Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2020/477 E. 2022/265 K. 09.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
…..
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ
…..

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/11/2019
NUMARASI :……
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 09/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 11/03/2022
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasında mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; davalının yapımını üstlendiği “… … … Parkı … Yapım İşi’nin davalı tarafından müvekkiline verildiğini, işin yapılarak teslim edildiğini, bir kısım ödemeler yapılmışsa da kalan bakiye alacağın ödemediğini, alacağın tahsili amacıyla Ankara 25. İcra Müdürlüğü’nün 2018/4778 Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine yapılan icra takibine davalı tarafından haksız olarak itiraz edildiğini belirterek; itirazın iptali ile müvekkili lehine %20 icra inkar tazminatı takdirini talep etmiştir.
Davalı vekili; taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığını, sözlü anlaşmaya göre davacının bu işten 75.000,00 TL kâr elde edileceğini ve kârın yarı yarıya paylaşılacağını taahhüt ettiğini, takibe dayanak 422.019,33 TL bedelli faturanın müvekkilinin rahatsızlığından faydalanılarak muhasebeciye gönderildiğini, muhasebecinin de sormadan bu faturayı kayıtlara geçirdiğini, faturanın içerikten yoksun olduğunu, … … Başkanlığı’ndan alınan ihalenin bedelinin KDV hariç 486.669,00 TL olup, yapılan toplam ödemenin 465.357,00 TL olduğunu, davacının faturasının ise 483.714,00 TL bedelli olup, arada 18.357,00 TL fark olduğunu, bu miktarın ise davacının direkçisinin direkleri geç göndermesi nedeniyle kesilen ceza miktarı olup, bundan da davacının sorumlu olduğunu belirterek davanın reddini savunmuş; 21/05/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile cevap dilekçesini ıslah etmiş; müvekkili ile dava dışı iş sahibi … Belediyesi arasında “… … … … İşi” için sözleşme imzalandığını, bu işin ifası amacıyla davacı ile müvekkili arasında sözlü adi ortaklık kurulduğunu, bu nedenle taraflar arasındaki ilişkinin eser sözleşmesi değil özellikle taraflarca gönderilen mail örnekleri ve diğer delilleri dikkate alındığında adi ortaklık olarak kabul edilerek inceleme yapılması gerektiğini, işin adi ortaklık tarafından tamamlandığını ancak davacının adi ortaklık ilişkisinin amacına ve ruhuna aykırı olarak söz konusu işin maliyetini yükselttiğini, bu iş dışındaki şantiyelerinde kullandığı malzeme ve kişisel harcamalarını da bu işte kullanılmış gibi gösterdiğini, malzeme fiyatlarını değerlerinin üzerinde göstererek haksız kazanç sağladığını, uyuşmazlığın adi ortaklığın tasfiyesi hükümlerine göre çözüme kavuşturulması gerektiğini, öncelikle sözleşmeye konu evrak ve şartnameler nazara alınarak mahallinde keşif yapılmak suretiyle işin gerçek maliyetinin tespiti gerektiğini belirterek; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davanın eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe itiraz üzerine açılan itirazın iptali davası olduğu, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı yanca eser sözleşmesini konu alan faturalardan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe itiraz üzerine iş bu itirazın iptali davasının açıldığı, dosya kapsamında alınan denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporlarında, taraf defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, taraf defter kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davalının davacıya 125.996,67 TL tutarında borcunun bulunduğu hususunun tespit edildiği, davalının fatura bedellerinin ödendiğine dair üzerine düşen ispat yükünü karşılayamadığı, bu minvalde takibe konu fatura bedelinin ödenmediği, davalının takibe itirazının haksız olduğu, her ne kadar davalı vekili, yargılama sırasında, taraflar arasındaki ilişkinin bir adi ortaklık ilişkisi olduğunu uyuşmazlığın adi ortaklığın tasfiyesi hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiğini belirterek ıslahı düzenleyen ilgili usul hükümleri de anılmak suretiyle cevap dilekçelerini ıslah ettiğini bildirip gerekli işlemlerin yapılmasını ve bu doğrultuda yeniden keşif yapılmak suretiyle talimat yoluyla rapor alınmasını talep etmişse de; ıslah dilekçesi içeriğine ve ekli belgelere göre taraflar arasında olduğu iddia edilen adi ortaklığa ilişkin yazılı delillerin olmaması ve bu doğrultuda davalı vekilinin taraflar arasında var olduğunu iddia ettiği adi ortaklık ilişkisini de ispatlayamadığı, ayrıca, İİK 67/2 maddesi uyarınca alacağın likit olduğu anlaşıldığından davacı yanın icra inkar tazminatı talebinin de yerinde olduğu gerekçesiyle taleple de bağlı kalınarak; davanın kabulüne, Ankara 25. İcra Müdürlüğünün 2018/4778 esas sayılı takip dosyasında davalı yanın vaki itirazın iptali ile takibin takip talebindeki koşullarla devamına, İİK 67/2 maddesi uyarınca, hükmolunan alacağın %20si üzerinden hesaplanan 25.016,40 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf başvurusunda; cevap dilekçelerinin ıslahında da belirttikleri gibi taraflar arasındaki hukuksal ilişkinin, davacı tarafın iddia ettiği gibi bir eser sözleşmesi değil, 6098 sayılı borçlar Kanunu’nun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık ilişkisi olduğunu, yargılama sırasında örnek niteliğindeki bazı mail suretlerinin ıslah dilekçesi ekinde dosyaya sunulduğunu, sunulan mail içerikleri, taraflar arasındaki ilişkinin “adi ortaklık” olduğunu açıkça ortaya koymasına rağmen, mahkemenin adi ortaklığa ilişkin yazılı delil olmadığından ispatlanamadığı gerekçesinin, usul ve yasaya aykırı olduğunu, ıslah dilekçesinde e-mailler dışında başka delilleri de bulunduğu belirtilmesine rağmen, mahkemece delil toplanmadığını, yine yargılama sırasında “davacı tarafın işin maliyetini yükselttiği, söz konusu iş dışındaki şantiyesinde kullandığı malzemeleri ve kişisel harcamaları bu işte kullanılmış gibi gösterdiği, malzeme fiyatlarını değerlerinin üzerinde gösterdiği ve bu suretle haksız kazanç elde etmeye çalıştığı” iddialarına yönelik olarak 05/02/2019 tarihli duruşmanın 5 nolu ara kararında da ifade edildiği üzere, mahallinde keşif yapılmak suretiyle “……… … … … İşi ihalesi” evrakları ve şartnameleri de nazara alınarak, ortaklığa konu işin gerçekleşme maliyetinin ne olduğu konusunda rapor alınması talep edilmiş ise de mahkemesince keşif taleplerinin de kabul edilmediğini, yine taraflar arasındaki adi ortaklığın tasfiyesine yönelik olarak yapılacak keşiften sonra mali müşavir bilirkişiden rapor alınması talep edilmişse de bu talepleri ile ilgili olarak da herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmadığını, uyuşmazlığın hukuksal niteliği hatalı değerlendirilerek eksik inceleme ile hüküm tesis edildiğini, kabule göre de; somut olayda; davalı borçlu açısından alacak likit olmadığından ve yargılamayı gerektirdiğinden, icra inkar tazminatı ödenmesine ilişkin koşullar oluşmadığı halde, davacının icra inkar tazminatı talebinin de kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek; mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili için yapılan ilamsız icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,

2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 8.544,35 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 2.137,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.407,35 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 09/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
…….