Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2020/276 E. 2022/51 K. 26.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
….

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/12/2019
NUMARASI …

KARAR TARİHİ : 26/01/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/01/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında 29.12.2016 tarihinde,…. Sözleşmesi, 10.01.2017 tarihinde de bu sözleşmeye ek protokol imzalandığını, sözleşmede, müvekkilinin alt yüklenici, davalının yüklenici durumunda olduğunu, sözleşmeye göre, sözleşme içeriğinde ayrıntıları ile belirlenen imalatların müvekkili şirket tarafından yapılacağı ve karşılığında da, 3 ayrı vade tarihinde olmak üzere toplamda 855.500,00 TL’ nin davalı tarafından davacıya ödeneceğinin kararlaştırıldığını, müvekkilinin tüm edimlerini yerine getirdiğini, davalı şirketin müvekkilinin hakettiği ödemeyi eksik yaptığını, bununla ilgili olarak icra takibine konu olan ”112 Acil İşi Kapsamında Yapılan İnşaat İşleri” açıklamalı 09.11.2017 tarih,…. sıra nolu, 129.490,00 TL tutarlı faturanın davalı şirkete ulaştırıldığını, defalarca görüşme ve aramalara rağmen fatura bedelinin ödenmemesi nedeniyle davalı aleyhine Ankara 18.İcra Müdürlüğü 2018/6173 E.sayılı icra dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının haksız olarak icra takibine itiraz ettiğini ileri sürerek, davalı tarafın Ankara 18 İcra Müdürlüğü’nün 2018/6173 E sayılı dosyasındaki itirazının iptali ile takibin devamına, % 20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili özetle; taraf arasındaki ilişkinin cari hesap ilişkisinden kaynaklandığını, fatura üzerinde yazan miktar kadar alacaklı olunduğunu iddiası ve buna dayanarak icra takibi başlatılmış olmasının haksız olduğunu, dava konusu icra takibinde dayanak olarak gösterilen 09.11.2017 tarihli fatura bedelinden sonra herhangi bir ödeme yapılmadığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davacının iddialarına dayanak 25.09.2017 tarihli mutabakat formunun, fatura tarihinden önce olup, iddia edilen alacak ile herhangi bir ilgisi bulunmadığını, müvekkilinin temerrüde düşürülmediğinden işlemiş faiz olarak talep edilen miktarın haksız olduğunu savunarak, davanın reddine, alacağın % 20 sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesi talep etmiştir.
Mahkemece; davacının 112 Acil İşi kapsamında yapılan inşaat işleri açıklamalı 09/11/2017 tarih….ıra nolu 129.490,00 TL tutarlı faturayı tanzim ederek davalıya tebliğ ettiği, ticari ilişkiye bağlı fatura bedelinin ödenmemesi üzerine takip yapıldığı, taraflar arasında takibe konu faturaya esas işin yapıldığı hususunda bir anlaşmazlık bulunmadığı, anlaşmazlığın davalının bu işe ilişkin borcu bulunmadığı iddiasından kaynaklandığı, bu kapsamda toplanan deliller, incelenen icra dosyası, tarafların ticari defter ve kayıtları ile hüküm kurmaya ve denetime elverişli bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde; tarafların ticari defterlerinin sahipleri lehine delil vasfı taşıdığı, davacının takibe konu ettiği faturanın taraf defterlerinde kayıtlı bulunduğu, davacının ticari defterlerinde davalıdan 130.000 TL alacaklı olduğu, davalı kayıtlarında ise davacı alacağının SGK pirim kesintisi 7.811,47 TL mahsup edilerek davacı bakiyesinin 122.188,53 TL olarak belirtildiği, bu kesintinin SGK’ya yapılan ve iş yeri numaraları belirtilerek mahkemece incelemesi yapılan iş yerlerine ilişkin prim borçlarına yönelik davacı adına yapılan ödemeler olduğu ve davacı alacağından düşülmesinin usule uygun bulunduğu, bu suretle davacı alacağının 122.188,53 TL olduğu, dosya kapsamında temerrüte dair bir kayıt bulunmadığından takip öncesi faiz talebinin ve yine alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; borçlu şirketin müvekkili şirketin departmanına gönderdiği şirket kaşeli ve imzalı, 2..mutabakat formunda, borçlu olduklarını açık bir şekilde kabul ettiklerini, davalı şirket tarafından, yargılama sürecinde bu mutabakat formuna itiraz edilmediğini, bu nedenle temerrüdün oluştuğunu, takip öncesi 6.826,61,-TL ticari faizin hukuka uygun olduğunu, mahkemenin bu kısım ile ilgili olarak itirazın iptaline karar vermesi gerektiğini, 7.811,47.-TL. SGK ödemesinin müvekkili tarafından yapıldığını, davalı borçlu şirketin bunun aksini ispatlayacak bir delil dosyaya sunamadığını, müvekkilinin ticari defterlerinde de bu fatura alacağından dolayı 130.000,00.-TL. alacaklı olduğunun kayıt altında olduğunu, davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazın tamamen zaman kazanmaya yönelik olduğunu ve kötüniyetli olduğunu ve bu itirazı yaparak borçlu zaman kazandığını, 1,5 yıl süren yargılama sırasında borçlunun bütün mal varlığını elden çıkardığını, alacağın likit olduğunu, davalının gönderdiği BA mutabakat formunda borçlu olduklarını açık bir şekilde kabul ettiklerini, yapılan bilirkişi incelemesinde ortaya çıktığı üzere; icra takip öncesinde, kendi ticari defterlerinde müvekkiline bu fatura alacağından dolayı borçlu olduklarının kayıtlı olduğunu, yapılan itirazın haksız olduğunu, müvekkili lehine icra inkar tazminatına karar verilmesi gerektiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına, davalı borçlunun itiraz ettiği tüm takip borcu miktarı üzerinden en az %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında kararda usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-)Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,
2-)Davacıdan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-)İstinaf başvurusu nedeniyle yapılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve yargılama giderlerinin istinaf talep eden davacı üzerinde bırakılmasına,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 26/01/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

….