Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2020/168 E. 2022/169 K. 16.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
.
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ
.

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
.
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/10/2019
NUMARASI :….
DAVANIN KONUSU : Alacak ( Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 16/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/02/2022
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davada mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararın süresi içinde davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili;Müvekkili ile davalının sipariş formuyla bir kısım profillerin üretimi için tonu 635 USD, ton başına nakliyesi 23 USD fabrikada teslim olmak üzere toplam tonu 658 USD bedel üzerinden KDV hariç anlaşma yapıldığını, müvekkilinin Elmadağ … beldesinde fabrikada teslim edilen toplam 21.997,02 kg profillerle ilgili ayıpların ortaya çıktığını, profiller üzerinde koruma yağı kullanılmadığı veya imalat sırasında kullanılan kimyasallar tam olarak temizlenmediği için profiller üzerindeki galvenizlerin döküldüğünü, ayrıca profiller üzerinde temizlenmesi gereken beyaz toz kütlelerinin oluştuğunun tespit edildiğini, bu kapsamda davalıya ayıp ihbarlarının yapıldığını, ancak müvekkilinin süreli iş aldığı için profilleri iade edemediğini, mecburen bu ayıpları kendi imkanları ile gidererek eserleri kullanmaya başladığını, ayıpları gidermeden önce ise Elmadağ Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/9 D. İş sayılı dosyasından ürünlerdeki bedelden indirim oranlarının tespit edilmesinin talep edildiğini, tespit raporunda ayıplar giderilmeden ürünlerin kullanılmasının mümkün olmadığı ve bedelin %60’ı oranında bir maliyetin çıkacağının tespit edildiğini, davalı tarafından ise Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/318 D.İş sayılı dosyasıyla malzemenin 6400 mm. uzunlukta 343 boydan %78,42’sinin, 5680 mm. uzunlukta 1860 boydan %78,65’inin 5200 mm. uzunlukta 90 boydan %86,55’inin oksitlenmiş/ayıplı olduğunun tespit edildiğini belirterek fazla hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 2.500 USD’nin dava tarihinden itibaren kamu bankalarının TCMB’na … Doları üzerinden açılan mevduata uygulanacağını bildirdikleri yıllık azami faiz oranıyla birlikte davalıdan tahsilini istemiş, davacı vekili 20/03/2018 tarihli ıslah dilekçesiyle davadaki talebini KDV dahil olmak üzere toplam 7.299,01 USD’ye yükselterek bu miktarın 2.500 USD’sına dava, 4.799,01 USD’sına ıslah tarihinden itibaren kamu bankalarının TCMB’na … Doları üzerinden açılan mevduata uygulanacağını bildirdikleri yıllık azami faiz oranıyla birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili ;Taraflar arasında satım sözleşmesinin sözkonusu olduğunu, davacıya diğer ürünlerin yanısıra toplam 58.160 kg galvaniz kaplı … satışının gerçekleştirildiğini, satışı yapılan galvaniz kaplı saçların … şirketinden satın alındığını ve … … şirketinin de … üretimini gerçekleştirip müvekkili adına doğrudan davacı şirkete sevkiyatı sağladığını, söz konusu ürünlerin 25/06/2016 ile 28/06/2016 tarihleri arasında davacı şirkete teslim edildiğini, aradan 16 gün gibi uzun bir süre geçtikten sonra 14/07/2016 tarihinde davacı şirketin yetkilisinden gelen mesajla ayıp ihbarının yapıldığını, ayıplı ürünlerin müvekkili tarafından teslim edilen profiller olup olmadığının belli olmadığını, müvekkili tarafından davacıya 1575 boy 15.859 kg. 5680 mm. … satıldığını, Ankara 3.Asliye Ticaret Mahkemesince yapılan tespitte davacının elinde 1860 boy toplam 19.405,38 kg.5680 mm. … olduğunun tespit edildiğini, salt bu durumun dahi, davacının başka bir yerden de ürün temin ettiği ve müvekkilinin gönderdiği ürünlerle karıştırdığını ortaya koyduğunu, davacının kendisine teslim edilen ürünlerin %80’ninden fazlasını üretime katarak kullandığını ve siparişlerini teslim ettiğini, elde kalan ürünleri başka bir yerden temin ederek kullandığı ürünlerin de bedelini iade alarak haksız kazanç elde etmeye çalıştığını, ayıp ihbarı süresinin geçtiğini, ürünlerin davacının elinde uzunca bir süre kaldığını ve ses çıkarılmadığını, taraflar arasında eser değil satış sözleşmesinin bulunduğunu, çünkü davacıya özel bir ürünün yapılmadığını, sadece davacının istediği boylarda ürün kesilip galvanizlenip davacıya satıldığını, davacının teslim tarihinden sonra 16. günde ilk bildirimini yaptığını, oysa ürünler ayıplı teslim edilmiş olsaydı bu süreden çok daha önce ayıpların tespit edilebileceğini, ürünlerin 16 gün boyunca uygun olmayan koşullarda saklandığını, muhafaza sırasında neme maruz kalması nedeniyle galvaniz kaplamanın bozulduğunu, davacının zararının, elinde kalmış, kullanılmamış … miktarı kadar olduğunu, çünkü davacının kullandığı ürünler sebebiyle bir zarar ispat edemediğni, ürünlerdeki değer kaybının galvaniz kaplama fiyatı ile galvaniz kaplama olmadan belirlenecek fiyatı arasındaki fark olduğunu, davanın ….AŞ ile … ….Ltd. Şti’ne ihbarını istediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan … … San. Tic. A.Ş. vekili;Dava konusu ürünlerin müvekkili şirketin davalı tarafa sattığı ürünler olduğunun tartışmalı olduğunu, ürünlerin bir kısmının müvekkili firmadan belirli bir kısmının ise … … firmasından tedarik edildiğini, bu nedenle ayıplı olduğu iddia edilen ürünlerin müvekkiline ait olduğu iddiasının dinlenebilir olmadığını, ayıp ihbarının davacı tarafından davalıya ürünlerin tesliminden 16 gün sonra yapıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan … … … … San. ve Tic. Ltd. Şti. cevap vermemiştir.
İlk Derece Mahkemesince;Davanın, ayıplı mal nedeniyle davalının sorumluluğuna ilişkin davacının açtığı alacak davası olduğu, Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/318 D.İş sayılı dosyasında düzenlenen 07.10.2016 tarihli bilirkişi raporunda özetle, 05.09.2016 tarihinde taraf vekilleri ve tarafların huzurunda inceleme yapıldığı, 343 boy 6400 mm, 1860 boy 5680 mm ve 90 boy 5200 mm ürün sayıldığı, incelendiği, 2925 boy 6350 mm, 275 boy 6000 mm malzemenin … … … Ltd. Şti. tarafından kullanıldığı, 343 boy 6400 mm ürünün %78,42’sinin, 1860 boy 5680 mm ürünün %78,65’inin ve 90 boy 5200 mm ürünün %85,55’inin oksitlendiği, oksitlenmenin hem galvaniz üzerinde, hem de altında olduğu, galvaniz tabakasını kaldırıp inceleme yapılamadığı için göreceli olarak %20 oksitlenmenin galvaniz altında, %80 oksitlenmenin galvaniz üzerinde olduğu, oksitlenmelerin … yüzeyinde lokal gerçekleştiği, koşula göre bu oranların gün geçtikçe değişkenlik göstereceği, oksitlenmenin sürekli devam edeceğinin yer aldığı, ayrıca bilirkişi raporunda malzemede oluşan ayıbın nem ve su kaynaklı olduğu ve yanlış stoklama, yanlış nakliye ve koruyucu kimyasal sürülmemesinden kaynaklı olduğunun düşünüldüğünü, ürünlerin istenen hale getirilebilmesi için yüzeylerin önce fiziksel olarak temizlenmesi, asit yardımıyla eski tabakanın temizlenmesi ve galvanizleme işleminin tekrar yapılması gerektiğinin tespit edildiği, Elmadağ Sulh Mahkemesi’nin 2016/9 D.İş sayılı dosyasında yapılan tespit sonucu düzenlenen 01.08.2016 tarihli bilirkişi raporunda özetle, “dosyaya konu olan malzemeler yerinde incelenerek fotoğrafları çekilmiştir. Yapılan teknik incelemelerde ayıplı malzemenin ayıplı mal olduğu ve ayıbın üretim sürecinden kaynaklandığı kanaatine varılmıştır. Toplam 58.160 kg sevkiyatın tamamında ayıplı malzemeler olduğu tespit edilmiştir. Ayıplı malzemelerin, yaptığı iş açısından işsahibi tarafından bu haliyle kullanılamayacak nitelikte olduğu, Yüklenicinin tüm masrafları kendine ait olmak üzere ayıplı malzemeleri iş sahibinin tarif ettiği şekliyle değiştirilmesinin uygun olacağı, malzemelerin işsahibinin tanımladığı hale gelmesi için yüzeylerinin sırasıyla beyaz pastan ve yüzeyindeki homojen dağılımı kaybolmuş galvenizden temizlenmesi ve sonrasında tekrar galvanizlenmesi gerektiği, bu işlemin nakliyelerle birlikte mal bedelinin %60’ı gibi bir maliyet tutacağı, bu nedenle iş sahibinin TBK’nın 475/2 maddesi gereği bedelden ayıp miktarınca indirim talep etme seçimlik hakkını kullanmak istemesi durumunda KDV dahil toplam bedeli 131.707,97 TL olan 58.160 kg.’lık malzemenin KDV dahil 79.024,77 TL indirimle 52.683,20 TL bedele alınabileceği kanaatine varılmıştır.” tespitinin yapıldığını, bilirkişilerin 12.03.2018 tarihli raporlarında özetle, davanın, eser sözleşmesinden kaynaklı ayıplı mal nedeniyle açılmış alacak davası olduğu, dava değerinin 2.500,00 USD olduğu, dava konusu malların ayıplı olduğu ve ayıbın ortaya çıkma süresi nazara alındığında davacının ayıp ihbarının süresinde olduğunu, dosyada mübrez değişik iş dosyalarıyla yerinde yapılan tespitlerde 343 boy 6400 mm (3.891,67 kg) ve 90 boy 5200 mm (829,67 kg) ürünün esas alınması, ayrıca 1860 boy 5680 mm ürünün ise, davacımn 15.07.2016 tarihli yazısında 1575 boy dışındaki malzemeyi kullandığını bildirdiğinden, bu beyanıyla bağlı kalınarak, 1575 boyunun (15.859,56 kg) zarar gördüğü, davacının talep edebileceği indirim tutarının 6.185,60 USD olarak hesaplandığının belirtildiği, davalı ve ihbar olunanların itirazı üzerine alınan 04.12.2018 tarihli ek raporlarında kök raporda belirtilen görüş ve tespitlerde bir değişiklik olmadığını belirttikleri, daha sonra 10.09.2019 tarihli 2. ek raporlarında özetle, kök raporda ayıplı malzemelerden dolayı indirim hesaplanırken KDV bedelinin dahil edilmemiş olduğu, KDV dahil edildiğinde davacı alacağının 7.299,00 USD olarak hesaplandığını belirttikleri, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasında düzenlenen sipariş formu gereğince davalının davacıya galvanizli saçtan üretilecek profilleri teslim etmeyi üstlendiği, söz konusu profillerin davacıya davalı tarafından 25.06.2016-28.06.2016 tarihleri arasında teslim edildiği, ürünler üzerinde koruma yağı kullanılmaması veya kullanılan kimyasalların temizlenmemesi nedeniyle profiller üzerindeki galvanizlerin döküldüğü ve profiller üzerinde temizlenmesi gereken beyaz toz kütlelerin oluştuğundan bahisle davacının 15.07.2016 tarihli iadeli taahhütlü mektubu ile davalıya ayıp ihbarında bulunduğu, mektubun 21.07.2016 tarihinde davalıya tebliğ edildiği, Elmadağ Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/9 D.İş sayılı bilirkişi raporunda ürünlerdeki ayıbın üretim ve nakliyeden kaynaklanabileceği, ayıplı mal bedeli üzerinden %60 indirim talep edilebileceğini tespit edildiği, Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/318 D.İş sayılı bilirkişi raporunda ürünlerdeki oksitlenmelerin … yüzeyinde lokal gerçekleştiği, ürünlerdeki bu ayıbın yanlış stoklama, yanlış nakliye ve koruyucu yağ kullanılmamasından kaynaklandığının tespit edildiği, mahkemece alınan bilirkişi heyeti raporunda ürünlerin bir kısmında beyaz pas oluşumunu engellemek amacıyla koruyucu yağ kullanıldığı ve koruyucu yağın beyaz pas oluşumunu engellemede başarılı olduğu, ürünlerin bir kısmının üzerinde sonradan oluşmuş beyaz pasın ürünlerin ayıplı mal olduğunu gösterdiğini, beyaz pas oluşumunun sonradan zaman içerisinde açığa çıkan bir ayıp olarak değerlendirilebileceği, ürünlerde gözlenen beyaz pas ayıbının yanlış stoklama koşulları, yanlış nakliye koşulları veya koruyucu yağ kullanılmamasından kaynaklandığı, beyaz pas ayıbının fiziksel tahribat ayıpları gibi bir anda oluşan bir ayıp olmadığı, malzemeler arasında suyun (nemin) hapsolması ile zamanla meydana geldiği, beyaz pasın ortaya çıkma süresinin 2 ile 4 hafta arasında değiştiği, davacının ayıp bildiriminde bulunduğu ürünlerin ayıptan ari siparişte belirtildiği özelliklerde ilk haline kavuşturulması için öncelikle ürünlerin yüzeyindeki beyaz pas tabakasının fiziksel ve kimyasal yolla temizlenmesi, sonrasında yüzeydeki zarar görmüş galvaniz tabakasının asitle muamele edilerek kaldırılması ve ürünlerin yeniden galvanizlenme işlemine tabi tutulması gerektiğini, davacının ayıp bildiriminde bulunduğu ürünlerin ayıptan ari ilk haline kavuşturulması için yapması gereken işlemlerin davacıya getireceği ekstra maliyetler birlikte değerlendirildiğinde ürün bedelinde %60 oranında indirim yapılması gerektiği, buna göre KDV dahil 7.299,00 USD olacağı tespit edilmiş olduğu, mahkemece de alınan bilirkişi raporu denetime elverişli olduğundan hükme esas alındığı, davalının davacıya ayıplı mal sattığı davalı tarafından dava konusu galvanizli profillerin saklama koşulları hakkında davacıya bilgi verildiğinin davalı tarafından ispatlanamadığı davacının zaman içerisinde oluşan ayıbı süresinde davalıya bildirdiği davacının ayıp nedeniyle satış bedelinden indirim isteyebileceği her ne kadar bilirkişi raporunda KDV dahil 7.299,00 USD hesaplanmış ise de bilirkişi tarafından maddi hata yapıldığı doğrusunun 7.299,01 USD olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne toplam 7.299,01 USD alacağın 2.500,00 USD’sına dava tarihinden itibaren işleyecek ıslah olunan 4.799,01 USD’sına ıslah tarihi olan 20.03.2018 tarihinden kamu bankalarının … Doları cinsinden bir yıllık mevduata uyguladığı en yüksek faizi ile birlikte ve fiili ödeme günündeki kur üzerinden davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacının elinde müvekkili tarafından sevk edilenden daha fazla ürün bulunduğunu, bu hususun tespit dosyasından alınan bilirkişi raporu ile ortaya çıktığını, davacı tarafın başka yerlerden edindiği ürünleri müvekkilinin ürünü gibi gösterdiğini ve mahkemece bu iddialarına dair hiçbir araştırmanın yapılmadığını, dava konusu ürünlerin galvaniz kaplamalarının döküldüğü iddiasının olduğunu, ancak mahkemece galvaniz kaplamalı ürün ile kaplamasız ürün arasındaki fiyat farkını araştırılacağı yerde, sanki teslim edilen ürünlerin tamamında hasar varmış gibi hüküm kurulduğunu, kusur incelemesi sırasında, ürünlerin maruz kaldığı dış ortam etkilerinin olduğunu ve özellikle davacının muhafaza tedbirlerini almadığı iddialarının değerlendirilmediğini, davacının ayıp ihbarını çok geç yaptığı savunmalarına itibar edilmediğini, davacı lehine, vergi dairesinden sağladığı KDV indirimi dikkate alınmaksızın KDV’li bedel üzerinden tazminata hükmedildiğini, oysa ki davacının bu KDV sebebi ile vergisel avantaj sağladığını, müvekkili şirket tarafından Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne yaptırılan tespit işleminde, davacının elinde 1860 boy toplam 19.405,38 kg 5680 mm boyunda … olduğunun tespit edildiğini, oysa ki davacıya yalnızca 1575 boy ve toplamda 15.859 kg 5680 mm … satılmış iken davacının elinde 275 boy 3546kg fazla ürün ve bu ürünlerin ayıplı olduğunu, bu hususun tespit raporuyla sabit olduğunu, bu durumun davacının başka bir yerden ürün temin ettiğini ve müvekkilinin ürünleri ile karıştırdığını gösterdiğini, müvekkili şirketin sattığı ürünlerin üzerinde marka, isim veya logonun bulunmadığını, davacının ayıplı olduğunu iddia ettiği ürünlerin müvekkilinin teslim ettiği ürünler olduğunun ispatlanamadığını, ürünlerdeki değer kaybının, ürünlerin galvaniz kaplama fiyatı ile galvaniz kaplama olmadan belirlenecek fiyatı arasındaki fark olduğunu, yapılan hiç bir tespitte kaplama altındaki … malzemenin kullanılamaz durumda olduğunun tespit edilmediğini, yani ürünün değer kaybının hiç bir şekilde … malzemenin değerinin altına düşemeyeceğini, bu sebeple %60 değer kaybının hayal mahsulü olduğunu, ürünlerin muhafaza edildiği yerde bilirkişiler tarafından inceleme yapılmadığını, galvaniz kaplamalı … … maddelerin hemen üretimde kullanılacak ise koruyucu malzeme ile kaplanmayacağını, çünkü koruyucu malzemenin üretim öncesi temizlenmesi gerektiğini, dava konusu olayda da görüldüğü üzere ürünlerin sevk edilir edilmez kullanılmaya başlandığını, bu sebeple de davacı ile de mutabık kalındığı için koruyucu malzemenin ilk başta kullanılmadığını, ürünler bu halde üretime hazır sevk edildiği için davacı tarafından nem ve sudan korumalı bir yerde muhafaza edilmesi gerektiği, davacının basiretli bir üretici olarak bu ürünlerin saklama koşullarını biliyor veya bilmesi gerektiğinin kabul edilmesi gerektiğini, tüm bu nedenlerle mahkemece yerinde inceleme yapma talimatı verilmiş iken, hükme esas alınan raporda bilirkişilerin yerinde inceleme yapmadıklarını, bu sebeple rapor ve raporu esas alan mahkeme kararının da hatalı ve eksik olduğunu, ayrıca bu ürünlerde üretim kaynaklı bir beyaz pas oluşumu var ise hemen görülebilir bir durum olup hemen ihbar edilmesinin gerektiğini, ancak uzun süre sessiz kalınıp haftalar sona ihbar edilmesinin ise bu ürünlerin muhafaza koşulları sebebi ile zarar gördüğünü de kanıtladığını, indirimin KDV dahil bedel üzerinden yapıldığını, davacının müvekkiline ödediği KDV’yi, ilgili dönemde indirim konusu yaptığını ve vergi avantajı sağlamış iken bir de müvekkilinden tekrar ödediği KDV’yi iade alması nedeniyle davacının sebepsiz yere zenginleştiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esas yönünden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.949,51 TL istinaf karar harcından peşin alınan 487,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.462,11 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve ödediği başvuru harcının kendisi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 16/02/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.