Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2020/455 E. 2022/229 K. 02.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/09/2019
NUMARASI :……

DAVANIN KONUSU : Alacak ve tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 02/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/03/2022
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak ve tazminat istemine ilişkin davada mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; Davalı şirketin, müvekkili şirketin fabrikasında kullanılmak üzere sanayi tipi 1 adet ..,, … elektrikli süpürge imal ettiğini, elektrikli süpürgenin dava dışı … Ltd. Şti. adlı firma tarafından 02.06.2014 tarihinde sevk irsaliyesi ile müvekkili firmaya gönderildiğini, akabinde davalı şirketin müvekkili şirkete 09.06.2014 tarihli ve 3967 nolu irsaliyeli faturayı düzenlediğini, ancak imal edilen elektrikli süpürgenin üç ay boyunca işlevini yerine getiremediğini, sürekli durarak çalışmadığını, bunun üzerine davalı şirket yetkilisi …’e yazılan 20/08/2014 tarihli elektronik iletiyle makinenin sürekli arıza yaptığının belirtildiğini, bu yazıya karşı davalı yetkilisinin verilen cevabi elektronik yazısında makinenin çalıştığı ortama ait toz numunesinin gönderilmesi gerektiği toz durumuna uygun filtrenin üretileceğini ve bundan sonra makinenin sağlıklı çalışabileceğinin bildirildiğini, müvekkilince ertesi gün 21/08/2014 tarihinde kargoyla toz numunelerinin davalıya gönderildiğini ancak buna rağmen davalı yanca konuyla ilgili herhangi bir işlemin yapılmadığını, 14.11.2014 tarihinde davalı şirketle yapılan görüşme sonucu ayıbın giderilebilmesi için makineyi teslim eden ……Ltd.Şti. ile irtibata geçilmesi gerektiğini ve makinenin bu şirkete gönderilmesinin istenildiğini, bunun üzerine makinenin 17.11.2014 tarihli irsaliye ile … şirketine gönderildiğini, makineyi taşıyan nakliyeci tarafından 17/11/2014 tarihli 236,00TL bedelli faturanın düzenlendiğini ancak makine söz konusu şirkete teslim edildikten sonra makinadaki ayıpla ilgili bilgi verilmediğini ve bir daha da haber alınamadığını, , bunun üzerine müvekkili şirketçe 20.11.2014 tarihinde imal edilen makinenin bedeli olan tutarda 4.248,00 TL bedelli faturayı davalı tarafa gönderildiğini, ancak davalının makinenin A ,,, nolu sevk irsaliyesi ile … firmasına onarım amaçlı gönderildiğini, üretici firmaya yapılan sevkiyat ile ilgili bilgilerinin olmadığını belirterek bu nedenle faturayı kabul etmeyerek iade ettiğini, davalının sanayi tipi elektrik süpürgesinin bedelini tahsil etmesine rağmen ayıptan ari olarak teslim edemediğini, müvekkili şirketin hukuki muhatabının davalı taraf olduğunu ve davalıdan ayıplı eser bedelinin tahsilini temin maksadı ile iş bu davanın açıldığını belirterek fazlaya dair hakları saklı olmak kaydıyla davalı tarafından yapılmış olan ayıplı ifa sonucunda müvekkili şirketin uğradığı 4.584,00TL zararın 09.06.2014 olan sözleşme başından işleyecek ticari reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; Müvekkili şirketin adresinin bulunduğu İzmir Mahkemelerinin yetkili olduğunu, ayıbın varlığını kabul anlamına gelmemek davacıya makinenin teslim tarihi 02.06.2014 tarihi olup bu tarihten itibaren her halükarda 2 yıllık dava zamanaşımı geçtiğinden, açılan iş bu davada öncelikle zamanaşımı def’inde bulunduklarını, müvekkili firmanın imalatçı olmayıp, satıcı firma olduğunu, söz konusu ürünün müşterinin talebi üzerine özel üretim olarak dava dışı … şirketi tarafından üretilmiş olduğunu ve bu ürünün satış, pazarlama aşamalarının müvekkili tarafından gerçekleştirildiğini, müvekkili firmaya ürünün filtresinin kullanım alanındaki tozu almasında sıkıntılar olduğu belirtildiğinden, gönderilen toz numuneleri üzerine, müşterinin talebi doğrultusunda üretilen iş bu makinanın kullanım alanındaki tozun özelliğine uygun bir filtrenin dava dışı … şirketi tarafından üretildiğini, davacı tarafından dava dışı üretici firmaya gönderilen makina üzerinde gerekli iyileştirmelerin yapılarak, ürünün hazır olduğu telefon ile davacı firmaya bildirilmiş olmasına rağmen davacının ürünü teslim almadığı gibi, bu güne kadar da teslim almaktan imtina ettiğinden ürünün gönderilemediğini, söz konusu olayda müvekkili firmanın bir kusuru olmadığını, ayıp ihbarının da süresinde yapılmadığını, yine talep edilen faiz ve faizin başlangıç tarihi ile ilgili davacı taleplerinin de hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkilinin bu konuda temerrüde düşürülmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; Davanın eser sözleşmesi uyarınca ayıplı ifa nedeniyle doğan alacağın tahsili istemine ilişkin olduğu, davacının, siparişleri üzerine kendilerine teslim edilen süpürgenin çalışmadığı, bu durumun davalıya bildirilmiş olduğu, tamir için alınan süpürgenin halen dava dışı üretici firmada bulunduğunu ileri sürdüğü, davalının ise, zamanaşımı definde bulunarak, üretici firmanın kendileri olmadığını, özel üretim olarak dava dışı firmadan temin edilen süpürgenin davacıya teslim edildiğini, ihbarın süresinde olmadığını, gerekli bakımlar yapıldığı halde ürünün davacı tarafından teslim alınmadığını savunduğu, dava dışı … firmasında bulunduğu beyan edilen süpürge üzerinde talimat yoluyla bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, 21/01/2019 tarihli bilirkişi raporunda, süpürgenin ambalajlı şekilde bekletildiği, makinenin açılması ile çalıştırıldığı ve halihazırda bir sorun bulunmadığının tespit edildiği, parça değişimi ile imalattan kaynaklı sorunların giderildiği belirtildiği, itirazların giderilmesi ve mahkemece istenen hususların açıklanması için alınan 14/06/2019 tarihli ek raporda ise, makinedeki ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu, teslime hazır tutulduğu, ayıpla ilgili davalının kusurunun bulunmadığının belirtildiği, davacının talebi üzerine, davalı tarafça özel üretim elektrikli süpürgenin dava dışı … firmasından temin edilerek davacıya teslim edildiği, teslimin 02/06/2014 yılında yapıldığı, makinenin sağlıklı çalışmaması nedeniyle davalıya elektronik posta yoluyla 20/08/2014 tarihinde bildirim yapıldığı ve ertesi gün süpürgenin kargo yoluyla iade edildiği, sonrasında 17/11/2014 tarihinde davalının yönlendirmesi ile dava dışı üretici firmaya gönderildiğinin sabit olduğu, her ne kadar davalı tarafından ihbarın süresinde yapılmadığı savunulmuşsa da iade edilen süpürgenin ayıp ihbarı kabul edilerek davalı tarafından üretici firmaya gönderilmesi nedeniyle gizli ayıplar yönünden ihbarın süresinde olduğunun kabul edilmesi gerektiği, ayrıca davalı tarafından zamanaşımı definde bulunulmuşsa da dava konusu süpürge tamir için gönderilen üretici firmada bulunduğundan ve teslim alınması konusunda davacıya bir bildirimde bulunulmadığından ve tevdi mahalli talep edilmediğinden davacının taleplerinin zamanaşımı süresi içinde olduğunun kabul edildiği, yine davalı, üretici firma olmadığını savunarak taleplerin reddini istemiş ise de, özel üretim makinenin teslimi konusundaki sözleşmenin bizzat tarafı olarak makinenin çalışır durumda teslimini davacıya taahhüt ettiğinden davacının taleplerinin davalıya yöneltmesinde bir hukuka aykırılık bulunmadığı, buna göre taraflar arasındaki eser sözleşmesi gereği davacıya teslim edilen süpürgenin ayıplı olduğu ve usulüne uygun şekilde ayıbın giderilmesi ile davacıya teslim edilmediğinden, davacının sözleşmeden dönerek bedel iadesi talebinin yerinde olduğu anlaşılmakla davanın kabulü ile, 4.584,00 TL satış bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, dava konusu edilen makine davacı nezdinde bulunmadığından iadesi hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkeme gerekçesi dosya kapsamıyla uygun olmadığı gibi tespitlerin de hatalı olduğunu, ürün 02.06.2014 tarihinde teslim edildiğine göre ve tesliminden hemen sonra üründe bir arıza olduğuna dair yapılmış bir ihtar veya ihbar bulunmadığını, sadece ürünün tesliminden yaklaşık 2 ay 18 gün sonra müvekkiline elektronik ileti gönderildiği ve makinenin çalıştırılamadığı ve sürekli arıza yaptığının beyan edildiğini dolayısıyla mahkemenin gerçekesine bakıldığında makinanın ayıplı olduğunu asla kabul etmemek üzere sanki tesliminden itibaren makinede bir sorun varmış gibi bir izlenim yaratılmakta olduğunu, oysa ki davacının iddialarını kabul etmemek üzere 02.06.2014 tarihi ile 20.08.2014 tarihleri arasında ürünün çalıştığı herhangi bir sorunun olmadığının açık olduğunu, eğer üründe tesliminden itibaren bir sorun olsaydı basiretli bir tacir olan davacının işinde kullandığı bu aracın çalıştırılamamasından kaynaklı sorunu 2 ay 18 gün sonra bildirilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, dinlenen davacı tanıklarının da bu konudaki beyanları çelişkili ve tutarsız olduğundan beyanlarına da itibar edilemeyeceğini, kaldı ki tanıklar tanıklıklarına başvurulduğu tarihte davacının çalışanları olup tarafsız olmadıkları gibi, tanık anlatımlarının çelişkili olması nedeni ile bu anlatımlara da itibar edilemeyeceğini, dolayısıyla makinenin çalışır vaziyette kurulumu yapılarak davacı yana teslim edildiğini kurulum sırasında veya hemen sonra herhangi bir arıza olmadığını, iddia olunan mail tarihi olan 20.08.2014 tarihinden önce müvekkili firmaya arıza bildirimine yönelik herhangi bir bildirim yapılmadığı gibi makinenin de tamir amacıyla müvekkili firmaya hiçbir şekilde gelmediğini, mahkemenin ”ertesi gün süpürgenin iade edildiği” şeklindeki tespitinin de hatalı olduğunu, oysaki müvekkiline iade edilen bir ürün olmadığını kargo yoluyla müvekkiline gönderilen davacının dava dilekçesinde de bahse konu ettiği toz numuneneleri olup dolayısıyla bu değerlendirmenin de hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, ürünün teslim tarihi olan 02.06.2014 tarihinden itibaren yaklaşık 5 ay 15 gün sonra dava dışı firmaya bizzat davacı tarafından tutulan kargo ile götürülüp teslim edildiğini, mahkemenin ayıp ihbarının süresinde yapıldığına yönelik değerlendirmesinin hatalı olduğunu, ürünün ayıplı olduğunu asla kabul anlamına gelmemek üzere davacının seçim hakkını ürünün onarımından yana kullandığını ve kendi tuttuğu aracıyla ve onarım amacıyla ürünü üretici firmaya gönderdiğini, ürünün gönderildiği 17.11.2014 tarihinden henüz 3 gün geçmişken davacının bu sefer tamamen kötü niyetli olarak ürünün onarımı yönündeki iradesini değiştirip iade faturası keserek ürün bedelini talep etmesinin hukuka aykırı olduğunu, kaldı ki bu 3 günlük sürenin üretici firmaya gönderilen ürünün gerekli onarımlarının yapılması için gereken makul bir süre de olmadığını, davacının ürünün halen üretici firmada olduğunun bilebilecek durumda olduğunu, müvekkilinin bu durumda ürünün davacıya teslim edilip edilmediğini takiple yükümlü olmadığını, davacının basiretli bir tacir gibi davranmadığını, ürün 17.11.2014 tarihinden davacı tarafından dava dışı üretici firmaya teslim edilmesinden sonra davanın 04.01.2018 tarihinde açıldığını, yani ürünün onarımı yönündeki davacı iradesi ile ürünün dava dışı imalatçı firmaya onarım amacıyla tesliminden yaklaşık 3 yıl 2 aylık bir zaman geçtikten sonra davanın açıldığını, müvekkilinin bu ürünün teslim alınması konusunda davacıya bildirimde bulunmak ya da tevdi mahali tayin etmek gibi bir zorunluğunun bulunmadığını, dava açmak için öngörülen 2 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini, buna yönelik defilerinin, dosya kapsamıyla uyuşmayan ve ayrıca yasaya ve usule açıkça aykırı gerekçelerle reddedilmesinin hatalı olduğunu, yine mahkemenin 4.584,00 TL satış bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiliyle birlikte davacıya veeilmesine şeklinde kurulan hükümün de hukuka aykırı olduğunu, çünkü dava konusu makinenin dosyada mübrez 09.06.2014 tarih ve 3967 nolu faturaya göre KDV dahil fiyatının 4.248,00 lira olduğunu, davacının talep ettiği 4.584,00 TL tutar içerisinde 236,00 TL lık nakliye faturasının da bu şekliyle müvekkiline yükletilmiş olup davanın kabulü anlamına gelmemek üzere nakliye bedelinden de müvekkilinin sorumlu tutulmaması gerektiğini, ürünün müvekkiline teslim edilmediğini, birlikte ifa kuralı gereğince davacının kendi insiyatifi ile ve tutmuş olduğu nakliye ile ürünü onarım amacıyla üretici firmaya gönderdiğinden ve henüz müvekkiline teslim edilmeyen bu ürün nedeniyle hükmedilen tutara dava tarihinden itibaren faiz uygulanması yönünde karar verilmiş olmasının da hukuka aykırı olduğunu, davacının kendi rızası ve muvafakati ile gerekli iyileştirmelerin yapılması amacıyla ve kendi tuttuğu aracıyla üreticiye 18.11.2014 tarihinde ürünü teslim ettikten sadece 2 gün sonra 20.11.2014 tarihinde imal edilen makinenin bedeli olan 4.248,00 TL’nın iadesi ile ilgili olarak iade faturası düzenleyip müvekkiline gönderdiğini, üründe gerekli iyileştirmelerin yapılması için ürünün imalatçı firmaya gönderildiği tarihten itibaren henüz makul olmayan bir süre olan 2 gün geçmeden müvekkili firmaya iade faturası kesilmesinin kötü niyetli bir yaklaşım olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak ve tazminat istemine ilişkin olup mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasında sanayi tipi elektrikli süpürge imali konusunda eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğu, davacının iş sahibi, davalının yüklenici olduğu, imal edilen elektrikli süpürgenin dava dışı … Ltd. Şti. adlı firma tarafından 02.06.2014 tarihinde sevk irsaliyesi ile davacıya gönderildiği ve süpürgeye ilişkin davalı yüklenicinin davacı adına 09.06.2014 tarihli KDV dahil 4.248,00 TL bedelli faturayı düzenlediği, imal edilen elektrikli süpürgenin işlevini yerine getirebilecek şekilde çalışmadığının 20/08/2014 tarihli elektronik iletiyle davalıya iletildiği, süpürgedeki sorunların giderilmesi için davacı tarafça dava dışı … şirketine gönderildiği ve taşıyan nakliyeci tarafından 17/11/2014 tarihli 236,00TL bedelli nakliye faturasının davacı adına düzenlendiği hususları belirlidir.
Davacı iş sahibi ile davalı yüklenici arasındaki uyuşmazlık sanayi tipi süpürge imalatını konu alan eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve özellikle taraflar arasındaki sözleşme kapsamındaki edimin ifasının davalı tarafından yüklenilmiş bulunulmasına, garanti süresi içinde çıktığı anlaşılan ayıba ilişkin giderim yükümlülüğünün kabul edilmiş olmasına, sözleşme kapsamında sözleşmeye konu süpürgenin davacı iş sahibinin adresinde teslimi gerekmesine, süpürgenin tamir için bırakıldığı tarihle dava tarihi arasında davalı tarafça edim yükümlülüğünün yerine getirildiği, teslime hazır olunduğuna dair davacının temerrüde düşürüldüğünün ispatlanamamış olmasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 313,13 TL istinaf karar harcından peşin alınan 78,28 TL harcın mahsubu ile bakiye 234,85‬ TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve ödediği başvuru harcının kendisi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 02/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır