Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2020/248 E. 2022/212 K. 23.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/11/2019
NUMARASI :……

DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 23/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/03/2022
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan alacak istemine ilişkin davada mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; müvekkilinin … … İlçesinde bir adet … Çevrim Santrali kurmak ve işletmek amacıyla …’dan Üretim lisansı aldığını, elektrik santralinde üretilen elektriğin ulusal şebekeye verilmesi için şebeke işleticisi … ile 28/05/2010 tarihinde “Bağlantı Sözleşmesi” imzalandığını, santrali ulusal şebekeye bağlayacak enerji iletim hattının yapımı …’a ait olmakla birlikte … kaynaklarının yetersiz olması nedeniyle 4628 sayılı Enerji Piyasası Kanununun geçici 14. maddesi uyarınca bedeli bilahare … tarafından ödenmek kaydı ile enerji iletim hattının yapımı işinin müvekkili tarafından üstlenildiğini, bu kapsamda “Bağlantı Sözleşmesi”ne 4 nolu ek olarak taraflar arasında aynı tarihli “Tesis Sözleşmesi” imzalandığını, taraflar arasında imzalanan Tesis Sözleşmesi uyarınca müvekkili tarafından Enerji santrali trafo merkezinden biri Çarşamba’ya diğeri Tirebolu’ya olmak üzere her biri 17 km uzunluğunda iki adet iletim hattı tesis edildiğini, hatların 06/08/2011 tarihi itibariyle kurulumunun tamamlanarak geçici kabullerinin yapıldığını, davalı tarafından müvekkiline gönderilen 17/02/2012 tarihli yazıda; tesis edilen iletim hattı ile ilgili olarak …’nın 28/04/2010 tarihinde kabul ettiği “Geri Ödemeye Esas Yatırım Tutarı Tespit Metodolojisi” kapsamında geri ödemesi yapılacak yatırım tutarının 5.860.977,01 TL + 843.980,69 TL KDV olarak belirlendiğini ve bu tutarın 06/09/2011 tarihinden başlamak üzere 10 yılda ve 120 eşit taksitte ödemesinin yapılacağını KDV’nin ise 30 gün içinde ödeneceğinin belirtildiğini, ancak davalı tarafından tespit edilen yatırım tutarının gerçekleşen yatırım tutarının çok altında olduğunu, davalı tarafından hesap şekline ilişkin müvekkiline gönderdiği 18/04/2012 tarihli yazıda; hesaplamanın “Geri Ödeme Metedolojisi” uyarınca ve söz konusu aynı hatlarla aynı karakteristiğe sahip Mersin-İskenderun EİH baz alınarak yapıldığının bildirildiğini, ancak Mersin-İskenderun hattının sağlıklı bir kıyaslama olmadığını, davalının esas aldığı Geri Ödeme Metodolojisine ilişkin … kararının Danıştay 13. Dairesinin 31/03/2015 tarih ve 2010/2546 Esas 2015/1256 Karar sayılı kararı ile iptal edildiğini, 4628 sayılı Kanunun geçici 14.maddesinde; yatırım tutarının, tesisi inşa eden kişilere ödeneceğinin kurala bağlandığını, maddenin amacının yapılan yatırım gerçek maliyet tutarının geri ödenmesi şeklinde olduğunu, tesisin inşa edileceği araziden veya coğrafi konumundan kaynaklanan maliyet farkının dikkate alınmamasının hakkaniyete aykırı olduğunu, müvekkili tarafından tesisin inşasında harcanan tutarın 15.685.498,40 TL olup davalı tarafından 6.704.957,70 TL olarak belirlenen geri ödeme tutarının mahsubundan sonra müvekkiline ödenmesi gereken 8.890.540,70 TL’nin 4628 sayılı Kanunun geçici 14. maddesi uyarınca davalıdan tahsili gerektiğini, davalının geri ödemeye esas değeri hesaplarken tamamen Danıştay’ca iptal edilen Geri ödeme Metodolojisine dayandığını, Danıştay’ın iptal kararı ile birlikte davalı …’ın hesaplama şeklinin dayanaksız kaldığını belirterek; şimdilik 500.000,00 TL’nin tesisin geçici kabulünün yapıldığı tarihten itibaren işleyecek ticari faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiş; 03/12/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile, alacak miktarını 1.000.000,00 TL’ye ıslah ettiklerini beyan etmiştir.
Davalı vekili; idari sözleşmelerden kaynaklanan uyuşmazlıkların görüm ve çözümünün idari yargı mercileri tarafından gerçekleştirilmesi gerektiğinden davanın yargı yolu itirazları gözetilerek görev yönünden reddi gerektiği, davacı ile teşekkülleri arasında imzalanan Bağlantı Anlaşması kapsamında, davacı tarafından yapılan yatırımın müvekkili tarafından davacıya ödenmekte olduğunu, … ili sınırları içerisinde … …. ve Tic. A.Ş.’ce kurulan 890 MW kurulu gücündeki … DGKÇS’nin iletim sistemine irtibatını teminen 28/05/2010 tarihinde Bağlantı Anlaşması imzalandığını ve şirketin ticari ünvanının değişmesi nedeniyle Bağlantı Anlaşmasının 03/12/2010 tarihinde revize edildiğini, … DGKÇS’nin iletim sistemine irtibatı kapsamında gerekli görülen ve Bağlantı Anlaşması kapsamında Teşekkülü adına … …. ve Tic. A.Ş. tarafından, mülga 4628 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunun Geçici 14. maddesi hükümleri doğrultusunda tesis edilen iletim sistemi yatırımlarının, 28/05/2010 tarihli Bağlantı Anlaşması ve 03/12/2010 tarihli Revize Bağlantı Anlaşması Ek-4 Tesis Sözleşmesi kapsamında olduğunu, söz konusu EİH’nın; Fiili Durum Tespitinde 380 kV DGKÇS TM’den itibaren 380 kV tek devre 3B 1272 MCM, 14+662,75 km EİH(OPGW’li) tesisi işi, 380 kV … DGKÇS TM’den itibaren 380 kV tek devre 3B 1272 MCM 14+697,61 km EİH (OPGW’li) olarak gerçekleştiğini ve Geçici Kabul Onayının 05/12/2011 tarihinde yapıldığını, söz konusu iletim tesisine ilişkin gerçekleşen yatırım tutarının, …’nm 26/04/2010 tarih, 2536 sıra nolu kararı ile yürürlüğe girmiş ancak Danıştay 13. Dairesinin 31/03/2015 tarih ve 2010/2546 Esas- 2015/1256 Karar sayılı kararıyla iptal edilmiş olan “Geri Ödemeye Esas Gerçekleşen Yatırım Tutarı Tespit Metodolojisi” uyarınca 5.860.977,01 TL olarak belirlenerek, geri ödeme işlemlerinin başlatıldığını, davaya konu EİH tesisi için Geri Ödemeye Esas Gerçekleşen Yatırım Tutarı Tespit Metodolojisi’ne göre hesaplanan 5.860.977,01 TL Gerçekleşen Yatırım Tutarına ilişkin 28/08/2012 tarih ve 043585 nolu faturanın düzenlenerek Teşekküllerine gönderildiğini, 30/07/2016 tarihli ve 29786 sayılı … Gazete’de yayımlanan Elektrik Piyasası Bağlantı ve Sistem Kullanım Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmeliğin 2. maddesi ile 28/01/2014 tarihli ve 28896 sayılı … Gazete’de yayımlanan Elektrik Piyasası Bağlantı ve Sistem Kullanım Yönetmeliğinin 20. maddesinin 4. fıkrasının değiştirildiğini, ayrıca aynı maddenin sonuna 8. fıkranın eklendiğini, belirtilen yönetmelik değişikliği kapsamında 05/12/2016 tarihi itibariyle davacı Şirketin gerçekleşen yatırım tutarından kalan alacağı ile Ağustos 2016 dönemi sistem kullanım toplam (sabit ve değişken) tutarından yapılan mahsuplaşma neticesinde davacının Teşekküllerinden söz konusu tesise ilişkin herhangi bir alacağının kalmadığını belirterek; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın; 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunun geçici 14. maddesi uyarınca davacı tarafından tesis edilen enerji iletim hatlarının geri ödemeye esas yatırım tutarının davalı tarafça ödenmeyen kısmının tahsili istemine ilişkin olduğu, 4628 sayılı Enerji Piyasası Kanunu’nun Geçici 14. maddesinin tesis bedelinin taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre geri ödeneceğini kurala bağladığı, davacı … … Elektrik Üretim AŞ’nin almış olduğu üretim lisansı kapsamında … ili … İlçesi sınırları içinde kurulan 886 MV kapasiteli … Santralinin ulusal şebekeye bağlanması için şebeke işleticisi olan davalı … ile 28/05/2010 tarihli Bağlantı Anlaşması ve aynı tarihli “Ek-4 Tesis Sözleşmesi” imzalandığı, Bağlantı anlaşmasının “Karşılıklı Yükümlülükler” başlıklı 5. maddesinde; genişleme yatırımı veya yeni yatırımın kullanıcı tarafından yapılması veya finansmanının sağlanması halinde, … ile Kullanıcı arasında Ek-4’de yer alan “Tesis Sözleşmesi” düzenleneceğinin, kullanıcı ile imzalanan Sistem Kullanım Anlaşmasının anlaşma hükümleri çerçevesinde feshi halinde kullanıcının yaptığı harcamalar için herhangi bir hak talebinde bulunmayacağının, kurum tarafından onaylı Bağlantı Bedelleri Metodolojisine göre hesaplanan iletim bağlantı bedelinin kullanıcı tarafından …’a ödeneceğinin, …, fiziki bağlantının gerçekleşmesinden sonra kesinleşen bedel üzerinden gerekli düzeltmelerin yapılacağının, bağlantı varlıklarının işletme ve bakım masraflarının, mülkiyet sınırları dahilinde ilgili taraflarca karşılanacağının belirtildiği, 28/05/2010 tarihli Bağlantı Sözleşmesi’nin 4 nolu eki olan “Tesis Sözleşmesi”nde; işin damga vergisine tabi toplam keşif bedelinin 8.566.776 TL oluğunun ve Geri ödemeye esas yatırım tutarının 26/04/2010 tarihli … kararı ile onaylanan “Geri Ödemeye Esas Gerçekleşen Yatırım Tutarı Tespit Metedolojisi” uyarınca yapılacağının belirtildiği, yine taraflar arasında imzalanan 03/12/2010 tarihli revize sözleşmede; geri ödemeye esas gerçekleşen yatırım tutarının … tarafından onaylanan “geri ödemeye esas gerçekleşen yatırım tutarı tespit metodolojisine göre hesaplanacağının, geçici kabul onayını takiben 30 gün içinde anlaşmanın tarafı olan sistem kullanıcısının metodoloji ile belirlenen yatırım tutarı üzerinden … adına bir fatura düzenleyeceğinin belirtildiği, dava konusu olan 28/05/2010 tarihli Bağlantı Sözleşmesinin 4 nolu eki “Tesis Sözleşmesi” kapsamında yapılan; … … Kombine Çevrim Santrali Trafo Merkezinden itibaren 380 kV tek devre 17 km 3B1272 MCM ve (Çarşamba),… … Kombine Çevrim Santrali Trafo Merkezinden itibaren 380 kV tek devre 17 km 3B1272 MCM ve (Tirebolu), enerji iletim hatlarının davalı … tarafından geçici kabulünün 06/08/2011 tarihinde yapıldığı, 380kV hava hattı olarak yapılan hava hatlarının her birinin uzunluğunun taraflar arasında düzenlenen Fiili Durum Tespit Tutanağına göre 14,66 km + 14,69 km olarak tespit edildiği, …’ın 17/02/2012 tarihli yazısında; Enerji İletim Hattının “Geri ödemeye Esas Gerçekleşen Yatırım Tutarı Tespit Metedolojisi” çerçevesinde hesaplanan bedelinin KDV hariç 5.860.977,01 TL olduğu belirterek davacıdan bu bedel için fatura düzenlemesini istediğini, davacının ise 16/03/2012 tarihli yazısında; faturalandırılması istenen tutarın hesaplanmasında baz alınan kriterlerin bildirilmesini istediği, …’ın bu kez 18/04/2012 tarihli yazıda; Tesis Sözleşmesinin 2.maddesi ve “Geri Ödemeye Esas Gerçekleşen Yatırım Tutarı Tespit Metedolojisi” gereği geri ödemeye esas yatırım tutarının söz konusu hatlar ile aynı karakteristiğe sahip ve Kamu İhale Kanunu kapsamında ihale edilen 380 kV Mersin-İskenderun EİH baz alınarak ve fiili durum tespit tutanağında yer alan kilometreler üzerinden tespit edildiğini bildirildiği, bunun üzerine davacının 24/05/2012 tarihli yazıda şirketlerince yapılan iletim hattının maliyetinin yaklaşık 11 milyon TL olduğu belirtilerek hesaplamanın yeniden gözden geçirilmesinin istendiği, …’ın 09/08/2012 tarihli cevabi yazısında; hesaplamaya esas metodolojide uygulama zorlukları, coğrafi koşullar vs. kriter yer almadığından her hangi bir bedel artışı yapılmayacağı ve en geç 8 gün içinde 5.860.977,01 TL’ye göre düzenlenecek faturanın gönderilmesini talep ettiği, bu yazı üzerine davacı tarafından kaleme alınan 19/09/2012 tarihli yazıda; “Geri ödemeye esas gerçekleşen yatırım tutarı tespit metodolojisi çerçevesinde hesaplanan KDV hariç 5.860.977,01 TL için düzenlenen fatura gereği için ekte gönderilmiştir” denilerek 28/08/2012 tarihli faturanın …’a gönderildiği, yazının …’a ulaşmasından sonra … tarafından ödeme planının davacı şirkete gönderildiği, başka bir anlatımla davacı şirketin davalı … tarafından belirlenen 5.860.977 TL’lik tutara yukarıda yer verilen yazılarla itiraz ederek mağduriyetinin giderilmesini istediği, ancak davalının kabul etmemesi üzerine söz konusu bedel üzerinden 28/08/2012 tarihli faturayı düzenleyerek davalıya gönderdiği, düzenlenen faturada her hangi bir ihtirazı kayıt bulunmamakla birlikte davalı tarafından hesaplanan yatırım tutarının davalının kabulünde olmadığı, davalının hesaplamada esas aldığı 26/04/2010 tarihli … kararının iptali istemiyle Danıştay 13. Dairesinde açılan davada verilen 2010/2546 Esas- 2015/1256 Karar sayılı kararda; tesisi inşa eden kişilere geri ödenecek yatırım tutarının tespitine ilişkin yasal düzenlemenin 4628 sayılı kanunun Geçici 14.maddesi olduğu, maddedeki düzenlemenin lafzi yorumundan kanun koyucunun muradının yatırımın gerçek maliyetinin geri ödenmesi olduğu, … tarafından benimsenen metodolojinin tesisin inşa edileceği bölgedeki arazi ve coğrafi zorluklardan kaynaklanan maliyet farkını yansıtan bir düzenleme olmadığı bu durumun hakkaniyete aykırı olduğu, öte yandan metodoloji ile esas alınan benzer sözleşmelerdeki en düşük bedel yaklaşımının da doğru olmadığı belirtilerek 26/04/2010 tarihli … kararının iptaline karar verildiği, davalı vekilinin mahkemeye sunduğu 21/12/2018 tarihli dilekçede; Danıştay 13. Dairesinin kararı ile iptal edilen metodoloji yerine iptal kararı doğrultusunda hazırlanan ve …’nın 16/11/2016 tarihli kurul kararı ile onaylanarak yürürlüğe giren “Geri Ödemeye Esas Yatırım Tutarı Tespit Metodolojisi” uyarınca davacının alacağının yeniden hesaplandığını, yapılan hesaplamada davacı lehine oluşan 626.300,99 TL’lik fark tutarın 31/10/2018 tarihinde davacıya ödendiğini bildirdiği, sistem kullanıcısı tarafından tesis edilen enerji iletim hattı bedelinin tesisi inşa eden kişilere geri ödeneceğinin 4628 sayılı kanunun geçici 14. maddesinde düzenlendiği, bu düzenlemeye paralel olarak taraflar arasında imzalanan 03/12/2010 tarihli revize tesis sözleşmesinin 2/A maddesinde geri ödemeye esas gerçekleşen yatırım tutarının … tarafından onaylanan “geri ödemeye esas gerçekleşen yatırım tutarı tespit metodolojisine göre hesaplanacağının, geçici kabul onayını takiben 30 gün içinde sistem kullanıcısının metodoloji ile belirlenen yatırım tutarı üzerinden … adına bir fatura düzenleyeceğinin belirtildiği, davalı tarafından hesaplamada esas alınan 26/04/2010 tarihli Metodolojinin Danıştay 13. Dairesince iptal edilmiş olup, iptal gerekçesinde; 4628 sayılı kanunun Geçici 14.maddesindeki amacın yatırımın gerçek maliyetinin geri ödenmesi olduğu, … tarafından benimsenen metodolojinin tesisin inşa edileceği bölgedeki arazi ve coğrafi zorluklardan kaynaklanan maliyet farkını yansıtan bir düzenleme olmadığı bu durumun hakkaniyete aykırı olduğu, öte yandan metodoloji ile esas alınan benzer sözleşmelerdeki en düşük bedel yaklaşımının da doğru olmadığının belirtildiği, 07/10/2018 tarihli bilirkişi ek raporunda davacı tarafından fiilen gerçekleştirilen yatırım tutarının 6.336.498 Euro olduğu, davalı tarafından yapılan ödemenin mahsubu ile davacının kalan alacak tutarının 3.157.494,16 Euro olduğunun belirtildiği, en son alınan 14/09/2019 tarihli bilirkişi ek raporunda davacının alacağının 5.374.174 TL olarak hesaplandığı, … tarafından uygulamaya konulan metodoloji hakkında Danıştay 13. Dairesince verilen iptal kararının gerekçesi dikkate alındığında, gerçekleşen fiili yatırım tutarının hesaplamada esas alınması gerektiği, bilirkişi raporlarında hesaplanan tutarların davacının talebinin üzerinde olduğu gerekçesiyle taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne, konusu kalmayan 705.214,91 TL tutar yönünden karar verilmesine yer olmadığına, 294.785,09 TL ‘nin davalıdan tahsiline, alacağa dava tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf başvurusunda; mahkemece “Geri Ödemeye Esas Gerçekleşen Yatırım Tutarı Tespit Metodolojisi”nin bağlayıcı olduğuna ilişkin taraflar arasındaki anlaşma ve yürürlükteki mevzuat hükümleri tamamen gözardı edilerek, fiili yatırım tutarının hesaplamada esas alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, gerek taraflar arasındaki bağlantı anlaşması (ve eki tesis sözleşmesi) gerekse hali hazırda yürürlükte bulunan mevzuat hükümleri uyarınca … tarafından onaylanan “Geri Ödemeye esas gerçekleşen yatırım tutarı tespit metodolojisi”nin taraflar için bağlayıcı olup, dava konusu tesislere ait geri ödemeye esas yatırım tutarının metodoloji göz ardı edilerek, hesaplanmasının mümkün olmadığının, uyuşmazlığın yürürlükteki metodoloji kapsamında çözümlenmesi gerektiğini, bu bakımdan da mahkeme kararının yürürlükteki anlaşma ve mevzuat hükümlerini yok sayar mahiyetteki gerekçesinin sözleşmelerin bağlayıcılığı ve serbestisi ilkelerine açıkça aykırı olduğu gibi, mevzuatta yer alan dava konusuna ilişkin düzenlemelerin de hukuka aykırı şekilde bertaraf edilmesi sonucuna yol açtığını, zira yürürlükteki metodolojinin Danıştay’ın iptal gerekçelerine uygun şekilde hazırlanmış olup, görevli yargı mercilerince verilmiş bir iptal kararı da bulunmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunda fiili yatırım tutarı adı altında yapılan hesaplamaların dayanaktan yoksun olduğu gibi, 14/09/2019 tarihli rapordaki hesaplamada kullanılan yöntemin de esasen tesis öncesi “tahmini keşif bedelinin” belirlenmesine yönelik olup, dava konusu geri ödemeye esas yatırım tutarı ile ilgisi bulunmadığını, bilirkişi raporunda tahmini keşif bedeline ilişkin hatalı hesaplama yöntemi kullanılmasının bir sonucu olarak gerçekleşen fiili hat uzunluğu yerine, tahmini hat uzunluğuna göre hesaplama yapıldığını, yine dava konusu yatırım tutarı ile hiçbir ilgisi olmayan yöntem kullanılarak hesaplanan ve esasen kabulü mümkün olmayan tutarda 26/11/2016 tarihli ve 29900 sayılı … Gazete’de yayımlanan metodoloji kapsamında müvekkilince yeniden hesaplanarak davacıya ödenen ilave yatırım tutarının dahi dikkate alınmadığını, yürürlükteki metodoloji kapsamında hesaplanan “Geri Ödemeye esas gerçekleşen yatırım tutarı” nın davacı şirkete tamamen ödenmiş olup, mahkeme kararında belirtildiğinin aksine davacının herhangi bir tesis alacağı bulunmadığını, metodoloji kapsamında güncellenen tutar üzerinden tespit edilen 626.300,09 TL ilave yatırım tutarının ise 28/09/2018 tarihli faturaya istinaden 31/10/2018 tarihinde sistem kullanım bedelini mahsup edilmek suretiyle tamamen ödendiğini, aynı konu hakkında müvekkili idare aleyhine açılan davalarda yürürlükteki 26/11/2016 tarihli metodoloji kapsamında hesaplanan “Geri Ödemeye Esas Gerçekleşen Yatırım Tutarı”nın taraflar için bağlayıcı olduğunun tespitine yönelik yargı kararları bulunduğunu, ayrıca davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla mahkemece ıslah talebine ilişkin zamanaşımı defilerinin dikkate alınmamasının ve dava ve ıslah tarihi ayrımı yapılmaksızın hükmedilen alacağa dava tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek; mahkeme kararının kaldırılmasına, haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, davanın kabulüne, konusu kalmayan 705.214,91 TL tutar yönünden karar verilmesine yer olmadığına, 294.785,09 TL’nin davalıdan tahsiline, alacağa dava tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına dair verilen karara karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca tarafların istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasında düzenlenen 28/05/2010 tarihli Bağlantı Anlaşması’nin Ek-4 Eki olan “Tesis Sözleşmesi”, niteliği itibariyle dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi olup, davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Bu sözleşme ile davacı yüklenici, davalı için, 380 kV … DGKÇS TM’den itibaren 2 adet 380 kV tek devre 3B 1272 MCM karakteristikli bir Enerji İletim Hattı imali işini üstlenmiştir. Sözleşmeye göre toplam keşif bedeli. 8.566.776,00 TL olup, geri ödemeye esas yatırım tutarının tespiti 26/04/2010 tarih, 2536 Sayılı … Kararı ile onaylanan “Geri Ödemeye Esas Gerçekleşen Yatırım Tutarı Tespit Metodolojisi”ne göre yapılacaktır. Bu sözleşme kapsamında işin tamamlanarak 05/12/2011 tarihinde geçici kabulünün yapılarak onaylandığı hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Yine davadan önce, 26/04/2010 tarih ve 2536 Sayılı … Kararı ile onaylanan “Geri Ödemeye Esas Gerçekleşen Yatırım Tutarı Tespit Metodolojisi”ne göre iş bedelinin hesaplanarak davacı tarafından düzenlenen faturada belirtilen tutarın, en son “Elektrik Piyasası Bağlantı ve Sistem Kullanım Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmelik” uyarınca Ağustos 2016 dönemi sistem kullanım toplam tutarından mahsuplaşma yapılmak suretiyle tamamen ödendiği hususu da tarafların kabulündedir.
Yine davalı vekilinin 21/12/2018 tarihli beyan dilekçesinden; taraflar arasındaki Tesis Sözleşmesi’ne göre iş bedelinin tespit ve ödemesine ilişkin uygulanacağı kabul edilen 26/04/2010 tarih ve 2536 Sayılı … Kararı ile onaylanan “Geri Ödemeye Esas Gerçekleşen Yatırım Tutarı Tespit Metodolojisi”nin Danıştay 13.Dairesi’nin 31/03/2015 tarih ve 2010/2546 Esas-2015/1256 Karar sayılı kararı ile iptal edilmesinden sonra, …’nın 16/11/2016 tarih ve 6593-20 Sayılı Kurul Kararıyla onaylanarak 26/11/2016 tarih ve 29900 Sayılı … Gazete’de yayınlanan “Geri Ödemeye Esas Gerçekleşen Yatırım Tutarı Tespit Metodolojisi”ne göre yeniden hesaplanan toplam tesis bedelinin dava tarihinden sonra KDV dahil 705.214,91 TL olarak 31/10/2018 tarihinde sistem kullanım toplam tutarından mahsuplaşma yapılmak suretiyle ödendiği, bu beyana davacı tarafça itiraz edilmediği anlaşılmaktadır.
Her ne kadar davacı yüklenici vekilince, ödemeye esas alınan 26/04/2010 tarihli … kararının Danıştay 13. Dairesince verilen iptal kararının gerekçesi dikkate alınarak yeniden hesaplanarak iş bedelinin tespiti ve tahsili talep edilmişse de; taraflar arasında düzenlenen Tesis Sözleşmesi’nde açık bir şekilde iş bedelinin 26/04/2010 tarih ve 2536 Sayılı … Kararı ile onaylanan “Geri Ödemeye Esas Gerçekleşen Yatırım Tutarı Tespit Metodolojisi”ne göre tespit edilerek ödeneceğinin kararlaştırıldığı, davacıya, sözleşme ile uygulanacağını kabul ettiği metodoloji kapsamında ve bu metadolojinin Danıştay 13. Dairesi’nin iptal kararından sonra düzenlenen 26/11/2016 tarih ve 29900 Sayılı … Gazete’de yayımlanan “Geri Ödemeye Esas Gerçekleşen Yatırım Tutarı Tespit Metodolojisi”ne göre yeniden hesaplanan iş bedelinin ödendiği, sözleşme serbestisi ilkeleri uyarınca davacının sözleşme ile uygulanacağını kabul ettiği metodolojiye göre bakiye bir alacağının kalmadığı, davada, dava tarihi öncesi itibariyle ödenen bedelin dışında alacak olduğu iddiası ile ıslah dahil 1.000.000,00 TL üzerinden talepte bulunulduğu, bu miktarın KDV dahil 705.214,91 TL olarak dava tarihinden sonra 31/10/2018 tarihinde davacının sistem kullanım bedelinden mahsuplaşma yapılmak suretiyle ödendiği, bu miktar yönünden davanın konusunun kalmadığı, anlaşılmakla bu miktar yönünden konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile, sözleşme hükümlerine uygun olarak düzenlenmeyen bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davanın kısmen kabulüne, yargılama sırasında yeni metodolojiye göre hesaplanarak davalı tarafından ödenen 705.214,91 TL yönünden karar verilmesine yer olmadığına, fazlaya ilişkin talebin reddine, yargılama sırasında yeni metodoloji kapsamında yapılan hesaplamaya göre ödeme yapıldığından, yönetmelik değişikliği uyarınca ödenme şekli de nazara alınarak dava tarihi öncesi itibariyle ödenir durumda olan rakam belli olmadığından, davalı tarafça yargılama sırasında ödenen kısım yönünden dava açılmasına sebebiyet verilmediğinden bu miktara ilişkin taraflarca yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına ve bu miktar yönünden taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, bakiye reddedilen miktar yönünden davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmesine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, yargılama sırasında yapılan ödeme ile konusuz kalan miktar yönünden karar verilmesine yer olmadığına, kalan miktar yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/11/2019 tarih ve 2016/833 Esas- 2019/888 Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Konusu kalmayan 705.214,91 TL yönünden karar verilmesine yer olmadığına, kalan 294.785,09 TL yönünden davanın REDDİNE,
4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcından peşin ve ıslah ile alınan 17.078,75 TL’nin mahsubu ile kalan 16.998,05‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 29.084,96 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan 13,00 TL müzekkere ile 16,20 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 29,2‬0 TL yargılama giderinin takdiren 20,00 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince, taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran ilgili tarafa iadesine,
İstinaf incelemesi yönünden;
9-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yatırılan 17.078,00 TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
10-İstinaf talebinde bulunan davalı tarafından yatırılan 148,60 istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 22,00 TL tebligat gideri ve 28,43 TL posta masrafı olmak üzere toplam 199,03‬ TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 23/02/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

…….