Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2020/607 E. 2022/247 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/01/2020
NUMARASI ….
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ :03.03.2022
KARAR YAZIM TARİHİ :03.03.2022

Eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; taraflar arasında akdedilen 18.10.2017 tarihli … Sözleşmesi gereğince davalının teklif yazısında ünite özelliklerini ayrı ayrı gösterdiği su arıtma sisteminin 20.000 TL bedelle temini konusunda anlaşıldığını, davalının sistem kurulumu ve devreye alınması sonrasında numune analizi yaptırarak içilebilecek seviyede su çıkışını taahhüt ettiğini, sözleşme öncesinde 2012 ve 2017 yılında iki ayrı laboratuvardan alınan kuyu suyunun analizine ilişkin raporların davalı ile paylaşıldığını, 2018 yılı Haziran ayında sulama ihtiyacının doğmasıyla sistem çalıştırıldığında ciddi miktarda atık ortaya çıktığını, alınan analiz raporunun davalıya e-posta yoluyla gönderildiğini, yazışma ve ihtarnamelerden sonuç alınamadığını, davalının kalıcı çözüm için KDV hariç 3.100 Euro bedelli bir ünite teklif ettiğini, müvekkilinin TBK 227 madde gereğince sözleşmeden dönme hakkını kullandığını öne sürerek davalıya ödenen iş bedeli 20.000 TL ile 3. kişilerden satın alınan su bedeli 9.204 TL ve noter marifetiyle yapılan ihtarname masrafları toplamı 1.100,76 TL olmak üzere toplam 30.304,76 TL’nin tahsiline karar verilmesini dava etmiştir.
Davalı vekili özetle; sistemin 13.11.2017 tarihinde kurularak teslim edildiğini, 14.11.2017 tarihli laboratuvar raporunun da davacıya e- posta ile gönderildiğini, davacının iş bedeline ilişkin faturayı ödediğini, davacının ayıp bildiriminde bulunmadığını, teslimden 8 ay sonra yapılan ihtarın süresinde olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; “…Tüm dosya kapsamına ve toplanan delillere göre; taraflar arasındaki sözleşme gereği, davalı tarafından sistemin kurulduğu ve teslim edildiği, davacı tarafından kış aylarında su ihtiyacı olmaması nedeniyle kurulumdan yaklaşık yedi ay sonra sistemin çalıştırılarak su çıkışı sağlandığı, yapılan test sonucu suyun içilebilir özellikte olmadığının anlaşılması üzerine, bu durumun davalıya bildirildiği, davalı tarafından herhangi bir işlem yapılmadığı, tekrar yapılan yazışma üzerine davalı tarafından ek sistem kurulumu gerektiğinin bildirildiği, kurulan sistemin amacına uygun olarak çalışmadığı oysa davalı tarafından iki yıl garanti verildiği anlaşıldığından, davacının sözleşmede de belirtildiği üzere sistemin çalışmaması halinde davalı tarafından işlem yapılmaması halinde sözleşmeden dönme hakkının bulunduğu, içilebilir su tahliyesi sağlamayan sistemi davacının kabule zorlanamayacağı, ayıp ihbarının ise su ihtiyacı olmaması nedeniyle Haziran ayında yapılmasının makul olduğu ve ayrıca garanti süresinin dolmamış olduğu, onarımın ise ek sistem kurulumu gerektirdiği gözetilerek, davacının sözleşmeden dönme ve bedel iadesi yönündeki taleplerinin kabulüne karar verilmiştir. Öte yandan, menfi zarar, uygulanacağına ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin yerine getirilmemesi sonucu güvenin boşa çıkması nedeniyle uğranılan, sözleşme yapılmasaydı uğranılmayacak olan zarar olmakla; davacının dışarıdan temin edilen su bedeli talebinin sözleşme ayakta kalsaydı davalıdan isteyebileceği müspet zarar kapsamında olması nedeniyle, sözleşmeden dönme ile birlikte bu zararın davalıdan istenemeyeceği…” gerekçesiyle “….DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE KISMEN REDDİNE, Davacının sözleşmeden dönme talebinin kabulü ile davacı nezdinde bulunan su arıtma sisteminin söküm ve nakliye masrafları davalı yana ait olmak üzere davalıya iadesine, 20.000,00 TL sözleşme bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, Müspet zarar kapsamında olduğu anlaşılan 9.204,00 TL su alım bedeline ilişkin istemin reddine…” karar vermiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; TBK 125/3 madde gereğince temerrüde düşen davalının müvekkilinin sözleşmeden dönme iradesini açıkladığı tarihe kadar 3.kişilerden temin ettiği su bedelini, uğradığı müspet zararı tazmin etmekle yükümlü olduğu, su alımına ilişkin 9.204 TL’nin hüküm altına alınması gerektiği nedeniyle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tarafların tacir olduğu, TTK 23. madde gereğince davacının ayıp ihbarını 8 gün içerisinde yapması gerektiği, mahkemece Ticaret Kanunu hükümleri uygulanması gerekirken genel nitelikteki Borçlar Kanunu hükümlerinin uygulandığı, sistemin eksiksiz ve sözleşmeye uygun olarak teslim edildiğinin analiz raporu ile ortaya konulduğu, 14.11.2017 tarihli… raporunun e- posta ile davacıya gönderildiği ve davacı tarafından iş bedeline ilişkin faturanın ödendiği, davacının olağan muayene ve gizli ayıbın tespiti için girişimde bulunmadığı, davacının su alımına ilişkin 30.04.2018 tarihli faturasının ayıbın bu tarihte öğrenildiğini ve ihbarın süresinde yapılmadığını gösterdiği, rapora yönelik itirazların dikkate alınmadığı, eser 13.11.2017 tarihinde teslim edildiği ve rapor 27.09.2019 tarihinde düzenlendiği halde geçen sürede gerekli bakımların yapılmadığının gözetilmediği, mahkemenin arıtma tesisini numune alınacak hale getirme masraflarının müvekkili tarafından karşılanmasına karar vermesinin doğru olmadığı nedenleriyle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talepli olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı HMK 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) Taraf vekillerinin istinaf başvurularının 6100 Sayılı HMK 353/1-b.1 madde uyarınca esastan reddine,
2-) Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-) Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınması gereken 1.366,20 TL istinaf karar harcından peşin alınan 350 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.016,20 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
4-) Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderleri ile ödenen başvurma harçlarının kendileri üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK 362/1-a madde gereğince KESİN olmak üzere 03.03.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
….

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır