Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2020/148 E. 2022/84 K. 02.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/11/2019
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 02/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/02/2022
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davada mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalılar vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili;….arasında imzalanan 05/07/2012 tarihli sözleşme gereği müvekkilinin taahhüdünde olan bitkisel … işleri ile ilgili olarak otomasyon sulama sistemi ve bitkisel uygulama işlerinin 23/11/2012 tarihinde tam ve eksiksiz olarak teslim edildiğini, ancak davalı tarafından sözleşmeden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmediğini, daha sonra taraflar arasında düzenlenen protokol gereğinin de davalı tarafından yerine getirilmediğini, 07/05/2015 tarihli protokole göre…. Sanayi projesinde 7/f (6) no’lu bağımsız bölümün (dükkân) müvekkiline intikalini sağlama ve 80.000,00 TL ilave ödeme konusunda tarafların anlaştıklarını, tapu devrinin 29/06/2015 tarihinde yapıldığını, nakit ödemenin ise 30/06/2015 tarihinde havale edildiğini, taşınmazın tüm gerekli iskan izinlerinin alındığını ve hiçbir taahhütname feragatname geniş yetkili vekaletname vs. talep etmeden tüm site, bina ve alt yapı eksikliklerinin tamamlanarak, vergi harç vs. masraf ödenmiş şekilde ve kullanma, kiraya verme ve satmaya hazır olacak şekilde, eksiksiz olarak fiilen en geç 15/07/2015 tarihinde teslim edileceği, aksi takdirde 100.000.00 USD cezai şart ödeneceğinin taraflarca kararlaştırıldığını, ancak taşınmazın eksiksiz olarak teslim edilmemesi üzerine 16/07/2015 tarihinde protokol gereğinin yerine getirilmesinin davalıya ihtar edildiğini, davalının 22/07/2015 tarihli cevabi ihtarında protokolün haricen satış vaadi sözleşmesi olduğunu ve zorunlu resmi şartlara uyulmadığından yok hükmünde olduğunu belirttiğini, taşınmazın fiili durumunun tespiti için 31/07/2015 tarihinde … Odasına başvurulması üzerine bilirkişilerce hazırlanan raporda taşınmazın kullanıma hazır olmadığının tespit edildiğini, taraflar arasındaki protokolden kaynaklanan 100,000.00 USD cezai şartın şimdilik 10.000,00 USD’sinin tahsili ve menfi zararın tazmini için Ankara 13.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1397 esas sayılı dosyasında açılan kısmi davanın mahkemece reddedildiğini, kararın müvekkilince istinaf edilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nin 01/02/2018 tarihli ve 2017/279 E, 2018/72 K. sayılı kararı ile istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, 10.000,00 USD cezai şart alacağının davalıdan tahsiline karar verildiğini, kararın Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 15/05/2018 gün ve 2018/2757 E., 2018/1973 K. sayılı 15/05/2018 tarihli kararı ile davalının temyiz istemi reddedilmek suretiyle kesinleştiğini belirterek, 100.000,00 USD cezai şart alacağının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 90.000,00 USD’nin temerrüt tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanun’un 4/a maddesi uyarınca Devlet Bankalarının 1 yıl vadeli USD cinsinden mevduat hesabına uyguladığı en yüksek faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. A.Ş. vekili;Dava konusu uyuşmazlık hakkında davacı tarafın talebini 10.000,00 USD olarak belirleyip dava açtığını ve bu davanın Yargıtay kararı ile kesinleştiğini, aynı uyuşmazlığa ilişkin aynı dava sebebine dayanılarak açılan davanın kesin hüküm nedeniyle usulden reddi gerektiğini, ayrıca dava dilekçesinde davalı olarak gösterilen iş ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığını, dava dilekçesinin ayrı ayrı iş ortaklığını oluşturan taraflara gönderilmesi gerektiğini, davaya dayanak alınan satış vaadi sözleşmesinin resmi şekil şartlarına uygun olarak yapılmadığından geçersiz olduğunu, mülkiyetin devri anında davacı tarafın herhangi bir ihtirazi kaydının bulunmaması nedeniyle protokolde yer alan cezai şarta hak kazanılamayacağını, davacı vekilinin dava konusu protokolü imzalamaya yetkisinin olmadığını, taşınmaz alımı-satımı için vekaletnamede özel yetki bulunmadığı gibi protokolun 07/05/2015 tarihinde imza altına alındığını, vekaletnamenin ise 08/05/2015 tarihinde düzenlenmiş olduğunu, protokolde devri öngörülen taşınmazın müvekkili şirkete ait olmayıp ……’ne ait olduğunu, taşınmazın teslim edilmiş halinin eksik imalat olarak nitelendirilemeyeceğini, davacının kötüniyetli olarak hareket ederek cezai şart isteminde bulunduğunu, 23/05/2011 tarihli yapı kullanma izin belgesi ile de sabit olduğu üzere taşınmazın inşaatının 21/01/2015 tarihinde tamamlandığını, işyeri olarak inşaatı tamamlanan taşınmazın davacı tarafından hangi amaç için kullanılacağı bilinmediğinden kendi kullanım amacına uygun tadilat yapmasına olanak verecek şekilde teslime hazır edildiğini, bu haliyle teslime hazır edilmesinin eksik imalat veya sözleşmeye aykırılık olmayıp ticari teamülden kaynaklı olduğunu belirterek davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … ….A.Ş. vekili;Cezai şart alacağının, parça parça istenebilecek alacaklardan olmadığını, nitekim davacının dayandığı aynı cezai şartın 10.000,00 dolarlık kısmına ilişkin Yargıtay ilamından da bu hususun açıkça görüldüğünü, davaya dayanak alınan satış vaadi sözleşmesinin resmi şekil şartlarına uygun olarak yapılmadığından geçersiz olduğunu, talep konusu cezanın ifaya ekli cezai şart olduğunu, tapuda gerçekleşen devir işlemi sırasında davacının herhangi bir ihtirazı kayıt ileri sürmediğini, ifayı çekincesiz kabul ettiğinden cezai şarta hak kazanılamadığını, davacı vekilinin dava konusu protokolü imzalamaya yetkisinin olmadığını, taşınmaz alımı-satımı için vekaletnamede özel yetki bulunmadığı gibi protokolun 07/05/2015 tarihinde imza altına alındığını, vekaletnamenin ise 08/05/2015 tarihinde düzenlenmiş olduğunu, protokolde devri öngörülen taşınmazın müvekkili şirkete ait olmayıp …San.AŞ’ne ait olduğunu, devir ve teslim yetkisinin tamamen …şirketine ait olduğu bir protokolün müvekkiline imzalatılıp akabinde hak talep etmenin hukuka aykırı olduğunu, dosyada mevcut 23/05/2011 tarihli yapı kullanma izin belgesi ile de sabit olduğu üzere taşınmazın inşaatının 21/01/2015 tarihinde tamamlandığını, işyeri olarak inşaatı tamamlanan taşınmazın davacı tarafından hangi amaç için kullanılacağı bilinmediğinden kendi kullanım amacına uygun tadilat yapmasına olanak verecek şekilde teslime hazır edildiğini, bu haliyle teslime hazır edilmesinin eksik imalat veya sözleşmeye aykırılık olmayıp ticari teamülden kaynaklı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; Davanın, cezai şart alacağının tahsili istemine ilişkin olduğu, alacağın dayanağı olan sözleşmenin davacı …..ortaklığı arasında imzalandığı, davanın, …-… adi ortaklığı hasım gösterilerek açıldığı, davada hasım gösterilmedikleri halde adi ortaklardan … vekillerinin davaya yanıt verdikleri ve taraf sıfatını kabul ettikleri, adi ortaklığa karşı açılacak davalar yönünden davanın konusu paradan başka bir şey ise davanın bütün ortaklara karşı birlikte açılması (mecburi dava arkadaşlığı), davanın konusu para ise, ortaklar bu borçtan müteselsil sorumlu bulunduklarından ortaklardan biri, bazıları ya da tümüne karşı (ihtiyari dava arkadaşlığı) açılması gerektiği, somut olayda davanın adi ortaklardan … A.Ş ve … … A.Ş. aleyhine açıldığının kabulü gerektiği, davalıların oluşturduğu adi ortaklık ile davacı arasında 07.05.2015 tarihli protokol düzenlendiği, protokolün borç tasfiyesine ilişkin olup, …-… adi ortaklığı tarafından 536.776,11TL’nın protokolde belirtilen koşullarda alacaklı … … Ltd. Şti.’ne ödenmesinin kararlaştırıldığı, bu tutarın 80.000,00TL’sının nakit, kalanının….. 7/f (6) nolu bağımsız bölümün ayıptan ari şekilde (altyapı eksiklikleri tamamlanmış, vergi harç vs. masrafları ödenmiş ve iskân izni alınmış olarak) en geç 15.07.2015 tarihinde davacıya teslim edilerek ödeneceği, geç teslim halinde maktu 100.000,00USD cezai şart ödeneceğinin öngörüldüğü, protokolde belirtilen taşınmazın tapu devrinin 29.06.2015 tarihinde yapıldığı, davacı tarafından mimar bilirkişiler… ve … aracılığıyla yaptırılan tespitte taşınmazın 04.08.2015 tarihi itibariyle kullanıma elverişli olmadığının saptandığı, protokole bağlı cezai şart alacağına ilişkin olarak Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1397 Esas sayılı dosyasında açılan davanın reddine dair kararın istinaf edilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2017/297 Esas, 2018/72 sayılı kararında davacı tarafından keşide edilen 16.07.2015 tarihli ihtarnamesinin ihtirazi kayıt niteliğinde olduğu, bu nedenle mahkemenin ihtirazi kayıt konulmadığı gerekçesinin yerinde olmadığı belirtilerekmahkemesi kararının kaldırılarak 10.000,00USD cezai şart alacağının davalılardan tahsiline karar verdiği, mahkemeye açılan davanın cezai şart alacağının saklı tutulan bölümüne ilişkin olup, taraflar arasında daha önce görülüp kesinleşen hükmün eldeki dava yönünden kesin hüküm dava engelini oluşturmayacağının anlaşıldığı, taraflar arasında taşınmaz değerini öngören protokol TBK’nın 237, TMK’nın 706, Noterlik Kanunu’nun 60. maddelerine göre noterlikçe düzenleme şeklinde yapılması geçerlilik koşulu olup, adi yazılı protokolün hukuki yönden bağlayıcı olmadığı sabit ise de, davalı tarafından tapu devri yapıldığından bu aşamada sözleşmenin ve cezai şartın geçersiz olduğunun ileri sürülmesinin MK’nın 2. maddesindeki dürüstlük kuralına aykırı bulunduğu, protokolde taşınmazın tapuda 15.05.2015 tarihinde devredileceği ve gerekli iskan, izinleri alınmış ve altyapı eksikleri tamamlanmış olarak kiraya vermeye veya kullanmaya uygun şekilde en geç 15.07.2015 tarihinde fiilen teslim edileceğinin öngörüldüğü, taşınmazın tapu devrinin 29.06.2015 tarihinde yapıldığının uyuşmazlık konusu olmadığı, talep edilen cezai şartın tapuya bağlı geç teslimden kaynaklanmadığı, tapu devri sonrası kullanıma elverişli şekilde en geç 15.07.2015 tarihinde teslim edileceği taahhüdüne bağlı olduğunun anlaşıldığı, davacı tarafından …. yaptırdığı 24.08.2015 tarihli tespitte, bağımsız bölümün teslime ve kullanıma uygun olmadığı saptanmış olup davacının 16.07.2015 tarihli ihtarnamesinin de süresinde ve usulüne uygun olduğunun anlaşıldığı, taşınmazın usulüne uygun teslim edilmemiş olması nedeniyle 100.000,00 USD’lik cezai şartın tahakkuk ettiği, alacağın 10.000,00 USD’lik kısmının Ankara Bölge Adliye Mahkemesinin 2017/297 esas 2018/72 karar sayılı ilamı ile hüküm altına alındığı, 90.000,00 USD’lik bölümünün işbu dava ile talep edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne 90.000,00 USD’nin davalılardan tahsiline, alacağa dava tarihinden itibaren Devlet Bankalarının USD cinsinden açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına uyguladığı en yüksek faizin uygulanmasına karar verilmiştir.
Davalı … İnş….A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dosyadaki Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesinin 2019/760 esas 2019/612 karar sayılı taraf teşkilinin sağlandığına ilişkin kaldırma kararının hukuka aykırı olduğunu, kaldırma kararı öncesinde ön inceleme duruşmasının kendilerine bildirilmediğini, yokluklarında yapılan duruşma neticesinde davanın reddi yönünde hüküm kurulduğunu, kararın ve istinaf dilekçesinin taraflarına tebliğ edilmediğini, cezai şart alacağının parça parça istenebilecek alacaklardan olmadığını, davacı tarafın miktar sınırı sebebiyle Yargıtay incelemesinden geçemediği için usulen kesinleşen, aslında hukuka aykırı olan istinaf kararı ile kesinleşmiş olan davada, talebini 10.000,00 dolar olarak belirlendiğini, kaldı ki iddia edilen kısmın talebinin artık mümkün olmadığını, protokolde yer alan 100.000,00 USD tutarında cezai şart alacağının fahiş olduğunu, cezai şartın hak kazanılıp kazanılmadığı tartışmasına neden olan taşınmazın 29/06/2015 tarihinde, dava dışı malik ….. tarafından tapuda davacı taraf lehine devrinin gerçekleştiğini, davacının tapuda gerçekleşen devir işlemi esnasında herhangi bir ihtirazi kayıt düşmediği gibi devir sırasında ifayı çekinceli olarak kabul ettiğine dair herhangi bir delil de sunamadığını, haricen satış vaadi sözleşmesi niteliğinde olan, uyuşmazlığa konu protokolün geçersiz olduğunu, kanunun emredici hükmü ile geçerliliği resmi şekil şartına bağlanmış gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin bu şekle uyulmadan akdedilmiş olması karşısında dava ve sözleşme dışı malik …San.ve Tic. A.Ş. tarafından devrin gerçekleşmiş olmasının geçersiz sözleşmeye sıhhat kazandırmayacağını, taşınmaz alımı, satımı için yetkinin vekaletnamede açıkça düzenlemesi gerektiği halde davacı vekiline verilen vekaletnamede böyle bir yetkinin bulunmadığını, sonradan çıkarılan vekalete dayanarak tapu devri konusunda işlem yapma yetkisini vermeyeceğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ….A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davaya cevap dilekçesinde davanın, davaya dayanak satış protokolünün tarafın olan …-… Ortaklığının üç ortağına karşı ayrı ayrı açılması gerekiği yönündeki beyanları dikkate alınmadan, ortaklardan Orhan Tan’a husumet yönetilmeden hüküm kurulduğunu, davalı tarafın davaya dayanak aldığı taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin resmi şekil şartlarına uygun olarak yapılmadığı için geçersiz olduğunu, davacı tarafından tapunun teslimi esnasında cezai şart konusunda bir şerh de konulmadığını, cezai şartın 10.000,00 USD’lik kısmı için açılan ilk davanın Yargıtay’ın esas incelemesinden geçmediğini, gerekli yargılama yapılmadan bu davanın sonucuna göre karar verilmesinin kabul edilemeyeceğini, ilk derece mahkemesince TBK’nun 182/son maddesi tartışılmadan karar verilmesinin yerleşik Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu, mahkemece kabul edilen cezai şart miktarının fahiş olduğunu, cezai şart tutarı ile davacının menfaati arasında makul bir oran olması gerektiğini, inşaatın tamamlandığını, zira eksik olarak nitelendirilen hususların davacı tarafın kendi kullanımına ve zevkine uygun olarak değiştirebileceği imalatlardan ibaret olduğunu, bir an için söz konusu taşınmazın taraflar arasında akdedilen protokol hükümleri uyarınca teslim edilmediği düşünülse bile eksikliklerin tamamlanmadan taşınmazın teslim edilmesi ile kararlaştırılan cezai şart arasında aşırı fark olduğunu, mahkemece keşif yapılarak yerinde yapacağı tespitlerde cezai şart alacağı ile davacının menfaati arasındaki orantısızlığı tespit edebilecekken keşif yapmadan ve bilirkişi raporu aldırmadan davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, cezai şart alacağının tahsili istemine ilişkin olup mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalılar vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanan cezai şart alacağının tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve özellikle taraflar arasındaki 07/05/2015 tarihli protokolün 5.maddesi kapsamında düzenlenen cezai şart alacağına ilişkin Ankara 13.Asliye Ticaret mahkemesinde açılan ve Yargıtay’dan da geçerek kesinleşen dosyada … ….AŞ ve ….AŞ hakkında cezai şartın talep edilebileceğinin kesinleşmiş bulunmasına, eldeki davada protokoldeki bakiye cezai şart alacağının talep edildiğinin anlaşılmasına göre davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 29.632,88 TL istinaf karar harcından davalılardan peşin alınan 7.409,00 TL ve 7.530,30 TL olmak üzere toplam 14.939,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 14.693,58 TL harcın davalılardan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalılar tarafından ödenen başvuru harçları ile yapılan yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 02.02.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.