Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2020/150 E. 2022/92 K. 02.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/11/2019
NUMARASI …

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 02/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/02/2022
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasında mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; Müvekkili şirket tarafından davalı şirkete karşı Ankara 5. İcra Müdürlüğü’nün 2015/28016 sayılı dosyasından ilamsız icra takibi yapıldığını, davalı tarafın takibe itiraz ettiğini, itiraz dilekçesinde, alacaklı firmanın adres ve güncel sicil kayıt bilgileri yer almadığından takibin usulüne uygun olmadığını, faturanın ilgili hakediş metrajları ile şantiye metrajları arasındaki uyumsuzluktan kaynaklı iade edildiğini, sözleşme dairesinde alacağın muaccel hale gelmediğini, faturayı kabul etmediklerini, alacaklı görünen tarafa borç olmadığını bildirdiklerini, takibin UYAP sistemi üzerinden açıldığını, sistem yeni ünvana yer vermediğinden sistemin kendiliğinden müvekkili şirketin eski ünvanıyla takip açtığını, kaldı ki eski ünvanla takip açılmasına engel bir durum söz konusu olamayacağından ileri sürülen hususların hukuka aykırı olduğunu, takip danayanağının taraflar arasında akdedilen….Kampüsü İnşaatı işine dair 09.03.2015 tarihli sözleşme ve bu sözleşmeye dair düzenlenen 3 no’lu hakediş ile bu hakediş bedeline dair müvekkili şirket tarafından kesilen 11.08.2015 tarihli 66.729,30.TL bedelli fatura olduğunu, müvekkil şirketin kesmiş olduğu faturanın, hakediş ve şantiye metrajlarına uygun olup, fatura tarihi itibariyle de alacağın muaccel olduğunu belirterek davalı borçlu şirketin itirazının iptali ile icra takibinin aynı koşullarda devamına ve davalının %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; Davacı tarafın iddiasının aksine, dava dilekçesinde bahsi geçen sözleşmeye ilişkin düzenlenen 3 nolu hakediş bedelinin 66.729,30TL değil, 24.079,71TL olduğunu, buna göre, davacının alacaklı olduğunu kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı tarafın 3 nolu hakedişe ilişkin (KDV dahil) 25.180,24TL bedelli fatura keşide ederek müvekkili şirkete tebliğ etmesi gerekirken takip dayanağı faturayı düzenleyerek müvekkiline tebliğ ettiğini, gerekli düzeltmelerin yapılmadığını, fahiş rakamlar barındıran fatura muhteviyatının müvekkili şirket tarafından reddedildiğini, kaldı ki, davacının 25.180,24TL bedelli fatura keşide ederek müvekkili şirkete tebliğ etmiş olsaydı dahi, davacı cari hesaba göre hali hazırda 31.975,08TL borçlu olduğundan(stopaj ve damga vergisi ilavesiyle) müvekkili şirketten herhangi bir alacağının da bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümlerine göre olması gereken 3 nolu hakedişten kaynaklanan borcun da muaccel hale gelmediğini, hakedişte sadece müvekkili yetkilisinin imzasının ve şirket kaşesinin bulunduğunu, davacı şirketin imzasını içermediğini, bu durumda ara hakediş ödemesini düzenleyen sözleşmenin 13.maddesi hükmüne göre 3 nolu hakedişten kaynaklanan tahakkuk/ödemenin muaccel hale gelmediğini, takibin usulüne uygun olmadığını, takipte alacaklı görünen firmanın adres bilgileri ve güncel sicil kayıt bilgilerinin yer almadığını, takipte yer alan evrakların müvekkiline tebliğ edilmediğini belirterek davanın reddi ile davacının en az % 20 oranında kötüniyet tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; Tüm deliller toplandıktan sonra dosyanın bilirkişi kuruluna tevdi olunduğunu, dava konusu 11.08.2015 tarihli ve (A) seri, … sıra nolu fatura ile 11.08.2015 tarihli ve 3 nolu hak ediş raporunun sözleşmesinin 13 ve 14. madde hükümlerinin aradığı koşulları içermediği, 30.12.2015 takip tarihi itibari ile muaccel (istenebilir) hale gelmiş fatura bedeli alacağından bahsedilemeyeceği, davacının 66.729,30 TL tutarlı asıl alacak isteminin yerinde olmadığı, bu asıl alacak kısmı yönünden davacının Ankara 5. İcra Dairesinin 2015/28016 esas sayılı dosyasında yaptığı takibe yönelik davalı itirazının yerinde olduğu, davalının bu miktar yönünden borcunun bulunmadığı, davacının defterlerinin açılış kaydının bulunduğu ancak kapanış yevmiye maddesi ile kapanış noter onayının bulunmadığı, sahibi lehine delil niteliğine haiz olmadığı, davacının icra takibine konu ettiği 11.08.2015 tarih ve …. TL tutarlı faturanın davacının kendi kayıtlarında yer almadığı, davacının kendi kayıtlarında davalıdan (davalı kayıtları incelenerek yapılan ve yukarıda belirtilen tespite göre) yaptığı tahsilatların ve adına yapılan ödemelerin hiç birinin kayıtlı olmadığı, davalı şirket defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının bulunduğu ve sahibi lehine delil niteliğine haiz olduğu, davalı kayıtlarına göre 30.12.2015 icra takip tarihi itibariyle davacıya borçlu bulunmadığı, Ankara 5. İcra Dairesinin 2015/28016 E. sayılı icra takip dosyasında talep edilen 66.729,30 TL asıl alacak yönünden davacının alacaklı olmadığını rapor ettiklerini, tarafların itirazı üzerine tekrar bilirkişi kuruluna tevdi olunarak, bilirkişilerden ek rapor alındığı, ek rapora taraf vekillerinin itirazı üzerine alınan 2. ek raporda ise özetle, takibe dayanak A seri ….. numaralı faturanın ve 11/08/2015 tarihli hak ediş raporunun, sözleşmenin 13 ve 14. maddelerinde yer alan şartları taşımadığı, bu nedenle takip tarihi itibarıyla muaccel alacağın bulunmadığının rapor edildiği, diğer taraftan davacı tarafın ticari defterlerinin kapanış yevmiye maddesi ile kapanış noter tasdikinin olmadığı anlaşılmakla davacı lehine delil niteliğinde olmadığı, ayrıca … numaralı faturanın davacı tarafın ticari defterlerinde de yer almadığı, davalı tarafın ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliğinde olup, takip tarihi dikkate alındığında davacı tarafın alacaklı olduğuna dair hiçbir kaydın yer almadığı hususu ile bilirkişi raporundaki değerlendirmeler birlikte değerlendirildiğinde davacının alacağına dair mahkemece kanaat getirilmediğine ve davacının takipte kötüniyetli olduğuna dair delil olmamakla şartları oluşmadığından davacı aleyhine tazminata hükmedilmesine yer olmadığına dair gerekçe ile davanın reddine, Ankara 5. İcra Müdürlüğü’nün 2015/28016 esas sayılı dosyasındaki 66.729,30 TL’lik toplam alacağa dair takibin davalı-borçlu yönünden iptaline, şartları oluşmadığından davacı aleyhine tazminata hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; …. tüm hakediş belgelerinin istenmesiyle dosyanın farklı bilirkişi kuruluna gönderilerek bilirkişi incelemesi yapılmasına (mali müşavir bilirkişi yanı sıra hakedişler ve sözleşmelere dair bilgisi olan bilirkişiden oluşan heyet) karar verilmesini talep ettiklerini, davalı şirketin taraflar arasındaki sözleşmeye istinaden düzenlenen hakediş bedelinin 66.729,30 TL değil KDV dahil 25.180,24 TL olabileceğini, bu bedelde bir faturanın davalı şirkete kesilmesi gerektiğini, cari hesaplarına göre davacı şirketin davalı şirkete 31.975,08 TL borçlu olduğunu, stopaj ve damga vergisi ilavesi ile davacı şirketin herhangi bir alacağının kalmadığını, 3 nolu hakedişten kaynaklanan borcun muaccel hale gelmediğini, hakedişin sözleşmenin 13. maddesine uygun düzenlenmediğini, davacı şirketin imzasını içermediğini savunduğunu, müvekkili şirketin kesmiş olduğu faturanın hakediş ve şantiye metrajlarına uygun olduğunu, fatura tarihi itibariyle de alacağın muaccel olduğunu, çünkü 3 no’lu hakediş tarihi 11.08.2015/ Haziran 2015 dönemine ilişkin olup, alacağın muaccel hale geldiğini, hakedişin sözleşmeye ve usulüne uygun olduğunu, gereken imzaların da hakedişte bulunduğunu, davalı şirketin cari hesaplarına göre davacının 31.975,08 TL borçlu olduğunu savunduğunu, ancak bu borcun sebebi açıklanmadığını, davalı şirket tarafından, hakedişe ve sözleşmeye konu işin yapılmadığı yönünde de bir savunmanın bulunmadığını, dosyada aynı bilirkişi kurulu tarafından, bir kök ve iki ek rapor düzenlendiğini, mahkemenin davanın reddi gerekçesini bilirkişi raporlarına dayandırdığını, bir kök ve iki ek raporda aynı gerekçelerle aynı sonuca varıldığını, üstelik birinci ek raporda …’den dosya geldiği halde kök raporla aynı sonuca gidildiğini, bilirkişi raporunun teknik inceleme ve mevzuata aykırı tespit ve görüşler içerdiğini, hakediş ve faturaya konu işin … tarafından ihale edildiğini, mahkemece …’deki belgelerin istenildiğini, ancak bu belgelerin ve dosyaya sunulan ara hakediş ve eklerin bilirkişilerce değerlendirilmediğini, …’den belgeler gelmesine, takip dayanağı faturanın yanı sıra davalı tarafın teknik elamanınca da imzalı ara hakediş ve ekleri olmasına rağmen ikinci ek raporda ise bu kez de … ile davalı arasındaki hakediş raporlarının olmadığı, bu raporlar olsa bile metrajlara göre değerlendirme yapılamayacağının belirtildiğini, …’den tüm hakedişlerin ekleriyle beraber tekrar istenerek dosyanın yeni bir bilirkişi heyetine verilerek tüm itirazlarının karşılanmasını talep ettiklerini, sözleşmenin feshedilmemiş olmasının bu işin müvekkil şirket tarafından yapıldığına karine olduğunu, kaldı ki müvekkilinin bu dava dışında geçici kabul yapıldığı ve müteahhit tarafından müvekkil şirket adına herhangi bir SGK ödemesi de yapılmadığından, toplam 9.127,61 TL de teminat kesintilerinden alacağının bulunduğunu, fatura düzenlenmemiş olsa dahi sözleşme ve davalı şirketin şantiye şefinin imzasını taşıyan 3 nolu hakediş ve eklerine göre müvekkilinin alacağının sabit olduğunu, bilirkişinin davalı tarafın şantiye şefinin imzasının olmadığı beyanını yeterli gördüğünü, oysa davalının bu iddiasının resmi makamlar önünde ispat edilmiş bir iddia olmadığını, imzası bulunan …’un davalı tarafın kendi teknik elemanları olmadığını ileri sürmediğini, hatta duruşmada bile vekil tarafından davalı şirketin teknik elemanı olduğunun kabul edildiğini, bilirkişi raporunda davacı şirketin kesmiş olduğu takip ve dava konusu yaptığı faturanın davalı şirket defterlerinde kayıtlı olmadığının belirtildiğini, oysa zaten davalı tarafın faturayı iade ettiğini bildirdiğini, 3 no’lu hakedişten kaynaklanan borcun muaccel hale gelmediği, hakedişin sözleşmenin 13. maddesine uygun düzenlenmediği, davacı şirketin imzasını içermediği iddiasında bulunulduğunu, bu durumda davalı tarafın iade ettiği bir faturanın şirket kayıtlarında bulunmadığı gerekçesiyle davacı şirketin alacağının olmadığı sonucuna varılmasının doğru olmadığını, müvekkili şirketin hakediş bedeli yani yaptığı iş ve alacağın karşılığı olarak 66.729,30 TL bedelli fatura kestiğini, bu faturanın hakediş ve şantiye metrajlarına uygun olduğunu, fatura tarihi itibariyle de alacağın muaccel olduğunu, çünkü 3 no’lu hakediş tarihinin 11.08.2015/ Haziran 2015 dönemi olduğunu ve hakedişin sözleşme ile usulüne uygun olduğunu, gereken imzaların da hakedişte bulunduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Yargıtay’ın yerleşik içtihatları gereğince sözleşme yürürlükte olduğu, fesih yada başka bir nedenle ortadan kaldırılmadıkça sözleşme kapsamındaki mevcut işlerin yüklenici tarafından yapılmış olduğu karine olarak kabul edilir. Karinenin aksi iddia eden tarafça yasal delillerle kanıtlanmalıdır (15.H.D. 18.06.2019, 2018/3741 E-2019/2837K).
Dava konusu somut olayda, taraflar arasında … ….nşaat işlerinin yapımı konusunda 09/03/2015 tarihli sözleşmenin akdedildiği ihtilafsızdır.
Az yukarıda belirtildiği üzere yerleşik içtihatlar gereğince eser sözleşmesi yürürlükte olduğu sürece sözleşme kapsamında kalan ve fiilen yapılmış olan işlerin yüklenici tarafından yapıldığının kabulü gerekir. Aksi ileri süren tarafından tespit yaptırılması veya ihtar çekilmesi durumunda mümkündür.
Taraflarca dosyaya sunulan 1 ve 2 nolu hakedişlerin davalı adına … tarafından imzalandığı, yine davaya konu icra takibi ekinde sunulan 3 nolu hakedişte de davacıyla birlikte davalı adına …’un imzasının bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bu kapsamda sözleşmenin 13.maddesi gereğince takibe dayanak hakedişin taraflarca düzenlendiğinin kabulü gerekir. Ancak yine sözleşmenin 14.maddesinde hakedişin ödemesine ilişkin düzenlemeler ve bu hakedişte belirtilen imalat kalem ve miktarları da dava dışı iş sahibinden getirtilecek hakedişler ile gerektiğinde keşif hususu da değerlendirilmek suretiyle davanın esası hakkında sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, esası incelenmeksizin mahkeme kararının HMK.’nun 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne,
2-Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/11/2019 tarih ve 2016/984 E- 2019/994 K sayılı kararının HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, 3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderleri ile ödenen başvuru harcının ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince KESİN olarak 02/02/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

….

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır