Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2020/367 E. 2022/108 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
….

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/12/2019
NUMARASI …

DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 03.02.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 03.02.2022

Eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davada mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; müvekkili ile dava dışı iş ortaklığı arasında hizmet binası inşaatına ilişkin sözleşme yapıldığını, müvekkilinin bu sözleşme kapsamındaki alüminyum cephe kaplama vs. işleri yaptıkları sözleşme ile davalıya taşere ettiğini ve dilekçesinde tarih, numara ve bedelleri yazılı toplam tutarı 237.000 TL olan 6 adet çeki iş avansı olarak davalıya verdiğini, davalının edimini ifa etmediğini, çekleri de iade etmediğini öne sürerek şimdilik 237.000 TL alacağın faiziyle tahsiline karar verilmesini dava etmiştir.
Davalı vekili özetle; davacının sözleşme hükümlerine riayet edilmediği gerekçesiyle sözleşmeyi feshettiğini, çekleri istediğini, müvekkiline fesih ve talepleri konusunda ihbar ve ihtarda bulunmadığını, müvekkilinin edimlerini yerine getirmediğini ve eksik veya ayıplı yerine getirdiğine dair hiçbir itirazda bulunmadığını, faturalara itiraz edilmediğini, müvekkilinin dava konusu çekleri davacıdan aldığını, ancak davacı ile yüklenici iş ortaklığı arasında bir takım sıkıntılar meydana geldiğini, aralarındaki ilişkinin sona erdiğini, ortaklık adına …’nin doğrudan müvekkili ile sözleşme yaptığını, bu nedenle çekleri tahsil etmeksizin 14.12.2015 tarihli makbuzu düzenleyerek aynı tarihte çekleri kargo ile davacıya iade ettiğini, işin müvekkili tarafından yapıldığını, davacının ancak sebepsiz zenginleşme nedeniyle talepte bulunabileceğini, müvekkilinin sebepsiz zenginleşmediğini, alacağın zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; “…İncelenen ticari defter ve kayıtlara göre, davacı dava dışı iş ortalıklığı ile imzaladığı sözleşme ise binanın anahtar teslimini yapılamasını üstlenmiş ve taşeron sözleşmesi ile de söz konusu işlerden PVC doğrama işlerini davalıya taşere ettiğini iddia etmiş ise de, gerek davacının, gerekse de dava dışı şirketin kayıtlarında binanın kabasının davacı tarafından sözleşme kapsamında tamamlandığına ilişkin hiç bir delil bulunmamaktadır. Davacı tarafından dava dışı iş ortalığı ile imzalanan sözleşmenin ayakta olduğu ve binanın kendisi tarafından tamamlandığına ilişkin bir hak edişte dosyaya sunulmamış, ticari defterlerinde de, buna ilişkin bir kayıt yoktur. Davalı ile yapılan sözleşme en azından binanın kabasının tamamlanası halinde yapılacak işler olup, davalının savunmasına göre, bina davacı tarafından yapılmış ise buna ilişkin hak edişlerin ve faturalar ile kanıtlanmalı, iş ortaklığı ile yapılan sözleşme feshedilmiş ise sözleşmedeki tek taraflı fesih hükümleri çerçevesinde, davacının asıl işveren iş ortaklığından alacağının olduğunu, söz konusu avansın iade edilmeyecek bedel olduğunu kanıtlamalıdır. Öte yadan taraflar ve dava dışı iş ortaklığı arasında üçlü bir ilişki mevcut olup, gerek davacı, dava dışı iş ortaklığından, gerekse de davalı söz konusu çekleri aynı işlerin avansı olarak almış olup, davalının iddiası, davacının eser sözleşmesi kapsamında, dava dışı … ve … İş ortaklığı’na karşı üstlendiği edimin yerine getirilmediğinden bahisle … ve … İş ortaklığına iade ettiğini iddia etmiş, davacının da, … ve … İş ortaklığının kendisinden söz konusu çeklere ilişkin bir talebi olduğuna dair iddiası bulunmamaktadır. Çeklerin asıl iş verene iade edilmesi durumda, davacı, … ve … İş ortaklığına ve davalı hakkında açacağı, işin kendisi tarafından ifa ediliğini iş bedelinin ödenmediği, yahut sözleşeme haksız olarak feshedilmiş ise sözleşmenin haksız olarak feshedilmesi nedeniyle zararını kanıtlaması halinde zararı ölçüsünde davalıdan ve iş ortaklığından talepte bulunabilir. Davacı tarafından … ve … İş ortaklığı ile yapılan sözleşme kapsamında edimin kendisi tarafından yerine getiriliği kanıtlamadığı veyahut kendisi tarafından yerine getirilmemiş ve ifası engellenmiş ise bu nedenle oluşan zararını kanıtlayamadığından, davalının asıl işverene iade ettiği söz konusu çek bedelinin ödenmesini talep edemeyeceği…” gerekçesiyle “… davanın reddine REDDİNE…” karar vermiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece müvekkilinin hem işi ifa etmediğinin hem de iş ortaklığından 237.000 TL alacaklı olduğunun belirtilmesinin çelişkili olduğu, dava konusu çeklerin iş ortaklığı tarafından müvekkiline verildiği, müvekkili tarafından alüminyum cephe işlerine ilişkin sözleşme nedeniyle davalıya teslim edildiği, davalının edimini ifa etmediği, uyuşmazlığın çeklerin müvekkiline iade edilip edilmediğine ilişkin olduğu, davalının çekleri iade ettiğini kanıtlayamadığı, müvekkilinin 237.000 TL zarara uğradığı, müvekkilinin çekleri iş ortaklığına iade ile yükümlü olmadığı, iş ortaklığının da böyle bir talebinin bulunmadığı, ticari kayıtlara göre müvekkilinin iş ortaklığından alacaklı olarak görünmesinin de iddiayı doğruladığı, davanın kabulüne karar vermek gerekirken reddine karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve özellikle taraflar arasındaki sözleşme kapsamında dava konusu çeklerin davalıya ciro edilerek verildiği ihtilafsız olup davalı tarafça çeklerin davacıya iade edildiği savunulmuş ise de, savunmanın ispatlanamadığı ve davacı taraf bu çekler nedeniyle davalı veya 3. kişiye ödeme yaptığını iddia ve ispat edemediğinden dava konusu çekler nedeniyle alacak talebinde bulunamayacak olmasına göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b.1 madde gereğince esastan reddine,
2-) Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-) İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve ödenen başvuru harcının kendisi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 361. madde gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 03.02.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

….