Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2020/272 E. 2022/65 K. 27.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ
…..

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/11/2019
NUMARASI ……
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 27/01/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 24/02/2022
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasında mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ GÖRÜLÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; davalının, dava dışı asıl işveren…… işini ihale yolu ile üstlendiğini, söz konusu inşaat işinin……tipi blokların ahşap çatı imalatlarının malzemeli olarak yapımı konusunda müvekkili ile davalı arasında 15/01/2008 tarihli sözleşmenin akdedildiğini, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin “…..maddesinde imalatın birim fiyatlarının belirlendiğini ve hakedişe giren imalatların bedelinin nakden ve tamamen …’den alınmasını müteakip 10 gün içerisinde % 40’nın nakit, geri kalanın ise 60 gün vadeli çek ile ödenmesinin kararlaştırıldığını, söz konusu sözleşmenin “Kesin Teminat ve İadesi” başlıklı 13. maddesinde taşeron müvekkilinin sözleşme konusu işin bedelinin % 10’u tutarında teminat senedi vereceğinin, ayrıca hakedişinden % 6 nakit teminatın içeride tutacağının, işin sözleşme şartlarında yapılması, kesin hesap, kesin hakediş ve kabul işleminin tamamlanmış olması halinde teminatların serbest bırakılacağının kabul edildiğini, müvekkilinin sözleşme uyarınca tüm edimlerini yerine getirdiğini ve dava dışı idare tarafından söz konusu işin kesin kabulünün yapıldığını, müvekkilinin hak etmiş olduğu bedellerin süresinde ödememesi nedeni ile şirketin zarara uğradığı gibi, davalının müvekkilinden kesmiş olduğu teminat tutarlarını da iade etmediğini, davalı tarafından bu zamana kadar herhangi bir ödeme yapılmaması nedeniyle hakkında Ankara 32. İcra Müdürlüğü’nün 2014/22794 takip sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek; davalının haksız ve kötü niyetli itirazının iptali ile %20 ‘den az olmamak üzere icra inkar tazminatı takdirini talep etmiştir.
Davalı vekili; müvekkilinin …’yle yapmış olduğu sözleşme çerçevesinde;…. İnşaatı İşi’nin yapımını üstlendiğini, davalı taşeronun ise,,, blokların çatı imalatı işini üstlendiğini, davacı işinin kabulünün, …’nin kabulüne bağlı olduğunu, davacının bu şartlarla üstlendiği işi eksik ve kusurlu imalatla terk ettiğini, kendisine defalarca yazılı – sözlü uyarı yapıldığı halde bir sonuç alınamadığını, …’nin sahada yaptığı kesin kabul incelemesinde davacının işine ilişkin eksik ve kusurları tek tek belirlediğini, müvekkiline bunları gidermek üzere süre verdiğini, sözleşmeye göre işin kabulü, …’nin kabulüne bağlı olduğundan, tespit edilen eksiklerin giderilmesi için davacıya Ankara 20. Noterliği’nin 06/12/2010 tarih ve ….. yevmiyesiyle çekilen ihtarnameyle sahaya davet edilerek, 2 gün içinde işe başlamasının ve işi tamamlamasının, aksi halde hakkında cezai şart uygulanarak eksik ve kusurların nam ve hesabına tamamlatılacağının ihtar edildiğini, davacının, işini tamamlamak yerine, çektiği karşı ihtarla işinin tamam olduğu, hatta teslim ettiği iddiasında bulunduğunu, bu hal karşısında müvekkilinin Borçlar Kanunu’ndaki seçimlik haklarından, işi davalının nam ve hesabına tamamlama yolunu seçtiğini, işin kesin kabulünün ancak işteki eksik – kusurların … Dekorasyon firmasına tamamlatılarak yapılabildiğini, …’nin, müvekkiline geciktiği süre nedeniyle 80.931,16 TL gecikme cezası uyguladığını ve bedelin kesinti yoluyla ödendiğini, sözleşmenin 10. maddesine göre kesin hakedişi yapma sorumluluğunun davacıda olduğunu, her konuda olduğu gibi bu yöndeki yükümlülüğünü de yerine getirmeyen davacıya Ankara 38. Noterliği’nin 18/10/2012 tarih ve …….. yevmiyeyle çekilen ihtarla işteki eksik ve kusurun nam ve hesabına tamamlandığının anlatıldığını, gecikme cezasıyla nam ve hesaba giderim faturalarının keşide edildiğini, kesin hakedişin tanzimi için davet gönderildiğini, davacının takibe ve davaya dayanak faturayı ve irsaliyeleri müvekkiline tebliğ ettiğine dair belgeleri ibraz etmediğini, vade farkına ilişkin ancak yazılı bir sözleşme varsa talepte bulunulabileceğini, taraflar arasında düzenlenen sözleşmede vade farkı uygulanacağına ilişkin bir hüküm bulunmadığı gibi bu hususta oluşan bir uygulama da olmadığını belirterek; davanın reddini davacı aleyhine % 20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatı takdirini savunmuştur.
Mahkemece; davanın itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, dosya üzerinden alınan bilirkişi raporunun dosya kapsamı ve delil durumuna uygun olup, hükme esas alındığı,
dosyada bulunan delillerin değerlendirilmesine göre; taraflar arasında…. Adet konut inşaatı işi kapsamında yapılacak işler için 15/01/2008 tarihli Taşeron Sözleşmesi imzalandığı, söz konusu iş kapsamında asıl işveren … ile davalı arasında düzenlenen kesin kabul tutanağında, işin kesin kabulüne engel eksik ve ayıp bulunmadığı, ancak 45 sayfa halinde eksik ve kusurlu işler olduğu hususlarına yer verilerek, kesin kabul tutanağında belirlenen eksik ve kusurlu işler için 07/03/2011 tarihine kadar süre verildiği, davacı tarafından, davalı aleyhinde, Ankara 32. İcra Müdürlüğü’nün 2014/22794 E. sayılı dosyası ile 17/11/2014 tarihinde başlatılan icra takibinde alacak tutarı toplam 56.341,97 TL olarak gösterilmiş olup, bu alacağın dayanağı olarak “Cari hesaba ilişkin vade farkı” açıklaması ile düzenlenen 05/10/2012 tarihli ve 83564 nolu 28.200,82 TL’lik fatura ile bu faturaya ilişkin 7.350,56 TL işlemiş faiz ve 16.491,96 TL tutarındaki teminat alacağı ile bu alacağa ilişkin 4.298,63 TL’lik işlemiş faiz gösterildiği, davalının defter ve kayıtlarının talimat mahkemesince görevlendirilen bilirkişi vasıtasıyla incelenmiş olup, düzenlenen 10/04/2017 tarihli raporda takip tarihi itibariyle davalının, davacıya 13.705,65 TL borcu olduğu, icra takibine konu 05/10/2012 tarihli ve 83564 nolu 28.200,82 TL’lik faturanın davalı kayıtlarında olmadığının belirtildiği, söz konusu raporda, davacının, davalıdan 13.705,65 TL alacağı bulunduğu belirtilmiş ise de, mahkemece yapılan değerlendirmeye göre, icra takibinde talep edilen birinci kalemin vade farkına ilişkin alacak olduğu, taraflar arasındaki sözleşmede vade farkı ödeneceğine dair bir hüküm bulunmadığı, alacağın dayanağı olarak gösterilen 05/10/2012 tarihli ve 83564 nolu 28.200,82 TL’lik faturada ise “…..” açıklamasına yer verildiği, dolayısıyla davacının vade farkı için düzenlenen bu faturaya istinaden talepte bulunulamayacağı, icra takibinde talep edilen ikinci kalemin ise teminat iadesine ilişkin olduğu, kesin teminatın iadesinin sözleşmenin 13. maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre teminatın iade edilebilmesi için taraflar arasındaki kesin hesap, kesin hakediş ve kabul işleminin tamamlanmış olması, taşeronun emanet işçilerine, alt taşeron veya işverene herhangi bir borcunun kalmamış olması, SSK’dan ilişiksiz belgesinin alınarak işverene teslim edilmesi gerektiği, davalı ile asıl işveren arasında kesin kabul tutanağı düzenlenmiş olmasına karşın, işbu davaya konu sözleşmenin taraftarı olan davacı ve davalı arasında düzenlenmiş kesin hesap ile SSK’dan alınmış ilişiksiz belgesinin dosyaya ibraz edilmediği, her ne kadar…. kuruma prim borcu yoktur şeklinde yazısı mahkemece dosyaya kazandırılmış ise de, bu belgenin, sözleşmenin 13. Maddesi kapsamında ilişiksizlik belgesi olarak kabulünün mümkün görülmediği, zira sözleşmede bu belgenin iş verene teslim edilmesi gerektiğinin açıkça belirtildiği, bu hususun da yerine getirilmediğinin anlaşıldığı, teminatın iadesine ilişkin sözleşme şartları gerçekleşmediğinden, teminatın iadesinin de talep edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf başvurusunda; her ne kadar taraflar arasında akdedilen sözleşmede vade farkı ödenmesi yönünde bir hüküm bulunmasa da taraflar arasında süre gelen uygulamada vade farkı ödenmesi kararlaştırıldığını, işbu sebeple Mahkemenin vade farkı alacağının doğmadığına ilişkin değerlendirmelerinin kabulünün mümkün olmadığını, bilineceği üzere gerek müteahhit şirket, gerekse taşeron şirketler tarafından her hakediş dönemi için ayrı ayrı olmak üzere SGK’dan ilişkisiz belgesi alınmadan, işveren … tarafından hakediş düzenlenmediğini, hakediş ödemelerinin ve işin kabulünün yapılmadığını, taraflar arasında akdedilen sözleşme kapsamında işveren … tarafından işin kesin hakkedişinin ve kabulünün yapılması karşısında, müvekkili tarafından SGK’dan ilişiksiz belgesinin alındığının izahtan vareste olup, bu belgenin dava dosyasına sunulmamış olmasının müvekkilinin teminat iadelerine hak kazanmadığı anlamına gelmediğini, SGK’nın mahkemeye düzenlediği yazı cevabına göre davacı müvekkilinin sözleşme kapsamında SGK’ya herhangi bir borcu bulunmaması ve işin kesin hakedişinin ve kesin kabulünün asıl işveren … tarafından yapılması karşısında, davalı yanın müvekkili şirketin SGK’ya herhangi bir borcu kalmadığını bildiği ve kabul ettiğinin açık olduğunu, davalı tarafça işin kesin kabulünün yapılmış olması karşısında sırf ilişiksiz belgesinin olmaması nedeni ile teminat kesintilerinin iadesi taleplerinin reddedilmesinin davalı tarafın haksız zenginleşmesine sebebiyet vereceği gibi, bu durumun dürüstlük kuralına da aykırılık teşkil edeceğini belirterek; iş bu sebeplerle mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin olup mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davaya konu sözleşme kapsamında dava dışı iş sahibi … tarafından kesin kabulün 07/05/2012 tarihinde onaylanmış olduğu, eldeki davanın ise 05/01/2015 tarihinde açıldığı, davanın tarafları arasında kesin hesabın yapılmadığı ihtilafsız ise de, işin tamamlanarak dava dışı iş sahibine teslim edildiği sabit olmakla , mahkemesince teminatın iadesi talebi yönünde kesin hesabın çıkartılarak ve sözleşme kapsamında davacının SGK ilişiksiz belgesi aldığına dair iddiası da değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin diğer istinaf nedenleri incelenmeksizin istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden görülmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/11/2019 tarih ve 2015/6 Esas- 2019/863 Karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,

3-Dairemiz kararına uygun şekilde davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,

4-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,

5-İstinaf talep eden davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 353/1-a maddesi gereğince KESİN olarak 27/01/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

…..

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır