Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2020/406 E. 2022/295 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
…. T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/11/2019
NUMARASI ….
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 16/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/03/2022
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davada mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; Davalının … ile Derslikler ve … Binaları yapımı işinin yüklenicisi olduğunu, taraflar arasında, bahse konu iş kapsamındaki mekanik tesisat ve … sistemi projesinin anahtar teslimi yapımına ilişkin olarak 01.05.2014 tarihinde taşeronluk sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin sözleşme kapsamındaki işleri ve idare tarafından talep edilen ilave işleri tamamladığını, müvekkilinden kaynaklanmayan sebeplerle işin uzamış olmasına rağmen işin bitirilip teslim edildiğini, ancak müvekkilinin sözleşme dışı yaptığı … ve klima sistemleri güç arttırımı işinin bedeli karşılığının ödenmediğini, dava dışı idarece söz konusu ilave işlerin bedelini davalıya ödediğini, ancak davalının müvekkiline ödeme yapmadığını, taraflar arasında ilave işlerle ilgili mutabakat sağlanamadığından müvekkilinin fatura kesemediğini, iş teslim edilmesine rağmen hakedişlerden kesilen %3 nakit teminat kesintilerinin müvekkiline iade edilmediğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak sözleşme dışı işler bedeli ile teminat kesintileri nedeniyle şimdilik 10.000,00TL’nın temerrüt tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili : Davacının, müvekkili şirket ile akdetmiş olduğu sözleşmeye göre işi süresinde teslim etmediğini, işin teslim tarihinin 12/03/2015 olduğunu, işin geç teslimi dahi nazara alındığında davanın süresi içerisinde açılmadığını, bu sebeple davanın zamanaşımı hükümleri nazara alınarak reddedilmesi gerektiğini, taraf teşkili konusunda hataya düşüldüğünü, davacı tarafın dilekçesinde davaya konu fazla işi dava dışı kurumun talebi doğrultusunda yaptığını ikrar ettiğini, bu nedenle dava dışı Gazi Üniversitesi Rektörlüğü’ne husumetin yöneltilmesi gerektiğini, husumet yönünden davanın reddi gerektiğini, davacı tarafın dava dilekçesinde belirttiği ve aynı zamanda ikrar ettiği üzere davacı tarafından sözleşme dışı yapılan işlerin olduğunun belirtildiği, davacı taraf ile müvekkili şirket arasında akdedilen sözleşme ilgili binaların mekanik tesisat ve … Sistemi projesinin anahtar teslimi olduğunu, taraflar arasında akdedilen sözleşmede belirtilen hususların kısmi olarak tamamlandığını ve teslim edildiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte yapım işinin sürdüğü esnada davacı tarafın davaya konu işi yapmış olması ve işin geçici kabulü yapıldıktan sonra böyle bir talepte bulunmasının iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, yine davacının dava dilekçesinde belirttiği %3 lük kesintinin davacı yanın işi süresi içerisinde teslim etmemesinden kaynaklanan ve sözleşme gereği yapılan kesinti olduğunu, işin süre uzatımı dahil bitim süresinin 19/12/2014 tarihi olup davacının işi 12/03/2015 tarihinde teslim ettiğini, 83 günlük gecikmeden ötürü müvekkilinin geçici kabulü gerçekleştiremediğini ve zarara uğradığını, gecikmelere dair hem davacı yanın imzalı beyanı ve aynı zamanda müvekkili şirket tarafından gönderilen maillerin dilekçe ekinde mevcut olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; Taraflar arasında bila tarih imzalanan taşeronluk sözleşmesi ile Gazi Üniversitesi “Dekanlık ve Öğretim Elemanları” ile “Derslikler ve … Binaları” işine ait sözleşme, proje ve şartnamelerde belirtilen mekanik tesisat ve … sistemi projesinin anahtar teslimi olarak yapılması hususunda anlaşıldığı, alınan bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere davalının yükleniminde olan tüm işin 09.02.2015 tarihinde tamamlandığı, geçici kabul incelemesinin 01.06.2015-10.07.2015 tarihleri arasında yapıldığı, tespit edilen eksiklikler için 30 takvim günü süre verildiği, kabul tutanağının 18.09.2015 tarihinde onaylandığı, tutanak eki eksiklik ve nefaset kesintisi listelerinde, mekanik tesisat işlerine ilişkin olarak 16 kalem eksiklik bulunduğu, ayrıca kabul edilebilir ayıplar için de 6.167,91 TL nefaset kesilmesine karar verildiği, tutanağın onaylandığı dikkate alındığında davacının sözleşme ile üstlendiği edimini yerine getirdiği, tüm işin kesin kabulünün yapıldığına ilişkin belgenin bulunmadığı, ancak sözleşmenin 16. maddesi uyarınca, davacı taşeronun yaptığı işlerin geçici kabulünün, geçici kabul tutanağının onay tarihi olan 18.09.2015 tarihi itibariyle yapıldığı, bir yıllık garanti süresinin 18.09.2016 tarihinde dolduğu bahse konu imalatlara ilişkin olarak bu süreç içerisinde ayıp ihbarında bulunulmadığı, buna göre davalı tarafından kesin kabulün yapılabileceği ve hakedişlerden kesilen %3 teminatın yarısının, işveren tarafından işin geçici kabulünün yapıldığı gerekçesiyle iadesi gerekeceği, kalan yarısının da garanti süresi dolduğu dikkate alınarak iadesinin istenilebileceği kanaatine varıldığı ve davacının ara hakedişlerinden kesilen %3 teminat tutarı 62.033,57 TL’nın iadesi şartlarının oluştuğu buna göre davacının mukayeseli keşfin konusu olan 152.064,49 TL + KDV tutarında ilave imalat bedeli ile gerek ara hakedişlerden bakiye alacağı, gerek kesin hakediş alacağı ve gerekse %3 teminatın toplam tutarı 245.553,31 TL alacağını davalıdan isteyebileceği kanaatine varıldığı, davacı vekiline 14.05.2019 tarihli duruşmada ıslah dilekçesini vermek üzere bir haftalık süre verildiği, davacı vekili tarafından söz konusu süre içerisinde ıslah dilekçesi verilmeyerek 22.10.2019 tarihli duruşmada ıslah için yeniden süre talep edildiği, HMK 181. maddesinde “kısmen ıslaha başvuran tarafa ıslah ettiği usul işlemini yapması için bir haftalık süre verilir. Bu süre içerisinde ıslah edilen işlem yapılmazsa ıslah hiç yapılmamış gibi davaya devam edilir.” hükümlerine yer verildiği, yasadan kaynaklı bir haftalık süre kesin süre olduğundan davacı vekilinin ikinci kez ıslah dilekçesi sunmak üzere süre talebinde bulunmasının yerinde görülmediği ve dava dilekçesindeki taleple bağlı kalınarak 10.000,00TL’na ve davalı temerrüde düşürülmediğinden dava tarihinden itibaren faize hükmedildiği gerekçesiyle davanın kabulüne 10.000,00TL’nın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacının davasının süresinde olmadığını, davacının işi sözleşmeye aykırı bir şekilde imal ettiğini, işin müvekkiline 12/03/2015 tarihinde teslim edildiğini, davanın açıldığı tarih itibariyle 2 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğunu, buna ilişkin itirazlarının mahkemece nazara alınmadığını, asıl işveren olan idareden davacının üstlendiği iş açısından müvekkiline ne kadar ve hangi kalemler için ödeme yapıldığının sorulmadan sadece davacının iddiasının nazara alınarak hüküm kurulduğunu, bilirkişi raporlarının yanlı tanzim edildiğini, raporlara itirazlarının mahkemece nazara alınmadığını, bilirkişi raporunda işin tesliminde herhangi bir gecikme olmadığı iddia edilse de bu durumun gerçeği yansıtmadığını, davacının işin teslim süresinin idarenin verdiği tarih olmadığını, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca hesaplanması gerektiğini, her ne kadar idarece müvekkiline ek süre verilmiş ise de, bu sürelerin hangi imalatlar için verildiğinin delillerinden anlaşıldığını, taraflar arasındaki sözleşmeye göre işin teslim tarihinin 14/09/2014 olarak belirlendiğini, süre uzatımı nazara alındığında 19/12/2014 tarihinde işin teslimi gerektiğini ancak davacı tarafından 83 günlük gecikmeyle 12/03/2015 tarihinde teslim edildiğini, bu durumda bilirkişinin işin gecikmediği yönündeki tespitinin dayanaktan yoksun olduğunu, yine bilirkişi raporunda birim fiyat cetvelini başka dosyadan alarak bu dosyaya dayanak yaptığını, ek raporda sözleşmenin 5. maddesi uyarınca sözleşmenin ekli birim fiyat cetvelinden bahsettiğini, davacı ile yapılan sözleşmenin ekinde böyle bir birim fiyat cetveli olmamakla birlikte bu tip anahtar götürü işlerde işveren tarafından verilen birim fiyat cetvelinin nazara alınmakta olduğunu, ihale şartnamesinde tüm birim fiyatların belirlendiğini, bu belirleme dışına çıkılamayacağını, bilirkişi heyetinin delil listesinde hangi işler için ne kadar mukayese yapıldığını göz ardı ettiğini, her ne kadar müvekkili ile idare arasında mukayeseli keşif artışı yapılmış ise de bu artışların tamamının davacı yana sözleşme gereğince ödendiğini, bilirkişi raporunun aksine hiç bir dilekçelerinde mukayeseli artış yapılmadığından bahsetmediklerini, tüm beyanlarında davacının ek imalatının olmadığını, ek imalat olmuş ise (mukayeseli artış) bu tutarların hepsinin davacıya ödendiği yönünde olduğunu, idare tarafından müvekkiline ödenen tüm bedellerin davacı hesabına aktarıldığını, sözleşme gereği %23.324 tenzilat uygulandığını, müvekkilin üstlenici olduğu işte davalı idare tarafından iş artışı yapıldığı iddiasının doğru ve belgelerle sabit olduğunu, fakat söz konusu iş artışının hangi işlerden kaynaklı yapıldığının dava dışı ihale makamı idareye sorulması gerektiğini, buna ilişkin taleplerinin mahkemece nazara alınmadığını, mukayeseli işlerle ilgili olarak dava dışı ihale makamının yapılan artışları salt davacının yaptığı işlerden kaynaklanmadığını ispatladıklarını, cevap dilekçesi ekinde yer alan delil dilekçesinde bulunan ekli artış ve yapılan işleri gösterir tabloların mevcut olduğunu, ilgili tabloda kırmızı ile belirtilmiş işler ve bu işlere ilişkin artış bedellerinin müvekkili şirket tarafından başka firmalara yaptırıldığını, bu işlerin başka firmalara yaptırıldığına dair tüm faturaların mevcut olduğunu taraflar arasında akdedilen sözleşmede soğutma sisteminin belli bir kapasitede yani dava dışı idarenin şartnamesinde belirtilen oranda olmasının istenildiğini, davacının bu kapasiteyi sağlamak için tüm imalatları yapmakla yükümlü olduğunu, müvekkili şirkete bu yönde teklif verdiğini ve sözleşme akdedildiğini, dolayısıyla ilgili imalatların davacıya ne kadara mal olduğunun, ilgili kapasiteye ulaşmak için ne kadar malzeme kullandığının müvekkili şirketin takdirinde olmadığını, taraflar arasında bağıtlanan sözleşmenin her iki yan için de bağlayıcı olduğunu ve bu sözleşme ile idare tarafından müvekkili şirkete ihale edilen iş için oluşturulan projede … sisteminin hangi güç kapasitesiyle yapılması gerektiğinin açık bir şekilde belirtildiğini, yargılama safhasında sundukları tüm dilekçeler ekinde projede gösterilen toplam güç ile davacı tarafından imal edilen … lerin toplam gücünü gösteren belgelerin yer aldığını, davacının fazla yaptığını iddia ettiği tüm hususların dayanaktan yoksun olup, gerçeği yansıtmadığını, davacının imal ettiği … cihazlarının kapasite gücü ile projede istenilen kapasite gücü gerekli görülürse dava dışı idarenin ilgili biriminden de sorulabileceğini, … sistemi için projede belirtilen ve istenen toplam güç kadar gücün daha sonra müvekkili şirket tarafından kurulduğunu, idareyle yapılan sözleşmenin ayrılmaz bir parçası olan şartname ve proje, davacı ile yapılan sözleşmenin de ayrılmaz bir parçası olduğunu, … için dava dışı idarenin proje harici bir imalatı müvekkili şirkete yaptırmadığını ve bir ödeme de yapmadığını, mukayeseli keşifte bu hususların hepsinin çok net görüldüğünü, hakedişlerin ve mukayese belgelerin davacı tarafından itirazsız imzalandığını belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nın 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasında, … ile Derslikler ve … Binaları işine ait sözleşme, proje ve şartnamesinde belirtilen mekanik tesisat ve … sistemi projesinin anahtar teslimi olarak yapılması hususunda sözleşme akdedilmiş olup sözleşmenin 5. maddesinde işin anahtar teslimi KDV hariç 2.080.000,00TL götürü bedelli olduğu, taşeronun sözleşme bedelinin artırılmasını isteyemeyeceği, ancak işveren veya yüklenici tarafından mukavelede ve projede yapılan/ yapılacak/ yapılması istenilen değişikliklerin veya sözleşmenin 6d maddesinde belirtilen ek işlerin bedelinin ekli birim fiyat teklif cetveline göre ayrıca belirleneceği ve sözleşme bedeline ekleneceği, 7.maddeye göre işin süresinin yer teslimi tarihinden itibaren 135 gün olduğu, iş miktarında artma ve eksiltmeler, ilave işler başlıklı 9. maddede, ekli birim fiyat teklif cetvelinde bulunan birim fiyatlar, iş artışı ve eksiliş kalemlerinin belirleyicisi olup ilave imalatlar ve yapılmayan imalatların bu birim fiyatlar üzerinden ödeneceği veya kesinti yapılacağı, 11. maddede hakedişler ve teminat kesintisi hususlarının düzenlendiği, 12.maddede her hakedişten %3 oranında yapılan kesinti olarak alınan teminatın yarısının varsa geçici kabul eksiklerinin tamamlanmasından sonra, kalan yarısının ise kesin kabulden sonra taşerona ödeneceği hükümlerine yer verildiği, dava dışı iş sahibi üniversite tarafından işin geçici kabulünün 09/02/2015 tarihine itibar edilerek yapıldığı ve geciçi kabul tutanağının 18/09/2015 tarihinde onaylandığı hususları belirlidir.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve özellikle sözleşmeye konu işin dava dışı idarece geçici kabulünün 18/09/2015 tarihinde onaylandığı ve davanın 11/04/2017 tarihinde açıldığı, bu nedenle dava tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolmadığının anlaşılmasına, davada talep edilen ve hüküm altına alınan miktara göre davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,
2-) Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 683,10 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL ve 116,50 TL olmak üzere toplam 170,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 512,20 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-) İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve ödediği başvuru harcının kendisi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 16/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
……