Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2020/600 E. 2022/246 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ
….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/10/2019
NUMARASI ….
DAVANIN KONUSU : İtirazın iptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 03.03.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 03.03.2022

Eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin dava ve itirazın iptali talepli birleşen davada mahkemece davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; taraflar arasında 03.04.2015 tarihli faturada yazılı pano, banko ve tankların yapımına ilişkin sözleşme akdedildiğini, davalıya 160.000 TL ödeme yapıldığını, davalının eksik ve hatalı imalat yaptığını, montajı eksik bıraktığını, dilekçesinde listelediği işlerin eksik ve hatalı olduğunu, yine listelenen eksikliklerin belirtilen dava dışı şirketlere yazılı bedellerle yaptırıldığını, davalının teknik çizimleri teslim etmediğini öne sürerek eksik ve hatalı imalatlar nedeniyle 53.657,02 TL’nin tahsiline, teknik çizimlerin müvekkiline teslimine, eksik ve hatalı üretim nedeniyle ruhsat alınamaması, üretime geçilememesi sonucu müvekkilinin uğradığı zarar için şimdilik 1.000 TL’nin tahsiline, eksik ve hatalı işler nedeniyle mahkemece belirlenecek ayıp oranında indirimin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili özetle; sözleşme gereğince faturada yazılı malların imal edilerek davacıya teslim edildiğini, fatura ve irsaliyenin davacıya gönderildiğini, davacının itirazda bulunmadığını, müvekkilinin fatura tutarından bakiye 26.945,04 TL alacaklı olduğunu, 22.11.2016 tarihli ihtarname ile talep edilmesine rağmen davacının bakiye alacağı ödemediğini, alacağın tahsili için başlatılan 2016/18946 sayılı icra takibine davacının yetki itirazında bulunduğunu ve aynı tarihte bu davayı açtığını, yetki itirazı nedeniyle icra dosyasının Ankara İcra Müdürlüğüne gönderildiğini, müvekkilinin teknik çizimleri teslim etmeyi taahhüt etmediğini, davacının teknik çizimin 15.000 USD’ ye yaptırılabileceğine dair iddiasının doğru olmadığını, çizimleri teslim edebileceklerini, …. kaynak taahhüdünde bulunulmadığını, tüm kaynakların argon olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili özetle; sözleşme gereğince imal edilerek davalıya teslim edilen mallara ilişkin 186.945,04 TL faturadan bakiye 26.945,04 TL ödenmediğini, icra takibinin itiraz sonucu durduğunu öne sürerek itirazın iptaline, takibin devamına ve inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili; asıl dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, davacının imalatı eksik ve ayıplı teslim ettiğini, montajı tamamlamadığını, dilekçesinde listelediği eksik ve hatalı yapılan işlerin belirttiği dava dışı şirketlere yazılı tutarlar ödenmek suretiyle gidertildiğini, davacının teknik çizimleri teslim etmediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; “… Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacı …. tarafından ticari faaliyet alanı olan … ve Pazarlaması faaliyetinde kullanılmak üzere yeni fabrika ve merkez binasının yapımı sonrasında davacı …. ile davalı … arasında 03.04.2015 tarih ve ….. nolu faturada belirtilen imalatların üretim ve montajı ile ilgili sözlü anlaşma yapıldığı, imalat, montaj, teslim v.s. koşullarını belirten yazılı sözleşmenin veya davalının uymakla yükümlü olacağı bir şartnamenin bulunmadığı, davalının davacıya göndermiş olduğu 04.04.2014 tarihli teklif mektubunun bulunduğu, davacı tarafından davalının kestiği faturanın defterlerine işlendiği, iade edilmediği ve imalatlarla ilgili olarak eksiklik veya ayıba dair süresi içinde herhangi bir bildirimde bulunulmadığı, davacı-karşı davalının dava dilekçesinde öne sürdüğü ayıpların tamamının açık ayıp niteliğinde olduğu, eser sözleşmelerinde iş sahibinin ayıp iddiasına dayanarak seçimlik haklarını kullanabilmesi için muayene ve ihbar külfetini yerine getirmek zorunda olduğu ancak davacının bu yükümlülüklerini yerine getirmemiş olduğu, ayıba ilişkin itirazlarını ileri sürmemiş olduğu, buna göre eseri varsa ayıpları ile birlikte kabul etmiş olacağı kanaatine varılmış, davalı …. firmasının davalıya keşide ettiği sevk irsaliyesinin 02.04.2015 tarihli olduğu, fakat davacının iddia ettiği eksik ve hatalı imalatlar için dışarıdan ilave malzeme alımı ile ilgili olarak davacı adına keşide edilen faturalar ve tarihlerinin davalının eseri sevk ve teslim ettiği tarihten bir yıldan fazla bir süre sonra yapılmış olduğu ve davacı tarafından sunulan “Teklif’ başlıklı belgede yer alan işlerle aynı olmadığı, bunların taraflar arasındaki sözleşme muhtevasına dahil işlerden olmadıkları, davalının davacıya göndermiş olduğu “Teklif’ başlıklı belgede, davacıya imalatı ve montajının yapılması kararlaştırılan makinelere ait çizimlerin de teslim edileceğine ilişkin bir taahhüt bulunmadığı, davalının teklif mektubunda belirtmiş olduğu yükümlülükleri yerine getirmiş olduğu kanaatine varılarak asıl davanın reddine karar verilmiş birleşen dava yönünden ise birleşen dava davacısı tarafından düzenlenen fatura ve sevk irsaliyesinin birleşen dava davalısına teslim edilmiş olduğu, bu hususa ilişkin birleşen dosya davalısı tarafından bir itiraz ileri sürülmemiş olduğu, birleşen davanın davalısı iş sahibi şirketçe de defterlere kaydedilmiş olan faturadan da anlaşılacağı üzere birleşen dosya davacısının 186.945,04 TL tutarında iş yapmış olduğu, bunun karşılığında defter kayıtları, taraf beyanları ve dekontlardan anlaşılacağı üzere birleşen davanın davalısı tarafından 160.000,00 TL ödeme yapıldığı, birleşen davanın davalısının bakiye borcunun; 186.945,04 – 160.000,00TL = 26.945,04 TL olduğu bu bedel yönünden birleşen dava davalı borçlusunun itirazında haklı olmadığı birleşen dava davacısının dava dilekçesinde dava değerini 26.945,04 TL talep ettiği dikkate alınarak talebi ile bağlı kalınmış ve 26.945,04 TL asıl alacak üzerinden takibin devamına karar verilmiş alacak likit olmayıp yargılamayı gerektirdiğinden koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar” vermek gerektiği gerekçesiyle asıl davanın reddine ve “… Birleşen dava yönünden (Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/289 esas 2018/27 karar sayılı dosyası) davanın KISMEN KABULÜNE, Davalının Ankara 19. İcra Müdürlüğünün 2017/2759 esas sayılı dosyasında yürütülen takibe yaptığı itirazın KISMEN İPTALİ ile icra takip tarihi itibariyle 26.945,04 TL asıl alacak üzerinden takibin devamına, Tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla asıl alacağa icra takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, Alacak likit olmayıp yargılamayı gerektirdiğinden koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine…” karar vermiştir.
Asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; birleşen davada davalı- birleşen dava davacısının defter kayıtlarında 160.000 TL ödeme yapıldığı ve davalı- birleşen davacının alacaklı olmadığının kayıtlı olduğu, tacir olmakla kayıtlarının aleyhine delil teşkil edeceği, asıl dava yönünden ise 03.04.2015 tarihli faturada belirtilen pano, banko ve tankların üretim ve montajlarının yapılması ile teknik çizimlerin teslim edilmesinin kararlaştırıldığı, imalatın eksik ve hatalı olarak yapıldığı, eksik ve hataların müvekkili tarafından dışarıdan mal ve hizmet alımı yoluyla giderildiği nedenleriyle mahkeme kararının kaldırılmasıyla asıl davanın kabulüne ve birleşen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl ve birleşen dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak ve itirazın iptali talepli olup, mahkemece verilen asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne dair karara karşı asıl davada davacı- birleşen davada davalı ….Ltd.Şti. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla asıl davada davacı- birleşen davada davalı …. vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) Asıl davada davacı- birleşen davada davalı …. vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b.1 madde gereğince esastan reddine,
2-) Harçlar Kanunu gereğince asıl dava yönünden alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın asıl davada davacı- birleşen davada davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-) Harçlar Kanunu gereğince birleşen dava yönünden alınması gereken 1.840,62 TL istinaf karar harcından peşin alınan 461 harcın mahsubu ile bakiye 1.379,62 TL harcın asıl davada davacı- birleşen davada davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
4-) İstinaf başvurusu nedeniyle asıl davada davacı- birleşen davada davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve ödenen başvuru harcının kendisi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK 362/1-a madde gereğince KESİN olmak üzere 03.03.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
….

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır