Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2020/312 E. 2021/1121 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
….

T.C
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/04/2019
NUMARASI …

ASIL VE KARŞI
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ :09/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ :09/12/2021
Davacı-karşı davalı vekili tarafından davalı-karşı davacı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davada mahkemece asıl davanın kabulüne karşı davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekili ile birleşen davada davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı-karşı davalı vekili; müvekkili ile davalı arasında aralayıcı sönümleyici enjeksiyon döküm imalatı işçiliği ve aralayıcı sönümleyici enjeksiyon kalıp imalatı hususunda 01.08.2013 tarihli sözleşme bulunduğunu, sözleşme kapsamında davalının malzemeleri davacı tarafından gönderilecek kalıbı ücretsiz olarak yapıp, kullanım haklarını davacıya verdiğini, davacının da bunun karşılığında belirlenen işçilik bedeli üzerinden toplam 10.000 döküm yaptırmayı taahhüt ettiğini, yaklaşık 7000 civarında döküm siparişi verildikten sonra müvekkilinin tedarikçiler nezdinde meydana gelen ve zararına sebebiyet veren bir kısım hukuki vakıalar nedeniyle kalıpların şirket merkezinde toplanması yönünde karar alındığını, davalıya bu konuda yazı yazıldığını ve bakiye 3000 adet döküm işçiliği taahhüdünün saklı ve yürürlükte olduğu güvencesi verildiğini, ancak davalının kalıpları iade etmediğini, sözleşmenin 8/son cümlesinde “…kalıplar alıcı tarafından talep edidiği takdirde derhal bedelsiz olarak alıcıya gönderilecektir. Aksi takdirde kalıp bedeli alıcıya fatura edilerek bedeli tanzim edilecektir…” hükmü gereğince kalıp bedeli yönünden piyasadan alınan teklifler doğrultusunda 15.07.2014 tarihli faturanın düzenlenerek davalıya tebliğ edildiğini, ancak davalının faturayı iade ettiğini, sözleşmenin feshedilmediğini, bu kapsamda kalıp bedeli alacağının tahsili için dava açılmak zorunda kalındığını belirterek 11.800-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesine talep ve dava etmiştir.

Davalı-karşı davacı vekili; yetkili mahkemenin akdin ifa edildiği yer olan Konya Mahkemeleri olduğunu, talep edilen bedelin kalıp bedeli olması durumunda sözleşme gereği yapılan kalıplardan birinin zorunluluk bulunmadığı halde davacıya teslim edildiğini, sözleşme hükümlerine göre kalıp imalatından ücret alınmayacağını, davacının birim fiyat üzerinden vereceği 10.000 adet komple siparişin bedelinin ödenmesiyle kalıplarda bedelsiz olarak davacıya iade edileceğini, sözleşmeye uymayan tarafın davacı olduğunu, 10.000 adet komple sipariş yerine 7000 adet gövde ve 3000 adet klemens grubu sipariş verildiğini, bakiye 3000 adet gövde ve 27.000 adet klemens takımı imalatı siparişinin verilmediğini belirterek asıl davanın reddini, karşı davada ise; sözleşmeye göre 10.000 adet komple ürün siparişi karşılığında kalıplara harcanan emek mesai vs. masrafın 10.000 adet komple ürün bedelinin içinde alınmış sayılacağı, tasarım ve imalat masrafları müvekkili tarafından karşılanan kalıplardan birinin davacıya teslim edildiğini, davacının başka bir firmaya iş yaptırarak sözleşmeye aykırı davrandığını, bakiye işin yapılmaması nedeniyle müvekkilinin kar mahrumiyetinin olduğunu, bu nedenle de bakiye yapılmayan iş nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 45.000,00 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren ticari faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; taraflar arasındaki uyuşmazlığın her iki tarafın karşılıklı edim yükümlülüğünü içeren eser sözleşmesinden kaynaklandığı, sözleşme içeriğinde davacı tarafından gönderilen malzemeler ile davalı … tarafından kalıp imal edileceği ve davacının 10.000 adet döküm siparişi vermeyi taahhüt ettiği, tarafların yükümlülüklerinin değerlendirilmesi için bilirkişi heyetinden rapor alındığı, tarafların da ihtilaf konusu etmedikleri gibi bir adet kalıbın davalıda kaldığı, kalıp bedelinin 11.800,00 TL olduğu, 28.12.2018 tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davacının sözleşmeyi haksız feshetmesi nedeniyle eksik imal edilen döküm nedeniyle davalı karşı davacının 3000 gövde 27.000 klemens karşılığı müspet zararının 19.845,00 TL olduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacı-karşı davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece karşı davada taraflar arasındaki sözleşmenin feshedildiği kabul edilerek davanın kabulüne karar verildiğini, oysa sözleşmenin feshedilmediğini, müvekkili kurumun tedarikçiler nezdinde meydana gelen ve zararında sebebiyet veren bir kısım hukuki vakalar nedeniyle kalıpların şirket merkezinde toplanması ve sipariş verilmesi esnasında kalıpların tedarikçilere sevkinin sağlanması yönünde karar aldığını, sözleşmedeki bakiye 3.000 adet döküm işçiliği taahhüdünün yürürlükte olduğunu ve bu konuda davalıya yazı gönderildiğini, sözleşmenin 8/son cümlesi gereğince iade talebinin davalı yanca karşılıksız bırakılmasının hukuki dayanağının bulunmadığını, sözleşmenin feshedilmediğini, karşı davada kurulan hükme esas alınan bilirkişi raporuna yapılan itirazların mahkemece dikkate alınmadığını, hesaplamada hataya düşüldüğünü, bedelsiz olarak yapılması gereken kalıpla ilgili sözleşmeye aykırı biçimde 30.10.2013 tarihli fatura ile müvekkili şirketten 6.490,00 TL bedel tahsil edildiğini ve bu bedelin de mahsubu gerektiğini belirterek mahkeme kararının karşı dava yönünden kaldırılarak karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin davacının davasını aynen kabul ederek davacının talep ettiği 11.800 TL kalıp bedelini ödemeye müvekkilini mahkum ettiğini, oysa müvekkilinin davacıya böyle bir borcunun bulunmadığını, çünkü taraflar arasındaki sözleşmenin 3. Maddesine göre kalıp malzemelerinin davacı tarafından temin edilerek satıcıya gönderileceğini, kalıbın müvekkili tarafından ücretsiz olarak yapılıp davacıya teslim edileceğini ancak bunun için davacının en az 10.000 adet komple döküm siparişi vermesi gerektiğini, davacının sözleşmede öngörülen siparişi vermediği için kalıbın mülkiyetini ve kullanım hakkını kazanamayacağını, çünkü taahhüt ettiği siparişi vermeyerek müvekkilinin kalıp için harcadığı emeğin ve mesainin bedelini ödemediğini, tüm kalıpların taraflar arasında öngörülen sözleşmeye göre siparişler verilip bedelleri ödendikten sonra davacıya iade edileceğini, bu durumun gerek 21/07/2014 tarihli ve 13.700 yevmiye numaralı ihtarnamede ve gerekse dosyaya sunulan yazılı beyanlarda defalarca ifade edildiğini hatta iyi niyetli müvekkilinin bir takım kalıbı ölçü kontrolü için davacıya gönderdiğini, kalıbın davacıda kaldığını, davacının o kalıbı kullanarak sözleşmeye aykırı üretim yaptığını, bu nedenle davacının davasının kabulü şeklindeki gerekçeli kararın 1. Maddesindeki taraflar arasındaki sözleşmenin eksik incelenmesi ve yanlış yorumlanması sonucu bir karar olduğunu ve kararın öncelikle bu açıdan kaldırılması gerektiğini, karşı dava yönünden ise; mahkemenin kararını dayandırdığı bilirkişi raporunda talepleri olan 45.000 TL bedel yüksek kar olarak değerlendirilmişse de o bedelin içinde davacıya iade olunan 2 parça kalıp ile müvekkilinin elinde bulunan ve alacağını tahsil ettikten sonra iade etmeye hazır olduklarını beyan ettikleri bir adet kalıbın maliyetinin de dahil olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunun bu nedenle hatalı olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl ve karşı dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, mahkemece asıl davanın kabulüne, karşı davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekili ile birleşen davada davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve özellikle taraflar arasındaki sözleşmede davalı yüklenici tarafça ücretsiz olarak imal edilecek kalıp sonucu 10.000 adet ürünün imal edileceği, bu miktar ürünün imali ve davacıya teslimi sonrası davacı iş sahibi tarafça iş bedelinin ödenmesi sonrası kalıbın ücretsiz olarak davacıya teslim edileceğinin kabul edilmiş olmasına, davalı yüklenicinin kusuru olmaksızın sözleşme kapsamında davacı siparişinin 10.000 adet altında kalmış olmasına ve davacı iş sahibince açılan asıl davada sözleşmenin tamamen ifası sonrası talep edilebilecek kalıp bedelinin tahsilinin istenip mahkemece hüküm altına alınmış olmasına, bu nedenle davalı karşı davacının kusuru olmaksızın imal edilmeyen bakiye iş miktarı yönünden sözleşme ifa edilseydi elde edilebilecek karın talep edilmesinde haklı olduğu, mahkemece alınan bilirkişi raporuyla bu kapsamda yapılan hesaplamanın sözleşmeye ve dosya kapsamına uygun olduğu anlaşılmakla taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl davada davalı – karşı davada davacı vekilinin, karşı davada davalı vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,
2-Davacı-karşı davalıdan karşı dava yönünden alınması gereken 1.355,61 TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 339 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.016,61 TL istinaf karar harcının davacı-karşı davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-Davalı-karşı davacıdan asıl dava yönünden alınması gereken 806,06 TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 201,51 TL harcın mahsubu ile bakiye 604,55 TL istinaf karar harcının davalı-karşı davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4- Davalı-karşı davacıdan karşı dava yönünden alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,9 TL istinaf karar harcının davalı-karşı davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
5- İstinaf başvurusu nedeniyle davacı-karşı davalı ve davalı-karşı davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 09/12/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.