Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2020/416 E. 2022/289 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/11/2019
NUMARASI …..
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 16/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/03/2022
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin davada mahkemece verilen kısmen kabul kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; Müvekkili ile davalı şirket arasında….. kurulması, 5 kavşakta Adaptif Trafik Yönetim Sistemi kurulması, 5 kavşakta mevcut KGYS Sistemine malzeme alım listesinde belirtilen kameraların ilave edilmesi, 5 kavşakta … … … Ağının kurulması, mevcut KGYS’nin … … … dahil edilmesi ve ayrıca sözleşmede teknik ve idari şartları belirtilen diğer işleri gerçekleştirmek üzere 20.08.2015 tarihli sözleşmenin imzalandığını, söz konusu sözleşme kapsamında işin bitim tarihinin 30.09.2015, sözleşme bedelinin ise 247.900,00 TL olduğunu, yine sözleşme gereğince müvekkili tarafından taahhüt edilen işlerin 30.09.2015 tarihinden bir iki gün öncesinde tamamlanarak 22.08.2015 tarihinde davalıya teslim edildiğini, ancak davalı tarafından bugüne kadar sözleşme bedeli olarak 170.000,00 TL. + KDV ödenmesine rağmen, icra takibine konu edilen 77.900,00 TL. asıl alacak + 13.860,00 TL. KDV ve 11.421,86 TL. faizin ödenmediğini, bu nedenle davalı aleyhine Ankara 28.İcra Müdürlüğü’nün 2016/23471 sayılı takip dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı sonucu takibin durdurulduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı davaya cevap vermemiş, davalı vekili yargılama aşamasında müvekkilinin davacıya borcunun bulunmadığı belirterek davanın reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince; Taraflar arasındaki uyuşmazlığın taraflar arasında kurulan eser sözleşmesi kapsamında tarafların edimlerini süresinde ve sözleşme koşullarına uygun olarak ifa edip etmediği, davacı tarafından düzenlenen hak ediş faturasına karşı davalı tarafın bu fatura bedelini ödememe gerekçelerinin tartışılması, alacağın likit olup olmadığı noktasında olduğu, toplanan deliller, icra dosyası, ticari defter kayıtları, bilirkişi raporları ve tüm dosya içeriğine göre, davacı tarafın, faturadan kaynaklanan ve bilirkişi raporları ile hesaplanan alacaklar için icra takibi yapmakta haklı olduğu, davalı defter kayıtları ve icra dosyasında yapılan incelemede 102.281,86TL üzerinden takip başlatıldığı, takibin dayanağının 20/08/2015 tarihli sözleşme kapsamında Çorum ili …… Trafik Elektronik Denetleme Sistemleri kurulması çalışmasından kaynaklanan bakiye alacak olduğu, davacının takibinde kısmen haklı olduğu, ancak icra dosyasında borcun tamamına itiraz edildiği, borcun davalı taraf temerrüde düşürülmediğinden icra takibinde faizi istenemeyeceği anlaşıldığından taleple bağlılık ilkesi ile davanın dava dilekçesinde belirtilen ve talep konusu edilen miktar dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne, bilirkişi raporunda hesaplanan alacak miktarı üzerinden itirazın iptaline icra takibinin devamına, dava eser sözleşmesinden kaynaklandığından ve alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine, vekalet ücreti bakımından karar tarihinde geçerli olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde yer alan miktar ve oranlar, yargı harçları bakımından 492 sayılı Harçlar Kanunun 21. maddesi gereği ilgili tarife hükümleri, yargılama giderleri bakımından HMK’nın 326. maddesi esas alındığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, Ankara 28. İcra Müdürlüğünün 2016/23471 sayılı dosyasında davalının yaptığı itirazın 77.000,00 TL asıl alacak ve 13.860,00 TL KDV olmak üzere toplam 90.860,00 TL yönünden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, işlemiş faiz ve icra inkar talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Faiz taleplerinin reddedilmesinin sözleşme ve yasaya aykırı olduğunu, taraflar arasında imzalanan sözleşme içeriğinde “Ödeme Şartları” başlığı altında “Her ay sonunda birim fiyatlar üzerinden yapılacak hakediş tutarı takip eden 15 gün içinde yüklenici firmaya yapılacaktır” hükmü doğrultusunda müvekkilinin işi teslim tarihi olarak belirlendiği 30.09.2015 tarihinde müvekkilinin işi teslim ettiği ve bedelin tamamına hak kazanmış olduğunu, ayrıca sözleşme şartları doğrultusunda ödemenin vadesinin çoktan geçtiğini, davaya konu icra takibinde talep edilen faiz başlangıç tarihinin 15.10.2015 olduğunu, sözleşmede belirtilen iş teslim tarihinden sonra sözleşme şartlarına uygun olarak 15 günlük vade süresi eklenmek sureti ile belirlendiğini, mahkemece işlemiş faiz talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine dair kararının sözleşme ve hakkaniyete aykırı olduğunu, ayrıca mahkemenin icra inkar taleplerini alacağın likit olmadığı gerekçesi ile reddettiğini, oysa davanın itirazın iptali davası olduğunu ve icra takip dosyasında takip talebi ile ödeme emrinde alacak kalemlerinin herhangi bir tereddüte yer verilmeyecek şekilde açık ve net bir şekilde yazıldığını ve davalı borçluya tebliğ edildiğini, yargılama neticesinde takibe konu ettikleri asıl alacak olan 77.000,00 TL ve 13.860,00 TL KDV tutarının da birebir hesaplandığını ve bu haliyle de hüküm kurulduğunu bu nedenle icra inkar tazminatı talebinin kabulü gerektiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Kararın müvekkili aleyhine olan kısımlarını kabul etmedikleri, 29.01.2019 tarihli bilirkişi raporunda bilirkişi heyetinin kesin hakediş belgelerinin dosyada olmaması nedeni ile hesaplama yapamadıklarını bildirdikleri, sözleşme bedelinin belirli olmadığını, davacı tarafın müvekkili şirketin kendilerine 200.600,00 TL ödediğini kabul ve ikrar ettiğini, zaten birim fiyatla yapılan işin tutarının KDV dahil bu kadar olduğunu, davacı tarafın birim fiyatlara göre bu rakamlar üstünde imalat yaptıysa bunu ispatla mükellef olduğunu, davacının bu hususu taraflar arasında düzenlenmiş geçici-kesin kabul hakediş tutanağı vb. delille ispatlayabileceğini, müvekkilinin bu konudaki net beyanının yapılan iş kadar, birim fiyat üzerinden hesaplanan ödemenin tam ve eksiksiz yapıldığı yönünde olduğunu, kaldı ki davacının SGK çıkışlarını da son fatura ödeme tarihinden önce gerçekleştirdiğini ve davacının alacağının kalmadığını, ancak dosya kapsamında talep edilen alacağa dair yapılan işin tespit edilmesi, yerinde inceleme yapılması ve buna göre bir rapor tanzim edilmesi gerektiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin olup mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasında 20.08.2015 tarihli eser sözleşmesinin bulunduğu ihtilafsız olup davacı taşeron, davalı ise yüklenicidir.
Davacı tarafından davalı aleyhine Ankara 28. İcra Müdürlüğünün 2016/23471 sayılı icra dosyasında 77.000,00TL asıl alacak, 13.860,00TL KDV, 11.421,86TL işlenmiş faiz olmak üzere toplam 102.281,86TL üzerinden takip başlatıldığı, takibin dayanağının 20/08/2015 tarihli sözleşme kapsamında bakiye alacak olarak gösterildiği, ödeme emrinin davalıya tebliği üzerine davalının süresinde takibe itirazıyla icra takibinin durması üzerine davanın İcra İflas Kanunu’nun 67.maddesi gereğince bir yıllık yasal hak düşürücü süre içersinde açıldığı, hükme esas alınan 29/01/2019 tarihli bilirkişi raporu ile eki rapordan sözleşme konusu işin davacı tarafından ifa edildiği, bu hususun idarenin 14/01/2016 tarihli geçici kabul tutanağına göre sabit olduğu, davacının, sözleşme kapsamındaki edimini tam olarak yerine getirdiği, davalı tarafından davacının yapmış olduğu işle ilgili eksik ya da fazla yapılan iş ve işlerle ilgili herhangi bir bilgi yada belgenin dosyaya sunulmadığı, sözleşmenin tam olarak bedelinin belirtilmediği, ancak sözleşme ekinde yer alan birim fiyat tablosunda tahmini olarak işin 247.900,00TL olduğu, sözleşmedeki KDV dahil 292.522,00 TL bedelden davacının kabulünde olan KDV dahil 200.600,00 TL ödemenin mahsubu ile davacının söz konusu işle ilgili olarak 91.922,00 TL bakiye alacağının bulunduğu, icra takibinde davacı talebinin asıl alacak ve KDV ile birlikte toplam 90.860,00 TL olduğu, alacağın likit olmayıp yapılan yargılama ile belirlendiğinden icra inkar tazminatı talebinin yerinde olmadığı ve taraflar arasındaki sözleşmenin 2.1 maddesindeki “Her ay sonunda birim fiyatlar üzerinden yapılacak hakediş tutarı takip eden 15 gün içinde yüklenici firmaya yapılacaktır” şeklindeki düzenlemede ödeme zamanı kesin olarak belirtilmediğinden kesin bir vade içermediğinden temerrüde esas alınmayacağı ve takipten önce davalının usulüne uygun temerrüde düşürüldüğü de iddia ve ispat olunmadığından işlemiş faize ilişkin istemin yerinde olmadığı ve davacı tarafın talebiyle bağlı kalınarak mahkemece hüküm kurulduğu hususları belirlidir.
Davacı ile davalı arasındaki uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının 6100 Sayılı HMK.’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınması gereken 6.986,87 TL istinaf karar harcından peşin alınan 1.747,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.239,87 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
4-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderleri ile ödenen başvurma harçlarının kendileri üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 16.03.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

…..