişilerin eksik iş maliyet bedeli olarak gösterdiği 127.708,00 TL maliyetin davacı yükleniciye yansıtılmasının sözleşme gereği olduğunu, bilirkişinin eksik hesapladığı zarar miktarının bile bilirkişi raporuna göre 269.684,75 TL olduğunu, bu durumda cezai şart, ayıp/eksiklik bedeli, nefaset farkı, diğer zararlar karşılığı dikkate alınmasa bile, mahsup sonrası davacının müvekkilinden herhangi bir alacağı olmadığını, bilirkişilerin bilirkişi bölge kuruluna şikayet edilmesinin bilirkişilerin objektif ve tarafsız rapor hazırlama yetilerini olumsuz etkileyeceğini, şikayet edilen bilirkişilerce hazırlanan ek rapor irdelendiğinde bilirkişilerin tarafsızlıklarını kaybettiklerinin açık olduğunu, bilirkişilerce tanzim edilen 10.09.2019 tarihli kök rapor ile 28.11.2019 tarihli ek rapor arasındaki farklılıklar ve çelişkilerin olduğunu, bu çelişkilerde söz konusu bilirkişi heyetinin şikayet edilmesinin etkisi olduğunu düşündüklerini, bu nedenle tarafsız olması kendilerinden beklenilmeyen bilirkişilerce hazırlanan çelişkili raporların hükme esas alınamayacağını belirterek, mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve özellikle davalı tarafça yaptırılan tespit sonucu imalatların %80 oranında gerçekleştiği tespit raporuyla belirlenmiş ise de, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında da kabul edildiği üzere taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin varlığı ve feshedilmemiş olması durumunda asıl olan yüklenici tarafından yapılmış olduğunun kabulünün gerekmesine(15.H.D. 18.06.2019, 2018/3741 E-2019/2837K) ve davalı tespitinden sonra davacı tarafça yaptırılan tespit dosyasında sözleşme kapsamında yapılan işler esas alınarak düzenlenen bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması ve hükme esas alınan raporda eksik imalatların sözleşmedeki birim fiyatlarla belirlenmiş olduğunun anlaşılmasına göre davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,
2-) Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 43.716,49 TL istinaf karar harcından peşin alınan 10.929,25 TL harcın mahsubu ile bakiye 32.787,24 TL TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-) İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve ödediği başvuru harcının kendisi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 13/04/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …