Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2020/514 E. 2022/201 K. 22.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/12/2019
NUMARASI :….
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali ( Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 22.02.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 22.02.2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin davada mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; davalının inşa ettiği yapının mekanik tesisat projesinin davacı tarafından yapılarak teslim edildiğini, ilgili kurum ve kuruluşlardan bu projeye ilişkin gerekli onayların alındığını ancak davalının bu edimden kaynaklanan bedeli ödememesi nedeniyle davalı aleyhine Eskişehir 4. İcra Müdürlüğü’nün 2018/7882 sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının haksız ve kötü niyetli olarak takibe itiraz ettiğini ileri sürerek, davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin devamı ile davacı lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili özetle; davalının herhangi bir borcunun bulunmadığını, icra takibine konu borcu ödediğini, davacının mükerrer tahsilat yapmaya çalıştığını, kötü niyetli olduğunu, soyut iddiaları dışında dosyaya somut bir delil sunmadığını, davacının batmamak adına ödenen faturalar kapsamında başlatmış olduğu bir çok takip mağdurundan birisinin de davalı olduğunu savunarak, davanın reddi ile müvekkili lehine kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davacı ticari defter ve kayıtlarında dava konusu alacağa ilişkin ödeme kaydı yok ise de, fatura tarihindeki davacı ortak ve yetkilisi …’in tanık ifadesi ile doğruladığı tahsilat makbuzu ile dava konusu alacağın ödenmiş olduğunun anlaşıldığı, davalının usule uygun tutulup lehine delil niteliğinde bulunan ticari defter ve kayıtlarında da borcunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine, davacı takibinde kötü niyetli görüldüğünden asıl alacağın %20’sine karşılık gelen 1.276,76 TL kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasında takip ve dava konusu fatura, fatura kapsamındaki hizmetin ifa edilmesi hususunda bir uyuşmazlık bulunmadığını, bilirkişi raporunda, faturanın her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının ticari defterlerine göre faturanın ödendiğine dair bir tahsilat kaydının olmadığı ve fatura dolayısıyla alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerinde ise davacıya atfen düzenlenen tahsilat makbuzlarının kayıtlı olduğu, bu nedenle davalının takip konusu faturayı ödemiş olması nedeniyle borcunun bulunmadığının belirttiğini, rapora süresinde itiraz edildiğini, ödemeye esas alınan makbuzlardaki imzaların davacıya ait olmadığını, bu şekilde tanık dinlenemeyeceğini, imza incelemesi yapılması gerektiğini, bu hususlarda bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini, olayla ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına tanık olarak dinlenen …’le ilgili evrakta sahtecilik, ticaret sebebiyle güveni kötüye kullanma suçlarından şikayet dilekçesi verildiğini ve soruşturmanın devam ettiğini, …’in tarafların delil listesinde tanık olarak gösterilmediğini, mahkemenin tüm ön sorun ve bekletici mesele taleplerini reddederek resen dinlediği tanık beyanına göre hüküm kurduğunu, müvekkili aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu ve bu konudaki mahkeme gerekçesinin yerinde olmadığını, müvekkilinin ticari defterlerinde hükme esas alınan makbuzların kayıtlı olmadığının bilirkişi raporu ile sabit olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan diğer istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
İtirazın iptâli davası sonucu borçlu lehine kötüniyet tazminatına hükmedilebilmesi için alacaklının icra takibinde haksız ve kötüniyetli olması gerekir (İİK. md. 67/II). Alacaklının kötüniyetli sayılabilmesi için haksız olduğunu bildiği veya bilmesi gerektiği halde takibe girişmiş olmalıdır. Alacaklının kötüniyetli olduğu konusunda ispat yükü davalı borçludadır. Davalı borçlu, takip konusu alacağın aslında hiç doğmadığını veya sona erdiğini alacaklının bildiği halde takibe geçtiğini kanıtlarsa alacaklı aleyhine tazminata hükmedilir.
Somut olayda davacı, davalıyla yapılan eser sözleşmesi kapsamında mekanik tesisat projesinin yapılarak davalıya teslim edildiğini, fatura düzenleyip gönderdiğini, davalının bedelini ödemediğini iddia etmiş; mahkemece, faturanın kapalı olması nedeniyle ödendiği yolunda karine oluştuğu ve ödeme makbuzu bulunduğu , davacının aksini ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine, davacının kötüniyetli olduğu ispatlandığından davalının kötüniyet tazminat talebinin kabulüne karar verilmiştir. Faturanın kapalı olarak düzenlenmesi mahkemenin de belirttiği gibi sadece ödendiği yolunda karine oluşturur. Aksinin ispatı mümkündür. Davacının, bu hususun aksini ispatlayamaması, kötüniyetli olduğunun delili olamaz. Davacı haksız çıkmıştır, fakat ayrıca kötüniyetli olduğu, tahsil ettiği parayı bir kez daha tahsil etmeye çalıştığının davalı tarafından ispatlanması gerekir. Davalı, buna dair hiçbir delil ibraz etmemiş olup dosya kapsamından da bu durum anlaşılamamaktadır. Bu durumda, koşulları oluşmayan kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerekirken mahkemece davalının kötü niyet tazminatı talebinin kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair istinaf nedenlerinin esastan reddi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın reddine, dosya kapsamı itibariyle davacının kötüniyetle takip yaptığı kanıtlanamadığından yasal şartları oluşmaması nedeniyle davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine dair esas hakkında yeniden hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne,
3-Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24.12.2019 tarih ve 2018/1007 Esas- 2019/957 Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince kaldırılmasına,
4-Davanın reddine,
5-Davacının icra inkar tazminatı talebinin ve davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
6-Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
10-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran ilgili tarafa iadesine,
İstinaf incelemesi yönünden;
11- Davacı tarafından ödenen 54,40 TL peşin istinaf karar harcının talebi halinde kendisine iadesine,
12- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından ödenen 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 16,50 TL tebligat masrafı ve 43,00 TL posta masrafı olmak üzete toplam 208,10 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 353/1-a maddesi gereğince KESİN olarak 22.02.2022 tarihinde oy çokluğuyla ile karar verildi.

….

MUHALEFET ŞERHİ

Dava İ.İ.K. 67.maddesine dayalı itirazın iptali davası olup, takip hukuki içinde ve takip talebiyle sıkı sıkıya bağlı olarak ele alınması gerekir. Bu nedenle takip talepnamesinde dayanılan borç ve borcun sebebi ile bağlılık esastır. (Yargıtay Kapatılan 15.HD’nin 12/04/2018 gün 2017/1591 E-2018/1547 K sayılı ilamı)
Davaya konu Eskişehir 4.İcra Müdürlüğü’nün 2018/7882 takip sayılı icra dosyasının incelenmesinde; takibin 05/12/2016 gün, 046130 numaralı KDV dahil 6.383,80 TL bedelli faturaya dayalı olduğu, takibe dayanak faturanın kapalı fatura olduğu görülmüştür. Kapalı fatura borcun ödendiğine karine teşkil edeceğinden, alacağın varlığını ispat külfeti alacaklıdadır. (Yargıtay 11.HD’nin 23/05/2018 gün, 2016/11925 E-2018/3878 K sayılı ilamı)
Mahal mahkemesinde yapılan yargılama aşamasında davacı tarafça bu karinenin aksi ispatlanamadığı gibi davalı borçlu tarafından takip dayanağı fatura ile aynı tarih ve miktarı içeren davacı şirket kaşesiyle düzenleme tarihinde şirket yetkilisi olduğu dosya kapsamıyla anlaşılan … imzasıyla fatura bedelinin ödendiğine ilişkin tahsilat makbuzunu dosyaya sunulmuştur. Davacı vekilinin bu makbuza itirazı üzerine, tahsilat makbuzunda imzası bulunan … mahkemesince 01/10/2019 tarihli duruşmada tanık olarak dinlenmiş, tanık yeminli beyanıyla tahsilat makbuzu üzerindeki imzanın kendisine ait olduğunu beyan ve kabul etmiştir.
Davacı vekilince gerçeğe aykırı makbuz düzenledikleri, makbuza imza attıkları, makbuzdaki bedelleri şirket kasasına aktarmadıkları iddiasıyla … ve … hakkında Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2019/25002 soruşturma sayılı dosyasıyla soruşturmanın devam ettiğini belirterek sonucun beklenmesi talebinde bulunulmuş ise de, iddia edilen husus davacı şirket adına hareket ettiği belirtelen kişilerle davacı şirket arasındaki iç ilişki kapsamında olduğundan istinafa konu eldeki davanın sonucuna etkisi olmayacağı anlaşılmakla, mahkemesince bu hususun bekletici mesele yapılmamasına ilişkin kararında da usul ve yasaya aykırılık bulunmamıştır.
Davaya konu Eskişehir 4.İcra Müdürlüğü’nün 2018/7882 takip sayılı dosyası mahal mahkemesince yapılan yargılamayla toplanan deliller yukarıda yapılan açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde davacı tarafça yapılan icra takibinin açıkça borcun ödendiğine karine teşkil edecek nitelikteki kapalı faturaya dayalı olduğu, yine dosyaya sunulan davacı şirket kaşesi ve düzenlendiği tarih itibariyle davacı şirketin yetkilisinin imzasını içerir tahsilat makbuzuyla takibe dayanak fatura bedelinin davalı borçlu tarafından ödendiği anlaşılmakla, davanın kabulüyle davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmiş olmasının usul ve yasaya dosya kapsamına uygun olduğu mahal mahkemesi kararına karşı davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerektiği kaanetiyle çoğunluk görüşüne katılmıyorum.

….

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır