Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2020/33 E. 2022/8 K. 19.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/07/2019
NUMARASI …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 19/01/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 20/01/2022
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; Müvekkilinin yürüttüğü ticari iş çerçevesinde davalı şirketle şilt zemin değişimi konusunda anlaştıklarını, işin davalı tarafından yapılarak 31/07/2012 tarihli faturayla teslim edildiğini, fatura bedelinin davalıya ödendiğini, davalının yapılan şilt değişim işine 2 yıl garanti verdiğini, garanti süresi içinde şilt bezinde sarkmalar ve bozulmalar olduğu, kullanım amacına hizmet etmediği gibi şikayetlerin geldiğini, söz konusu şikayetler üzerine davalıdan onarımın yapılması, ayıpların giderilmesinin talep edildiğini, davalının bunları gidermeyeceğini beyan etmesi üzerine 16/05/2014 tarihli ihtarnamenin keşide edilerek ayıpların giderilmesinin talep edildiğini, sonuç alınamayınca müvekkilinin … …….Ltd. Şti. ile görüşerek şilt değişimi konusunda anlaştığını, bu şirket tarafından yapılan şilt değişiminin 07/07/2014 tarihli faturayla teslim edildiğini ve değişim bedeli olan 18.880,00 TL’nın müvekkili tarafından ödendiğini, bu durumda davalıya ödenen iş bedelini davalının hak etmediğini ve söz konusu bedelin tahsili için Ankara 1. İcra Müdürlüğünün 2014/13853 sayılı dosyasında icra takibi yaptıklarını, davalının itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına en az %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; Dava konusu şilt değişim işinin eksiksiz yapılarak davacıya teslim edildiğini, Mayıs 2014 tarihinde kuvvetli rüzgarlar nedeniyle üründe sarkma ve kırışıklık olduğunun müvekkile iletildiğini, yerinde yapılan inceleme sonrasında böyle kuvvetli rüzgarlarda zamanla sarkma kırışıklık olabileceğinin belirtildiğini, ayrıca müvekkili ile davacının bakım sözleşmesi yapmamasına rağmen davacının sepetli vinç tedarik etmesi durumunda ücretsiz bakım yapılabileceğinin davacıya iletildiğini, hal böyleyken davacının 16/05/2014 tarihli ihtarnameyi göndererek değişim ve onarım istediğini bildirdiğini, açık havada bulunan toteme hiçbir şekilde periyodik bakımın yapılmadığını, bu yönde müvekkili şirketten de talepte bulunulmadığını, açık hava koşullarında bulunan imalatların olumsuz doğa koşulları haricinde bir sene garanti kapsamında olduğunu, ancak bunun için ilgili şirketin periyodik bakım hizmeti alması gerektiğini, aksi durumda müvekkilinin hiçbir sorumluluk kabul etmeyeceğini yine müvekkilinin yaptığı 3 adet 9x15m. ebatındaki totemin bir parçasını 150 tonluk vinçle 65mt. yükseklikten yere indirip vinili ve üzerindeki yazıları değiştirerek 3 günlük imalat sonrası tekrar vinçle yerine monte etmek işi için davacıya 15.340,00 TL fatura edildiğini davacının işbu davada talep ettiği işe ait bedelin gerçekçi olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince;Davanın itirazın iptal istemine ilişkin olduğu, dosyanın inşaat mühendisi ve grafiker reklamcıdan oluşan bilirkişi heyetine tevdi edildiği, alınan raporda dosyada yer alan bilgi belge ve fotoğraflardan malzeme montajı sırasında görülen sarkmalardan malzeme monte edilirken her yönden eşit gerdirilecek şekilde montajın yapılmadığı, işçilik hatalarının olduğu, ayrıca totemin 3 parçadan oluştuğu halde söz konusu değişimin sadece bir parçada yapılmasının bu parçanın maruz kaldığı sıcaklık, rüzgar ve diğer iklim koşullarının da etkili olmasından kaynaklı olduğu, zaten ürün garanti belgesinde de iklimsel faktörler ve yerel koşullara göre garanti süresini etkilediği belirtilmekte olduğundan oluşan hasarın kısmen işçilik kısmen de iklimsel koşullara bağlı olduğunu gösterdiği, hata ve kusurların totemdeki toplam 3 tabeladan bir tanesine ait olduğu, hata ve kusurların işçilik ile ilgili olanlarının giderilmesi için yapılması gereken masraflar ile ilgili olarak ise, 28/02/2017 tarihli bilirkişi kök raporu ve bu rapora ilişkin 13.08.2017 tarihli ek raporda belirtilen vinç kiralama ve işçilik ücreti için tespit edilen 3.350,00 TL+KDV masrafın gerekli olduğunun belirlendiği, tüm bu verilere göre somut olay değerlendirildiğinde, taraflar arasında düzenlenen şilt zemin değişimi konusunda anlaşma düzenlendiği, bu anlaşmaya istinaden davalı tarafın ürünü davacı tarafa teslim ettiği ancak alınan bilirkişi raporu ile de belirlendiği üzere ürünün garanti süresi içinde iken gerek montaj gerek işçilik, gerekse ürünün özellikleri ve ürünün maruz kaldığı, sıcaklık rüzgar ve diğer iklim koşulları nedeniyle hasara uğradığı, bu nedenle davacı tarafın teslim edilen üründe meydana gelen hasar nedeniyle bilirkişi raporu ile yapılan belirleme sonucunda davalı yükleniciden kaynaklanan hataların giderilmesi için katlanılması gereken düzeltme bedelinin vinç kiralama ve işçilik ücreti olarak KDV dahil 3.953,00TL olduğu, takip talebi ile bu miktar asıl alacak için talepte bulunulmasının mümkün olduğu, asıl alacağa icra takibine faiz hesaplanması durumunda davacı tarafın talep edeceği faiz miktarının da 1.086,43TL olduğu sonuç itibariyle davalının icra takibine yönelik olarak toplam 5.039,43TL alacağa yönelik itirazının haksız olduğu, alacağın likit olmaması hesaplama sonucunda bulunulmuş olunması nedeniyle icra inkar tazminatının reddine karar verildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, Ankara 1. İcra Müdürlüğünün 2014/13853 sayılı dosyasında davalının takibe yönelik itirazının kısmen iptali ile takibin 3.953,00 TL asıl alacak ve 1.086,43 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.039,43 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, icra inkar tazminatının reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava konusu olayda ürünün kullanımının üzerinden 2 yıl geçmeden ayıp meydana geldiğini, işbu ayıbın malzeme ve işçilik kalitesinin eksikliğinden kaynaklandığının da 27/06/2016 tarihli bilirkişi kök raporunda açıkça tespit edildiğini, ayıbın giderilmesi için yapılması gereken zorunlu masrafların hayatın olağan akışı gereği ve hukuken, ayıptan sorumlu kişiye ait olmasının asıl olduğunu, müvekkilinin davalı tarafından zarara uğratıldığını ve yasal seçimlik haklarını kullanılmasının engellendiğini, ek bilirkişi raporunda ürünün hem garanti süresi geçmediği hem işçilik hatalarından kaynaklı deforme olduğu göz önüne alınırsa, burada kullanıcıya kalan kusurun sadece iklim koşulları ise burada artık hakkaniyete göre ürünün bedelinin müvekkiline iade edilmesinin gerektiğini, ürünün kullanılamaz hale geldiğini, mahkemenin bu konuyu dikkate almadan sadece vinç kiralama ve işçilik ücreti için gerekli olan masraflara hükmetmesinin doğru olmadığını, hesaplanacak olan bedelin günlük vinç kiralama ve işçilik bedeli değil sözleşme ve Borçlar Kanunu kapsamında kullanılan seçimlik haklardan olan bedelin iadesi olduğunu, davanın konusun sarkmanın giderilmesinden doğan masraflar olmadığını, nitekim söz konusu şilt bez zeminin başka bir firmaca zaten halihazırda değiştirildiğini, bedelinin de müvekkilince ödendiğini, 27/06/2016 tarihli kök raporda ürünün işçilik hatalarıyla birlikte kullanılamaz hale geldiği ve müvekkilinin haklı olduğunun belirtildiğini, mahkemece bu raporun dikkate alınmadığını, davadaki talepleri arasında yapılan masraf, şilt bez zemin değişim bedeli ya da sarkmaların giderilmesi masrafının olmadığını, seçimlik haklardan fatura bedelinin iadesinin talep edildiğini, alacaklarının halen baki olduğunu, icra takibine yapılan itiraz neticesinde sürüncemede bırakıldığını, karara dayanak bilirkişi ek raporunda günlük bedelin hesaplandığını, alacağın dayanağı olan deliller ve neye dayanılarak hesaplama yapıldığının açıkça gösterilmediğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle;Mahkemece davanın kısmen kabul, kısmen red şeklinde hüküm kurulduğu halde müvekkili tarafından yatırılan 04/12/2018 tarihli 1.000,00 TL tutarlı bilirkişi ücretinin yargılama gideri olarak müvekkiline verilmesi gerekirken mahkeme ilamında bu hususun yer almadığını, kararın bu yönden düzeltilmesi gerektiğini, bilirkişi … tarafından düzenlenen raporun tekniğine uygun bir rapor olmadığını, son raporun heyet tarafından düzenlenmediğini ve ayrıca adı geçen bilirkişi tarafından da hiç bir şekilde konunun irdelenmediğini, ayrıca dosyaya sunulan tüm raporların birbirleri çelişir hale geldiğini, davacının meydana gelen kusuru hiçbir şekilde tespit ettirmediğini, sadece fotoğraf çekerek söküp yenisini yaptırdığını, oysa ki şayet imalatta kusur var ise bunu dava henüz açılmadan delil tespiti şeklinde yaptırması gerektiğini, şimdi dosyaya rapor sunan tüm bilirkişilerin bu fotoğraflara göre hüküm kurduğunu, fotoğrafları kabul etmediklerini, hatta montaj olduğunu düşündüklerini, ayrıca resimlerle ilgili başlangıçtan beri herhangi bir kabullerinin bulunmadığını, yani fotoğraflar yönünden hiçbir dilekçede kabul anlamına gelecek bir cümle kullanılmadığını, davacının dava dilekçesinde deliller kısmında fotoğraf bulunmadığını, bilirkişi … makine mühendisi gibi değil adeta eser sözleşmesini yorumlayan hukukçu bilirkişi gibi rapor yazdığını, ayrıca dava konusu tabelanın bir makine mühendisinin uzmanlık alanına giren bir hususta olmadığını, davacının eser üzerindeki kusuru ispat edemediğinden bu yönden davanın reddi gerektiğini, şayet aksi düşünülüyor ise yine eserin tamamını kendisi resen söküp yeniden başka bir firmaya yaptıran davacının bu bedeli talep etmesinin kabul edilebilir olmadığını, eser üzerinde kusurun giderilmesi için gerekli bedelin ancak müvekkilinden istenebileceğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasında şilt zemin değişimi konulu eser sözleşmesi bulunduğu ihtilafsız olup davacı yüklenici, davalı taşerondur.
Davacı tarafça davalı aleyhine Ankara 1.İcra Müdürlüğünün 2014/13853 sayılı dosyası ile 31/07/2012 tarihli faturaya dayanılarak 15.340,00TL asıl alacak, 4.216,08TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 19.556,08TL alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığı,, ödeme emrinin davalıya 17/07/2014 tarihinde tebliğ edildiği, davalının yasal süresi içinde 18/07/2014 tarihinde borca itirazı üzerinde takibin durdurulması üzerine davacı vekilince 2004 sayılı İİK’nın 67.maddesine gereğince 1 yıllık yasal süre içinde itirazın iptali davası açılmıştır.
Davacı taraf, şilt zemin değişimi işinin davalı tarafından yapıldığını, iş bedelinin ödendiğini, ancak şilt bezinde sarkmalar ve bozulmalar olduğunu, kullanım amacına hizmet etmediği gibi şikayetlerin geldiğini, bunun üzerine davalıdan onarımın yapılması, ayıpların giderilmesi talep edildiği halde davalının bunları gidermediğini belirterek davalıya ödenen iş bedelinin tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptalini istediği, davalının, işin eksiksiz yapılarak davacıya teslim edildiğini, üründe sarkma ve kırışıklık olduğunun müvekkile iletildiğini, yerinde yapılan inceleme sonrasında böyle kuvvetli rüzgarlarda zamanla sarkma kırışıklık olabileceğinin belirtildiğini, ayrıca müvekkili ile davacının bakım sözleşmesi yapmamasına rağmen davacının sepetli vinç tedarik etmesi durumunda ücretsiz bakım yapılabileceğinin davacıya iletildiğini, açık hava koşullarında bulunan imalatların olumsuz doğa koşulları haricinde bir sene garanti kapsamında olduğunu, ancak bunun için ilgili şirketin periyodik bakım hizmeti alması gerektiğini, aksi durumda müvekkilinin hiçbir sorumluluk kabul etmeyeceğini belirterek davanın reddini savunduğu, davacının iddiası, davalının savunması, dava dilekçesinde delil olarak dayanıldığı da anlaşılan fotoğraflar, hükme esas alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından davalı taşerondan kaynaklanan hataların giderilmesi için katlanılması gereken düzeltme bedelinin 3.953,00TL olduğu, buna göre mahkemece işlemiş faiziyle birlikte hüküm altına alınan toplam 5.039,43TL alacak için davacının takip yapmakta haklı olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve özellikle mahkemece yapılan yargılama sırasında davalı tarafça yapılan yargılama giderleri yönünden herhangi bir hüküm oluşturulmamış ise de bu konuda HMK’nın 305/A maddesi gereğince tamamlayıcı ek hüküm kurulabileceğinin anlaşılmasına göre, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK.nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının 6100 Sayılı HMK.nun 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,3‬0 TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınması gereken 344,24 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 299,84 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-Taraflarca yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harçları ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 19/01/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.