Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2020/170 E. 2021/1215 K. 29.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/11/2018
NUMARASI ….
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 29/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/12/2021
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan alacak davasında mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; davalının, … Belediyesi tarafından ihale edilen “… üstlendiğini, bu inşaatın … doğrama, kapaklı cephe, yarı silikon cephe ve bu doğramalarla ilgili cam işleri ile … dış cephe, dış cephe kompozit kaplama işlerinin müvekkiline ait “… … … Doğrama Sistemleri” adlı ticari işletme tarafından malzeme ve işçilikli olarak eksiksiz olarak yapıldığını, müvekkilinin yapılan bu iş karşılığında; 29/03/2012 tarihli 118.02714 TL tutarındaki fatura, 09/08/2012 tarihli 114.884,80 TL tutarındaki fatura, 08/04/2013 tarihli 106.152,80 TL tutarındaki fatura, 05.12.2013 tarihli 62.000,00 TL tutarındaki fatura ve 12/12/2013 tarihli 206.360,00 TL tutarındaki faturayı kestiğini, müvekkili tarafından kesilen son fatura olan 12/12/2013 tarihli faturanın, davalı şirkete …. ile gönderildiğini ve 13/12/2013 tarihinde faturanın davalıya iletildiğini, davalı tarafından herhangi bir itirazla karşılaşılmadan ve iade edilmeden davalı defterlerine işlendiğini, davalı yanca BA formlarında … Bakanlığına beyan edildiğini, müvekkilinin kalan alacağının ödenmemesi üzerine 15/07/2014 tarihinde Ankara 66. Noterliği’nce ….. yevmiye numaralı ihtarname ile davalıdan borcunun ödenmesinin istendiğini, ancak davalının bu ihtarın tebliğine rağmen borcunu ödemediğini belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 11.000,00 TL alacağın ihtar tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, 30/11/2016 harç tahsil tarihli ıslah dilekçesi ile; dava değerini 208.360,99 TL artırarak toplam 219.360,99 TL’nin ihtar tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı temsilcisi; Ankara … … ….. kapsamında, firmaları ile davacı arasında … doğrama cam ve kompozit kaplama işlerinin yapımı hususunda mutabık kalındığını, işin başından itibaren …’a bu işi yapacağı iş makinaların, malzemelerin, yanında çalıştırdığı işçilerin maaşlarının ödendiğini, …’ın işi yapamayacağı düşünülerek kendisine kefil olan firmadan 100.000,00 TL teminat çeki alındığını, firmalarının her türlü yardımına karşılık davacının işi yapamadığını, firmalarının başka tedarikçilerden temin yoluyla imalatları tamamlandığını, hesabın kapatılarak ibralaşıldığını, … ve yanında çalışanlarına firmalarınca yapılan ödemelerin, yemek bedellerinin, sigorta pirim ödemelerinin ve avansların hepsinin evrak olarak sunulabileceğini, ekte sundukları 05/12/2013 tarihli ibranameden de açıkça görüleceği üzere davacı … … – … ile şirketleri yetkilisi …, Müşahit … huzurunda, tarafların birbirlerinden hiçbir alacağı kalmadığı hususunda anlaşma yapıldığını, davacının özgür iradesi ile imzalanan bu ibranameye rağmen böyle bir dava açmasının kabul edilemez olduğunu belirterek; davanın reddini savunmuş, yargılama aşamalarında davalı şirket vekil ile temsil olunmuştur.
Mahkemece, davanın alt yüklenici davacının yapılan iş karşılığında alacağının tahsili istemine ilişkin olduğu, taraflar arasında yazılı bir sözleşme olmadığı ancak şifahi sözleşme ilişkisi bulunduğu konusunda herhangi bir uyuşmazlık olmayıp, uyuşmazlığın, davacı yüklenicinin yapmış olduğu imalatlar karşılığında davalıdan bakiye alacağı olup olmadığı ve varsa miktarı noktalarında toplandığı, eser sözleşmelerinde kural olarak; işin tamamlanarak teslim edildiğinin ispatı yükleniciye, iş bedelinin ödendiğinin ispatının ise iş sahibine düştüğü, bu bağlamda, faturanın tek başına teslim olgusunu kanıtlamaya yeterli olmadığı, yüklenici tarafından işin tamamlanıp teslim edildiğinin kanıtlanması gerektiği, yapılan işin cinsi, miktarı ve bedelinin ispat yükünün yüklenicide olduğu, dava konusu “… …”nin kesin hakedişinin 31/08/2012 tarihinde düzenlendiği, yine aynı tarihte Geçici Kabul Tutanağı düzenlenerek taraflarca imza altına alındığı, dosya kapsamında yazılı bir sözleşme olmadığından, dava dışı idarenin gönderdiği hakediş ekinde yer alan mukayeseli keşif raporunda, davacı tarafından üstlenilen imalatların hangi kalemlerden oluştuğu, hangi poz numarasına denk geldiğinin tespit edilemediği, keza, davacı tarafından delil tespiti de talep edilmediği, bu durumda, davacının, idarece işin geçici kabulü gerçekleştikten ve 05/12/2013 tarihinde işin ana yüklenicisi ve davacı tarafından imza altına alınan ibranameden sonra kesmiş olduğu 12/12/2013 tarihli 022042 nolu 206.360,32 TL bedelli fatura karşılığında, imalat yapmış olduğuna dair dosya kapsamında herhangi bir bulguya rastlanılmadığı, öte yandan, davalı tarafından da dayanılan 05/12/2013 tarihli “İbraname” başlıklı belgede, “… ödenecek olan 13.000,00 TL helalleşilecek. İşbu hesap ile … ….. işinde kendisi ve bilcümle çalışanları adına hiçbir alacak kalmamış ve ibralaşılmıştır” ibaresi ile, 13.000,00 TL ödenmesi halinde ibralaşılacağının kararlaştırıldığının da anlaşıldığı, dosyada mübrez 23/02/2017 tarihli bilirkişi ek raporunda da, ibranamede geçen 13.000,00 TL bakiye alacağının, anılan tarih itibariyle davacı ticari defterlerindeki kayıtlarla da örtüştüğü, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde; davacının taraflarca imza altına alınan 05/12/2013 tarihli “İbraname” başlıklı belgede ödenmesi kararlaştırılan 13,000,00 TL tutarında bakiye alacağının bulunduğu sonucuna ulaşıldığı, davanın, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak iddiasına dayalı olarak fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak açılan kısmi alacak davası niteliğinde olduğu, dava değerinin 11.000,00 TL olduğu, taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığından, davacı yüklenici tarafından üstlenilen imalatların hangi kalemlerden oluştuğu, birim – fiyatı, malzeme cinsi, vs, hususların tespit edilmesinin mümkün olmadığı, işin Geçici Kabulü yapıldıktan ve 05/12/2013 tarihli İbraname imzalandıktan sonra, davacı yüklenicinin, 12/12/2013 tarihli ….. nolu 206,360,32 TL bedelli fatura karşılığında imalat yapmış olduğuna dair dosya kapsamında bir bulguya rastlanılmadığı, dava dışı asıl yüklenici ve davacı arasında İmza altına alman 05/12/2013 tarihli ibraname uyarınca, davacının 13.000,00 TL, bakiye alacağı kaldığı, bu hususun 05/12/2013 tarihi itibariyle davacı defterleriyle de teyit edilmesi nedeniyle davacının 13.000,00 TL bakiye alacağının bulunduğu, davalının temerrüt tarihinin, Ankara 66. Noterliği’nin … yevmiyeli 15/07/2014 tarihli ihtarnamesinin tebliğ tarihi olan 17/07/2014 tarihinden itibaren, ihtarnamede tanınan 7 günlük sürenin sonu olan 25/07/2014 tarihi olarak saptandığı gerekçesiyle, davanın ıslahı da dikkate alınarak kısmen kabulüne 13.000,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, toplam miktarın 11.000,00 TL’lik kısmı için 25/07/2014 tarihinden itibaren, 2.000,00 TL’lik kısım için ise ıslah tarihi olan 30/11/2016 tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf başvurusunda; mahkemenin karara dayanak olarak sadece taraflar arasındaki ibraname tarzındaki belgeyi ve … Belediyesi’nin işin bittiğine ilişkin yazısını esas aldığını, dosyadaki tüm bilgi ve belgeleri değerlendirmediğini, bu anlamda hükme esas alınan bilirkişi raporunun da eksik inceleme ile hazırlandığını, müvekkili tarafından düzenlenen faturaların içeriğinden hareket edilerek hangi işlerin müvekkili tarafından yapılmış olabileceğinin açık bir şekilde tespit edilebileceğini, üstelik yapılan işin ne olduğunun taraflar arasında tartışmalı olmadığını, ihale makamı evraklarında bütün pozların ve davalının almış olduğu hakedişlerde bu işe özgü bölümlerin belli olduğunu, bu durumda hangi işin müvekkili tarafından yapılmış olduğuna dair bir tespit yapılmadan sonuca gidilmesinin hatalı olduğunu, bunun yanında davalının cevap dilekçesinde belirtmediği, açıkça muvafakat edilmediğinin de belirtildiği, sonradan bildirdiği delil ve beyanlarına süresinde sunulmuş cevap ve delilmiş gibi itibar edilmesinin de hatalı olduğunu, ilk bilirkişi raporunda tespit edildiği gibi müvekkili tarafından davalıya kesilen 5 adet faturanın tümünün her iki tarafın da kayıtlarına işlendiğini, her ne kadar davalı defterlerini sunmamışsa da davalının … Dairesine BA formuyla bu faturaları beyan ettiğini, bu durumda davalının bu fatura içeriğini açıkça kabul ettiğini, o halde davalı kayıtlarında da yer alan bu faturalar dikkate alınarak sonuca gidilmesi gerektiğini, dava konusu işin tamamlandığının, idare kayıtları ile de sabit olduğunu faturalarda yazılı olan işlerin de müvekkili tarafından yapıldığını, bu durumda müvekkilinden başkasının yaptığı davalı yanca ispat edilemediğine göre bütün fatura bedelleri üzerinden sonuca gidilmesi gerektiğini, davalının süresinde verdiği cevap dilekçesinde “işin geçici kabulünün 31/08/2012 tarihinden sonra, davacı tarafından imalat yapılmasının mümkün olmadığı” şeklinde bir cevabı olmadığını, cevap dilekçesinden sonraki bu yönde beyanları kesinlikle kabul etmediklerini, süresinde ileri sürülmeyen bu tarz bir beyana itibar edilerek kararda da bu anlama gelecek değerlendirme yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, davalının cevap dilekçesinde sadece ibraname ve ödeme dekont ve belgelerine dayandığını, başka delil göstermediğini, cevap dilekçesinde dayanılmayan delillere dayanılarak herhangi bir hak elde edilemeyeceğini, bu sebeple davalının daha sonra gösterdiği deliller, Belediyeden aldığı yazı ve benzeri belgeler dikkate alınarak Belediyeye yazılan yazıyla sonuca gidilemeyeceğini, davalının ticari defterlerini tebliğe rağmen sunmadığını, ilk bilirkişi raporuna, ıslah dilekçesine yasal süresi içinde itiraz etmediğini, bu haliyle davalının esas hakkında beyan sınırlarını aştığını ve savunmanın genişletilmesi yasağına muhalefet ettiğini, ancak mahkemece buna dikkat edilmeden karar verildiğini, mahkemece 05/12/2013 tarihli ibranameye göre sadece 13.000,00 TL ödeme yapılması gerektiğinin kabul edildiğini ancak bu ibraname tarihinin 05/12/2013 olup, davalının ödemek istemediği faturanın ise bu ibranameden daha sonra kesildiğini, bu faturadan dolayı taraflar arasında herhangi bir ihtilaf olmadığının, iki taraf kayıtlarında da yer almasından anlaşıldığını, bu durumda ibranameden sonra gelişen durumlar sebebiyle ayrıca fatura kesilmesi gerektiğinin kabulünün zorunlu olduğunu, davanın konusunu oluşturan fatura bedeliyle ilgili olarak ibralaşılmadığını, bu fatura bedeli için herhangi bir ödeme yapılmadığını, fatura bedelinden feragat edilmediğini, mahkemenin bu faturadan kaynaklanan alacağa hükmetmeyerek hukuka aykırı davrandığını,
ek raporda müvekkilince davalı aleyhine düzenlenen faturalar toplamının 607.425,06 TL bedelli olduğunun gösterildiğini ancak bu alacak miktarına karşılık, davalının ileri sürdüğü ibranamede müvekkiline ödendiği iddia olunan bedelin ise 399.000,00 TL olarak gösterildiğini, davalının daha fazla ödeme yaptığını ispatlayamadığını, bu durumda sadece ibranameye dayalı olarak 13.000,00 TL borç kaldığı yönündeki kararın tutarlı ve kabul edilebilir olmadığını belirterek; mahkeme kararının aleyhlerine olan davanın kısmen reddine ilişkin bölümünün kaldırılmasını, yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasında … Kongre ve Spor Tesisi Yapım İşinin … doğrama ve bu doğramalarla ilgili cam işleri ile … dış cephe, dış cephe kompozit kaplama işlerinin davacı tarafından yapılacağına ilişkin sözlü eser sözleşmesi kurulduğu hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Dava konusu ….. işinin yüklenicisi dava dışı … … Mühendisliği, iş sahibi … Belediyesi’dir. Yapım işinin bir kısmı davalı … … …..Ltd.Şti.’ye verilmiş, davalı da yukarıda belirtilen işlerin yapımı konusunda davacı … ile sözlü olarak anlaşmıştır. Taraflar arasındaki sözlü eser sözleşmesi kapsamında davacı alt taşeron, davalı taşerondur. İşin tamamlanıp teslim edildiği, iş sahibi idare tarafından dosyaya gönderilen geçici kabul belgelerinden anlaşılmaktadır. İş sahibi idare tarafından gönderilen 17/09/2012 tarihli geçici kabul tutanağına göre, işin tamamı 31/08/2012 itibar tarihinde tamamlanmıştır.
Davacı … … adına …, dava dışı yüklenici … ve müşahit olarak … tarafından imzalanan 05/12/2013 tarihli “İbraname” başlıklı belgeye göre “… Belediyesi’nce yaptırılan … Merkezi İnşaatının … doğrama ve dış cephe işlerini … ……. ……7.000,00-TL, Kompozit (250×100): 25.000,00 TL, İlave İşler: 7.000,00 TL+ KDV olmak üzere toplam 401.000.00 TL olup, avans olarak 399.000,00 TL ödendiği, kalan 2.000,00 TL olmasına karşın, fazladan ödenecek olan 11.000,00 TL ile ödenecek olanın 13.000,00 TL olduğu, iş bu hesap ile … ve bilcümle çalışanları adına …….. İnşaatı işinde hiçbir alacak kalmadığı ve ibralaşıldığı anlaşılmıştır.
Dosyada mevcut bilirkişi raporlarından, davacı alt taşeron tarafından davalı taşerona düzenlenen 12/12/2013 tarihli 022042 nolu 206.360,32 TL bedelli faturanın davalı tarafından … dairesine bildirilen BA formlarında gösterildiği anlaşılmıştır.
Yine dosyada bulunan 16/12/2013 tarihli İbraname – Feragatname başlıklı belge ile …….. … … Ltd. Şti.’nde çalışmış olduğu döneme ilişkin fazla mesai, bayram ve genel tatil ücretlerim noksansız aldığını beyan ederek işvereni ibra ettiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında kararda usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve özellikle dosyaya ibraz edilen içerik ve imzalarına itiraz bulunmayan 05/12/2013 tarihli ibranamenin, davacının ibranamedeki kendi beyanıyla sözleşmenin tamamını kapsar şekilde düzenlenmiş bulunmasına, ibranamede mahkemece kabul edilen miktar dışında hiçbir alacak kalmadığının belirtilmiş olmasına, ibranameden bir hafta sonra 12/12/2013 tarihli olarak düzenlenen faturada gösterilen kadar imalat yapıldığı hususunun geçici kabulün 17/09/20212 tarihinde yapıldığı da dikkate alındığında ispatlanamamış olmasına ve bu faturadan da 4 gün sonra, 16/12/2013 tarihi itibariyle davacının işçilik hakları da dahil hiçbir alacağı kalmadığını beyan ve kabul etmesine, bu deliller ve kabuller karşısında 12/12/2013 tarihli …… nolu 206.360,32 TL bedelli faturanın ticari deftere kaydedilmesinin tek başına faturada gösterilen işin yapılıp teslim edildiğini ispatlayamayacağının anlaşılmasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,9‬0 TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 29/12/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

….

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır