Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
.
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/11/2019
NUMARASI ….
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 02/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/02/2022
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin davada mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; Davalı tarafın 27/05/2017 tarihli siparişi üzerine tarafların toplam 247.800,00 Euro iş bedeli üzerinden mutabakata varmış olduklarını, siparişe konu ürünlerin 25/09/2017 ve 23/10/2017 tarihli sevk irsaliyeleri ile davalıya teslim edildiğini, sevk irsaliyelerine konu teslimatların 06/10/2017 tarihli 392.337,21 TL, 06/10/2017 tarihli 444.191,96TL ve 27/02/2018 tarihli 225.613,75TL meblağlı faturaların düzenlendiğini, müvekkilinin siparişe konu tüm edimlerini yerine getirdiği halde davalının bakiye 48.455,52 Euro bedeli ödemediğini, müvekkilince 02/04/2018 ve 17/04/2018 tarihli ihtarnamelerin keşide edildiğini ve ödeme yapılmayınca Ankara Batı İcra Müdürlüğünün 2018/16243 sayılı dosyasında davalı aleyhinde icra takibi yapıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini belirterek, davalının itirazının iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine alacağın en az %20’si oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; Taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca davacının müvekkili şirketin tesisindeki…(5 eksen su jeti+spindle) tezgahında gerçekleştirilecek trimleme ve delme işlemlerinin kurulumu işini 27/05/2017 tarihli sipariş emri ile üstlendiğini, bununla beraber yine taraflar arasında akdedilen ve taraflar arasındaki yazışmalara bir çok kez konu olan sipariş emrinin tamamlayıcı parçası ….. tanımı madde 3.1’de davacının yükümlülüğündeki işlerin ayrıntılı olarak belirtildiğini, davacının bakiye 48.455,52 Euro bedelin ödenmediği iddiasının gerçekle bağdaşmadığını, davacının taahhüdünde olan ” …” kurulumu ve “doğrulama işlemlerini” de tüm ihtarlara rağmen yapılmadığını, davacının edimini doğru ve eksiksiz yerine getirmediğnii, kaldı ki söz konusu kurulum işi olmadan davacının ürettiği fikstürlerin kullanımının da mümkün olmadığını, davacı ile anlaşılan işin müvekkili şirketin dava dışı … firması ile anlaşması doğrultusunda bu firmaya vereceği ürünleri üretmesi için kullanılacak parçaların tasarım, üretim ve kurulumu işi olduğunu, davacının iş ve işlemleri bir bütün olarak henüz tamamlanmadığından “… 505” projesindeki ilk ürün teslimatının zamanında gerçekleştirilemediğini, davacının 02/04/2018 tarihli ihtarnamesindeki beyanlarının da eksik ifada bulunduğunu gösterdiğini, Ankara Batı 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/28 D.İş sayılı dosyasında yaptırılan tespit sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda imalatın eksik ve kusurlu yapıldığının tespit edildiğini, bu durumun müvekkiline ödemezlik defii hakkını kullanma imkanı verdiğini, söz konusu mal teslimi geç ve ayıplı olmasına rağmen müvekkilinin toplamda 250.000 Euro olan ödemenin 200.000 Euroluk kısmını gerçekleştirdiğini, kalan ödeme için sistemin kullanılır hale getirilmesi ve ayıpların giderilmesi taleplerini ihtiva eden ihtarnamelerin gönderildiğini, davacının ise cevabında 5 iş günü içerisinde eksiklik olarak belirtilen ve kendi yükümlülüklerinde olan iş ve işlemleri gerçekleştirmeye amade olduklarını belirttiğini, ancak yapılan davete rağmen bu yükümlülüklerin davacı tarafından gerçekleştirilmediğini, davacının edimini ifa etmediğinden borcun muaccel olmadığını belirterek, davanın reddine, takipte haksız ve kötü niyetli olan davacı hakkında alacağın en az %20’si oranında tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; Davanın eser sözleşmesine dayalı olarak düzenlenen faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, keşif yapılarak işin ifa edilip edilmediğine dair alınan 27/08/2019 tarihli bilirkişi heyet raporunda, davacı firmanın üretilen malzemelerin teslimatındaki gecikmelerden sorumlu olmadığı, ancak davacı firma sorumluluğunda bulunan, üretilip teslim edilen fikstür, tabla ve yazılımların bir bütün içinde çalıştırılıp, denenip kontrol edilmesi, tespit edilen eksikliklerin tamamlanması ve hataların giderilmesi, ilk üretim için gerekli denemelerin yapılması, üretilen parçalar üzerinde … ölçümlerinin yapılarak/yaptırılarak raporlanması işlemlerinin davacı yüklenici firma tarafından zamanında yapılmadığı ve (kendisine yapılması gereken ödemelerin yapılmadığı gerekçesiyle) tamamlanmadığı ve sözleşme gereği işin ifa edilmediği, teslim edilen malzemeler üzerinde tespit edilen eksikler ve uygunsuzluklar ile tamamlanmayan iş ve işlemlerin, sözleşmeye aykırı olması ve sözleşme kapsamında yapılan kabul ve denemeler sırasında tespit edilmiş olması nedeniyle açık ayıp niteliğinde olduğu, eksiklik ve uygunsuzlukların sözleşmeye konu mal ve hizmetlerin üretiminden kaynaklandığı bu eksiklik ve uygunsuzlukların (ayıpların) yapılacak kontrol ve düzeltmeler ile giderilebilir nitelikte olduğu, yapılan ve yapılmayan iş ve işlemlerin bedeli ve dolayısıyla davacı firma tarafından yapılmayan işin (veya davalının zararının) sözleşme kapsamında kesin olarak belirlenmesinin mümkün olmadığı ve sözleşme kapsamında yapılması gereken iş ve işlemlerin tamamının bir bütün olarak değerlendirilmesi gerekmekle birlikte, işin geldiği aşama (yapılan ve yapılmayan iş ve işlemler) birlikte değerlendirildiğinde tecrübi bir miktar olarak, yapılmayan işin (veya davalının zararının ve/veya giderim bedelinin) toplam sözleşme bedelinin %20’si (49.560,00 Euro) mertebesinde olduğunun belirtildiği, davacı tarafça bilirkişi raporuna itiraz edilmiş ise de bilirkişiler tarafından yapılan inceleme ve tespitler uyuşmazlığın çözümünde yeterli görüldüğünden yeniden inceleme yapılması gerekmediği, yine davacı tarafça rapordaki görüşlerin çelişkili olduğu beyan edilmiş ise de rapor bir bütün olarak değerlendirildiğinde işin tam olarak yapılmadığı net olarak ortaya konduğundan, oransal olarak işin ne kadarının yapıldığına yönelik tespitlerin uyumlu görüldüğü, davacı tarafından davalıya verilen 27/05/2017 tarihli fiyat teklifinde, tasarım onayından sonra ve revizyondan (veya data teslimindeki gecikmeden dolayı) oluşabilecek zaman kaybının teslim süresinin ilave edileceği, takvim olarak sekiz hafta içinde teslimatlara başlanarak toplamda on iki hafta sonunda teslimatın tamamlanacağı, ödemenin %30 siparişte, %60 teslimatta, %10 ilk parça kesimi ve onayını müteakip olacağının belirlendiği, 27/05/2017 tarihli sipariş emrinde, anahtar teslim olarak işin 21/08/2017 de yapılacağı, üretimi ile ilgili ekte yer alan tüm bilgilerin verildiği, bu bilgilere ulaşılamama durumunda tedarikçinin konu ile ilgili bildirim yapması gerektiği, üretim adımlarında uyulması gereken kalite şartları ve imalat partisiyle teslim edilecek olan formlar ekli kalite kontrol yönergesine uygun olacağı, üretimi yapılan parçaların resimlerin kalite kontrol yönergesine uygun olmadığının anlaşılması durumunda üretici hatasından kaynaklanan hatalı ürünü doğru olarak tekrar üretmek ve gerektiğinde meydana gelen zararı tanzim etmek yükümlülüğünün üretici firmada olduğu, şartları uyulmaması halinde ödeme yapılmayacağı hatta peşin ödeme yapılmış ise iadesinin istenebileceği davalının termin tarihindeki gecikmeden dolayı bir ihtara gerek duymaksızın siparişin iptal hakkının bulunduğunun belirtildiği, 03/06/2017 revizyon tarihli “… 505 … ….. Tabla imalatı” konulu iş tanımı (sow) dokümanlarında da; projedeki 19 detay parçanın ve montajlanmış hallerin … … işlemlerinde kullanılmak üzere fikstürlerin imal edileceği, fikstürlerin tezgah içerisinde sabitlenmesinde kullanılmak üzere … sistemi ile çalışan tabla imal edileceği, parçaların kesme, . hattının tüm montaj, kurulum vb devreye alma işlemlerinin yüklenici davacı firma sorumluluğunda olduğu belirtildiği, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmamakla birlikte sipariş emri üzerine eser sözleşmesi kurulduğu, savunma ve havacılık sektöründe kullanılacak iş ve işlemlerin yapılmasının davacı tarafından taahhüt edildiği, davacı tarafından tüm işlemin yapıldığının belirtildiği, buna ilişkin olarak ücret talebinde bulunduğu, davalının ise kararlaştırılan iş tanımına uygun olarak tüm işlerin yapılmadığını savunduğu, bu kapsamda yapılan inceleme sonunda alınan teknik rapor ile birlikte, taraflar arasında düzenlenen iş tanımı belgesinde belirtilen tüm işlemlerin yapılmamış olduğunun tespit edildiği, tarafların mail yazışmalarının denetlendiği, davacının bir kısım olarak teslim ettiği işle ilgili denetim, kontrol ve ilk üretim işlemleri … ölçümlerinin yapılıp raporlanmasında edimini yerine getirmediği açıkça tespit edildiğinden ve yapılan işin bedeli davalının yapmış olduğu toplam ödemeden az olduğundan, davacının iş bedeli alacağını hak etmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkilinin taraflar arasındaki yazılı belge ve anlaşmalara göre taahhüt ettiği edimini tam ve kusursuz olarak yerine getirdiğini, yapılan iş ile ilgili olarak birtakım gecikmeler olmuş ise de bu gecikmelerin sebebinin davalı olduğunu ve bu hususun bilirkişi raporunda doğru bir şekilde ifade edildiğini, mahkeme karar gerekçesinde yalnızca davalı tanıklarının beyanlarına göre hazırlanan bilirkişi raporunun esas alındığını, davacı tanığı…’ın beyanlarının mahkemece değerlendirilme dışı bırakıldığını, dosya kapsamından işin tamamının teslim edildiği, denetim, kontrol ve ilk üretim işlemleri … ölçümlerinin yapılıp raporlamasının yapıldığı gerek taraflar arasındaki yazışmalar, gerek dosyadaki CD kaydı, gerek tanık…’ın ayrıntılı ifadeleri ve gerekse davalı tanıklarının ifadelerinin bir kısmıyla sabit olduğunu, dosyaya sunmuş bulundukları Ankara Batı 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/28 D. İş sayılı dosyasında bulunan CD kaydı incelendiğinde müvekkilinin taahhüt ettiği işin tamamlandığı ve davalı işyerinde kusursuz bir şekilde çalıştığının görüleceğini, CD kaydının bilirkişi raporunda değerlendirilmediğini, taraflar arasındaki e posta yazışmaların nazara alınmayarak davalı tarafın beyanları doğru kabul ederek hazırlanan bilirkişi raporu ve buna dayalı olarak kurulan hükmün usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin sözleşmeyle yüklendiği edimi yerine getirdiğini, yaptığı işin bedeli için kararlaştırılan miktarlarda faturalarını tanzim ederek davalıya gönderdiğini, bu faturaların davalı tarafından da kabul edilerek şirket kayıtlarına işlendiğini, esasen davalının bu konuda bir itirazının da olmadığını, faturaya itiraz etmeyen davalının fatura muhteviyatını kabul etmiş sayılacağını, ödemeyi davalının ispat etmesi gerektiğini, oysa davalının böyle bir iddiasının bulunmadığını, bu yönüyle müvekkilinin alacağının, davalı tarafça açıkça kabul edilmiş sayılarak sırf bu yönden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, karara dayanak alınan bilirkişi raporunun hatalı olup, karar vermeye elverişli olmadığını, bilirkişi raporunda yapılan ve yapılmayan işin sözleşme kapsamında kesin olarak belirlenmesi mümkün olmadığını ifade ettikten sonra tecrübi bir miktar olarak yapılmayan işin bedelinin toplam sözleşme bedelinin %20’si oranında belirlenmesine ilişkin değerlendirmelerin birbirine açıkça aykırılık teşkil ettiğini, esasen taraflar arasındaki her iki tarafın da kabul ettiği fiyat teklifi ve sipariş emri birlikte değerlendirildiğinde yapılacak işin açık ve kesin bir şekilde belli olduğunu, fiyat teklifinde ve sipariş emrinde olan hiç bir eksik imalatın söz konusu olmadığından müvekkilinin edimini tamamıyla yerine getirdiğini, taraflar arasındaki işle ilgili her iki tarafın da kabul ettiği fiyat teklifi ve sipariş emri dışında mutabık kalınan başkaca yazılı bir belgenin de bulunmadığını ve bu belgelerin her iki tarafça kabul edilen ve her iki tarafı da bağlayan yazılı belgeler olduklarını, bilirkişi raporunda yapılan tespitlerden de sipariş konusu ürünlerin eksiksiz ve sorunsuz davalı tarafa teslim edildiği sonucunun ortaya çıktığını, müvekkilinin sipariş formunda bahsedilen tüm ürünleri ayıpsız bir şekilde davalıya teslim ettiği, teslimat öncesi davalı firma yetkililerinin müvekkilinin işyerine gelip imalatları onayladığı ve bir sorun olmadığı için sevkiyat yapıldığının da sabit olduğunu, taraflar arasındaki e-posta yazışmaları ile dosyada mevcut video görüntüleri ve tanık…’ın ayrıntılı anlatımlarında da ifade edildiği üzere üretilen ürünler ayıpsız ve kusursuz bir şekilde davalı tarafa teslim edilip çalışması için gerekli kurulumların yapıldığını, müvekkilinin yükümlülüğünde olmayan bir takım eksikliklerin, işin hızlandırılabilmesini teminen davalı çalışanları tarafından giderilmeye çalışıldığını ve sistemin çalışır vaziyette davalı tarafa teslim edildiğini, zira davalı tarafın müvekkiline gönderdiği 07.11.2017 ve 02.02.2018 tarihli e-posta yazışmalarında üretilen ürünlerin teslim edildiği ve sorunsuz çalıştırıldığının açık ve kesin bir şekilde ifade edildiğini, bilirkişi raporuna itirazlarının dikkate alınmadığını, kararın eksik incelemeye dayalı olduğunu, taraflar arasındaki edim/borç yükümlülüğünün bilirkişi raporunda da ifade edilen dosyada mevcut fiyat teklifi, sipariş emri ve faturalarla (irsaliye) belirlemek gerektiğini bilirkişi raporunun kendi içerisinde çelişkili olduğunu ve denetime elverişli bulunmadığını belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali istemine ilişkin davada mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasında sipariş emriyle kurulan eser sözleşmesi ilişkisinde, davacının taşeron, davalının yüklenici olduğu, davacı taşeron tarafından Ankara Batı İcra Müdürlüğünün 2018/16243 sayılı dosyasında 27/02/2018 tarihli 48.455,52 Euro karşılığı 225.613,75TL miktarlı faturaya dayanarak davalı aleyhinde 225.613,15TL asıl alacak, 783,47TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 226.392,22TL alacağın tahsiline yönelik icra takibi takibi başlattığı, ödeme emrinin davalı borçluya 10/05/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun yasal süresi içinde 15/05/2018 tarihinde ödeme emrine itiraz ettiği, davanın İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesi gereğince yasal bir yıllık hak düşürücü süre içersinde açılmış olduğu, dosya kapsamı, taraflar arasındaki yazışmalar, keşifle alınan teknik bilirkişi heyeti raporundan davacının edimini tam olarak yerine getirmediğinden takip konusu edilen alacağa hak kazanamadığı hususları belirgindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, mahkemece dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından ödenen istinaf başvurma harcı ile yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 02/02/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
….