Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2020/479 E. 2022/266 K. 09.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2020/479 – Karar No:2022/266
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/479
KARAR NO : 2022/266
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/11/2019
NUMARASI : 2017/736 E-2019/864 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 09/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 06/04/2022
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan alacak davasında mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; müvekkili şirket ile davalı idare arasında … Belediyesi sayısal fotogrametrik halihazır harita, imar planına esas jeolojik-jeoteknik etüt işi ile ilave+revizyon imar planı yapılması konulu sözleşmenin 19/06/2015 tarihinde imzalandığını, sözleşmenin 5.1 ve 12.1 numaralı maddeleri gereğince sözleşme konusu işin 3 etaptan oluştuğunu ve her bir kısma ilişkin etap yönünden ihale bedeli içindeki oran esas alınarak etap ve ödeme oranlarına göre hakediş düzenlenerek ödeme yapılacağının kararlaştırıldığını, işin mahiyeti gereğince harita yapım aşaması tamamlanmadan sözleşme konusu etütlerin yapımına başlanamayacağını, davalı idarenin birinci etap yönünden müvekkiline hakediş alacağını ödediğini ancak jeolojik-jeoteknik etüt yapımı aşaması yönünden müvekkiline hukuka aykırı olarak ceza uyguladığını, davalı idareye itiraz etmelerine rağmen tesis edilen idari işlem konusu cezanın iptal talebinin kabul edilmediğini, birinci etap harita çalışmalarının teslim tarihinin 15/03/2016 ve kabul onay tarihinin ise 16/05/2016 olduğunu, birinci etap harita hazırlama sürecinin tamamlanmasından sonra müvekkili şirket tarafından anılan etüt çalışmalarına başlandığını ve 10/05/2016 tarihinde buna ilişkin raporların davalıya teslim edildiğini belirterek; davalı tarafından tesis edilen ceza tahakkukuna ilişkin 24/04/2017 tarihli idari işlemin iptali ile fazlaya ilişkin hakların saklı kalmak kaydı ile 1.000,00 TL ceza kesinti bedelinin davalıdan işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş;12/11/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 8.240,00 TL artırarak, toplam 9.240,00 TL cezanın haksız olarak kesildiği tarihten itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili; dava konusu sözleşmenin 36/1 maddesi gereğince müvekkilinin düzenlediği iş programının 23/07/2015 tarihinde davacı yükleniciye gönderildiğini, 30/09/2015 tarihinde alt yüklenicinin de katılımı ile yer teslim tutanağının imzalandığını, davacı tarafın iş programının gerisinde kaldığının kendisine bildirildiğini ve hazırlanan hakedişin 21/02/2017 tarihinde davacı şirket çalışanı tarafından ihtirazı kayıt konulmaksızın imzalandığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; davanın, TBK 470 ve devamı maddeleri gereğince eser sözleşmesine aykırılık nedeni ile tahakkuk ettirilen cezaya ilişkin idari işlemin iptali ve ceza kesinti alacağının istirdaden tahsili istemine ilişkin olduğu, yapılan yargılama ve toplanan deliller birlikte değerlendiğinde taraflar arasında 19/06/2015 tarihinde … Belediyesi sayısal fotogrametrik halihazır harita, imar planına esas jeolojik-jeoteknik etüt işi ile ilave+revizyon imar planı yapılması konulu sözleşmenin imzalandığı, sözleşmenin 5. Maddesinde işin tanımı yapılarak 10.2 maddesinde sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren 15 gün içinde iş yeri teslimi yapılarak işe başlanacağının açıkça öngörüldüğü, dosyada mevcut Mahkemece de benimsenen bilirkişi asıl ve ek raporlarında da belirtildiği üzere; davacı yüklenici şirketin revize iş programına uygun şekilde sözleşme konusu ikinci etap yönünden edimini süresinde ifa edemediği ve edimi ifada geciktiği, bu nedenle davalı idarenin davacı şirkete ceza tahakkuku gerektiği anlaşılmakta ise de gecikme cezasının davalı tarafından haksız yere fazla miktarda hesaplandığı, bilirkişi asıl raporunda yapılan denetime elverişli hesaplama dikkate alındığında davacının davalıdan haksız yere fazladan tahsil edilen 9.240,00 TL ceza kesinti bedelini istirdaden talep etmekte haklı olduğu gerekçesiyle; bilirkişi raporu doğrultusunda ıslah talebi de gözetilerek davanın kabulü ile, davacı idarenin ceza tahakkuk işleminin iptali ile 9.240,00 TL alacağın 1.000,00 TL’sinin dava, bakiyesinin ise; ıslah tarihi olan 12/11/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf başvurusunda; bilirkişi kurulu tarafından yapılan ve mahkeme kararında itibar edilen tarihlerin hesaplamaların ve ceza tutarının tamamının hatalı olduğunu, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca jeolojik-jeoteknik etüt etabının 1.ve2.bölümünde yüklenicinin cezalı olarak çalıştığı süre toplamının 65+48 gün toplam 113 gün olup, hesaplanan ceza toplamının da 52.206,00 TL olduğunu, ancak sözleşmenin 16.4 maddesine göre yükleniciden kesilecek ceza tutarının sözleşme bedelinin %30’unu geçemeyeceğinde, 27.720,00 TL olarak ceza uygulaması yapılmadığını, ceza uygulaması yapılan hakedişin yüklenici tarafından itiraz edilmeksizin imzalandığını, mahkemenin ve bilirkişi heyetinin örnek nitelikteki Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/567 Esas sayılı dosyasında lehlerine verilen hükmü ve bilirkişi raporunu dikkate almadığını, emsal bilirkişi raporunun ve mahkeme kararının mahkemece dikkate alınmasının yargılamanın adil neticelenmesi bakımından önemli olduğunu belirterek; mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan haksız ceza kesintisi nedeniyle alacak istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasında düzenlenen 19/06/2015 tarihli sözleşme niteliği itibariyle dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi olup, davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Bu sözleşme ile davacı yüklenici sözleşmenin 5.maddesinde belirtilen işleri, 280.000,00 TL+KDV götürü bedelli olarak, işe başlama tarihinden itibaren 280 gün içerisinde tamamlayarak iş sahibine teslim etme işini üstlenmiştir.
Yine aynı sözleşmenin 8.2-1 maddesine göre Hizmet İşleri Genel Şartnamesi sözleşmenin eki olup, 6100 sayılı HMK’nın 193. maddesine göre delil sözleşmesi niteliğinde olduğundan, mahkemelerce görevi gereği kendiliğinden gözetilmesi gerekmektedir.
Hizmet İşleri Genel Şartnamesi’nin geçici hakedişlerle ilgili 42. Maddesine göre, yüklenicinin geçici hakedişleri, itirazı olduğu takdirde, karşı görüşlerinin neler olduğunu ve dayandığı gerçekleri, idareye vereceği ve bir örneğini de Hakediş Raporuna ekleyeceği dilekçesinde açıklaması ve hakediş raporunun “İdareye verilen ……tarihli dilekçemde yazılı ihtirazı kayıtla” cümlesini yazarak ya da bu anlama gelecek bir itiraz şerhi ile imzalaması gereklidir. Eğer yüklenicinin, hakediş raporunun imzalanmasından sonra tahakkuk işlemi yapılıncaya kadar, yetkililer tarafından hakediş raporunda yapılabilecek düzeltmelere bir itirazı olursa hakedişin kendisine ödendiği tarihten başlamak üzere en çok on gün içinde bu itirazını dilekçe ile idareye bildirmek zorundadır. Yüklenici itirazlarını bu şekilde bildirmediği takdirde hakedişi olduğu gibi kabul etmiş sayılır.
Bu açıklamalar kapsamında somut olay değerlendirildiğinde; dava konusu alacak 21/02/2017 onay tarihli 3 nolu hakedişten yapılan 27.720,00 TL gecikme cezası kesintisine ilişkin olup, dosyada bulunan örneğinden iş bu hakedişin davacı yüklenici tarafından ihtirazi kayıt ileri sürülmeksizin imzalandığı anlaşılmıştır.
Bu durumda, yukarıdaki açıklamalar ve sözleşmenin eki olan Hizmet İşleri Genel Şartnamesi’nin 42.maddesine göre gecikme cezası kesintisi yapılan 3 nolu hakedişe yüklenici tarafından usulüne uygun olarak itiraz edilmediğinden, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının HMK’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/11/2019 tarih ve 2017/736 Esas- 2019/864 Karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Davanın REDDİNE,
4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 31,40 TL ile ıslah ile alınan 140,71 TL olmak üzere toplam 172,11‬ TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 91,41‬ TL’nin talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 62,20 TL tebligat yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesap edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince, taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilk derece mahkemesince ilgili tarafa iadesine,
İstinaf İncelemesi Yönünden:
9-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 157,79 TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
10-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 5,50 TL tebligat gideri ile 51,50 TL dosya posta masrafı olmak üzere toplam 205,6‬0 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince KESİN olarak 09/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip