Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2020/189 E. 2022/170 K. 16.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/10/2019
NUMARASI ….
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 16/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/02/2022
Davacı vekilince tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili: Taraflar arasında 21/12/2016 tarihinde …. ilçesindeki tesiste açık ambarın bulunduğu alanın …/.. hazır beton kullanılarak pompalı olarak kaplanılması işiyle ilgili olarak sözleşme imzalandığını, sözleşme gereğince müvekkilinin bütün edimlerini yerine getirdiğini, davalı işletme müdürlüğünün belirlemiş olduğu alana 510m3 hazır beton dökerek (kaplayarak)edim yükümlülüğünü tamamladığını, davalının işletme müdürlüğünce oluşturulan muayene kabul komisyonunun hazırladığı 12/07/2017 tarihli muayene kabul tutanağında, ihale konusu 510 m3 betonun 133 m3’lük kısmının teknik şartnameye uygun olduğuna, 377 m3’lük kısmının uygun olmadığı tespitine yer verildiğini, müvekkilinin davalıya yazılı olarak başvurarak karot numunesi alınmak suretiyle söz konusu kısmın ihale şartlarına uygunluğunun araştırılmasını talep ettiğini, davalı tarafından bu talebin reddedildiğini, davalı tarafından numunelerin mevzuatına ve standardında belirlenen usule uygun alınmadığını, numunelerin nakliye ve bekleme koşullarına da uyulmadığını, bu nedenle teknik şartnameye uygun bulunmayan hazır beton değerleri yönünden davalının almış olduğu referans değerlerinin hatalı olduğunu, müvekkilinin Çan Noterliğince 20/07/2017 tarih ,,,, yevmiye numaralı ihtarnameyi davalı işletme müdürlüğüne keşide ettiğini ancak sonuç alınamadığını belirterek müvekkilince sözleşme kapsamında teslim edilen davalı yanca bedeli ödenmeyen 377 m3’lük hazır betondan kaynaklanan 50.895,00 TL(KDV hariç) alacağın malın teslim tarihi olan 02/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili: Davacının sevk ettiği betonlarda yalnızca 133 m3 lük kısmın teknik şartnameye uygun olduğunu, geri kalan kısmın ise şartnamede belirtilen değerleri karşılamadığını, bu durumun muayene kabul tutanağında belirlenip davacıya bildirildiğini, davacının uygulama alanında karot alınması ve işlemlerin bu sonuca göre kararlaştırılması ile ilgili taleplerde bulunduğunu ancak söz konusu taleplerin uygun bulunmaması nedeniyle müvekkilince reddedildiğini, neticede 377 m3 lük kısmın bedelinin ödenmemesinin usul ve yasal mevzuat dahilinde gerçekleştirildiğini, sözleşme ve teknik şartnameye aykırılığın bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; Tarafların gösterdiği delillerin toplanıldığı, bu kapsamda mal alımına ait 21/12/2016 tarihli sözleşme, taraflar arasındaki yazışmalar, ihtarnameler ve düzenlenen faturaların dosyaya delil olarak kazandırıldığı, söz konusu iş Çan ilçesinde yapıldığından Çan Asliye Hukuk Mahkemesi aracılığıyla yerinde inceleme yaptırılıp örnekler alınıp, labaratuarda deney sonuçları sağlanıp, bilirkişiden 01/02/2019 tarihli rapor ve 19/08/2019 tarihli ek raporun alındığı, taraf vekillerinin de katıldığı keşif sırasında Çanakkale …. Labaratuarından gelen yetkililerce betonlardan numuneler alındığı ve söz konusu numune aynı labaratuarda analiz edilerek 29/01/2019 tarihli deney sonuçlarının düzenlendiği, keşfe katılan inşaat mühendisi bilirkişinin de söz konusu deney sonuçlarını da değerlendirerek rapor ve ek rapor düzenlediği, 01/02/2019 tarihli raporda dava konusu 377 m3’lük betonda 327.800 m3’lük kısmın sözleşmeye ve şartnameye uygun olduğu ve bedelinin ödenmesi gerektiği ve bu kısma isabet eden bedelin 43.597,40 TL olduğu bu tutardan uygun olmayan beton bölümü için uygulanacak ceza bedeli 6.64 TL çıkarıldığında davacının hak ettiği bedelin 43.590,76 TL olduğu sonucuna varıldığı, davacı tarafın raporu kabul ettiği, ancak davalı taraf teknik itirazlar getirdiğinden ve rapor denetime elverişli bulunmadığından bilirkişiden davalı itirazlarını karşılar ve uzman olmayan kişilerin de anlayacağı hesap yapar ek rapor istendiği, bilirkişi tarafından düzenlenen 19/08/2019 tarihli ek raporda, bedeli ödenmeyen 377 m3 betondan kriterleri tam olarak sağlayan 262 m3’lük beton bedelinin ödenmesi gerektiğinin tespit olunduğu, sonrasında davalı vekilinin talep ettiği şekilde standart sapma hesabına uygun hesap yapıldığında ödenmesi gereken bedelin 35.395,92 TL olduğu, ancak döküm işinde dökülen betonların ano ano ayrılarak parça parça dökülmüş olduğundan ve bir anoya dökülen beton basınç dayanımının diğer anodaki beton basınç dayanımını etkilemeyeceği, bu durumda standart sapma metotunun doğru olmayacağı değerlendirilerek yapılan ikinci hesaplamaya göre davacı alacağının 43.590,76 TL (uygun olmayan 49.200 m3 için sözleşmeye göre kararlaştırılan binde 1 ceza tutarı 6,64 TL mahsup edildiğinde) olacağının hesaplandığı, mahkemece bilirkişi tarafından yapılan hesaptan ikincisine itibar edildiğini, çünkü bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere betonlar farklı günlerde ve parça parça dökülmüş ve bu parçalardan sadece 49,2 m3 beton barındıran 03/06/2017 tarihinde dökülen 3, 13, 15 ve 17 numaralı parçaların basınç dayanımı yeterli olmadığından sözleşmeye uygun imalat olarak değerlendirilmediği ve bu parçaların diğer parçaları etkilemeyeceği anlaşıldığından davacı tarafın bedelini ödemediği 377 m3 betonun ayıpsız imal edilen ve ayıplı kısımdan etkilenmeyen 327,8 m3’lük kısmının bedeli olan 43.590,76 TL’nı davalıya ödemesi gerektiği, davacı tarafın 02/06/2016 tarihinden itibaren ticari faiz talep etmiş ise de sözleşmenin 12.maddesinde bedelin ne şekilde ödeneceğinin düzenlendiği, yapılan yargılamalarda bir kısım imalatların standart dışı olduğu da belirlendiğinden 12. maddeye göre ödeme gününün tayin edilemeyeceği ve davalının bu madde kapsamında temerrüdünün oluşmadığı, davacı tarafça gönderilen ihtarnamede ise de miktarı belli bir para borcunun ödenmesinin talep edilmediği gözetildiğinde temerrütün dava tarihi itibariyle gerçekleştiğinin kabul edildiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 43.590,76 TL’nın dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlı avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mal tesliminin üzerinden 2,5 yıl geçtiği halde, müvekkili şirketin hala malın bedelini alamadığını, ilk derece mahkemesinin faizin başlangıcına dair kararının gerekçesinin usul ve yasaya uygun olmadığını, müvekkilince keşide edilen 20/07/2017 tarihli ihtarnamede 377 m3 hazır beton bedelinin ödenmediği ihtarının bulunduğunu, ihale sözleşmesinde ürün bedelinin 135,00 TL/m3 olduğu yazılı olup, bu duruma göre parası ödenmeyen 377 m3 betona ait bedel talep edildiğine göre, bu bedelin 377 m3 x 135,00 TL/m3=50.895,00 TL olduğu hususunun açık olduğunu, dolayısıyla söz konusu ihtarnamede, miktarı belli bir para borcunun ödenmesinin talep edilmediği yönündeki ilk derece mahkemesinin tespitinin/hükmünün hatalı olduğunu, kaldı ki, kabul anlamına gelmemek üzere, malın son kısmının teslim edildiği 05.06.2017 tarihinde temerrüdün oluşmadığı kabul edilse dahi, kararın aksine, en azından 20.07.2017 tarihli ihtarname ile davalı yönünden temerrüdün oluştuğunun kabulü gerektiğini belirterek mahkeme kararının alacağa uygulanacak faizin başlangıç tarihine yönelik bölümü ve dayandığı gerekçeler usul ve hukuka aykırı olduğundan kararın bu kısmının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 01.02.2019 tarihli ve 19.08.2019 tarihli bilirkişi raporlarına itirazlarını tekrar ettiklerini, mahkeme tarafından bilirkişi raporuna karşı itirazlarının dikkate alınmadan, eksik ve yanlış değerlendirme ile hüküm kurulduğunu, davacıya ödeneceğine hükmedilen tutarın bilirkişi ek raporunda belirlenen tutar olup bu tutarın belirlenmesinde kullanılan hesap analizinin ilgili standarda (TS/EN 13791) uygun olmadığını, ödemeye esas tutarın belirlenmesinde TS/EN 13791 standardında karot numune analizlerinin dikkate alınması gerektiğini, karot numuneleri değerlendirilmeden önce yükleniciye, 133m3x135TL=17.955,00 TL hakediş ödemesi yapıldığını ve bu ödeme üzerinden 41,45TL ceza uygulandığını, net olarak yükleniciye 17.955,00-41,45=17.913,55TL ödendiğini, karot numuneleri değerlendirildikten sonra yukarıdaki değerlendirmeler sonucunda teknik şartnameye uygun olarak ödemeye esas beton miktarının 133+113+149=395 m3 olduğunun tespit edildiğini buna göre yükleniciye toplam olarak 395×135=53.325,00TL hakediş ödemesinin yapılması ve bu ödeme üzerinden sözleşmeye uygun olmayan beton bedelinin binde biri kadar (115x135x0,001=15,53TL) ceza uygulanması ile yüklenicinin hakedişi 53.325,00-15,53=53.309,47TL olduğunu, bu hakedişin 17.913,55TL’ lık tutarı yükleniciye önceden ödenmiş olduğundan yükleniciye ilave olarak ödemesi gereken tutarın 53.309,47-17,913,55=35.395,92TL olarak belirlenmesi gerekirken mahkeme tarafından itirazları dikkate alınmayarak bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm kurulduğunu, hükme esas alınan, bilirkişi raporunun “Sonuç ve Kanaatler” Başlığının “2.2. Hesap” başlığında belirtilen değerlerin ilgili standarda (TS/EN 1379’e) uygun olmadığı bu sebeple bu değerler dikkate alınarak belirlenen ödemeye esas tutarın hiçbir şekilde dikkate alınamayacağının açık olduğunu, mahkemece neye göre bu şekilde değerlendirme yapıldığının anlaşılamadığını, mahkeme tarafından itirazlarının dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken davacının talebinin kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı ile davalı arasında akdedilen 21/12/2016 tarihli eser sözleşmenin akdedildiği ihtilafsız olup davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir.
Sözleşme gereğince, davacı yüklenicinin teknik özellikleri teknik şartnamede düzenlenen …. açık ambarının bulunduğu alanın hazır beton kullanılarak pompalı olacak şekilde kaplanması işini 135,00 TL/m3 birim fiyatı ile üstlendiği, sözleşmenin 8.maddesi hükmü gereğince sözleşme eklerinin öncelik sırasıyla idari şartname, teknik şartname ve sözleşme tasarısı olduğu, işin başlama tarihinden itibaren 15 takvim günü içersinde bitirilmesi gerektiği(md.9), denetim, muayene ve kabul işlemlerine ilişkin düzenlemelerin sözleşmenin 30.maddesinde yer aldığı, davacı tarafça dava tarihinden önce usulüne uygun olarak davalının temerrüde düşürülmediği hususları belirlidir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık 21/12/2016 tarihli eser sözleşmesi kapsamında yüklenici davacı tarafından iş sahibi davalıya teslim edilen 510 m3 hazır betonun bedeli ödenmeyen 377 m3’lük kısmının sözleşmede kararlaştırılan standartlara uygun olup olmadığı ve bu kapsamda davacı yüklenicinin 377 m3’lük beton miktarına ilişkin olarak bedele hak kazanıp kazanmadığına ilişkin olup, mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,
2- Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3- Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınması gereken 2.977,63 TL istinaf karar ve ilam harcının peşin alınan 745,00TL harcın mahsubu ile bakiye 2.232,63 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 16/02/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır