Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2020/171 E. 2022/9 K. 19.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/11/2019
NUMARASI …

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 19/01/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 19/01/2022
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; Taraflar arasındaki ticari ilişkiye istinaden müvekkili tarafından davalı şirkete “….” açıklaması ile 30/11/2017 tarihli 19.658,80 TL’lık fatura kesildiğini ve faturanın davalıya tebliğ edildiğini, ödeme yapılmaması üzerine icra takibi yapıldığını, davalının Ankara 31. İcra Müdürlüğünün 2018/776 sayılı dosyasında yapılan takibe itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve en az %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; Taraflar arasında ……2 ile çift hat sathi kaplama yapımı işi konusunda anlaşma yapıldığını, yapılan işin karşılığı olarak gönderilen 5 faturanın bedelinin iki adet çek ve altı adet EFT yoluyla ödendiğini ve hesabın kapandığını, müvekkilinin borcunun bulunmadığını, davacı tarafça hesap kapandıktan sonra gönderilen dava konusu faturanın kabul edilmeyerek iade edildiğini belirterek davanın reddine ve davacı aleyhine en az %20 oranda kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince;Davanın, eser sözleşmesi kapsamında bakiye fatura alacağının tahsiline yönelik itirazın iptali davası olduğu, dava ve cevap dilekçesi, icra takip dosyası, fatura örnekleri, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, davacı şirket ile davalı şirket arasında eser sözleşmesinden kaynaklanan cari alacak ilişkisi bulunduğu, davacı şirket tarafından tanzim edilen 30.11.2017 tarihli 039587 numaralı 19.658,80TL tutarındaki faturadan kaynaklanan borcun ödenmemesi üzerinde davacı tarafça, davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı, davalının borca itirazı nedeniyle eldeki davanın açıldığı, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 27.06.2003 tarih ve 2001/1 E., 2003/1 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere, bir alacak için fatura düzenlenmiş olmasının, alacağın varlığını ispata yeterli bulunmayıp, faturanın tek başına akdi ilişkinin kanıtı niteliğinde bulunmadığı, taraflar arasında yazılı bir sözleşme veya teknik şartname bulunmayıp, şifaen varılan anlaşma uyarınca eser sözleşmesinin kurulduğu ve ifa edildiği hususunun tarafların kabulünde olduğu, eser sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklarda akdi ilişkinin varlığını ve işin yapılıp teslim edildiğini kanıtlama mükellefiyeti yükleniciye ait ise de, davalı vekili cevap dilekçesinde, akti ilişkiyi ve davacı tarafından yapılan imalatı kabul ettiği ne var ki işin bedelinin ödendiğini, davacı tarafından sonradan keşide edilen faturanın yapılan işle ilgili olmadığını, bu nedenle iade edildiğini savunarak davanın reddini dilediği, mali müşavir bilirkişi tarafından davalı ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde davacı tarafından tanzim edilen 30.11.2017 tarihli …. numaralı 19.658,80TL tutarındaki faturanın davalı defterlerine kaydedilmeden iade edildiğinin belirtildiği anlaşılmakta ise de, mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde tanzim edilen ve dosya kapsamına ve denetime uygun olmakla hükme alınan inşaat mühendisleri heyetinden oluşan bilirkişi kuruluna ait 04.0.2019 tarihli raporda da belirtildiği üzere, davacı tarafından 1.950.00m2 sathi kaplama işinde yola distribütörle çift kat asfalt emülsiyonu püskürtme imalatı yapıldığı, buna göre, 1.950,00m2 x 8.50TL/m2 = 16.575,00TL alacağın hesaplandığı anlaşılmış olmakla, belirtilen bu tutar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verildiği, davalı vekilince bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesi ile davacı tarafından yapılan işin kendileri tarafından tamir edildiği, davacı şirketçe yapılan işler nedeni ile davalının zarar gördüğü, davalı şirket tarafından yapılan imalatın davacıya mal edildiği belirtilmiş ise de, savunmanın genişletilmesi niteliğindeki bu beyana itibar etmenin olanaklı görülmediği, davacı vekilince faturanın KDV eklenmek suretiyle tanzim edildiği anlaşılmış ise de, sözleşmede KDV hariç olmak üzere anlaşıldığına dair belirlemenin ispat edilememiş olması nedeni ile 16.575,00 TL esas alınmak suretiyle asıl alacağın belirlenmesi yoluna gidildiği, davaya konu alacağın faturaya dayalı olması bu nedenle likit olması nazara alınarak, davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının Ankara 31. İcra Müdürlüğünün 2018/776 sayılı takip dosyasına vaki itirazının kısmen iptaline, takibin 16.575,00 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacağının likit olduğu anlaşılmakla 16.575,00 TL asıl alacak miktarı üzerinden hesaplanacak % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacı tarafından ileri sürülen hususların gerçeklere ve hukuka aykırı olduğunu, anlaşma konusu yapılan işin karşılığı olan 5 faturanın bedelinin iki çek ve altı adet EFT yoluyla davacıya ödendiğini, hesabın kapandığını, müvekkilinin sözkonusu ilişkiden ötürü herhangi bir borcunun bulunmadığını, hesabın 04.11.2017 davacı tarafından son faturanın gönderilmesi üzerine 06.11.2017 tarihinde iki çek yoluyla tahsilat makbuzu düzenlenmk suretiyle borcun kapatıldığını, buna rağmen davacı tarafça 30.11.2017 tarih ve 19.658,80 TL tutarında gönderilen faturanın kabul edilmeyerek iade edildiğini, müvekkilinin herhangi bir borcu ödememe kasıt ve iradesinin sözkonusu olmadığını, kaldı ki,fatura kesiminden önce peşinen 23 Haziranda davacı şirkete 20.000,00 TL EFT yoluyla ödeme yapıldığını, davacı tarafça hesap kapandıktan sonra gönderilen faturanın müvekkili şirket tarafından iade edildiğini, sözkonusu faturanın hangi iş karşılığı gönderildiği faturadan anlaşılamadığı gibi, eksik bir ödemenin olduğuna dair davacı tarafça dosyaya herhangi bir delilin sunulmadığını, davacı tarafça gerçekleştirilen bir delil tespiti veya başkaca bir delilin olmadığını, müvekkili şirketin 2017 yılı 10. ayında, …. … … Gaz Santrali Projesinde, sathi kaplama yaptırmak için davacı … firması ile iletişime geçip teklif aldığını, ilk olarak alınan teklifte m2 fiyatı 11TL olarak belirtilmesi üzere yapılan pazarlık üzerine m2 fiyatı 8.5 TL’dan anlaşıldığını, müvekkili … inşaatın, iş veren … sözleşmesinde tek kat sathi kaplama olmasına rağmen … fimasının önerisi ve baskısı üzerine çift kat yaptırmaya karar verildiğini, çünkü … tek katın randıman vermeyeceğini ve ona garanti vermeyeceğini söyleyince yapılan işin bozulmaması için maliyetinin iki kat olduğu ve müvekkili şirketin …’la olan sözleşmesinde tek kat olduğu halde yolun bozulmaması için 2 kat sathi kaplama yaptırıldığını, bu durumda, gerekçeli kararda belirtilen hususlar ve bilirkişi raporunun gerçeklere ve hukuka aykırı olduğunu, mahkemenin rapora itirazlarını nazara almadan eksik incelme ile hüküm kurduğunu, ortada savunmanın genişletilmesinin söz konusu olmadığı gibi alacağın kabulü anlamına gelmemek üzere alacak tutarının , yargılamayı gerektirmesi, yargılama neticesi kısmen kabul ve kısmen red verildiği bir durumda , alacağın likit olduğundan bahisle %20 inkar tazminatına hükmedilmesinin de hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, red edilen kısım içinde kötüniyet’ tazminatına hükmedilmesi gerekirken aksi yönde verilen karar gerçeklere ve hukuka aykırı olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Ankara 31.İcra Müdürlüğü’nün 2018/776 sayılı icra dosyasında, davacı tarafça davalı aleyhinde KDV dahil 19.658,80TL bedelli 30.11.2017 tarihli faturaya dayanılarak 19.658,80TL asıl alacak üzerinden takip yapıldığı, davalı tarafça 22/01/2018 tarihinde borca ve ferilerine itiraz edildiği, davanın yasal bir yıllık hak düşürücü süre içersinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasında CRS-2 ile çift hat sathi kaplama yapımı işi konusunda anlaşma yapıldığı ihtilafsız olup, mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin aşağıdaki hususun dışında kalan diğer istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
Dava İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesine dayanılarak açılan itirazın iptâli istemine ilişkindir. İİK’nun 67/II. maddesi uyarınca itirazın iptâli davasının kabulüne karar verilmesi halinde davacı alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilmesi için alacaklının yaptığı icra takibine davalı borçlunun haksız olarak itiraz etmesi ve alacağın likit (hesaplanabilir) olması gerekmektedir.
Dava konusu somut olayda davacı yüklenici iş bedeli alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine başlattığı ilâmsız icra takibine davalı borçlunun haksız itiraz ettiğinden bahisle itirazın iptâli, takibin devamı ve icra inkâr tazminatının tahsili talebinde bulunmuştur.
Yapılan yargılama sürecinde icra takip dosyası getirilmiş, tarafların göstermiş oldukları kanıtlar toplanıp, bilirkişi raporları alınmış, alacak-borç durumu yapılan yargılama sonucu belirlenmiştir.
Bu durumda dava, konusu itibariyle yargılamayı gerektirir özellik arzetmektedir. Takibe konu edilen alacak likid olmayıp alacağın varlığı yargılama sonucunda saptandığından davacının icra inkar tazminatı talebinin yasal koşulları oluşmadığından reddi gerekirken kabulü doğru olmadığından davalı vekilinin bu hususa ilişkin istinaf isteminin kabulü gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile 16.575,00 TL alacak bakımından itirazın iptali ile takibin devamına, fazla istemin reddine, alacak likid olmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine, davacının itirazın iptali istemi kısmen kabul kısmen reddedilmiş olup buna göre icra takibi tamamen haksız olmadığı gibi, davacı alacaklının kötüniyetli olduğu da kanıtlanmadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekmiş ve yeniden esas hakkında aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne,
2-Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/11/2019 tarih ve 2018/68 Esas- 2019/1054 Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince kaldırılmasına,
3-Davanın kısmen kabulü ile davalının Ankara 31. İcra Müdürlüğünün 2018/776 sayılı takip dosyasında 16.575,00 TL alacak bakımından itirazının iptaline, takibin bu miktar alacak üzerinden takip tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
4-Davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine,
5-Davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
6-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 1.132,20 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin yatırılan 237,44 TL harcın mahsubu ile bakiye 894,76 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
7-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davada kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8- Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davada reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 3.083,80 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,

9-Davacı tarafından yatırılan 237,44 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
10-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma harcı, tebligat-müzekkere-talimat ücreti, bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 3.340,90 yargılama giderinden davada kabul oranına göre hesaplanan 2.816,83 TL yargılama giderinin davalıdan tahsiline, davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
11-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
12-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince, taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran ilgili tarafa iadesine,
İstinaf incelemesi yönünden;
13-Davalı tarafından ödenen 283,00 TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
14-Davalı tarafından ödenen 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve 45,50 TL dosya gönderme masrafı olmak üzere toplam 194,1‬0 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 19/01/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

….