Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
…
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
…
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/12/2019
NUMARASI …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali ( Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 20.01.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 20.01.2022
Eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin davada mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; davalıya satılan ve teslim edilen malların bedelinin ödenmemesi nedeniyle, alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine Ankara 12. İcra Müdürlüğünün 2017/19481 sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının borcun tamamına itiraz ettiğini, ancak ödediğine dair hiçbir belge sunmadığını, itirazında haksız olduğunu öne sürerek, itirazın iptali ile 20.706,50 TL asıl alacak üzerinden takibin devamına ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; müvekkili ile davacı şirket arasında sözleşme imzalandığını, yapılacak imalatlar ve ödenecek miktarların belirlendiğini, iş bedeli olarak daire verilmesinin kararlaştırıldığını, müvekkilinin davacı şirkete ödemelerini yaptığını, şirketin ticaret defterleri ve kayıtları incelendiğinde ödemelerin yapıldığının ve müvekkilinin davacıdan alacaklı olduğunun ortaya çıkacağını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; “…Tüm dosya kapsamı üzerinde yapılan değerlendirme neticesinde, taraflar arasında eser sözleşmesi kapsamında ticari ilişki bulunduğu, sözleşme kapsamında davacının yüklenici, davalının ise iş veren olduğu, sözleşme kapsamındaki davacı edimlerin yerine getirildiği hususunda taraflar arasında uyuşmazlığın bulunmadığı, sözleşme kapsamında ödemeye ilişkin olarak taşınmaz devrinin kararlaştırıldığı, sözleşmede devrin ne şekilde ve kime yapılacağı hususunda bir belirlemenin bulunmadığı, dosya kapsamına getirilen resmi senet örneği dikkate alındığında sözleşmede kararlaştırılan taşınmazın dava dışı davalı şirket yöneticisi tarafından dava dışı davacı şirket yöneticisi …’in kızı … … yapılan devrinin sözleşme kapsamında yapılan ödeme olarak kabul edilmesinin gerektiği, bu hali ile davacının sözleşme kapsamındaki edimleri karşılığında davalının sözleşme konusundaki ödemeye ilişkin edimlerini yerine getirdiği, tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemeye göre ise taşınmaz devrinin ödeme olarak kabul edilmesi karşısında davalının davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığı…” gerekçesiyle “…davanın reddine…” karar vermiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararının HMK 297/1-c. maddesinde belirtilen hususları içermediği, davacı ve davalının anlaştıkları ve uyuşmazlık konusu olan hususların tespit edilmediği, sözlü yargılamanın yapıldığı karar duruşmasına sunulan mazeret dilekçesi hakkında olumlu-olumsuz bir karar verilmeden ve ihtarda bulunmadan yokluklarında esas hakkında karar verilmesinin savunma haklarını kısıtladığı, keşif taleplerinin kabul edilmeyerek eksik incelemeye dayalı olarak karar verildiği, müvekkili tarafından yapılan imalatların sözleşmede belirtilen birim fiyatlar üzerinden faturalandırılmadığı, davalı tarafından yapılan imalatların bedeli ödenmediğinden toplam 444.830,52 TL tutarlı fatura kesildiği, 13/08/2014 tarih l serisi … sıra nolu açık faturada 38 adet kollektör dolabı, 5.8 metretül ilave high gloss mobilya mutfak dolabı ve yine 08/08/2014 tarih l serisi …. sıra nolu açık faturada 159 metretül dekoratif çıtanın teslim edildiği, bu faturalara göre fazladan yapılan imalatlar bedelinin 13.296,36 TL ve toplam iş bedelinin 507.168,49 TL olduğu, 19/02/2018 tarihli bilirkişi heyeti raporunun tarafların muavin defter kayıtları üzerinden inceleme yapılarak masa başında hazırlandığı, bilirkişi heyeti raporunda müvekkilline sözleşmeyle devri öngörülen taşınmaz bedelinin adeta cımbızla çekilip alınmak suretiyle davalı şirketin yaptığı ödemelere dahil edilirken sözleşmede yerine getirilen imalatlar bedellerine ilişkin herhangi bir değerlendirme yapılmamış olmasının önemli bir eksiklik olduğu, bilirkişi heyetinin 2014 ve 2015 yılı ticari defter kayıtlarında davalı adına 444.830,54 TL fatura düzenlendiğini ve bu faturalara karşılık davalı tarafından 300.949,00 TL ödeme yapıldığı, davacının davalıdan 154.663,68 TL alacaklı olduğunu tespit ettiği, sözleşmeden kaynaklanan edimlerin davalı tarafından yöntemine uygun bir şekilde ifa edilmediği, bilirkişi heyeti raporunda; davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarında taşınmaz bedelinin sözleşmeden kaynaklanan alacağın karşılığı olarak verildiği işlenmemiş olmasına rağmen daire bedelinin davalının borcuna mahsup edilmesinin doğru olmadığı, davalının 19 numaralı bağımsız bölümün müvekkilinin yetkili temsilcisi … kızı olan …’a devretmek suretiyle ödemede bulunduğunu savunduğu, oysa müvekkili şirketin bağımsız bir tüzel kişiliğe sahip olduğu, sözleşmede bağımsız bölümün adı geçen kişiye devredileceğine dair hüküm bulunmadığı, müvekkili şirketin alacağının dava dışı …’a temlik etmediği, davalının müvekkiline ödemede bulunması gerektiği, kaldı ki resmi senette satış bedelinin 120.000 TL olarak belirtildiği halde 215.000 TL ödeme olarak kabul edilmesinin de doğru olmadığı nedenleriyle mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin olup mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve özellikle bilirkişi kurulunca sözleşme kapsamındaki işlerle, sözleşme dışı işlere ilişkin düzenlenen tüm faturaların değerlendirilmiş bulunmasına, davalı ödemelerinin ise taraf defterlerine göre hesaplanmış ve yine sözleşmede iş bedeli olarak devredileceği kararlaştırılan ada, parsel ve bağımsız bölüm numarası ile belirli olan dairenin davacı şirket ortağı ve müdürü olan …’in kızı … … devredildiğinin belirli olmasına ve ödemelerin hesabında sözleşmede yazılı devir bedelinin esas alınmış bulunmasına göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b.1 madde gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b.1 madde gereğince esastan reddine,
2-) Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-) İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve ödenen istinaf başvuru harcının kendisi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 362/1-a madde gereğince KESİN olmak üzere 20.01.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır